0.4






Okuldan eve dönüşüm hiç olmadığı kadar kısa gelmişti. Belki de tüm yol boyunca o bilinmeyen numarayı düşünmemden kaynaklanıyordu. Eve geçtiğimde beni karşılayan koca bir sessizlikti. Yine yalnızdım. Hemen girişteki mutfak bölümüne geçtim ve acıktığım için mikrodalgaya göz attım. Bir yandan da elimdeki telefonla uğraşıyordum. O mesajdan sonra herhangi bir şey yazmamıştı. Ben de ona cevap yazmamıştım.

Bir günde bu kadar tesadüf olması fazla şüpheli gelmişti. Hepsini teker teker sıraladığımda ilk sırada Arthur, sonra bilinmeyen numaradan mesajlar yığını ve son olarak Veronica'nın daveti yer alıyordu. Daha fazla düşünmeyi bırakarak ısıttığım çorbayı kaseye koydum ve telefonumla uğraşmayı bıraktım. Birkaç dakika sonra aklıma Arthur geldi.

Whatsapına bakmak istedim ve telefonu tekrar elime aldım. Resmi bir anda değişti. Yeni bir fotoğraf koymuştu ve yine kusursuz görünüyordu. Resmi bir türlü kapatamadan ona daldım. Tam ben ona dalıp bakarken çevrimiçi oldu. Telaşla kapadım. Sonra yaptığım saçmalığa inanamayarak geri açtım. Hala çevrimiçiydi. Yazdığı kişiyi merak etmeme gerek yoktu. O kız olmalıydı. Telefonu kapadım ve önüme döndüm.

Yemeğimi hızlıca yedikten sonra çantamı hazırlamak için odama çıktım. Yarın erkenden Veronica'ya gidilecekti. Daha önce hiç başka birinde kalmamıştım. Heyecanlıydım ve de şaşkındım. Duygularım tam da bu yöndeydi. Çantama rastgele giyecek bir kaç parça kıyafet koymuştum. Onun dışında okumak için bir kitap yerleştirdim. Annemler geç geleceği için onlara bir not hazırladım.

Sınıftan bir arkadaşın evinde hafta sonu için kızlarla takılacağız. Sizi seviyorum.

Sabah alarmını kurmayı ihmal etmedim. Geç kalıp şişkin bir suratla gitmek istemiyordum. Tüm akşam elimde gezdirdiğim kitabımı okurken gözüm de telefonda takılı kalmıştı. Mesaj atmasını bekliyor gibiydim. Saçmaydı ama gerçekti. Tanımadığım birinden gelecek mesaj için göz ucuyla telefonumu inceliyordum. Ancak gelmemişti. Tüm gece onu düşündüm ve artık yatma vakti geldiğinde umudumu kesip telefonu bir kenara fırlattım.

Yatağa uzandım ve gözlerimi kapatmadan önce tavanı izledim. Gülümsedim. Bugün garip bir gün yaşamıştım. Bir mesaj, iki sevgili, bir bilinmeyen numara ve ben.

Bu çemberdeki belki de tek yalnız insan ben olabilirdim. Yine de farklılık iyi gelmişti. Sabahın erken saatinden itibaren yaşadıklarım benim rutinimden oldukça farklıydı. Bundan memnundum. Ama daha hiçbir şey görmemiştim. Gözlerimi yavaşça kapadım.

Yeni bir mesaj gelmişti. Ama sabah olana dek onu göremeyecektim.

Bilinmeyen Numara: İyi geceler hüzün kokan deniz kuşu...

Birkaç saat sonra sabah olduğunda güne güzel uyanmanın etkisiyle neşeyle yataktan kalkmıştım. Ancak sonra aklıma gelen gerçeklikle yüzümü buruşturdum.

"Ah! Hayır. Veronica'ya gideceğim."

Yastığımdan başımı kaldırmak her zamankinden daha zor geliyordu. Dinlenmek ve tek başıma müzik dinleyerek yeni kitabımı okumak istiyordum. Son zamanlarda derslerden vakit bulup bloğuma bile bakamamıştım. Evet, kitap yorumları yaptığım bir bloğum vardı ve şu anki halimden epey ünlüydüm. Orada kişisel konuların aksine sadece kitap konuşurduk.

Okuldaki birçok kişiden ismimi duyuyordum ama onun ben olduğumu kimse bilmiyordu. Ben bir hayalettim. Bilgisayar başında harikalar yaratıp, kitap okurken ana karaktere bürünerek finalde yakışıklı gençle evlenen ben normal hayatta silik bir kızdım. Belki de bunu ben seçmiştim. Daha önceden duyduğum bir söz vardı.

Herkes hak ettiğini yaşar...Gerçekten de öyle miydi? Ben bu hayatı mı hak ediyordum?

Gözlerimi kapadım ve düşünmeye ara vermek istedim. Ancak olmuyordu. İnsan herkesten kaçabilir, kendisi dışında. Ben de kendimden kaçamıyordum. Ama telefonum sayesinde bir anlığına kaçmıştım. Bildirim sesi ile telefona baktım. Veronica'dan gelmişti.

Veronica: En geç 18:00'da kapıda ol Rose. Parti 20:00'da başlayacak. Öpüldün.

Daha önce onunla mesajlaştığımı bile hatırlamazken mesajın sonunu öpüldün ile bitiriyordu. İtici bir tavrı vardı. Ondan hoşlanmıyordum. Ancak benim yanımda durduğunda çok daha güzel bir kızdı. Koyu kızıl saçları, mavi gözleri ile bir ortama girdiğinde dikkatleri üzerine çekmekte üzerine yoktu.

Elimdeki telefondan mesajlara gelişigüzel bakarken onun bana attığı mesaja dikkat kesildim. İyi geceler demişti. Whatsapını aradığımda bulamamıştım. Kayıtlı değildi. Biri benimle kafa buluyor olmalıydı. Ama birinin size iyi geceler demesi güzeldi. Bu his tanımadık birinden de gelse içten içe hoşuma gitmişti.

Günaydın yazıp yazmamak arasında kaldım. Ancak diyemedim. Belki de bir daha yazmazdı. Beklemeye karar verdim ve yataktan kalkarak duşa girdim. İşimi bitirdiğimde giyinmek için dolabımdan bir kot ve gri bir sweat çıkardım. Hava yağmurluydu. Üzerime siyah yağmurluğumu giyecektim.

Hazırlandığımda notumu bırakıp çantamı yanıma alarak odamdan çıktım. Vakit gelmişti. Veronica'ya gitmeden önce gidecek başka bir yerim vardı. Beni görmeyi bekleyen hayatımda değerli olan birisi vardı, Jason.


Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top