2.8
JohnDoe: Seni seviyorum.
Sadece iki kelime tüm düşüncelerimi alt üst etmeye yetmişti. Telefondaki yazıya bir süre bakakaldıktan sonra yatağa uzandım. Telefonun ışığı kararmıştı; gözlerim tavanda belli belirsiz bir yerde sabitlenmişti. Bunu bekliyor muydum? Asla. Ama defalarca hayal ettiğimi biliyordum. Şimdi ise ona yazıp yazmamaya karar vermeliydim. Ne yazacağımı düşünmeme gerek yoktu. Zaten aklımda tek bir kelime vardı.
Rose: Özledim.
Memnuniyetle gülümsedim. Özlemiştim. Karşımda onun olduğunu bilmek beni mutlu ediyordu ve bu mutluluk bana yetiyordu, şimdilik. Cevabım gecikmeden gelmişti.
JohnDoe: Ben de seni özledim Rose. Sana o kadar çok şey söylemek istiyorum ki şu satırlara yazabileceğimi bile sanmıyorum.
Rose: İyi bir fikrim var.
JohnDoe: Nedir?
Rose: Buluşmaya ne dersin?
JohnDoe: Harika bir düşünce olduğunu itiraf edebilirim. Ama seni gördüğümde konuşabileceğimi sanmıyorum. Zaten bunlar anlatılacak şeyler değil. Sana sevgimi anlatmak değil, yaşatmak isterdim.
Rose: Sana engel olan nedir?
JohnDoe: Ben.
Rose: Anlamıyorum.
JohnDoe: Ah! Ben de. Sadece sana seslenmek bile güzel. Bunu bile özlemişim. Şimdi senden bir şey isteyebilir miyim?
Rose: Elbette.
JohnDoe: Pencereye yaklaş.
Dediğini yaptım ve titreyen bacaklarımla pencere kenarına geçtim ve perdeyi açtım. Şehrin ışıklarını izlerken gördüğüm tüm yüzlerde onu görmeyi diledim, her zaman yaptığım gibi. Beni izliyor olmalıydı.
Rose: Neredesin? Burada mı?
JohnDoe: Etrafına bak. Ben tüm o kayıp zamanlarda şu anda da olduğu gibi hep yanındaydım. Karşıda gördüğün her bir yüzde beni gördün. Yürüdüğün yollarda beni hayal ettin. Dinlediğin müzikte bile beni aradın. Farkında olmasan da beni kendi ruhuna hapsettin Rose. Ve şimdi bana geri döndün.
Gülümsedim. Anlattıkları ile beni etkilemeye devam ediyordu. Söyledikleri gibi onu kendi zihnime davet ederek onun istediği gibi onu kalpten sevmeye başlamıştım. Ve bu büyü beni günlerdir besleyen tek şeydi. Gülümsedim. Belirsiz bir şekilde penceredeki yansımamı izledim.
JohnDoe: Ve şimdi de gülümsüyorsun. Hep böyle olman için sen istediği sürece daima yakınında, kalbinde yer almaya devam edeceğim. Seni seviyorum Rose. Nefesimi kesiyorsun, hem de sana bu kadar uzak olsam dahi. Bu bir büyü olmalı.
Son mesajından sonra bir şey demedim. Diyemedim. Attığı son mesajlarda göz gezdirdikten sonra gözlerimi kapadım. Göz kapaklarım yanıyordu. Avuç içlerim terlemişti ve midemde keskin bir acı hissetmiştim. Tüm sistemimi alt üst ediyordu.
Aldığım sıcak bir nefeste hissettiğim o garip tat ona aitti. O da şu an beni düşünüyordu, bundan emindim. Çarpan kalplerimiz sonunda buluşmuştu. Yansımamda onun var olduğunu ve yanıbaşımda durduğunu hayal ettim. Gözlerim onu görmese de, kalbimin ritmini değiştirebiliyordu. Asıl büyü buydu.
Onu düşünerek uyuduğum ilk gece değildi. Ama bu gece ilk defa onunla uyumuştum. Bu keyifliydi ve huzur vericiydi.
Gözyaşlarım akmaya başladığında onları silmedim. Bu hissi sevmiştim ve ilk defa derinlerde bir yerde, içimden bir parça kopmuştu ve aşkın ilk tadını o an hissetmiştim. Acı veren ve aynı zamanda mutlu eden başka bir duygu daha olamazdı. Şu an böyle isem onu gördüğümde nasıl olacağımı düşündüm. Bu kesinlikle inanılmazdı. Ondan hoşlanıyordum ve artık bunu inkar edecek değildim.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top