44. Bölüm - Hep sende yeniliyorum
blueetears harika bir kurgusu var , tavsiye ederim . Bir göz atın bence.
baharokten benim tosbağamın kurgularıda muhteşem bir bakın.
@kizmazkuubra Kitabımda sözünü kullandığım ve harika kurguları olan kalbi güzel insan. Bir bakın derim .
İYİ OKUMALAR ;)
*
Merkezden gelen bilgilere göre hareket ettiler . Telefonun sinyali son yıkık bir yapıda baş göstermişti . Telefonun sinyalini ise Ateş aradığı zaman görülmüştü.
" Nerdesin lan sen piç kurusu " Dedi Poyraz artık kendine hakim olamıyordu.
" Ben söylersem ne anlamı kalır ki ? " Alaycı ses tonuyla birlikte Poyraz sıkıntılı bir nefes verdi. Çenesi seyiriyordu.
" Aramızda" Dedi Poyraz. " büyük bir fark var "
" Neymiş o "
" Sen korkup kaçan bir varlıksın biz ise burdayız . Aramızdaki fark bu "
Şuh bir kahkaha bastı Ateş ardından ise şu sözleri kurdu.
" Zaman bulamıyorum siz ahmak ahmak gezerken, ben bir düzene adam asıyorum belkide aramızdaki fark budur ha ne dersin ? "
***
Yolda hızlı hareketlerle ilerliyordum .Ateşi bulduk ve onu yakalamaya gidiyoruz bu son fırsatımız onu yakalamaya çok yaklaştık ve onu bu sefer elimden kaçıramam o yüzden gaza son gücümle bastım ...
***
" Abi neredesin geleyim " Hem Ömerle konuşup hemde önümdeki Poyrazın arabasını takip ediyordum.
" Gerek yok " itiraz edeceğini biliyorum . " Ne demek gerek yok gizem benim de kardeşim ve bende onun intikam'ını almak istiyorum ve o yüzden geliceğim " Dedi tek nefeste.
Ne yapıp ne edip geleceğini bildiğim için bir şey demedim ve ona adresi mesaj attım , sonra tekrar yola odaklandım Poyraz hızlanmaya başladı bende hafiften hızlanmaya başladım ama çok hızlı gitmiyordum beni fark etmesin diye biraz daha ilerledikten sonra daha hızlandı ve direksiyonu sola kırdı ...
Beni fark etti.
Engebeli yollarda ikimizde çok hızlıydık her an ikimizden biri kaza yapabilirdi ama bu ikimizinde umurunda değil. Biraz daha ilerledikten sonra yavaşladı ve en sonunda benim onun peşini bırakmayacağımı anladığında durdu o durduğunda bende durdum.
Hemen arabadan indim o da kapısını hızla çarparak indi . Birbirimizin karşısına dikildikl
" Ne sikime beni takip ediyorsun " ona boş gözlerle baktım.
" Nereye gittiğini biliyorum " kafasını hafifçe salladı.
" Bildiğini biliyorum "
" O zaman ne sikime soruyorsun " dedim onun sözüne vurgu yaparak , ama o beni hiç takmayarak sözlerine devam etti.
" Peşimden gelme Yaman " Bi an ciddimi diye yüzüne baktım , ciddi olduğunu anladığımda sinirle ona yaklaştım.
" Sence bu mümkün mü " dedim ürkütücü bir sesle. Sıkıntıyla elini saçlarından geçirdi.
" Eğer oraya gelirsen ne yapacağını tahmin edebiliyorum " Dediğinde haklıydı ama ben yinede gelip o piçin ebesini sikiceğim ama bunları Poyraz'a söylemedim.
" Sana söz veremem ama uslu durmaya çalışacağım " ama çalışacağım bana inanmıyormuş gibi bakıyordu.
" Sana bu konuda güvenmiyorum Yaman " güvenmemekte haklı.
" Bir şey yapmıyacağım ama beni kışkırtacak bir harekette bulunursa onu orda gözümü kırpmadan öldüreceğim " biraz düşündükten sonra kafasını salladı.
" Yanımdan ayrılmayacaksın " Ne kadar sinirimi bozsa da kabul ettim bana son kez baktıktan sonra arabasına bindi bende binip gaza bastım. Telefonumu alıp Ömer'i aradım.
