Benim sonumu sen getirdin.
Merhaba bayım,
Tanrı, her şeyi görür, duyar, bilir.
Beni de gördü bayım. Sizin yanınızda nasıl günden güne yok olduğumu gördü. Sizin duymadığınız haykırışlarımı, ağıdımı duydu. Gönlümün paramparça oluşunu bildi.
Artık gidiyorum, bayım.
Tanrı bana çok sinirli. Fakat o, bana sinirli olsa bile, sizin bana kıydığınız gibi kıymıyor bana, canımı acıtmıyor, beni ağlatmıyor.
Ben gerçektim, bayım.
Şu kırıklarımın kestiği yerlerden akan kanlara bakın. Bunlar hayali bir siluetten akan renkli bir sıvı olabilir mi? Olamayacağını bilmeliydiniz, bayım. Bir insana kıydığınızı, onu öldürdüğünüzü bilseydiniz, belki böylesine acımasız davranmazdınız.
Çiçek değildim ki bayım, çiçeklerim sizin topraklarınızda sevgiyle açtığında beni anlarsınız sandım.
Kuş değildim ama hürriyeti mabet bellemiş kuşları avuçlarınıza gönderirsem, beni seversiniz sandım.
Ama rüya oldum, bayım.
Ve şimdi de yok oldum.
Elveda, bayım. Size yanmıştım.
İşte şimdi, zaman kavramının olmadığı bir yerdeyim. Ama sizi yine de hatırlıyorum.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top