Okul?

GEÇ OLDU AMA CİDDEN AKLIMA EN SON GELEN KURGUYU KİTAP YAPTIM VE İLERİSİNİ DÜŞÜNMEMİŞTİM. ŞİDMİ DÜŞÜNDÜM :)

ARTIK HAZRM HIZLANRIZ ÜZGÜNÜM VE CİDDEN OKUYANALRA TEŞEKKÜR EDERİM NASIL MUTLU OLUYORM BİR BİLSENİZ OF ZATEN KOCA BİR KUPA TÜRK KAHVESİ İÇTİM KAFAM BAYA İYİ  FENA DUYGU PATLAMASI YAŞIYORUM AY YİNE UZUN OLDU ÜZGÜNÜM 🤦‍♀️

°
°
°
°

"Ben tamirden anlamam."

Yemekleri yemiş bulaşıkları birlikte makinaya koymuştuk. Ve  her şeyi birlikte yapmak çok hoşuma gitmişti. Bu sırada hava kararmış ben Mini fare baskılı kapşonlumu ve altıma da rahat bir eşofman giymiştim. Babam ise üzerini değiştirmemişti hala dizindeki kapri ve tişörtüyle duruyordu.

Yani böyle gidersek babamı idolüm olarak karşıma alacağım. Adam çok babaydı! Ve hep bir babam olsun istediğimi biliyor muydunuz?

Neyse işte ben üzerimi değiştirirken o da bu haftanın gazetelerinden gerekli sayfaları buldu. Sonra ikimizde önümüzde gazete sayfaları iş ilanlarına bakmaya başladık. Ama yavaş yavaş akşam olduğu için birazdan iş meselesine ara verip hayvanlarla ilgilenmeliydik.

Hem bende ona katılmak istemiştim çünkü onunla daha fazla zakit geçirmek istiyordum. Beni güldürsün istiyordum. Bir şeyler öğretsin istiyordum. Ah çok şey istiyorum.

"Harry yapabildiğin şeyleri söyle lütfen burada çok falza seçenek var."

Halıda oturuyorken orta sehpaya yaydığımız sayfalardan doğrulup aklıma gelenleri elimle saydım. Sayarken arada gözlerimi sanki cevap tavandaymış gibi tavana diksemde işe yarar şeyleri söylemiştim işte of.

"Ben temizlik yaparım, yemek de yaparım, şarkı söylerim, gitar çalarım, çocuk bakabilirim Nıall'ın kuzenine bakmıştım bir kaç saat. Şey bir de saç şekilleri yaparım ve keserim vesaire evet harika başka var mı hatırlamıyorum."

İşi bulması bile zordu ne yapacaktım bu gidişle onu da anlamadım doğrusu.

" O zaman... Şansa bak bir bayan 3 yaşındaki kızı için bakıcı arıyormuş bir soralım en iyisi mi. "

İş mi bulmuştuk şimdi! Harika!
İlk kez iş yapacaktım nasıl davranılırdı ki!? Bir dakika bu iş için dışarı çıkıp o eve gitmem gerekiyordu.

" Şey ben bir şey söylemeliyim."

Elinde ki kalemi bırakıp merakla ne diyeceğimi beklemeye başladı. Bende gözlerimi ellerime indirip bakışından kaçmayı amaçladım. Gerçekten utanç vericiydi olduğum konum.

" Annem benim dışarıya yalnız  çıkmama izin vermezdi ve ıhm ben hayatımda hiç okul ve arkadaşım Nıall'ın evi hariç evden çıkmadım bir de Gemma ile arada bir çarşıya çıktım o kadar. Ayrıca sana nasıl seslenmemi istersin?"

Ona baba mı diyecektim yoksa Frank yeter miydi?

" Öncelikle, istediğin gibi seslen sorun olmaz. İkinci olarak da annenin takıntılı bir manyak olduğunu unutmadım bunun gibi bir şey tahmin etmiştim."

