1.25. Kışkırtma
Wattpad erişim engeli şaka gibi... Engel döneminde paylaştığım ilk bölüm olacak bu. VPN ile girenler varsa selam dostlar ✊🏿
***
Telefonuna mesaj geldiğinde uyumadan önce odasında kitap okuyordu Emma. Bu saatte kim olabilirdi ki? Ron'a iyi geceler diyeli yarım saat olmuştu. Yarın okula gidecekleri için kızlar da bu saatte yazmazdı. Spike olabilir miydi? Haftalar sonra?
Aptal bir heyecanla kitabı yana bıraktı ve telefonu eline aldı. Tanımadığı bir numaraydı. Bir video gönderilmişti. Numaranın bilgilerine baktığında isim kısmında 'Korkulu Rüyalar Bize Bulaşmanızla Başlar' yazıyordu. Neden biri böyle bir isim tercih ederdi ki?
Videoya tıkladı. Gördüğü ilk şey Jessica ve Spike'ın yanyana oturduğu görüntü oldu. Hemen sonrasında Jessica Spike'ın kucağına geçti. Emma kalbinin sert bir şekilde atmaya başladığını hissetti. Video devam ettikçe her yeri kaskatı kesiliyordu. Jessica kıyafetlerini çıkarıp yana fırlatırken Spike'la öpüşmeye devam ediyordu. Emma'nın yüzü tiksintiyle buruşmuş midesi kasıldıkça kasılmıştı. Spike'ın da kıyafetlerini çıkarmaya başladığında gözlerini kapattı. Başını yana çevirdi. Yutkunarak yan gözlerle ekrana döndüğünde işler hiç iyi görünmüyordu. Ekranın orta yerinde sansür kareleri vardı fakat ne olduğu ortadaydı. Sesi kısarak görüntüyü durdurdu.
Telefonu yavaşça yatağa bıraktığında parmakları titriyordu. Bedeni buz gibiydi. Yavaşça ayağa kalktı. Pencereye yaklaştı ve camı açtı. Soğuk hava içine işlese de derin nefesler almaya başladı. Sokak karanlık ve sessizdi. Hava buz gibiydi. Kar kokusı vardı. Kolları titriyordu. Ne izlemişti öyle! Spike nasıl yapabilmişti bunu? Böyle bir şey kesinlikle iğrençti! Nasıl bu kadar pislik olabilirdi?
Telefonuna gelen bildirim sesiyle o yana döndü. Ekran hala açıktı. O görüntüyü daha fazla görmek istemiyordu. Camı kapattı ve telefonu eline alıp videoyu hemen sildi. Bildirim kızlarla ortak gruptandı. Elisa yazmıştı hemen.
Elisa: Videoyu gördünüz mü 🤯 Jessica mahvoldu! Onlara bulaşmamalıydı. Hangi aptallıkla onlarla buluştu ki? Bir şey olacağı belliydi.
Emma: İğrençti 🤮 Kimse böyle bir şey hak etmez.
Elisa: Jessica hak etmişti. Kaşınmıştı. Olacağı buydu. Bir de onlarla buluşmuş baksana. Amacı neydi?
Emma: Buluşup yattı diye herkese ifşa edilmesi gerekmiyordu. Bence iğrenç.
Elisa: Pardon senin bayan doğruluk abidesi olduğunu hep unutuyorum 😪
Emma: Kimse kimsenin hayatını bu şekilde ortaya dökemez.
Elisa: Kimse kismenin duygularıyla bu şekilde oynayamaz. Jessica kimlerle uğraştığının farkındaydı. Bir karşılığı olacaktı.
Emma daha fazla cevap vermedi. Elisa'yla bu konuda aynı düşünmüyordu. Hemen Bay J.S'ye tıkladı.
E: Gerçekten bu kadar berbat biri olmak zorunda mısın?
Mesaj iletilmişti. Fakat yine tüm bilgileri kapalıydı. Bir süre bekledi. Herhangi bir hareket yoktu.
E: Bu kadarını beklemiyordum.
En azından bana göndermeyebilirdin.
Nasıl olsa yarın duyardım ne yaptığını.
