@Venusincisi
Röportajlar serimizin, yedinci konuğu bizi kırmayarak teklifimizi geri çevirmeyen Venusincisi oldu. Siz de kendisini ve çalışmalarını daha yakından tanımak için sabırsızlanıyorsanız, lafı hiç uzatmadan şairimizin içtenlikle vermiş olduğu cevaplarına geçelim.
I. Şiiri bizim için tanımlar mısınız? Şiir sizin için hangi duyguya eşittir?
Şiiri benim tanımlamam yakışık kalmaz zannımca. Ancak şiir olguma en yakın tanımı İsmet Özel, "Şiir Okuma Kılavuzu"nda yaptı:
"Bilmek, soyut ve geçici bir uzlaşma alanı tanımlamaktır... İletişimde kimi mesajlar yerine ulaşmadığı için şiire ihtiyaç doğar... Bütünlük ve etkileşim duygusunun dağıldığı yerde, bütünle aramızdaki mesafeyi kapatma hasretimizi kamçılayan bir bilinçlilik durumudur şiir..."
Herkes anlayabildiği / anlatabildiği kadar yaşar ve kaçınılmaz "iletişim kayıpları"nı minimuma indirmek için mücadele eder... Ve şiir biraz da, işte bu kayıpların ve mesafelerin umursanmadığı geçici bir tanım bölgesi ve bunun epsilon civarındaki salınımlardır galiba..
Şiiri belli bir duyguya indirgeyemiyorum.
Büyülü bir ahenk içindeyken tutku ve aşka,
Uyumunu uyumsuzluklardan aldığında gizeme, zıtlıkların barışını sağlarken var oluşa, umuda, hiç susmasa da susmuş gibi yaptığında hüzne, acıya eşitmiş gibi yapar. Aslında hiç bir duyguyla eşit olmaz. Bazen duyguyla bile yazılmaz.
Susuzluğu çağrıştıran, aşık eden, aşktan nefret eden, aşksız var olamayan, ayrılık dostu, özlemenin düşmanı garip bir sanat şiir..
II. Şiire bir renk vermenizi istesek ve bu hangisi olurdu? Nedenini açıklar mısınız?
Şimdiye kadar hiç renk vermemiştim şiirlerime. Ama lacivert demek istiyorum bu soruya. Bilirsiniz lacivert de şiirler kadar garip bir renktir. Çok sevilmez alelade görülür. Alışılmıştır. Oysa lacivert ne karanlık ne aydınlık bir renktir. Ay geceye eşlik ettiğinde karanlığı aydınlatır. Karanlığın temsili siyahla uyumsuzdur, şiir kadar sonsuzdur. Asalet, şiirin de olduğu gibi bu rengin en en net tanımıdır.
Kırmızı, mavi, beyaz ve bir miktar siyah renklerinin karışımıyla oluşur. Bir çok rengi içinde barındırmasını, bir çok duyguya hakim olan şiire benzetmişimdir hep.
III. En sevdiğiniz şairlerden ve şiirlerinden bahseder misiniz?
Şairlerde takılı kalmadım hiç. Dönem dönem değişir okuduğum kalem.Kendimi bir yerlere sığdıramadım. Kemal Özer'in dediği gibi "Ben atımı bir yerlerde duramamanın güzelliğine bağladım."
Ancak bir kaç değerli kalemi saymam gerekiyorsa ilk sıraya okudukça anlaşılan, okudukça anlaşılan, ne kadar okursanız o kadar anlaşılan, okudukça kendini açan şair, bir çok şairin kendisinden etkilendiği, görüşlerini sevmeyenlerin bile şairliğine söz söylemediği İsmet Özel 'i koyuyorum. Buralarda olsaydı "dışarıda delikanli bir bahar" iddiasını sürdürüp sürdürmeyeceğini merak ettiğim, " Ay Karanlık" ve "Hasretinden Prangalar Eskittim" şiiriyle tanıdığım Ahmed Arif'i unutmamalı. "Cehenneme Kurulan Kamp " ile Ayhan Kırdar ve yine pek bilinmeyen efsane bir şair Yücel Kayıran bu ara en çok dinlediğim ve okuduğum kalemler.
