49.Bölüm- "TANIŞMA "
Yamanın söylediği şeyle ortama bir sessizlik çökmüştü. Ben de dahil herkes ona şaşkın bir şekilde bakıyorduk. İlk söze giren abim olmuştu.
" Şimdi sırası değil" diye uyardı abim sert bir şekilde.
" Hayır! Tam sırası." dedi yamanda aynı şekilde. Aradaki gerginlik elle tutulur şekilde artıyordu buna hemen son vermem gerekiyordu.
" Imm, yaman şöyle yapsak bugün gelmesen başka bir zaman gelsen. Hem bu tanışma olayı neden birden ortaya çıktı ki yani?" dedim ılımlı bir şekilde yaklaşmaya çalışarak. Yaman bana şaşkın bir şekilde baka kaldı.
" Ne demek aslı bu fikir nerden çıktı. Bu fikir hep benimleydi ömrümüzün sonuna kadar sevgili olarak kalmıycaz ben de bu süreyi kısaltıyorum " dedi ve derin bir nefes alarak sözlerine devam etti
" Hem bu son olanlardan sonra düşünmeye uzun bir vakit buldum ve hayatın o kadar da uzun olmadığını fark ettim biz hayatın bize verdiği o sıkıntılar, mutsuzluklara o kadar odaklanmışız ki gerçekten yaşamanın Nedemek olduğunu unutmuşuz. Bu yüzden artık hiçbir şeyi ertelemiyeceğim. Senden de artık bir dakika bile uzakta olmak istemiyorum " dedi yaman gözlerimin için bakarak.
Bu sözlerinden sonra ona hayır diyebilecek gücü kendimde bulamadığımı fark ettim. Yaman o kadar haklıydı ki ona karşılık olarak hiçbirşey söyleyemiyeceğimi anladım ve sadece susarak gözlerine baktım.
" Anlamıyor musun? Babam herşeyi öğrenmiş. Sence babam hapisten yeni çıkmış birini kızının yanında görmek ister mi?" dedi abim
" Baban kimi öldürdüğümü öğrenirse gelip anlımdan öper" dedi yaman bu sözleri irkilmeme sebep oldu
" Saçma sapan konuşma lan" diyip abim yamanın üstüne yürüdü. Ne yapacağımı bilmez halde ikisine bakarken bu sefer imdadıma Ömer yetişti ve abimle yamanın arasına girdi.
" Cidden mi? Burada mahkeme kapısının önünde mi kavga edeceksiniz?" dedi değişik el kol hareketleriyle başka bir zaman olsa Ömer'in bu haline uzun uzun gülerdim ama sırası değildi.
" Ne kadar şaşkın olsamda Ömer haklı" dedim ve bana ters ters bakan Ömere dönüp şu sözleri sarf ettim;
" Lütfen kişisel algılama Ömer " dedim.
" Yok canım ne kişisel algılaması, hiç kişisel algılamadım" diyen ömerin kinayeli sözlerine aldırış etmeden, önümde duran ve birazdan birbirlerini öldürecekmiş gibi bakan iki adama döndüm
" Şimdi ikinizde can kulağıyla beni dinliyorsunuz" dedim. İkiside gözlerini birbirinden çekip bana odaklandılar.
" Abi! Sen ve ben eve gidiyoruz" tam yaman söze atılacakken ona uyarıcı bakışlar gönderdim ve sözlerime devam ettim
" Sende yaman eve gidiyorsun güzel bir duş alıyorsun, yemek yiyorsun ve iyice dinleniyorsun. Zaten babamla bu halde ve babam bu kadar sinirliyken tanışırsan bu ikimizin de zararına olur ben eve gidip babamı sakinleştirdikten sonra münasip bir dille senin tanışma isteğini anlatacağım"
" Ne kadar şaşkın olsamda yengem haklı" deyip bana dönüp " Lütfen kişisel algılama yenge" dedi.
Bende omuz silkip " hiç kişisel algılamadım" dedim ve yamanla abime döndüm.
" Evet şimdi herkes evlerine dağılıyor ve benden haber bekleyor, hadi bakayım."
Yaman bana gözlerini kısıp sırıtarak baktığında tek kaşımı kaldırarak ne var dercesine kafamı salladım. Giderken belli belirsiz duyduğum kelime beni gülümsemeye yetti.
"İşte benim kızım."
•••
Elimdeki tabakları masaya koyarken arkamdan annem geliyordu. Sofra hazırdı mükemmel yemekler yapmış Yaman'ı bekliyorduk.