Bana kendini o şekilde izletmeye hakkın yoktu.
Jessica'ya da bunu yapmaya hakkın yoktu.
Hani herkes kendi seçimlerinin sonucunu yaşardı?
Bir süre sonra Spike çevrimiçi oldu. Bir şeyler yazmaya başladı. Vazgeçti. Tekrar yazdı ve tekrar vazgeçti. Çevrimdışı oldu.
E: Kendini nasıl savunacaktın merak ettim!
Gerçekten kendini haklı mı görüyorsun?
Telefonuna bir sürü resim doldu. Hepsi Spike'tandı. O, Ryan, Jessica ve diğer iki kızın çok daha ileri hallerine dair resimlerdi. Resimlerin yarısını Jessica kendisi çekmişti ön kamerasından ve halinden rahatsız görünmüyordu.
Bay J.S: Bunlar sadece sana özel tatlım ❤️
Emma midesinin kasıldığını hissetti. Ne yapmaya çalışıyordu Spike?
E: Neden bana bunları gönderdin?
Ne oldu böyle yapınca?
Bay J.S: Aynı anda birkaç kişiyi idare etmeye çalışan bir kaltak için gereksiz avukatlık yapıyorsun
E: Siz herkesle istediğiniz gibi oynarken sorun olmuyor ama biri sizinle oynayınca büyük mesele oluyor. Karşılığını da böyle mi veriyorsunuz?
Bay J.S: Herkes seçimlerinin sonuçlarını yaşıyor
Buraya gelmesi için kimseyi zorlamadım
Resimleri zorla çekmedim
E: Videoyu zorla çektin!
Bay J.S: Performansımı beğendin mi?
Kendini onun yerinde hayal ettin mi?
Uvv güzel olurdu bak seni o şekilde kucağıma almak 😈
E: İğrençsin!
Bay J.S: Kendi isteğinle gelip kucağımda benimle olmak için kıvranırken hiç öyle demiyordun ama güzelim 🫠
E: Beni duyguların hakkında ikna etmek için fazla kasmıyor muydun o gün?
Ne değişti?
Bay J.S: Rol yapıyordum 😏
Bir başka gün için harika planlarım vardı 😁
Ucuz kurtuldun diyelim.
Hala istekliysen adresimi biliyorsun.
Sevgilinin hiçbir şeyden haberi olmak zorunda değil 🤫
Küçük sırrımızı zevkle saklarım.
Ya da belki seni de ifşa ederim.
Bilemiyorum.
Ruh halime bağlı 🙃
Emma öfkeyle soluk alıp veriyordu. Boğazı tıkanmış, gözleri dolmuştu. Gittikçe daha da iğrençleşiyordu. Spike'a ne olmuştu böyle? Onun tanıdığı Spike bu değildi kesinlikle! Herkesin bahsettiği Spike'ın ta kendisiydi bu. Korkunçtu!
E: Senden nefret ediyorum!
Tiksiniyorum!
İğrençsin!
İstediğine istediğini anlat umurumda değil!
Nate'den hiçbir farkın yok!
Bay J.S: Senin de Jessica'da hiçbir farkın yok.
Sevgilinin yanındayken gözlerini benden ayıramıyorsun.
Yaramaz bir kızsın gerçekten.
Beni görebilmek için uydurduğun bahaneler hiç orijinal değil.
Beni unutmakta bu kadar zorlanıyorsan teklifim hala geçerli 😉
E: Sen kendini ne sanıyorsun? Sana karşı hiçbir zaman hiçbir şey hissetmedim ben! Zorla önüme çıkan sendin!
Tecrübesizliğimden yararlanmaya çalışan fırsatçının tekiydin!
Aşık olduğum tek kişi Ron ve sen buna katlanamıyorsun!
Yanında onunla her yakınlaşmam seni çıldırtıyor, ayarın kaçıyor!
Asıl şu anda rol yapıyorsun!
Bana ikinci kez yalan söylüyorsun!