" Efendim abi "
" Nerdesin "
" yoldayım geliyorum " gözümü yoldan çekmeden konuşmaya devam ettim.
" Sana mesaj atacağım adrese gel "
"Tamam abi "
"Çabuk ol " diyip telefonu kapattım.
Ateşe yapacağım işkenceleri düşünürek yola devam ettim . Poyrazın arabası yavaşlamaya başladı bende yavaşladım ve sonra durdurdum. Arabadan indiğim sırada Poyraz yanıma geldi.
" Sakın operasyon'u batıracak bir harekette bulunma helede buradaki insanları tehlikeye atacak bi harekette bulunma " Kafamı tamam anlamında salladım.
" Ve biz çıkana kadar buradan ayrılma" Gerçekten burda bekleyiceğimi mi düşünüyor, beni biraz süzdükten sonra burda beklemeyeceğimi anlamış olacak ki ofladı.
" Bak benim yanımdan ayrılmıyorsun" Onunda yanına bir çocuk çağırdı daha gençti bu işte yeni olduğu belliydi .
" Buyrun başkomiserim " Çocuğa yaklaştı.
" Mert bana bir tane çelik yelek getir " sözünü tamamladığı an yanımızda Ömerin arabası durdu ve hızlıca indi.
" Geldim abi " Poyraz ilk Ömer 'e sonrasına da bana baktı ve kaşlarını çattı.
" Bunun ne işi var burda " Ömere tabir etme şekli beni sinirlendirdi.
" Senin bu dediğin benim sağ kolum " bana yani der gibi baktı bu hali beni daha çok sinirlendirdi.
" Ve ben neredeysem o da orada olucak " kafasını olumsuz şekilde salladı ve Mert denilen çocuğa döndü.
" İki tane getir " Dedi bize baktı ben onu hiç takmadan arabama ilerledim ve torpidonun gözünden yanıma şarjör aldım.
Mert denilen çocuk elinde iki tane çelik yelekle bize doğru yaklaştı.
" Onu giymem " Poyraz kaşlarını kaldırıp bana döndü.
" O zaman burda beklersin " dedi şerefsiz beni nereden vuracağını biliyor. Çocuğun elindeki çelik yelekleri birini aldım ve tişörtümü çıkarıp çelik yeleği giydim sonra tişörtümü alıp üzerine giydim.
Ömer' e baktığımda o da aynı işlemi gerçekleştiriyordu herşeye hazır olduktan sonra Poyraz son kontrolleri yapıp yanımıza geldi ve ilerlemeye başladı bir el hareketiyle diğer polisler etrafa dağılmaya başladı ve bizde eski depoya doğru ilerledik aslında pek depoya benzemiyordu yarım bırakılmış bir inşaat diyebiliriz.
Poyraz ilerde ben arkasından geliyordum benim arkamda ise Ömer vardı. Hızlıca kapıya ilerledik kapının yanına geldiğimizde bizi orada karşılayan iki polis vardı Poyraz nişan alıp kapının kilidini kırdı ama silahtan ses çıkmadı silahın ucunda susturucu vardı.
Bu işi sessizce halletmek istiyorlardı ama ben çok sıkıldım kapı gıcırdayarak açıldı.
Poyraz iki polise işaret yaptı önden giderek aşağıya indi biz de yukarı çıktık bizimle birlikte Mert denilen çaylak çocukta geldi arkamdan gelen Ömer' e dönerek yukarı katı işaret ettim.
Burası iki kat tamamlanmamış bir inşaat Ömer kafasını salladı biz yavaşça yukarı çıktık.
Ömer sol tarafa ben ise sağ taraftaki odalara doğru ilerledim , ilk odaya yavaşça yaklaştım içeriye girdim .
Kimse yoktu mutfağa benziyordu , duvara yapışık olan tezgahtan anlaşılıyor burada kimse olmadığı için diğer odaya geçtim burasıda diğer odalardan farklı değildi burası da boştu buradan da çıktım.
