Tony Stark - 5

Adam parlayan gözleri ile karşısındaki kadını dikkatle süzerken, Y/N adamın bakışlarından dolayı utandı. Kızarmaya başladığını hissettiği için gözlerini kaçırarak yüzünü yere eğdi.

"Elbisen çok güzel olmuş." dedi hayranlıkla bakmaya devam eden adam. "Aslında çok sıradan bir elbise. Hatta çok kararsı-" "Elbiseyi güzel kılan sensin. Ne giyersen giy, senin yanında zaten sönük kalacak." diye kadının lafını kesti adam, yanlış anlaşılmayı gidermek için.

Y/N utangaç bir şekilde gülümsedi. Çıkarabildiği en yüksek sesi ile bir teşekkürler mırıldandı. "Gidelim mi artık." diye sordu adama, konuyu değiştirmek için.

Baloya birlikte gitmek için kadına sorduğunda onay aldığında her beyefendinin yapması gerektiği gibi kendisini almaya geleceğini söylemişti. Y/N'nin evinin kapısına geldiğinde beyaz zarif elbisesi içindeki kadını gördüğünde uzun uzun onu incelemeye zaman ayırdığı için son beş dakikadır kapıdaydılar.

Henry gülümserken kafasını sallayarak kadını onayladı. Y/N çantasını aldıktan sonra evinin kapısını kapattığında, adam girmesi için kolunu uzattı nazikçe.

"Bu gece balodaki en güzel randevunun benimki olmasına izin verdiğin için teşekkür ederim." dedi Henry kendinden emin bir şekilde kadına bakarak. Y/N adamın flörtöz haline kıkırdarken kendisini arabasına yönlerdirmesine izin verdi.

Şimdi diyeceksiniz ki Tony Stark kurgusu diye geldik bu Henry de kimin nesi?
Haklısınız...
İzninizle her şeyi baştan anlatayım...

~~~

Henry Cavill, İngiliz iş adamı... Stark Endüstri ile bir iş anlaşması yapmaya geldiğinde Tony Stark'ın asistanı olan Y/N tanıştı. Tanıştıkları ilk gün ilgisini çeken güzel kadın ile flört etmekten kendisini alıkoymadı.

Y/N yıllardır yanında çalıştığı 'Mükemmel' Tony Stark'a duyduğu hoşlantıya rağmen, kendisinden bir beklentisi olmadığı için İngiliz iş adamın flörtü hoşuna gitti.

İlk başlarda adamın da Tony gibi playboy olduğunu düşünerek karşılık vermese de zamanla bunun böyle olmadığını öğrendi ve ilgisini çeken adama karşılık vermeye başladı.

Y/N ve Henry'nin yaptıkları toplantı sırasında birbirilerine gülümseyerek konuşmasını herkes farketti elbette Tony Stark'ın da...

Henry'nin kadına kimsenin bakmadığını zannettiğinde göz kırptığını kadının adama gülümsediğini gören dahi, kaşlarını çattı. Zaten ilk günden İngiliz adamın tavrının böylr olduğunu biliyordu ama Y/N'nin ona ne zaman karşılık vermeye başladığını anlayamamıştı.

Toplantı bittiğinde keyifsiz bir şekilde Henry'nin elini kısa bir süre sıkarak hızla odayı terketmek için döndü. Çıkmadan önce kendisini takip etmesi için asistanına seslendiği sırada sesinin biraz yüksek çıkmasına engel olmamıştı.

Herkes dahinin yüksek sesini tuhaf bulmuş bir şekilde mırıldanırken Y/N, Henry'ye hızla veda ederek patronunu takip etti. Koşar adım Tony'nin odasına girdiğinde kendisine dik dik bakan patronu ile karşılaştığında şaşırdı.

"Tony iyi mis-" "O neydi?" diye sordu kadının sözünü keserek. Y/N kaşlarını çattı. "Ne, neydi?" "Sen ve Cavill..." dedi, devamında ne olarak nitelendirmesi gerektini bilmediği için sustu.

Y/N daha fazla kaşlarını çattı. "Ben ve Henry ne? Flört etmekten mi bahsediyorsun... Evet ediyoruz... Ve ne? Ne var bunda?" diye sordu Y/N, anlamayarak.

"Asistanımın iş yaptığım adamlarla böyle şeyler yapmasını istrmiyorum. Bu şirkette olmaz." diye açıkladı adam. "Ne yani... Senin anlaşma yapmak üzere olduğumuz adamın kızı ile yatarak anlaşmayı bozulmasına sebep oldupun şirkette mi olmaz.?... Ne? Bunca senin için yaptığım bunca şeye rağmen beni biriyle flört ettiğim için kovacak mısın? Durma! Kov!" dedi Y/N.

Kendisi yeni yeni bir şeyler hissetmeye başladığını farkettiği zaman böyle bir olay ile küçük bir depresyon geçirmişti. Etrafta onca adam varken Tony'ye tutulan kalbi yüzünden çok çekmişti...

Şimdi uzun süre sonra ilk defa başka bir adama ilgi duymaya başlamıştı ve bunu saçma sapan bir şey yüzünden mahvetmeyecekti. Elbette Tony'nin kendisini kovamayı göze alamayacağını bildiği için bütün sinirini yüzüne boşaltmıştı.

O günden sonra Y/N Tony'nin kendisine eskisinden daha fazla dikkat ettiğinin farkına vardı. Şimdiye kadar bu dikkat için çırpınıp durmuştu ama ilgisinin istediği sebepten dolayı olmaması yine sinirlerini bozuyordu.

Henry ile her karşılaştığında bir şekilde bir yerlerden çıkıveren Tony yanlarına gelmese bile uzaktan dikkatlice bakarak Y/N'nin rahatsız hissettiriyordu.

İki ayın sonunda Henry ve Tony'nin ortak yaptığı işin sonuna gelinmişti. Bunun şerefine düzenlenen balo için Henry elbette Y/N'e kavalyesi olmayı sormakta zaman kaybetmedi. Zaten İngiltereye dönmesi gerektiği için bir süre görüşemeyeceklerini bilen Y/N teklifini kabul etmekte gecikmedi.