Söykedikleriyle güldüm. Annem o dediklerini duysa işi bitmişti.

"Şimdi şu numarayı arayalım dışarı işini yarın hallederiz."

Bana göz kırpıp telefon numarasını gazeteden bakarak aradı.

Bir dakika ben iş yapıcam?

Ben ya ben!

Korkulu bekleyişim sonucu ciddi ciddi işim olmuştu ve ben hayatımda ilk kez işe yarıyordum sanırım. Mutlulukla babama sarılıverdim ve bunu daha önce ne kadar resmi yaptığımızı anımsadım. Oysa şuan o da bana sarılıyor ve gülüyordu.

"Teşekkürler baba."

°°°°°°°°

"Lütfen BENİ KURTAR BURDAN!"

Lanet olası okul hayatıma tekrar geçiş yapmama sebep olan üç yaşındaki velet iş hayatımı baya erken bitirmişti. Evi az kalsın yakıyordu ve ben sıradan ergenler gibi okula dönmek istemiştim.  Babam gelip o canavarın ellerinden beni alırken çocuğun annesini birlikte bekledik. Sonraki gün başka bir işe bakma konusunda kararsızdım ama bir kez daha deneyip bir de bulaşıkhaneye girmiştim. Sonuç olarak canım çıkmıştı ve ondan da vaz geçip bu tür şeylere hazır olmadığımı fark ettim. Okula gidecektim.

"Kaydını yaptım yarın başlıyorsun geri kalma daha fazla derslerden."

Onu onaylayıp telefonumda Niall'a tüm her şeyi anlatacağımı yazan bir şeyler gönderdim.

"Ablan nasıl?"

Sorusuyla şaşırıp ona döndüm.

Ablam?

"Okulunda havalı kız onlar nasıllar bilirisin işte..."

Gemmayı anlatacak kelimem yoktu elimde.

"O çok kız anlamıyorum!"

Çıkışımla gülümseyip saçlarımı karıştırdı. Ve ben elinden kurtulmaya çalışırken kolumdan çekip daha çok dağıttı saçlarımı.

Çok ani değişmişti ama bu adam? İşin içinde umarım çıkar meselesi çıkmazdı. Üstelik her şey düşündüğümden çok daha iyiyken. Resmen sadece dört gün olmuştu ama hayatımın en güzel anları diyebilirdim. Berbat olsun istemiyorum anlarsınız ya.

Ama okul için aynı hayalleri kurmayacaktım. O zaten berbat.

Beladan uzak dur Harry! Sadece beladan uzak dur.

°°°°°°°°

"Zayn Malik ve Louis Tomlinson lütfen müdürün odasına! Ve gelirken yanınıza Bay Thomas'ın arabasını da getirseniz iyi olur!"

Dönem ortası okul değiştirdiğim için olsa gerek herkes bana tip tip bakıyordu ve geleli daha 6 saat olmasına rağmen az önce anons edilen kişiler sabahtan beri farklı sebeplerle anons ediliyordu.

Bu okulda bela demek o ikisi demek olsa gerekti ve bende sınıftan çıkamamak gibi bir karar almıştım. Tam da iş üzerinde oldukları bir günde önlerine çıkmak istemezdim sonuçta.

"Selam Potter!"

Önümdeki kitaptan kafamı kaldırdığımda Ed elindeki çilekli sütü gözüme sokmak ister gibi salladı.

"Sana da selam Weasley!" Sütümü havada kaparken Ed'e teşekkür etmeyi ihmal etmedim. Çocuk ilk günden benim için kantine gitmişti.

"Teşekküre gerek yok Harry kantin bomboştu hatta  hayatımda ilk defa sıraya girmedim. Herkes Zayn'ı arıyor ha bir de kaçırdığı arabayı."

Zayn kimdi bilmiyordum bile ama umrumda değildi. Omzumu silkip pipeti ufak delikten geçirir çeçirmez dudaklarımın arasına aldım.