Yukarı çıkıp üstümü giyinmeye gittim. Açık renk mavi elbisemi giyerken Yamanı özlediğimi fark ettim ve evet biliyorum yeni gördüm.
Merdivenlerden aşağıya indiğimde annem kapıyı açıyordu. Yaman içeri girdi ve elindeki çiçeği görünce şaşırdım. Annemin arkasındaydım. Çiçeği anneme verdikten sonra göz göze geldik. Annem mutfağa ilerlerken Yaman bana yaklaştı.
"Beni mahvediyorsun güzelim."
"Bana bilmediğim birşey söyle?" Yaman gözlerini kısarak bana baktı.
Ah kalbim.
"Birilerinin egosu beni geçmiş anlaşılan."
Bana doğru eğildiğimde dudaklarıma bakıyordu, o sırada abim Yaman'ın arkasında belirdi. Öksürünce ben de Yaman'a kısaca hoşgeldin diyerek içeriye davet ettim.
Sonra babamı aramaya gittim. Hala gelmemişti.
"Kızım ben babanın geciktiğini hiç görmedim bilerek gelmiyor olmasın?"
Annemin sözleriyle az da olsa endişeye düşsemde babamın eve geleceğini biliyordum derken zil çaldı.
Hemen koşarak kapıyı açtım. Babam karşımda duruyordu. İçime su serpilmişti.
" Hoşgeldin baba " dedim sakin tutmaya çalıştığım sesimle. Tabi bu pek mümkün olmadı.
" Hoşbuldum kızım" dedi gergin çıkan sesiyle. İçeriye girdi. Babamı görünce Yaman ayağa kalktı eline uzandı tam öpücekken babam engelledi ve sıkıca tokalaştılar. Ortam çok gergindi. Yamanın da çok gergin olduğu yüzünden belliydi.
" Hoşgeldin oğlum" diyince odadaki herkes derin bir nefes verdi. Abim bile.
Babam eliyle tekli koltuğu gösterdi yamanın oturması için kendisinde diğer tekli koltuğa oturdu. Bende abimin yanına üçlü koltuğa geçtim.
Elimden geldiğince güler yüzlü durmaya çalışıyordum. Yaman hızla bana baktığında kaşlarını iyi misin anlamında çattı.
Sorun yok dercesine baktım ona. Şaka maka mimiklerimiz ile anlaşıyorduk.
Evde ölüm sessizliği vardı resmen ve bu beni ürküttü.
Yaman bana baktı sonra babama baktı konuşmak için ağzını açtığı sırada babam yemeği sordu. Ben de aralarından sıyrılıp anneme yardım etmeye gittim.
Mutfağa gitmeden önce Yaman'a baktığımda bana gitme dercesine bakıyordu. Neredeyse gülecektim.
Onları gizlice izlediğimde ise sadece birbirlerine bakıyorlardı. Ve babam Yaman'a dik dik bakarken Yaman'ın gözlerini kaçırmaması hoşuma kaçtı diyebiliriz.
Masayı kurulduğumuzda gerginlikten iki saat boyunca sardığım sarmalarının tadına bile bakamadım ve inanın bu benim için çok önemli.
Sessizliği bozan babam olduğunda içimden bir oh çektim yoksa bu akşam sessizlikle geçecekti.
"Hanım tuzu uzatırmısın ?" Baba cidden bu mu yani.
Evet anlaşılan bu akşam böyle geçeçek gibi gözüküyordu.
Abim bıyık altından sırıtırken Yaman duruşunu dikleştirdi ve konuşmaya hazırlandı.
"Efendim ben kızınızla uzun zamandır beraberim ve onu tanıdığım kadar sizleri de tanımak, tanışmak istiyorum."
Hadi be koçum.
Derin bir oh çektiğimde Babamın vereceği cevaptan korkar oldum çünkü ben hayatım boyunca hayatıma aldığım herhangi birini ailemle tanıştırmamıştım.
Ama Yaman herhangi biri değil.
"Tam olarak ne zamandır tanıyorsun kızımı?"
Yaman ve ben göz göze geldiğimizde keşke bu konuyu daha önceden konuşma fırsatı olsaydı diye düşünmedim değil.
"Baba hani ben yurt dışına çıkmıştım ya ordan beri tanışıyoruz." Babamı tatmin olmuş gibi gördüğümde durumu kurtardığımdan emin oldum.
"Aynen öyle efendim." Yaman bana göz kırptığında sırıtınca abim ile göz göze geldik.
"Hapishaneden çıkalı bir hafta bile olmamışken bu neyin özgüveni?"
Şimdi battık işte.