Bu ona gönderdiği son mesaj oldu. Spike'tan başka cevap gelmedi. Emma ise gözleri dolmuş halde ekrana bakıyordu. Onunla yaşadığı en berbat konuşmaydı bu. Bambaşka birine dönmüştü Spike. Aralarında bir şey olamayacaktı ama bu kadar pislikleşmesine gerek yoktu. Her şeyi mahvetmişti.
Spike ise her şeyin hıncını ondan çıkarmanın tatminiyle yatağında uzanıyordu. Telefonu elinde döndürüyordu. Yeni mesaj gelmemişti. Gelmeyecekti. Umurunda değildi. Son üç haftadır içinde biriktirdiği bütün gerilimi kusmuştu. Rahatlamış mıydı? Hayır! Emma son mesajında haklı mıydı? Evet. Yanında her yakınlaştıklarında geriliyordu. Onları görmeye katlanamıyordu. Fakat her şeye rağmen Emma'nın bakışlarını yakaladığı da bir gerçekti. Onunla bakışmaya hakkı yoktu. Onu bu şekilde çileden çıkarmaya hakkı yoktu.
Haftalar sonraki ilk konuşmaları şiddetli bir kavgaydı. Uyumak için odasına çıkmıştı. Fakat onun mesajıyla uykusu kaçmıştı. Sinirleri aşırı gergindi. Yaptığından pişman değildi. Jessica bunu hak etmişti. Birkaç gün konuşulacak sonra unutulacaktı zaten. Uzatmaya gerek olmayan bir konuydu.
***
Video birkaç gün boyunca okulda konuşulan tek konu oldu. Jessica türlü hakaretlere, alaylara maruz kalmıştı ve herkesten köşe bucak kaçmıştı. Emma ise günlerini dalgın geçirmişti. Lucy birkaç kez ağzını aramıştı. Videodan etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalışmıştı. Ona da aynı açıklamayı yapmıştı. "Kimsenin bir başkasının özel hayatını ortaya dökmeye hakkı yok." Lucy dudak bükerek karşılık vermişti. Ortada bir özel hayat olduğunu düşünmüyordu. Jessica oraya giderek her türlü riski göze almıştı. Sonuçları olacaktı.
Yılbaşı partisi yaklaştığında herkes heyecanlıydı. Seal Town Lisesi'nin de davetli olduğu bir parti olacaktı bu yıl. İki okulun yakınlaşması için iyi bir fırsattı. Belki önyargılar kırılır, dostluk bağları kurulurdu. Belki de yeni yargılar ve düşmanlıklar oluşurdu. Öyle ya da böyle her iki tarafın da eğleneceği bir parti olacağı kesindi.
Elisa ve Flora Emma'nın evine gelmişti hazırlıklar için. Flora hala ailesiyle kutlama konusunda kararsızdı. Elisa, "Bu fırsatı kaçırma! Bir daha lisede olmayacağız!"diye söylendi.
Emma, "Benim için de bir ilk. O kadar korkutucu olacağını sanmıyorum."
Flora, "Kalabalık ve gürültülü olacak."diye söylendi. Arkadaşlarıyla olmak istiyordu fakat böyle şeyler pek ona göre değildi. "Geri sayımdan on beş dakika sonra dönerim."
Elisa, "Michael bile geleceğini söylüyordu!"
Emma, "Öyle mi?"dedi şaşkınlıkla. Bundan haberi yoktu. Son zamanlarda pek konuşmamışlardı. Ron'la ilişkisi ilerlemeye başladığından beri yakın çevresine eskisi kadar dikkat edemiyordu. Telefonuna mesaj geldiğinde yatağına oturdu.
R: Bu akşam çok güzel olacağından eminim. Seni görmek için sabırsızım. Neden bu kadar kısa sürede seni özlüyorum? Bu çok ilginç bir duyguymuş 😇
Emma mesajı okurken gülümsedi. İçini ısıtmıştı. Onun yakınlığını seviyordu. Bir zamanlar asla yanına yaklaşamayacağını düşündüğü çocuk ona güzel mesajlar atıyordu.
E: Ben de bu gece seninle olacağım için heyecanlıyım ❤️
Elisa, "Ron mu?"diye sordu. Ses tonu tekdüzeydi. Bu konuyu aşabileceğini düşünmüştü fakat pek de iyi gitmiyordu.