Koridorun sonundaki oda dikkatimi çekti diğer odalara göre düzgün bir kapısı vardı ve kapalıydı hemen o odaya doğru ilerledim yavaşça kapı kolunu indirdim ve kapıyı açıp içeriye girdim Silahımı hızla doğrulturken Ateş karşımda koltukta oturmuş sırıtarak bana bakıyordu. Adamın eceli gelmiş hâlâ gülüyor. Ona yavaşça yaklaştım.
" Ee Ateş baş başayız ne yapalım sence" Güldü ve ayağa kalktı.
" Evet Yamancığım baş başa kaldık ee ne yapsak " elini çenesine götürüp düşünür gibi yaptı sonra elini şaklattı.
" Buldum bence acıtan gerçeklerden konuşalım" neyden bahsettiğini anladım ama damarıma basmaya çalıştığınıda anladım ve sakin bir şekilde ona baktım , ona tam cevap vericektim ki Ömer içeriye daldı.
" O abi bakıyorumda avımızı bulmuşsun " dedi bu dediğine keyifle güldüm.
" Buldum ne kadar iyi avcı olduğumu en iyi sen bilirsin " kafasını salladı." Peki ömer sana bi soru soracağım " dedim hafiften gülerek.
" Sor abi " dedi ona döndüm.
" Biz avlarımıza ne yaparız Ömer " Ömer bu sorunun cevabını bildiği için güldü ve yavaşça Ateşe yaklaştı.
" Biz avlarımızı parçalarız abi " dedi Ateşin gözünün içine bakarak Ateş ise şu cevabı verdi.
" Bu sahnede korkmam mı gerekiyordu " diye bir soru sordu ona dönerek.
" evet bence korkmalısın " Dedi Ömer , kaşlarını kaldırıp bana baktı.
" Peki etrafta bu kadar polis varken bana ne yapmayı düşünüyorsun " bu ayrıntıyı unutmuştum.
" Aslında seni öldürerek sana büyük bir iyilik yapmış olurum bu yüzden seni polislere vereceğim ama bu şu anlama gelmiyor seni döverek bana yalvarmanı dinlemeyeceğim. " Bana gülerek karşılık verdi birazdan onu yalvartana kadar dövdüğümde de o piç sırıtışı yüzünde olacak mı ?
" Ben burdayım Yaman karşındayım ve savunmasızım bana istediğini yap" dedi.
" Zevkle " dedim ve yumruğu yüzüne çaktı. Bir kaç adım sendelendi ama hemen kendini toparladı. Bana karşılık vermesini beklerken o sadece patlamış dudağıyla gülmeye devam ediyordu bu sefer daha sert bir yumruğu burnuna vurdum boğuk bir inleme sesi geldi eminim o burnu kırıldı bir kaç saniye bekledikten sonra yüzünü kaldırdı ve bana baktı.
" Yapabildiğinin en iyisi bu mu? " Bu dediğine daha fazla sinirlenip karın boşluğuna tekme attım. Bu sefer dayanamayıp yere düştü bende onu yerde tekmelemeye başladım inlemelerini duydukça daha sert vurdum bir kaç dakika daha onu bu şekilde dövdükten sonra Ömer beni durdurdu ona doğru döndüm ne var dercesine baktım.
" Abi birazdan polisler gelir bırak birazda ben işine bakayım " Yüzünden aklında pis bir şey olduğunu anladım ve kafamı salladım oda hemen yerdeki Ateşe yaklaştı ve yüzünü yüzüne yaklaştırdı.
" Bunu hayatın boyunca unutamayacaksın " dedi ve yüzüne bir yumruk yapıştırıp yere düşmesine izin verdi ona ne yaptığını anlamaya çalışırken o Ateşe doğru yaklaştı ve arkası bana dönük bir şekilde birşeyler yaptı ondan sonara fermuar sesi geldi ve o an ne yapacağını anladım ve güldüm ondan sonra bir su sesi geldi.
"Oh be rahatladım " O an yüzümü ekşitmemek için kendimi zor tutum ondan sonra Ömer bana dönüp güldü. Ateşe baktığımda bu sefer sinirlendiğini anlamıştım.