Poyraz ben demiştim der gibi baktığında sinirden içimde öfke patlaması vardı adeta. Son olanlardan sonra zaten duygularımı kontrol edemiyordum.
"Herhangi bir şeyin özgüveni değil efendim sadece Aslı'yla hiç olmadığım kadar ciddi düşünüyorum ve bu yüzden burdayım. Hapishaneye girmem tabiki de iyi bir şey değil ama girdiğim için pişman değilim."
Babam tek kaşını kaldırdığında açıklaması için Yaman'a baktı. Bu konular açıldıkça midem bulanıyordu.
O sırada abim Poyraz destek çıktı.
"Ateşi öldüren o"
Babam kaşlarını çattı. Silkelendikten sonra konuşmaya devam etti.
"Demek onu öldüren sendin."
Yaman kafasını evet anlamında salladığında ortamdaki gerilim azalmış gibi hissettim. Şimdilik konuşma burda bitti ve herkes yemeğine odaklandı. Ben dışında herkes .
Çünkü babamın bu sessizliği altında yatan faciayı tahmin edebiliyorum.
Yaklaşık bir saat sonra kahve yapmaya gittim. Annem Yaman'la iyi anlaşmıştı. Babam mesafeli abim aynıydı ki aralarında bir şey değiştireceğini sanmıyordum.
Babam Yaman'ın hayatını ailesini sorduğunda Yaman'ın gözlerinden öfke geçmişti. Ama bunun sebebinin benim babam olmadığını biliyordum . Kendi babasını düşünmek onu sinirlendiriyordu. Ve Yaman ailesinin artık olmadığını onları kaybettiğini soğukkanlılıkla söyledi.
Babam bu konu üzerine çok gitmedi. Ama annem Yaman bunu söylerken neredeyse ağlayacak gibi oldu. Duygulanmıştı ve bu Yaman'ın son isteyeceği şeyler arasındaydı.
Neyse en son ben kahve yapıyordum. Sonuncu kahveyi de fincana döktüğümde fark ettim ki Yaman ve babam türk kahvesini şekersiz içiyorlardı. O kadar sert bi kahveye (içersem ki çok içmem) ben en az bir fincan için beş kaşık şeker atardım.
Kahveleri dağıtıp oturduğumda bunun tuzlu olanından da yapacağım günü düşündüm ve resmen huzurla doldum.
Gitmeye yakın abim kendi odasına çekilmişti çünkü hem yapacak çok işi vardı hem de Yaman'a katlanmıyordu. Annemin de mutfakta işleri olduğundan dolayı , Salonda sadece Babam ben ve Yaman vardık.
"Yaman oğlum," diye başladı babam söze ben ise diken diken olmuştum endişeden acaba ne diyecekti.
"Herşeyden önce sen bir can aldın. Poyraz ile konuştuğumda bana o adi herifin nasıl öldüğü hakkında tüm bilgileri vermişti. Sadece kimin öldürdüğünü bilmiyordum. Ve kadere bak ki evladım o senmişsin."
Yaman sakince konuştu.
"Oradayken bana ve Aslıma ettiği lafları duysaydınız eğer bana hak verirdiniz ve karşınızda kardeşinizin katili dururken hiç bir şey yapamamak çok zor." Yaman son cümlesini söylerken sesi titrediğinde araya ben girdim.
"Baba bence güzel bir akşam oldu."
O sırada Yaman cümlemin devamını getirdi.
"Zaman hızlı geçmiş izninizle gitsem iyi olacak."
Yaman bizimkilerle vedalaştıktan sonra onu uğurlamaya dışarı çıktım.
"Ucuz atlattık desene" hafiften gülsede aslında o kadar mutlu olmadığını biliyordum.
"Ne demezsin" dedim sıcak avuçlarını yanağıma götürdü.
"Yavrum böyle umutsuz durma bir gün buraya başka sebepler için geleceğime emin olabilirsin."
"Mesela ne gibi sebepler?" Muzipçe sırıtırken gözleri koyulaşmıştı.
"Imm bir düşünelim... konuşmadan anlatabiliyormuyuz ?"
Nasıl dercesine sorduğumda bana ne ara bu kadar yaklaştığını anlamamıştım. Erkeksi parfümü zihnimi istila ederken dudaklarıma bakıyordu.
Mavi hareleri titrerken gözlerim dudaklarına kaydı. Yumuşak dudakları dudaklarıma değdiğinde onu çok özlediğimi bir kez daha fark ettim.
Dudaklarımdan ayrıldıktan sonra kulağıma fısıldadı.
"İyi geceler mavişim."
••••
Günleriniz nasıl geçiyor bakalım ?
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top