"Evet."dedi Emma sadece.
Bu sırada Elisa'nın telefonuna mesaj geldi. Elisa çatık kaşlarla mesajı okudu ve uzun bir süre öyle kaldı. "Bu kim şimdi?"diye söylendi.
Flora, "Telefon sapığı mı? Ne demiş?"
"Bu gece yeni bir şeyler denemek ister misin yazmış." Öfkeyle derin bir nefes aldı. "Profil resmi yok. Son görülmesi kapalı."
Emma kalbinde rahatsız bir tekleme hissetti ona bakarken. "Kim olduğunu sor o zaman. Bakalım ne diyecek."
Elisa hızlı hareketlerle yazdı. Uzun tırnakları ekranda çınlıyordu yazdıkça. Kimsin?
Hemen cevap geldi. Elisa okudu. "Kim olduğumu yılbaşı partisinde kendin öğrenmek istemez misin?"dedi ve ekledi, "Görüldü bilgisi de kapalı. Çevrimiçi."
Flora, "Bundan hoşlanmadım."dedi rahatsızca.
Emma, "Ben de."derken telefonundaki mesajlardan Bay J.S'ye girdi. Çevrimiçiydi! Eli kalbinin üstüne gitti. Ona bu konudaki sınırını açıkça söylemişti! Buna rağmen bu sınırı yerle bir edecekti demek!
Elisa, "Kim benimle uğraşmak ister ki?"dedi ve cevap yazdı. Bununla kaybedecek vaktim yok. Kim olduğunu söyle ve buna göre karar vereyim.
Telefonu çalmaya başladı. "Görüntülü arıyor!"dedi şaşkınlıkla.
Flora, "Aç bakalım kimmiş bu gizemli şahsiyet."dedi alayla ve Elisa'nın yanına geçti. Emma o yana gidip gitmemek konusunda kararsızdı. Kimi göreceğini biliyordu.
Elisa, "Saçım düzgün mü? Belki yakışıklı biridir."dedi gülerek. Flora gözlerini devirirken Emma'yla bakıştı. Yüzündeki donukluk ne düşündüğünü anlamasına yetti. Ama o kadar da olmazdı değil mi? Elisa, "Gelsene bakalım üç kızı birden görünce ne yapacak."dedi alayla gülerek. Emma tutuk adımlarla yaklaştı ve Elisa telefonu açtı. Açmasıyla donması bir oldu. Karşı taraf konuşurken Emma ve Flora da Elisa'dan farksız değildi.
"Bütün heyecanını kaçırdın ama bir seri katil olmadığıma ikna olmuşsundur umarım."dedi Spike tüm çekiciliğiyle. Geçen her saniye Emma'nın sinir katsayını artırıyordu. Midesi bulanmaya, başı dönmeye başladı. Spike ise umursuzca devam etti. "Selam bayanlar."çapkınca gülümsedi. Kimseden ses çıkmadı. "Yoksa benimle konuşmayacak mısın Elisa?"diye devam etti Spike.
Elisa kekeleyerek, "S-sen olabileceğini d-düşünmemiştim. Şaşırdım. Numaramı nereden buldun?"
"Haftalar önce sen vermiştin unuttun mu?"
Emma kusacağını sandı birden. Tuvalete koştu. Öğürür gibi olsa da hiçbir şey kusmadı. Fakat rengi atmıştı. Önce Jessica şimdi de bu! Ondan gerçekten nefret ediyordu! Elini yüzünü yıkadıktan sonra içeri girdi. Elisa camın önünde konuşmaya devam ediyordu. Flora da diğer yana geçmişti. Yüz ifadesi durgundu.
Spike, "O zaman bu gece bizim köşenin yıldızı sen olacaksın."diyordu. Emma içinde daha büyük bir öfke hissettiğini hatırlamıyordu şu ana kadar. Her şeyi nasıl bu kadar kolay çöpe atabilmişti?
Elisa, "Diğerleri hoş karşılar mı bilemiyorum."
"Onlara fikrini soran olmadı."