Suratım korkunçtu ve herkes bana bakıyordu sanırım kavgadan dolayı okuldan atılmış belalı tip oluyorum şuan.

Anlıyacağınız zaten batmıştım ilk günden bir de bunlarla uğraşamazdım.

"Salla gitsin!"

Ed yanıma yerleşip kantinde gördüğü ne varsa aldığı için karasızca atıştırmalıkları süzdü yani dediğim gibi sallamıştı.

"Keşke bir meyve  suyu daha alsaydım napıcam şimdi? "

Gözlerim ona doğru kayarken sırıttım. Ama pipet hala ağzımdaydı. Tercihen pipetle bir şey içerken konuşmadığım sürece o pipeti asla ağzımdan çıkartmazdım. Hep dişlerimin arasında kalırdı, ama bunun biyolojik açıklaması var yani! Pipeti ısırırsam sütü az içerim böylece süt uzun süre dayanır. Mantıklı bence.

"Sıkılmadın mı kitap okumakdan?"

Önümde yarısına geldiğim Yüzüklerin Efendisi serisinin ikinci kitabı vardı ve bu insanların sıkılmaması için yapılmış bir kitaptı? Hadi ama kim fantastik roman okurken sıkılır? Şahsen ben soyutlanıyordum tamamen kendi dünyamdan ve sorunlarımdan arınıyordum her şeyin harika olacağı o evrende yaşıyordum.

"Saçmalama o benim kıymetlim?

Ed göz devirirken onun nasıl Harry Potter izlediğini sorguladım? Ben evde çürümüş birisi olarak tek heyecanım bahçedeki zeytin dalıyla asa yapıp Gemmayla savaşmaktı ama o bu kadar böcekle uğraşırken sanırım sadece bir ara sıkıldığı için Harry Potter izlemişti.

(Y/N:Harry ben ve temsili değil)

Ed çok Niall'a benziyordu, o da sevmezdi böyle şeylerden konuşmamı ayrıca aralarındaki tek fark Nıall'ın ilgi alanının bilgisayar oyunu onunkinin böcekler olması gibiydi.

İkisi de sıskaydı ve renkli gözlüydü sürekli açlardı...

Tanrı çok üzüldüğümü fark edip Niall'ın ruh ikizini de bana göndermişti sanırm.

Sınıfta ilk girdiğim an suratı dağılmış, dönem ortası okul değiştirmiş ve kıvırcık birisi ilk defa görmüş gibilerdi. Daha o an anlamıştım okul kaderim değişmesi imkansız bir bataktı.

Tek boş sıra da Ed'ın aynıydı ve şansa bakın o benden de beter manyak etiketi taşıyordu. Bön bön bakan yirmi çift göz eşliğinde yanına oturdum. Böylece biz iki garip bir araya geldik. Kendileri o sırada kavanozun birine dikkatle bakarak karıncaların ölü çekirgeyi parçalara ayrışını izliyordu. Aslında mantıklı düşününce insanlar farklı şeylere ilgi duyabilirdi bunda manyakça bir yan yoktu. Sadece ilginç ve farklı bir tarafı vardı.

Acımasız ergenler.

"Yani sevmen hoş tabii kitap okumak güzeldir ama ne bileyim ilk günün ve kimseyle konuşmadın hatta okulu bile gezmedin?"

Ona gülümseyip omuz silkmekle yetinerek kitabıma döndüm.

Haklıydı aslında tüm gün oturup kitap okumuştum. Ama cidden anlamıyordum nasıl yaptığımı. Konsantre olamam zordu ama daldığım zaman hiç çıkamıyorum. Hatta duymuyordum bile.

"Harry Styles diyor sen değil misin!!"

Aynen az önce olduğu gibi yani.

Pipet hala ağzımdayken önce Ed'e sonra da onun işaret ettiği yöne döndüm.

Nöbetçi öğrenci...

Nöbetçi öğrenci beni çağırıyorsa genelde bir vukuat işlemiş oluyordum ve müdür beni çağırıyordu.