~~~

Lüks arabaların girişte kuyruk oluşturduğu, balonun yapıldığı şık binanın kapılarından kol kola giriş yaptı ikili. Balo salonunun girişinde göründükleri anda birkaç ilgili bakış kazandılar. Y/N göz önünde bulunmaktan pek hoşlanmadığı için biraz gerildiğini hisetti.

Gerginlikle Henry'nin iri kolundaki tutuşunu sıkılaştırdı. Adam kolunu tutuşundan kurtararak gerilmiş olan kadının beline koydu. Y/N kendisine baktığında gülümseyerek rahatlattı kadını.

"Sakin ol ben yanındayım." dedi kadının kulağına eğilerek. Y/N adamın kendisine olan yakınlığından dolayı sesine güvenemedi ve kafası ile yavaşça onayladı onu.

O an kalabalığın arasındaki içki içmekte olan Tony ile göz göze geldi. Gergin bir şekilde yutkundu ve Henry'nin kendisini belindeki eli ile yönlendirmesine izin vererek boş bir masaya doğru adımladı.

Garsonların ikram ettiği içkileri içerken sohbetlerini yanlarına gelen iş adamları böldü. Henry onlar ile konuşmaya başladığında Y/N, patronunu gördüğü noktaya tam karşına tekrar bakma cesareti gösterdiğinde yine adamın gözlerinin kendi üzerinde olduğunu farketti.

Bilerek mi yapıyordu bunu?.. Bakışları ile Y/N'nin telaşlandığının farkına mı varmıştı?.. Y/N uzun zamandır bunları gizlemekte oldukça başarılı olmuştu ama sanki Tony artık eskisi gibi bakmıyordu. Kadının eskisinden daha fazla heyecanlanmasına sebep olan bir şey vardı bakışlarında.

"Bu dansı bana lûfeder misin?" diyen Henry'nin sesi ile kafasındaki düşüncelerin sesinin kısıldığını hissetti Y/N. Adamın teklifini anlaması için harcadığı birkaç saniyenin ardından yüzüne bir gülümseme yerleştirerek kendisine uzatılan eli tuttu ve dans edecekeleri yere kadar kendilerine atılan bakışları umursamamaya çalışarak adamı elinden tutarak takip etti.