"Yani biliyorsun Ron'la kısa süreli bir ilişkim oldu. Şimdi biraz tuhaf olmaz mı? Jessica'nın başına gelenleri de düşününce."
"Bill Jessica'ya aşıktı. Aynı şey değil."dedi Spike. Elisa biraz bozulmuştu bu lafı duyunca. "Neredesin şu anda evinde misin?"
"Hayır. Arkadaşıma geldim. Hazırlanıyoruz."
"İstersen seni almaya gelebilirim. Tabii arkadaşlarını da partiye götürebilirim."
Emma sinirden kaskatı kesilmişti. Elisa bir ona bir Flora'ya baktı. Emma, "Bizi Ron alacak. Sen tek gidebilirsin."dedi.
Spike, "Okul birincisi orada mı hala?"diye sordu. Elisa gülerek başını aşağı yukarı salladı. "St. Joseph'e gelmeyi düşünmemen çok üzücü. Güzel zaman geçirebilirdin."
Emma cevap vermeden aynanın önüne oturdu. Makyajını yapmaya başladı. Elisa, "Biraz meşgul. Sevgilisi yarım saat içinde burada olur."
"Anladım. O zaman anlaştığımıza göre ben birazdan çıkarım. Yirmi dakikaya orada olurum. Sen hazır görünüyorsun."
"Hazır sayılırım."dedi Elisa heyecanla. Emma sinirden dudağını ısırıyordu. Flora hiçbir şey demeden kalakalmıştı. Bir Emma'ya bir Elisa'ya bakıyordu. Elisa bunu yeni bir heyecan olarak görüyordu fakat işin arkaplanını bilseydi işler çok daha kötü olabilirdi.
Elisa telefonu kapatır kapatmaz makyajını yapmaya başladı. "İnanamıyorum! Spike, beni aradı! Numaramı silmemiş! Herhangi bir şey yazmayınca sildiğini sanmıştım. Bayağı çekici biri. Acaba neden beni aradı? Bir sürü kızla konuşabilirdi ama o beni seçti." Elisa yine olayı kendine göre yorumlamaya başlamıştı.
"Acaba neden?"diye mırıldandı Emma.
Flora, "O gruba güvenmiyorum. Onu kabul etmek zorunda değildin."
Elisa, "Kim Spike gibi birini reddetmek ister ki? Belki bu defa gerçek bir ilişki arıyordur?"
Emma kendini tutamadı ve kahkahayı bastı. "Kesin gerçek bir ilişki arıyordur. İki gün önce Jessica'yla nasıl seviştiğini herkese gönderdi ve bugün hayatının aşkını bulmaya karar verdi!"
Elisa, "Haftalar önce verdiğim numaramı silmediğine göre aklında kalan bir yanım olmuş demektir."
Emma derin bir nefes aldı ve gözlerini devirdi. Spike bunu sadece onu kendinden daha da uzaklaştırmak için yapıyordu. Ron'la ilişkisine katlanamıyordu ve karşılığında onun canını acıtmak için her yolu deneyecekti. İstediğini yapabilirdi. Bu defa o günkü gibi bir patlama yaşamayacaktı. Oyun mu istiyordu, ona alasını verecekti!
Elisa'nın telefonu tekrar çaldığında yirmi dakika geçmişti. "Ben geldim."dedi Spike.
Elisa, "Tamam çıkıyorum ben de."dedi ve son kez aynaya baktı. "Fazla dakik."diye mırıldanırken kırmızı rujunu kontrol etti. Mavi gözlerini öne çıkaran bir makyaj yapmıştı. Lacivert elbisesi pullu mini etekliydi. Üzerine siyah deri ceketini giydi. "Bana şans dileyin kızlar. Bu defa her şey daha güzel olabilir."
Flora, "O grupla biraz zor."
Emma birkaç adım öne çıktı. Arkadaşının dalgalı saçlarında ellerini gezdirdi. Derin bir nefes aldı. "Senden gerçekten etkilendiğini anlamak için ona adını sor. Eğer söylerse duygularından emin olabilirsin."
"Adını mı?"
"Evet. Spike gerçek adı değil sonuçta. Kullanmayı tercih ettiği bir lakap."