" Müdür seni çağırıyor."

Cidden mi? Sınıftan bile çıkmamıştım.

Çilekli sütümü kesinlikle rızam dışı bir şekilde masada öksüz bırakıp yanaklarımı şişirerek nöbetçi öğrenciyi takip ettim.

Müdürün odası en üst kattaydı ve benim sınıfım en alt katta. Şansım burada da kendisni belli ediyordu . Bacaklarım felç olmuş olabilirdi okul yedi katlıydı.

Nöbetçi öğrenci kapının önüne geldiğimizde sadece kapıyı çaldı  ve ben girdiğim an arkamdan çıkamıyacakmışım gibi de  kapattı.

O sırada doğa üstü bir olay gerçekleşti ve Pegasus gelip beni sırtına alarak tanrıya götürdü, demek isterdim oysa sadece müdürün karşısında dikilmiş diğer öğrenciyle göz göze gelmiştik.

Uh nöbetçi öğrenci birden Pegasus ve bu öğrenci de Tanrı olmuştu.

Bir insan bu kadar güzel olmamalıydı ve ben de gay olmamalıydım ama malzeme buydu.

"Harry Styles?"

Parlak mavi gözleri vardı ve ben her tarafım mavi gözlü insanla dolu olmasına rağmen ilk defa bu göz renginden bu kadar etkilenmiştim. Sadece gözleri değil köşeli yüzü bile sıradandı oysa çokta eşsizdi.

Gözlerimi ondan ayırıp müdüre diktim. İlk defa bir erkekten etkilenmiyordum o kadar da abartmaya gerek yoktu. 

"Sen şöyle kenara geç, önce Tomlinson bana Deri Ceketli Ayaklı Ego arkadaşını ve çaldığı arabanın yerini söyliyecek yoksa polisle işimiz var."

Ne! Hayır? Yani Harry Styles sen gel okulun manyağına düş? Seni salak.

Gözlerimi sonuna kadar açıp benim aksime bakışlarını hiç müdüre çevirmemiş dönüp bakacağımı bilirmişcesine aynı şekilde duran çocuğa döndüm. Oysa o alayla müdüre bakıp gülümsedi.

" Bunu bana mı soruyorsunuz?"

Yaşlı adamın göz devirdiğini tahmin ediyordum ama ona dönmektense bu mavi gözlü kahküllü çocuğa tip tip bakmakla meşguldüm. Ellerinden birisini dar pantolonun cebinden çıkartıp oraya değinir gibi geniş kot ceketin önünü çekiştirdi.

" Bana yani Kot Ceketli Ayaklı Yalan Makinesine?"

"Anlaşıldı işimiz uzun, otur sen"

Müdürün söylediği gibi yapıp masanın tam karşısındaki koltuklardan birisine yayılarak oturdu. Ama bu yayılarak oturuşunda bir abeslik bir absürtlük yoktu. Sanki olması gereken oymuş gibiydi yaptığı her şey. Ve ben de hala öcü görmüş gibi bakıyordum ama birden bana bakınca müdüre döndüm.

Dikkat çekme dikkat çekme dikkat çekme dikkat ÇEKME!

"Ve Styles. Geldiğin okuldan gönderilen dosyada adın yazmasa yayın evi sanıp kitap taslağı gönderdiler sanardım."

Cidden mi? Dikkat çektiğim için tebrikler.

"Yani şuna bir bak!"

Dosyam cidden kalındı...

"İçine şöyle bir baktım da kavga çıkarmak, öğretmene saldırmak, Okuldan kaçmak, kızları kovalamak..."

Müdür saydı o saydıkça karşımdaki çocuğun resmen gözünün içi parlıyordu. YOK HAYIR BUNDAN GURUR DUMAMAM LAZIM!

Üstelik o kızlar benim saçımı zorla örmeye kalkmıştı elbette kovaladım? Nedense cezayı da ben aldım.. Saçmalığa bakın!