Henry kadını güçlü elleri ile kırılacak bir cam gibi kadının belinden tuttu. Kendisinden uzun adamın gözlerine bakarak gülümsedi kadın. Kaslı, iri adamın hareketleri görünüşünün aksine nazik ve yumuşaktı.

Y/N kendisine sevgiyle bakan adamın kollarının arasındayken kendisini güvende hissediyordu. Başını Henry'nin göğsüne yaslayarak biraz rahatladı kadın. "Bugün çok yine çok güzelsin Y/N." dedi Henry kulağına biraz eğilerek.

Y/N gülümseyerek kafasını kaldırdı ve adamın gözlerine baktı tekrar. İltifat eden adama teşekkür etmek için ağzını açtığı sırada yanlarından gelen ses ile durakladı. "Henry, Y/N'yi birkaç dakikalığına alabilir miyim dostum? İşle ilgili önemli bir şey..." dedi adamın soru sormasına izin vermeden.

Henry Y/N'e kararsız bir bakış attıktan sonra Tony'yi kafası ile onayladı. Kadın yanından ayrılmadan önce parmaklarına bir öpücük kondurarak kendisini beklediğini söyledi. Y/N patronunu takip etmeden önce gülümseyerek karşılık verdi kibar adama.

"Evet Tony... Konu nedir?" diye sordu Y/N, mekanın terasına adım attıkları anda. "Ne bu acele Y/N? Merak etme Cavill'in kollarına geri döneceksin. Sadece bir şey sormama izin ver..." diye açıkladı.

Y/N yaptığı imalardan dolayı sinirlenmeye başlasa da devam etmesi için adamı sessizce onayladı. Tony birkaç dakika kadına baktıktan sonra cesaretini toplayarak "Cavill ve sen... Aranızda bir şey var mı?" diye sordu, dikkatle kadının hareketlerini izlemeye başlayarak.

Y/N sıkıntıyla derin bir nefes alırken gözlerini kaçırdı aldığı alkolden ve yüksek müzik sesinden dolayı ağrımaya başlayan başını bir eliyle destekledi ve sakinleşmesini umdu.

Gözlerini açmadan önce içinden kendisine mantıklı davranması gerektiğini tekrar edip duruyordu. "Neden soruyorsunuz?" diye sordu kendisinden cevap bekleyen adama.

Tony bir adım daha atarak aralarındaki mesafeyi azalttı. Yakınlığından dolayı donakalan kadının yüzünün önünü kapatan saçı parmakları ile fırçalayarak gözlerinin önünden çekti. Gözlerini buluşturduğunda "Bir şeyleri mahvetmek istemiyorum." dedi Tony.

Y/N yüzüne yaklaşarak dudakları arasındaki mesafeyi santimlere indiren adamın dudaklarına değen alkollü nefesi ile kendisine geldi ve bir adım geri kaçtı. "Hayır, hayır... Artık olmaz..." diye kendi kendine mırıldanmaya başladı. Tony anlamaz bir şekilde kaşlarını çatarak kendi kendine sayıklıyor gibi duran kadına yaklaştı tekrar.

"Y/N..." "Hayır! Dur!" diye sesini yükseltti Y/N. Tony korkuyla kendisine baktı. "Y/N-" "Hayır Tony. Olmaz... Artık olmaz... Anlıyor musun?.." dedi yine bağırarak.

"Ne olmaz Y/N?" diye sordu dahi merakla. "Beni etkilemene izin veremem Tony. Sen bana bir bakacaksın bir kere güleceksin diye kendimi parçaladığım zamanlara dönemem... Yıllarca beni farketmeden senin çöplerini çıkarmakla uğraştıktan sonra olmaz. Seni suçlayamam biliyorum... Etrafında kol gezen onca güzele rağmen beni görmeni bekleyemem, beklemedim... Ama hayır... Ben ta-"

Tony sağa sola telaşlı adım atarak, hiç susmadan içini döken kadının söylediklerini duyduğunda  kalbinin hızlandığını hissetti. Kendisine seslendiğinde kadının duymadığını farketti ve konuşurken başıboş dolaşan kadını kendisine çekerek dudakları ile susturdu. 