"Gerçek adını söylemesi neyi değiştirecek ki?"
"Dediğim gibi, duygularından emin olacaksın."
"Zamana bırakmayı tercih edeceğim sanırım."dedi Elisa ve odadan çıktı. Emma camdan Spike'ın arabasını izledi. O da ona bakıyordu. Elisa'nın binmesiyle bakışları o yana döndü.
"Ondan nefret ediyorum!"dedi Emma perdeyi hızla çekerek.
Flora, "Ron'la çıkıyorsun. Spike'a sinir olman anlamsız değil mi? İstediğiyle olur ve bu seni ilgilendirmez."
"Evet! Haklısın!"dedi yüksek sesle ve aynanın karşısına geçti. Az önce sürdüğü nar çiçeği rujunu sildikten sonra odasından çıktı.
"Nereye?"diye seslenen Flora'yı cevapsız bıraktı. Yirmi dakika sonra odaya döndüğünde üzerinde Lucy'nin bordo siyah elbisesi vardı. Siyah deri kumaşın tam ortasından bordo kumaş geçiyordu ve üzerinde çapraz ipler vardı. Eteği kalçalarının hemen altına kadardı. Dantelli siyah külotlu çorap ve Lucy'nin siyah ipli deri çizmesini giymişti. Az önce düzgünce maşaladığı saçlarını ise dağıtıp siyah bir bant takmıştı.
Flora şaşkınlıkla Emma'ya bakıyordu. "Neden kıyafetlerini değiştirdin?"diye sordu. Karşısında bambaşka biri vardı sanki.
Emma hiçbir şey söylemeden omuz silkti. Telefonunu kontrol etti. Üç dakika önce Ron geldiğini haber vermişti. "Ron gelmiş. Hadi çıkalım."dedi ve odadan çıktı.
"Bekle."diyerek onu koridorda durdurdu. "Onun seni bu kadar etkilemesine neden izin veriyorsun?"
"Kimseye bir şey için izin verdiğim yok."
"Seninle oynuyor! Görmüyor musun?"
"Ben de onunla oynayacağım o zaman!"dedi Emma öfkeyle.
"Bu senin kaybedeceğin bir oyun olur Emma! Onlara bulaşan hiç kimse kazanmadı!"dedi Flora endişeyle.
"Bu defa farklı. İstediğini desin, istediğini yapsın, bu defa her şeyin farklı olduğunu o da çok iyi biliyor."
"Peki bu sana ne kazandıracak?" Flora sesini alçalttı. "Eğer Ron'a karşı bir şey hissetmiyorsan ondan ayrıl en azından."
"Ron'u sevdiğimi sen de çok iyi biliyorsun."
"O zaman bu oyun neden?"
"O bana sataştığı için! Kenarda durmayı bilmediği için! Bu şekilde beni rahatsız edemez!" Merdivenlerden inmeye başladı. "Daha fazla bu konu hakkında konuşmak istemiyorum."dedi ve kapıdan çıkıp gitti.
Flora derin bir iç çekti ve peşinden ilerledi. Emma'ya bir şeyler olmuştu. Böyle biri değildi. Fakat şu an bambaşka konuşuyordu. Bu değişimi fark edemediği için kendine kızdı. Onu çok daha önceden uyarabilirdi. Şimdi işler kontrolden çıkacaktı. Bu defa Emma kendi isteğiyle dahil olmuştu. Bu durumun nereye gideceğini bilemiyordu.
***
Biraz heyecan katalım bakalım. Spike mı daha yaramaz Emma mı karar veremiyorum bazen.
Reklamlar yüzünden çevrimdışı okumayı sevdiğinizi biliyorum ama çevrimdışıyken verilen oylar(veriyorsanız) işlemiyor. Bir ara internet açıkken bölümleri oylarsanız çok sevinirim 😘
Biraz da arkadaşlarınıza mı gönderseniz? Paylaşımları nasıl artırabiliriz? Algoritmalar berbat halde zaten uzun zamandır. Etkileşim olmadan da ciddi anlamda hiçbir ilerleme olmuyor.
Yayınlama tarihi: 17.07.2024
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top