'Goodbye'

Bu bir yardım çığlığı...

Küçük bir umuda tutunmuş çığlık...

Neden duymadınız? Neden hissetmediniz? Neden acımızı görmediniz?

'Ben yanındayım' diyen kişiler şimdi nerde? Gülerken yanımızda bizimle kahkaha atan insanlar biz ağlarken neredeydiler?

Özür dilerim...

Bu yardım çığlıklarım artık silikleşti. Yankılandı durmadan ama bir cevap alınamadı, zamanla da yok oldu... Bu çığlıklarla beraber biz de hiçliğe karıştık.

Özür dilerim...

Gitmem gerekti. Biliyorum belki bencillikti ama onu orda yalnız bırakamazdım. Onun çığlıkları her gece beynimde yankılanırken ben öylece gözlerimi kapatamazdım, özür dilerim ama ben sizin gibi umursamaz olamam.

Onun, o soğuk sularda nefesinin sonuna kadar harcayıp bağırışını kimse duymadı... Son nefesiydi belki de ama yine de şansını denedi, son kez olsa da... Kimse duymadı, yaşarken de attığı çığlıkları duymadıkları gibi...

Ben ama sessizce gideceğim. O nasıl gittiyse ben de onunla öyle gideceğim. Belki sizi bırakıyorum ama onunla o karanlık sularda buluşacağım. Belki külleri okyanusun diplerine öylece savrulmuş olabilir ama ruhu beni bekliyor. Bunu hissediyorum...

Size kızgın değilim...ama canım acıdı. Neden..? Neden duymadınız attığım yardım çığlıklarını? Düştüm, bekledim...gelen olmadı. Hep gülümsedim diye mi? Sizin, gülümsemelerin ardındaki o gözyaşlarını görmüş olmanızı dilerdim.

Üzüntümü hiç mi görmediniz? Ben onsuz nasıl yaşardım ki..? Üstünden 2 yıl geçmiş olsa da bu kalp unutur mu..? Alışır mı onsuzluğa? Siz nasıl nefes alabildiniz? Zira benim aldığım her nefes göğsümü hançer gibi delip geçti. O aldığım her nefes bana hayat vermek yerine beni öldürdü. Anladım ki ben de son nefesimi onunla birlikte vermişim...

Evet, siz güçlüsünüz. Devam ettiniz yaşamaya, edebiliyorsunuz. Bu acıyla yaşayabildiniz belki ama ben.. yaşayamıyorum. O yüzden üzgünüm..gitmem gerek. Her şey ait olduğu yerde güzeldir. Ölü biri bu dünyaya yakışmıyor.

Bu bir yardım çığlığı. En dipteyim... Üzüntümü görüyor musunuz? Orda biri var mı?

Şayet eğer üzüntümü artık anlıyorsanız bana darılmazsınız, gitmeme izin verir, beni yolcu edersiniz.

O kadar aşağıya düştüm ki kimse beni göremiyor. O kadar dibe battım ki attığım çığlıklar yardım çağırmak yerine beni orda boğdu. Kendi acılarım üstümde biriktikçe birikti, nefes almamı iyice engelledi. Kimse de o acıları üstümden alamadı.

Biliyorum, fark etseydiniz bile elinizden bir şey gelmezdi. Adım kadar eminim, bize söyleseydin sana yardım ederdik..bizim yardımımızı isteseydin sonuna kadar yardım ederdik, diyeceğinizi biliyorum. Yardım istedim ama duymadınız.

Her insanın yardım çığlıkları farklıdır. Ben gözlerimle bağırdım, içimi döktüm ama sanırım size tam olarak fark ettiremedim. Sorun değil, size kızgın değilim. Göremediniz...

Ama anladım, sanırım görseydiniz de bir faydası olmazdı. Çünkü ben hiçbir şeyim, hiç kimseyim..ben onsuz hiçtim... Tek bir kişinin o acılarıma faydası olurdu fakat o da benimle değil. O yüzden gitmeliyim, o gelemiyordu..benim ona gitmem gerekirdi.

İlk tanışmamız da böyle olmuştu onunla. İlk ben adım atmıştım, ben elimi uzatmıştım. Şimdi de onun yanına gitmem gerekiyor, biliyorum. Çünkü o üşüyordur... Güneş ışığını çok sever ama iki yıldır o ışıklar yüzüne vurmuyor. Solmuştur o ıssız okyanusta... Üşümüştür... Ona belki ışık veremem ama ısıtabilirim. Onu ısıtmak istiyorum.

Onsuzluk beni öldürüyor... Ona söz vermiştim, hep yanında olacağıma dair ama iki yıldır ondan uzağım... Elini tutamadım, ona sarılamadım, o gülerken onu izleyememiş, onun o değerli gözyaşları dökülürken de onları silememiştim..artık buna son vermeliyim.

O yokken ağladım, onun acılarına ortak olabilmek için. Bağırdım, onu düşündüm, onun içindeki o acı veren çığlıklar dışarı çıksın istedim. Gülümsedim, onun da yüzünde gülücükler açsın diye. Gökyüzüne baktım, o da yıldızlara bakıp dilek tutsun diye, ayın ışığı onun da yüzüne vursun, sabah olduğunda o güneş ışıkları onun da içini ısıtsın istedim. Bütün hikayem bu... Onu yaşatıyorum. Ben normalde hiçbir şeyim, hiç kimseyim...

Ama yoruldum.

Benim canım acıyor. Bu ağırlaşmış kalbimi taşıyamıyorum. Acı içinde yaşamaya çalışmaktansa onunla birlikte okyanusta süzülmek istiyorum.

Herkes ölecekti zaten, her ne kadar herkes yaşayamasa da...

Ben de yaşamayı beceremeyenlerdenim...