Hızla yaptığı konuşmadan ya da ardından kapanan dudaklarından dolayı nefesi kesilen Y/N öpücükten hızla geri çekildi. Kendisine aşkla gülümseyerek bakan adama şaşkınlıkla baktı kadın.

"Y/N ben de sana karşı bir şeyler hissediyorum. Benim kızım ol. Benim kızım ol ve bütün dünya bunu bilsin." diye itiraf etti Tony sırıtarak. Y/N gözlerinin dolduğunu hissetmeye başladığında, adamın beline dolanan kolunu kendisinden kurtararak bir adım geri gitti.

Tony korkuyla kendisine bakarken Y/N birkaç saniye yaşlı gözlerle sessizce durdu. "Olmaz Tony." dedi titreyen sesi ile. Tony boğazında yutkunmasını engelleyen bir yumru oluştuğunu hissetti.

"Ben... Ben listendeki başka biri olamam. Sen Tony Stark'sın. Playboy Tony Stark. S-sana güvenemem. Alkollü bir şekilde tavlayarak ertesi gün kurtulmak zorunda oldupun kadınlardan biri olmayacağım." dedi. Ağlamaklı olan sesini düzeltmek için öksürdükten sonra "Yarın şirkette görüşürüz Bay Stark." dedi ve reddedildiği için yıkılmış haldeki dahiye sırtını dönerek içeriye girdi.

Gözyaşlarının akmaya başlamadan balodan çıkması gerektiğini bildiği için seri adımlarla çıkışa ilerledi. Kendisini görerek birkaç kere seslenmiş olan Henry'yi duymazdan gelerek bir taksi bulmak için dışarıya adım attı. Gözlerinden yaşlar akmaya başladığında önünde duran taksiye binerek evine döndü.

-

"Biliyorsun..." diye lafa başladı Henry. Balodan birkaç gün sonraydı. Günlerdir Tony şirkette ruh gibi geziyordu. Y/N balodan çıktığında arkadaşlarından birinin kendisini hastaneden aradığı için balodan ayrıldığını söyleyen bir mesaj attı Henry'ye.

Şu anda son işlerini halletmek için gelen İngiliz iş adamı ile ofisinde kahve içiyordu Y/N. "İki gün içinde İngiltere'ye dönüyorum." Dümdüz bir yüzle dinleyen Y/N, adamı başı ile onayladı. Balodan berri oldukça keyifsiz bir hali vardı bunu da arkadaşının rahatsızlığına yorumluyordu.

Bu sırada Tony Y/N ile tekrar konuşmak için tekrar cesaretini toplamıştı. Onu gerçekten sevdiğini söylemeye gelmişti. Alkolden dolayı değil. Ya da cinsel bir dürtüden dolayı değil... Kalbinin ritmini değiştirdiğini farkettiği için. Gülüşü ile gününü aydınlattığı için... Belki geç farketmişti kadını ama bu kadar kolay vazgeçmeyecekti ondan.

Bunları söylemek için günlerdir kendisinden bakışlarını bile kaçıran asistanının odasına adımlamaya başladı. Kapıya geldiğinde Henry'nin sesini duyması ile duraksadı. Yaptığının yanlış olduğunu bilse de boş ve sessiz koridordan dolayı gayet net bir şekilde duyulan konuşmayı dinlemeye başladı.

"İki gün içinde İngiltereye dönüyorum. Ama... Seni bırakıp gidemem Y/N. Aylarca senden uzak olmayı kaldırabileceğimi zannetmiyorum." Y/N anlamamış bir ifadeyle kendisine baktığında.

"Benimle İngiltere'ye gel Y/N." dedi bir çırpıda. "Sana burada kazandığından çok daha fazlasını teklif ediyorum. Lütfen bir düşün... Sürekli beraber olabiliriz..." diye gözünde canlanan hayalleri bir gülümsemeyle tatlı tatlı açıkladı.

Tony korku ile nefesinin kesildiğini hissetti. Kendisinden uzak kalmaya çalışan Y/N için mükemmel bir iş teklifi olduğunu biliyordu. Bir umut istediği cevabı duymak için sakin kalmaya çalışarak dinlemeye devam etti.