" Sınıf huzurunu bozmak, vs vs.. Sadece iki yılda baya bir kariyer yapmışsın anlıyorum ama benim zaten uğraştığım iki öğrenci dışı varlık var zaten. Neden aldın o zaman okula dersen aldım çünkü baban benim öğrencim onun hatrı içindi."

Vay canına birisi benim için bağlantılarını kullanıp torpil yapmıştı Bu ilk defa başıma geliyordu ve bende bu sebepten fark ettirmeden yanağımı ısıra ısıra gülüyordum.

Şu çocuk neye gülüyordu ayı mı oynuyor!?

" Yani demem o ki hareketlerine dikkat et."

Bu suçları kabul etmeyecektim okulda sakız çiğnesem tutanak yiyordum annem sağ olsun ve eğer kabul edersem bundan sonraki olası bir vakada suçlu ben olacaktım. Üstelik muhtemelen şu mavi gözlü küçük yaratıkta beni kendileri gibi sanmıştı. Ama hayır ben onlar değildim!

"Öncelikle efendim, o disiplin suçları ve tutanakların yarısında haklı taraf benim. Bir öğretmene saldırmanın neresi haklı derseniz de o öğretmen yazılı kağıdımı okumadan sıfır giriyordu sonra da bana hakaret ediyordu bir de yetmez gibi üstüme okulun serserisi yeğenini saldı bense sadece arkadaşımın evcil pitbulunu açken üzerine saldım bakın saldıran ben bile değildim yani. Neyse bunları tek tek anlatamam. Yani demem o ki beni o boş beleş belgelere göre yargılamayın. "

Müdürle olan gergin bakışmam odadaki ıslık sesiyle bölündüğünde tam da havalı bir şekilde odasından çıkmayı düşünüyordum ama olmadı.

" Tebrikler beni etiketledin! "
Tek kaşımı kaldırıp koltuktaki çocuğa döndüm. Hayır yani bu konuşmanın sonunda benden etkilenmemesi lazımdı sadece onlar gibi serseri olmadığımı anlayıp göz falan devirmeliydi. Nasıl etkilenebilirdi!? "

" Sen! - "

Cümlemi daha  tamamlamadan arkamda ki kapı çaldı ve içeri giren şahıs adeta bağırdı böylece konuşasım varsa da kaçtı.

" Tommo?! "

O neydi öyle ya? Lakap falan mı?

Benim gözlerime değen maviler arkamdaki kişiye kayarken eş zamanda yüzündeki sırıtma gülümsemeye dönüştü. Tanrı biliyor ya ağzım açık kalmıştı.

" Jawjaww! "

O NE BE?

İnce sesini daha da inceltip saçma sapan bir aksanla yanında biten ve hiçte Jawjaw gibi olmayan çocuğa eliyle baş selamı verdi.

Sanrım bu Deri Ceketli Ayaklı Ego arkadaştı çünkü deri ceketi vardı?

Yani eğer oysa çocuk egoist değil realistdi çünkü bu halini ancak övebilirdiniz başka bir seçenek yoktu.

"Arabaya pembe sprey boyayla cidden resim çizmiş!"

Arkamda biri olduğunu fark etmemle resmen yerimden zıpladım.

O ne ara gelmişti!

Lise çağında gibiydi ama okulda öğrenci değil hademeydi sanırm...

"Siz üçünüz oturun Harry sen gidebilirsin."

Adam bana baktığı an koşar adım arkamı dönüp kapıya yönelmiştim zaten. Acaba bulaşık işi daha mı iyiydi ya...

°
°
°
°

Off hiç güzel olmadı ama olsn lütfen şu yazım hatasıdır falan çok takılmayın şuan saat 4:30 beynim sızlıyor lsldspx

Tahminen yeni bölüm de pazar günü gelir çünkü geçiş bölümleri bitti olaya gircem!

Ve bu bölümü wattysi olmasa da o kahveyi bana içirten Begüm yoldaşa ithaf ediyorum o anladı.

Kelime sayısı : 2026

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top