Aşağıdan sesler gelmeye başladı sonra merdivenlerden çıkma sesi geldi en sonunda da Poyraz bizi buldu. İlk bana ve Ömer'e baktı ondan sonra yerde ıslak bir şekilde yatan yüzü gözü dağılmış Ateşe. Bize soru sorar gibi baktı
" İçimi dökdüm" dedi gülerek Ömer , hafifçe güldüm. Poyraz Ömer'e iğrenerek baktı. Sonra bana döndü.
" Ne yalan söyleyeyim Ateşi öldürmeni beklerdim ama sen yapmadın o yüzden seni tebrik ediyorum " tam ağzımı açmış cevap vericekken Poyrazın telefonu çaldı ve odadan çıktı. Poyraz çıktıktan hemen sonra kafamı tekrar Ateşe çevirdim doğrulmuş ve arkasındaki duvara yaslanmış ve yine o piç gülüşünü yüzüne takmış duruyordu, ardından belindeki silahı çıkarıp yer doğru koydu. Ayağı ile bana doğru ittirdi. Güldüm.
" En son acıtan gerçeklerden bahsediyordum Yaman " Beni sinirlendirmek için yaptığını anladım ama bu sefer onun oyununa gelmeyeceğim.
" Ne gibi Ateş "
" Tamam o zaman sana iki konu başlığı sunayım birini seç " dedi söylediklerinden pek bir şey anladığım söylenemez." Konu başlıklarımızın biri Gizem diğeri ise Aslı , seç beğen al. " Çenemin kasıldığını hissetim ona doğru ilerledim.
" Ne diyorsun lan sen " dedim ürkütücü bir ses tonuyla.
" Hani senin o dokunmaya, bakmaya ,öpmeye kıyamadığın Aslı varya o mavi gözlerinin içinde ilk ben kayboldum , onun ipeksi tenini ilk ben keşfettim ve o dolgun dudaklarının tadına ilk ben baktım As-" dedikleri karşısında kaskatı kesildim ondan sonra kendime gelip hemen yüzüne tekme attım yere devrildi.
" Ne oldu Yaman gerçekler acıtıyor dimi " dedi bu söylediğine daha çok sinirlendim. Çenesinin ucuyla ayağımın dibindeki silahını işaret etti vurmam için . " Seni "dedim gülerek " Kendi kurşunum ile öldüreceğim. " Sırıttı.
" Bu arada hatırlıyor musun " Dedi " Gizemi kaçırdığım gün hapisaneden çıktıktan sonra ilk kurbanım sen olacaksın dedim öylede oldu . " Dişlerim sıkmaktan kırılacaktı adeta. " Ve " diye de ekledi sözlerine " Annen ile güzel bir ilişkimiz vardı. " Kaşlarımı çattım . Yakalarından tuttum hızla. " Lan orospu çocuğu " der demez
Belimdeki silahı çıkarttım ona doğruttum ve gözümü kırpmadan kafasına sıktım.
Etrafta ölüm sessizliği oluştu . Sonra hızla merdivenden çıkma sesleri ve Poyraz'ın odaya dalışı.
" Naptın lan sen " Onu takmadan yerde yatan Ateşin cesedine bakıyordum. Söylediği herşeyde haklıydı ve haklı olması benim canımı çok acıttı. Yanıma bir polis yaklaştı ve ellerime kelepçe taktı.
Sadece o an aklımda olan tek kişi Aslımdı ne yapacak bensiz ya da ben onsuz. Onun kokusu olmadan onun güzel mavilerine bakamadan ne yapacağım. Aslı bana çok kızıcak çok kırılacak onun gözlerindeki hayal kırıklığını iliklerime kadar hissedeceğim.
Bana kelepçeyi takan polis bir koluma diğer koluma ise çaylak olan çocuk girdi. Kafamı kaldırıp Ömer'e baktım o da Ateşin cesedine bakıyordu hemde büyük bir nefretle ilk defa Ömerin birine bu denli nefretle baktığını gördüm .
Sonra ona baktığımı hissetmiş gibi kafasını yavaşça bana çevirdi gözlerinde bir çok duygu geçişi vardı pişmanlık, üzüntü, nefret ona daha fazla bakamayacağımı anladığımda kafamı başka yere çevirdim ve şansa bak ki kafamı çevirdiğim yerde Poyraz bana bakıyormuş. Ama yüzünde pek bir şaşkınlık ifadesi yok ya da bir kızgınlık ifadesi hatta bunu yapmamı istiyormuş gibi bir tavrı vardı. Ondan sonra kolumdan tutan polise döndüm.