Ağlamaktan yorgun düşmüş gözlerimle gülümsedim ama bu her defasında daha da zorlaştı, daha çok canımı yaktı. Onun acısıyla yaşadım hep. Siz fark etmediniz mi bu kırıklarımızı? Görmek istemediniz mi bizi?

Sanki çığlık atıyorsun kimse duymuyor. Bunu özellikle bu iki yılda çok yaşadım. Sabah acı içinde uyandım, acı içinde günümü geçirdim. Kaç kez vazgeçmek istediğimi biliyor musunuz?

Acılarımı belki fark edemediniz ama size kırgın değilim. Sadece acı içindeyim. Bu iki yılda zor da olsa tutunmaya çalıştım. Sizin gibi...devam etmeye çalıştım ama üzgünüm...ben sizin kadar güçlü değilim.

Beni her şeyden çok seven kişi gitti, beni ben yapan kişi gitti. Ortada bir ben kalmamışken burda durmaya ne gerek var? Acıtıyor bu...artık durdurmak istiyorum. Çok kötü acıtıyor, nefes alamıyorum.

Kötü şeyler olduğu zaman nasıl devam ediyorsunuz?

İçinizde dayanmak için neleri değiştiriyorsunuz?

Kim olmak zorundasınız?

Ben yeterince yaşadım. Ben içimde nasıl hissediyorum? Hiçbir şey hissedememeyi dilerdim ve belki uzun zaman sonra ilk defa kendim olup bu dileğimi gerçekleştirmek için uğraşacağım.

Siz devam edebiliyorsunuz, size imreniyorum bu yüzden. Güçlüsünüz, ayakta kalabiliyorsunuz ama üzgünüm..ben yeterince güçlü değilim.

Bu bir yardım çığlığı..son çığlıklarım.

Bu sefer beni kurtarmanız için değil, beni bırakmanız için...

Belki size veda etme vaktim ama meleğimle buluşma zamanı. Üzgünüm ama bu beni daha çok mutlu ediyor. Onunla buluşabilmek...

Düşüncesi bile içimi kıpır kıpır yapıyor. O gittiğinden beri kalbim hiç böyle atmamıştı...

İşte o zaman anladım, artık benim de gitme vaktim gelmişti. Onu daha fazla bekletemem.

Size kırgın değilim, acılarımı görmediniz belki...ama olsun, o ve ben uzun zaman önce alışmıştık yalnız başımıza ağlamaya.

Fakat size söylemek istediğim son birkaç şey var...

Her gülen mutlu değildir.

Her ağlayan güçsüz değildir.

O gülen yüzlere iyi bakın lütfen...eski hâllerine döndüklerinde çünkü, o yüzlerindeki acının izlerini de göreceksiniz.

Her 'iyiyim' diyen iyi değildir. Bazen sizin onu anlamanızı bekler. Anlatamaz, gücü yoktur ama sizin bunu hissedip ona güç vermenizi ister. 'Nasılsınız' diye sormakla yetinmeyin...onu hissedin, onu anlayın. 'İyiyim' dese bile ona sarılın.

'Yanındayım' demeyin, hissettirin.

O anlatmasa bile yanında olun. Acılarını saklamasına izin vermeyin, o acılar yoksa en sonunda onu boğar. O acıları saklamasına neden olan insanlardan da olmayın. Hissedin siz de, anlayın... Kuru sözlerle yanında olmayın, hissettirmek emin olun daha önemli. Hiçbir şey söylemeseniz de olur.

Bazı acıları duymak için sese değil sessizliğe ihtiyaç vardır. O yüzden sessizliği dinleyin.

Bazı acıları da duymak için sese ihtiyaç vardır, o çok gülen insanların kahkahalarını dinleyin. Anlayacaksınız..hangi acı çığlıkları barındırıyor.

Benim acılarımı artık boş verin... Bu acılar benimle gelecek ve karanlık okyanusun dibinde benimle son bulacak. Son nefesimi verirken biliyorum ki o acılar da sona erecek. O yüzden mutluyum..artık acı çekmeyeceğim, artık meleğime kavuşabileceğim.

Biliyorum belki çok şey istiyorum..ama son bir şey daha...

'Seni seviyorum...' bunu söylemeyi ertelemeyin. Yoksa bir daha asla söyleme fırsatınız olmaz...

Hoşça kalın... Sizi seviyorum.

Bu bir yardım çığlığı..son çığlıklarım.

Bu sefer beni kurtarmanız için değil, beni bırakmanız için...

'Kim Taehyung'

Kalbim acıyla sıkışırken kağıdın elimi yaktığını hissettim. Son cümlesinden sonraki gözüme takılan o kurumuş gözyaşlarını görünce boğazımdaki yumru daha da büyüdü sanki. O izlere yeni gözyaşları daha eşlik ederken omzumda bir el hissettim.

"Jimin..."

Kalbim hızla atıyordu..oysa atmamalıydı. O yoktu, kalbimiz de bize bu şekilde hayat verememeliydi. Seni seviyorum Kim Taehyung..seni seviyorum He-Ran... Umarım birbirinizi bulursunuz, burda mutlu olamadınız ama umarım orda birlikte mutlu olursunuz.

"Jimin, bir şey yapalım mı? Gidelim mi peşinden?" Jungkook'un endişe dolu sözlerinin kulaklarımla buluşmasıyla usulca başımı iki yana salladım. Önümdeki yazılar gözyaşlarımdan dolayı daha da bulanıklaşırken acı içinde konuştum. Geç kalmıştık...

"Yaşarken yanlarında olamadık..şu anda yanlarında olmayı hak etmiyoruz. Mutlu olamadı, şimdi mutlu olmak için uğraşırken önüne engel koyamayız, buna hakkımız yok..."

~💜~

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top