Y/N de aynı Tony gibi dumura uğramıştı. Krndisini buraya bağlayabilecek bir ailesi olmamasının yanı sıra çalışma şartlarından dolayı pek arkadaşı olduğu da söylenemezdi. Tony'den uzak olma düşüncesi oldukça cazip geliyorrdu kulağa ama bu kararı bir çırpıda veremezdi.

"Ama Henr-" "Hayır, hayır. Hemen karar verme. Lütfen... Bunun için bu kadar erken haber veriyorum. Birkaç gün düşün... Lütfen." diye umula parlayan gözlerle rica etti. Y/N derin bir nefes aldıktan sonra birkaç gün düşünmeyi kabul etti. Düşünmeyi kabul ettiği için bile sevinen adama ufak bir gülümseme göndermeden edemedi. Belki de buradan gitmek herkes için iyisi olurdu...

-

Elindeki kupasında kalan papatya çayının sonunu bir yudumda içti Y/N. Şirketten çıktıktan sonra evine gelmişti ve kafasındaki düşüncelerde kaybolmaya başladığını hissettiği anda kafasında oluşan ağrıyı hafifletmek ve bir nebze olsun sakinleşebilmek için demlemişti çayı.

Kupası ile arka verandasında oturarak ılık ilk bahar akşamının tadını çıkartıyordu. Tatlı tatlı yumuşak bir rüzgar yüzünü yaladığında gözlerini kapatarak biraz daha sakinleşmeye çalıştı.

Son zamanlarda rahatlayabildiği güvende hissettiği anlar hep Henry'nin yanındaydı. Hayatını stabil tutabilecek güvenli adam... Ama hayatını stabil mi tutmak istiyordu ki?

Tony'nin yanında hissettiği o heyecan... Zamanla kontrol edebilecek düzeyde tutsa da asla kaybetmemişti. Şakasına yaptığı flörtlerde hızlanan kalbi, midesine dolan kelebekler... Ama olamazdı... Playboya güvenemezdi. Sarhoş olduğu için bu sözleri söylediği ilk kadın olmadığını biliyordu çünkü.

Aklına ardı ardına dolan birbirinin zıttı olan fikirleri bahçesinde duyduğu patırtı sesi böldü. Gözlerini açarken oturduğu sandalyede sıçradı. Kocaman gözleri ile bahçesine inmiş olan Ironman zırhına baktı.

Yerinden kalktı ve zırha doğru baktı. Zırh açılarak içinden Tony'yi çıkardığında derin bir nefes aldı. Şu an en az ihtiyaç duyduğu şey buydu doğrusu.

Tony kendisine doğru gelirken adımında tökezledi. Afamın yine içkili olduğunu anlayan Y/N kendisine doğru düşecek olan Tony'yi yakalayarak zorlukla destek çıktı.

Adamı verandasında bulunan koltuğa doğru taşımaya çalışırken, Tony durdu ve kolunun altındaki kadına baktı. "Seni seviyorum." dedi hiç düşünmeden. "Hayır Tony. Sevmiyorsun. Sadece alkol aldığında aklına ben geliyorum." diye geçiştirdi sarhoş adamı.

Tony kadının kendisini yönlendirmesine izin vermeden ayak diretti. "Asıl bunu anlamıyorsun. Seni seviyorum ve alkol bunu etkileyen bir etmen değil. Sana dün de söyledim. İçki içmiş olmam beni sarhoş yapmaz. Sarhoş olsam da bu sana olan sevgimi değiştirmez."

Y/N konuşmasından onun gerçekten sarhoş olmadığını anladı ve dengesini sağlamak için omzuna attığı kolunu bıraktı. "Neden buradasın?" diye sordu az önce kalktığı yere oturarak.

"Onunla decek misin?" Y/N duyduğu soru ile gözlerini büyüterek yaındaki adama baktı. "Sen nas-" "Baloda söylediğim her şeyde ciddi olduğumu söylemek için senin odana geldim. Konuşmanızı duyunca kulak misafiri oldum... Y/N... Gitme." dedi sesi her zamankinden cesaretsiz çıkıyordu.