" Gidelim " Polisde tamam dercesine kafamı salladı ama sonra Poyraz lafa girdi.
" Tamam bırakın siz ben getiririm onu" İlk başta tereddüt etselerde sonra kafalarını sallayıp geri çekildiler Poyraz kaşlarını çatıp,
" Kelepçeleri de çıkarın " Dedi. İlk başta gözleri şaşkınlıktan açılsada sonra kendilerine gelip kelepçemi çıkardılar. Poyraz bana yaklaşarak sırıttı.
" Gerçi sen alışkınsındır kelepçeye falan " ne demeye çalıştığını anladığımda güldüm . Ondan sonra devam etti.
" Aslı'nın gazabından kurtulabilecek misin? Onu merak ediyorum." Güldüm.
"Benimle konuşursa gazabınada razıyım ama şunu da biliyorum ki beni asla affetmiyecek"
*
Hakimin karşısında başım eğikti o an aklımda sadece mavişim vardı. Şimdi o kocaman gözleriyle kendisi ağlamamak için tutuyordu ve bu da onu daha tatlı yapıyordu bu düşünce beni gülümsetti ama hemen gülümsemi durdurdum çünkü şuan bana acımasız bakışlarını gönderiyordu.
Tüm tanıklar geldiğinde mahkeme başlayacaktı cesaretimi toplayıp arkama dönüp Aslıya baktım . Tahmin ettiğim gibi kendini zor tutuyordu ben ona baktığım an gözünden bir damla yaş aktı ama o yaş bir ateş misali kalbimi yakmıştı. Daha fazla bu halde göremeyeceğimi anladığımda önüme döndüm. Hakim birkaç konuşma yaptıktan sonra mahkemenin başladığını anlatan o ses duyuldu . hakim tokmağının masaya vurdu ve mahkeme başladı...
"Karar " dedi hakim ve herkes ayağa kalktı.
" Delil yetersizliğinden dolayı mahkeme üç ay uzatılmıştır bu süreç boyunca kanunun 81 ve 87 maddesine dayanarak Yaman Kılınç'ın tutuklu yargılanmasına karar verilmiştir" ve tokmağını masaya vurup
" mahkeme bitmiştir" dedi ve çıktı.
Bir kaç polis koluma girdi. Avukatım ise kravatını çekiştiriyordu. Benim için uğraşıyordu ki bu onun görevi.
" Yaman bey siz neden öyle bir tutum gerçekleştirdiniz , pek anladığım söylenemez. "
" Anlama, sen işini yaptın ve şimdi gidebilirsin. " Mahkemede farklı konular çıkararak beni kurtarmaya yada iyi hâlden içeri atmaya çalışıyordu daha doğrusu kendince öyle bir imaj veriyordu.
Sırf biraz daha para alabilmek için adamın götünden terler aktı. Beni savunmasını istemedim çünkü buna ihtiyacım vardı.
Bir kaç dosyayıda alıp çıktı. Ona bakarken gözlerim bana gözlerini kısmış bakan Aslıma kaydı. Kaşlarımı çattım. Gelecekmiydi yanıma yoksa arkasına bakmadan gidecekmiydi ?
*ASLI'DAN ( Şarkıyı burda açın )
Göz yaşlarım tenime iğne gibi batıyordu. Her damladığında isyanlarım sessiz çığlıklara dönüşüyordu. Sadece bir süre iki polisin koluna girip götürmelerini izledim.
Daha fazla izleyemezdim.
Yanına doğru koştuğumda geldiğimi anladığı için arkasına döndü. Yanında bittiğimde polisler onu götürmeye çalışıyorlardı. Sadece beş dakika istiyordum , sadece beş dakika.
" Lütfen , " Diyebildim. " Lütfen sadece beş dakika. " Polisler ilk başta birbirlerine baktılar , onaylamazca kafalarını salladılar.