IV. Bizlerle paylaşmak istediğiniz wattpad üzerinde yayımladığınız ya da yayımlamayı düşündüğünüz bir şiiriniz var mıdır?
Aslında uzun zamandır yazdığım yeni bir şiir yok. Ancak sevdiğim kısa bir şiirimi bırakayım buraya.
Azap bu çektiğim
Sebebi arsız bir başkaldırış
Sefil bir dağınıklık ki hiç sorma
Cesedim diri hala
Ancak ruhum edebi aşmaya iki kala
Yaratılana yaratandan ötürü sevdam
Dilerim ki zalimlerden olmam
Ben ne çekiyorsam saf aptallığımdan
Kapılma hakkımda hiç bir zanna
Zanlar bilindiği gibi değil
Girme hakkıma
Dirilmeye duyulan özlem ile yaşıyor bu ceset
Ölüp dirilmenin hakikatinden vururken dem
Kan dolmuş vadiler
Bilirsin önemsizdir bu vahşet
İki yüzlü kalbe ne hacet
Anlamları atlamaya meylim var
Vaadedilen kasırgaya sürüyorum adsız atımı
Bak sen şu utanmaza
Korku bilmiyor kalkıyor şaha
V. Şiir yazmaya ne zaman başladınız? İlk şiirinizi hatırlıyor musunuz?
Ortaokul sıralarında da yazıyordum ancak hiçbir zaman şiir olarak nitelemedim onları. Ve bir çoğu kayıp. Tam olarak yazdığımı fark ettiğim zaman dilimi son iki sene. Ve ilk şiirim olarak aşağıya bırakacağım mısraları kabul ediyorum.
Özle beni ama
Benim seni özlediğim gibi değil asla
Nefesin kesilir sonra
Kabuslar çöker üzerine
Bir bıçak saplanır da sol yanına
Kalemin susmaz olur sonra
Özle beni
Bilirim özlendiğimde sevildiğimi
VI. Şiirlerinizde genellikle kullandığınız ana temalar ve anlatmak istedikleriniz nelerdir?
Genelde kalemim hüzünden beslenir. Aşk ,acı ,ayrılık ve ölüm en çok kullandığım temalardır.
"Şiir yazanın değil, ihtiyacı olanındır. "
Mânâsı derin olan bu cümle, şair Pablo Neruda'nın yaşamını anlatan "II Postino" isimli bir filmde Neruda'nın mektuplarını taşıyan bir postacı tarafından şaire söyleniyordu. Filmde postacının da tüm samimiyetiyle ifade ettiği gibi şiir, insanlar ile öyle bir bağ kuruyor ki doğunca ilhamların arasından kalkıveriyor şairlerin masasından. Herkesin oluyor ama en çok ihtiyacı olana bağlanıyor.
Bu nedenledir ki hangi duyguyu ve temayı kullandığımın pek önemi kalmıyor. Benim hüzün, ayrılık, ölüm dediğim başka zihinde başka anlamlarda yeniden doğuyor.
Ⅶ. Wattpad'de beğendiğiniz/takip ettiğiniz şiir yazan kullanıcılar var mıdır?
Elbette bir çok kalemi severek okuyorum.
Ⅷ. PoetryTR sakinlerine söylemek istediğiniz ilham verici şiir yazma önerileri var mıdır ve var ise nelerdir?
Şiir bazen görmektir. Her şey buna dahil. Yazarken ille de şiir gibi olsun dememek, sadece ne görüyorsan onu yazmaktır.
Yolda giden bir çocuk
Çocuğun elinde balon
Balonun rengi mavi
Mavi gözlerinde sanki
Demektir şiir
Şiir hayatı en kısa ve basit kelimeler ile anlatmaktır. Ve inanın bana basitlik her daim güzeldir
Şiir gibi olsun dememek püf noktası.
Venusincisi 'ne içten cevapları ve değerli vaktinizi bize ayırdığınız için bir kez daha teşekkür ediyoruz. Umarız ki ilham dolu bir ömrünüz olur ve kaleminizin ucu asla kırılmaz.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top