Y/N kendisine kocaman kahverengi gözleri görünce yutkundu. "Ton-" "Hayır... O gün sen konuştun ben dinledim. Şimdi sıra bende. Sana söylediklerim alkolün bir etkisi değil. Tamam mı? Ya da sen listedeki diğer bir kız olmayacaksın. Sen ertesi gün kurtulmak isteyeceğim biri değilsin.

Senin gülümseyerek kalbimde bıraktığın o hissi farkettim. Bu biraz geç oldu...

Tek hatam bu. Seni sen beni severken farkedememiş olmam.

Şu an senden istediğim benim kız arkadaöım falan olman değil. O geceyi unut seni istemediğin halde öpmemi unut. Senden istediğim gitme.

En azından elimde kalan tek şeyi, arkadaşlığını kaybetmeme izin verme. Lütfen." Y/N ne demesi gerektiğini düşünürken yine gözlerinin dolduğunu hissetti ama bu sefer mutluluktandı, balodakinin aksine.

Duyduğu cümleler kalbinin ritmini değiştirmişti... Yine...

"Bana olan sevgin bitmiş olabilir ama arkadaşlığına güveniyorum. Her ihtiyacımda yanı-" "Sevgi bitebilen bir şey değil." dedi kadın gülümsemeye başladı adama. Tony bir an kaşlarını çatarak cümleye anlam vermeye çalıştı.

"Sen bitti sanırsın, unuttun sanırsın ama o gelir birkaç kelimeyle yine kalbin hızlanıverir." Tony anladığını düşündüğü cümleden emin olamadı. Tekrar tekrar düşünerek başka bir anlam yüklemeye çalışırken dudaklarına değen yumuşak dudaklar ile kendisine geldi.

"Seni hala seviyorum Tony." diye mırıldandı Y/N, sözleriyle dahinin kalbinin hızlanmasına sebep olarak. "Y/N? Sen?" "Seni seviyorum, evet ama güvenimi kazanman zaman alacak Bay Playboy." dedi kadın.

Tony günlerdir ilk defa o an gülümsedi. Tony'nin her şeyi idrak etmeye başladığını anlayan kadın da gülümsemeden edemedi. "Bu ne anlama geliyor?" "Ne o dahi? Alkol düşünmene engrl mi oluyor?" diye dalga geçti kadın.

"Bu senin kızın olmayı kabul ettiğim anlamına geliyor." ye açıkladı. Tony yüzünde en büyük sırıtışla yanında oturan kadını kendisine doğru çekerek hızla dudaklarını birleştirdi. Uzun öpücükten nefes nefese ayrılan Tony "Siz Cavill ile-" "Hayır Tony, onunla hiçbir şey değildik. Sadece flört ediyorduk, henüz ciddi bir ilişki içersine girmedik." diye adamın sözünü keserek açıkladı.

"Ne yani sadece flört ettiği kadını İngiltere'ye mi götürmek istedi? Sen de çılgın kararler verenin ben olduğumu düşünürsün." Y/N şakaya kıkırdadı.

"Aslında güzel teklifti." diye ouz silkti kadın. Tony'nin kendisine attığı bakışı görünce kıkırdadı ve "Tabi sen olmasaydın." dedi.

༶•┈┈┈ ⎊ ┈┈┈•༶

Kelime Sayısı: 2480
Yayımlanma Tarihi: 29 Mayıs 2022

Merhabaaa.

Bu bölümü idioticvisionary 'nin doğum günü olduğu için ona hediye olarak yazdım. Umarım beğenir ve hoşuna gider.

Tabi buna ek olarak Tony Stark bebeğimin de doğum günü olduğunu unutmuş değilim. İyi ki doğmuşsun aşkom. İlk aşkım benim :')

Zira ben hiç beğenmedim.
😂😂😂

Ben çözeceğim onca soru, okuyacağım onca kitap, yapacağım onca iş olmasına rağmen, bir de gerçekten depresif hissetmeme rağmen yazdım. Sizde beğeniverin ayol
😂😂😂

Oy vermeyi yorum yapmayı ve diğer Tony Stark ve Johnny Depp kurgularıka göz atmayı unutmayın.

31.08.23



Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top