" Bakın ben baş komiser Poyraz Çetin'in kız kardeşiyim. Lütfen buna hakkım var ! " Diye haykırdım. Polisler halimi görünce derin bir nefes verdiler. " Sadece beş dakika! " Diyip birazcık uzağımıza gittiler.
Yamanın o buz mavi gözlerini baktığımda göz yaşlarım istemsizce daha çok akarken Yaman kelepçeli kollarını boynumdan geçirip sarıldı.
" Seni bu hale sokan beni sikeyim. " Diye fısıldadığındaki ses tonunda o kadar duygu yüklüydü ki , içinde neler yaşadığını tahmin edemiyordum.
" Hayır, benim yüzümd- , "
" Senide sikeyim. " Burukça tebessüm ettim.
" Terbiyesiz. " Dedim gözümün önüne anılar gelirken hislerimin karşısında afalladım. Ben ne ara bu adama bu kadar bağlanmıştım ?
" Ben sende yanıp, sende söndüm. " Dedi boğuk bir sesle derin bir nefes alıp kokumu içine çekti. Bende unutmamak adına derince çektim.
Kokusunda sarhoş oluyordum.
" Sana aşık olmamaya çalışıyorum, " Dedim fısıldıyarak ve sözümü devam ettirdim. " Ama hep yetersiz kalıyorum , bu konuda hep yeniliyorum. "
" Benimde yenildiğim tek konu bu , " Dedi Yaman. Gözyaşlarım onun boynunu ıslatıyordu. Polisler zamanın geldiğini söyleyerek yanımıza geldiler. Yaman kollarını çıkarmak için tekrardan boynumdan geçirdi. Gitmesini istemiyordum.
Bana doğru yaklaştığında gözlerimden damlalar akıp gidiyordu. Anlıma bir öpücük kondurdu.
" Hep sende yeniliyorum. " Polislere döndüğü sırada kolundan tuttum.
" Gitme ! " Diye bağırdığım sırada polisler önüne geçti.
" Götürmesinler! " Yaman mekanik bir hareketle polisleri hiçe sayarak önüme atılıp acı gözyaşlarımın ıslattığı dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı.
" Senin için erken çıkacağım. " Kaşlarımı çattım , dediklerini anlamamıştım. Şuan umrumda değildi.
Elini kelepçe yüzünden açamadığı için tek elini yanağıma koydu.
" Beni bekle olur mu ? " Polisler kolundan tutacağı sırada sımsıkı sarıldım. " Benim inatçı keçim" Acı acı güldüm. " Senin keçin." Bu olanlar dakikalar içinde yaşanırken bana bir ömür gibi gelmişti.
Biz birbirimize bağlıydık.
Ruhlarımız birbirine bağlıydı.
Tüm benliğim ile onundum.
Tüm benliği ile benimdi.
Kalbim ona bağlıydı.
Kalbi bana bağlıydı.
Son kez baktı bana her yerimi zihnine kazırmışcasına , bende baktım. Ve yine ben ellerinde öldürdüğü insanların kan izlerini taşıyan bir adamın kollarında huzurlu hissediyordum. Ve yine o adamda kendimi görüyordum.
Saatler önce birini gözünü kırpmadan öldüren bir adamın gözlerine bakıyordum. Sevdiğim adamdı o üstelik. Sorduğu sorusunu cevaplarken iri bir damla daha intihar etti .
" Beni bulduğunda bıraktığın gibi olacağım. "
***
B E N Ş O K .
HİKAYE NE ARA BURALARA KADAR GELDİ, BİR FİKRİM YOK AMA ŞUNU BİLİYORUM Kİ YOLUMUZ ÇOK UZUN...
BEKLETTİĞİME DEĞMEDİ BENCE .
BÖLÜMÜN ÇOK EKSİĞİ VARDI VE TATİLDE OLDUĞUM İÇİN İLGİLENEMEDİM, İLGİLENEMEDİK.
HALA TATİLDEYİM AWQÖHDMSMSLSL
B E Ğ E N D İ Ğ İ N İ Z B İ R B Ö LÜ M O L M U Ş T U R U M A R I M...
O DEĞİLDE BENİ ÖRDEK KOVALADI.
30 haziran Cumartesi..
ŞEBO&GÜLO
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top