Bölüm 5
Gözlerini açtığında fazlasıyla lüks bir odadaydı. Yıkanmış ve yeni pijamalar giydirilmişti hatta. Bir süre boş gözlerle tavanı seyretti.
Odanın kapısı usulca açıldı sonra. "Merhaba Qarukkin" dedi yaşlı bir kadın. En az 90 yaşlarında görünüyordu. Ve her ne kadar yaşlı olsa da kırış kırış olmuş cildinin altında gençliğinde baya güzel bir yüze sahip olduğunu anlamak mümkündü aslında. Hala güzelliğini koruyan gözleri ve beyaz teni ile eski günlerinin izlerini taşıyordu.
"Günaydın" dedi yaşlı kadın. "Beni tanıdın mı?"
Dikkatle süzdü yaşlı kadını Qarukkin. Çok tanıdık gelen bir siması olduğu kesindi ama aklına hiçbir şey gelmedi.
"Üzgünüm" dedi sonra. "Kafam o kadar karışık ki inananın tanıyamadım. Kimsiniz acaba?"
"Ahh bebeğim..." dedi yaşlı kadın. "Yaşadıkların o kadar kötü olmalı ki seni çok iyi anlıyorum. Ama gerçekten harika bir iş başardın. Sen gerçekten kendini kanıtladın."
"Teşekkür ederim." dedi Qarukkin kısık bir sesle. "Ama dediğim gibi sizi kesinlikle tanıyamadım."
"Ahh bebeğim..." dedi kadın bir kez daha. "İyice dinlen sen şimdilik. Doktor az sonra bir muayene daha yapacak tamam mı? Hiç endişe etme."
Qarukkin sahiden de bu kadına güvenmeye fazlasıyla istekliydi. Neden olduğunu bilmese de aileden biri gibi gelmişti bu kadın ona. Ve her sözü sıcak bir ev şefkatine sahipti.
"Anne ve babama ulaşmam lazım" dedi. "Ve Surazal Rimed. Lütfen onu tanıyorsanız burada olduğumu söyleyin."
"Sakin ol küçüğüm." diye telkin edici bir sesle karşılık verdi kadın. "Annen ve baban yoldalar zaten. Sadece sağlıklı olduğundan emin ol tamam mı? Doktor gelip birkaç kontrol daha yapacak. O zamana kadar lütfen zihnini çok yormamaya çalış."
"Teşekkür ederim" dedi Qarukkin. Gözlerini huzur içinde yumdu ve derin bir oh çekti. Bitmişti sonunda demek her şey. Gözlerini pencereye doğru çevirdi sonra. Kuş seslerinin neşe dolu melodisi ruhuna muhteşem bir dinginlik vermişti.
***
"Bu inanılmaz bir şey. Hem de bu kadar yıl sonra!"
Yaşlı kadın bu cümleleri mırıldana mırıldana odasına kadar neşe ile yürüdü. Kemikleri eskisi kadar hızlı ve rahat hareket etmesine imkân vermese de çok umurunda değildi artık bunlar.
Masasının başına geçti yüzünde geniş bir gülümseme varken. Odası fazlasıyla aristokrat zevklere göre döşenmişti. Antika mobilyalar, yağlıboya tablolar, yüzlerce yıllık birikimin bir göstergesi olarak raflarını süsleyen binlerce kitap. Okumak için onlarca ömür gereken binlerce kitap.
"Bu inanılmaz!" diye iç geçirdi son kez yaşlı kadın. "Bilim her zaman bir yolunu bulur. Hatırlıyor musun Surazal. Her zaman bunu derdin."
Yaşlı kadının masasının üzerinde Surazal Rimed'in, Qarukkin'in erkek arkadaşının bir resmi duruyordu. Ama artık genç bir adam olmaktan olabildiğince uzak bir resimdi bu. En azından altmışlı yaşlarında bir adamdı artık ve yine de Surazal'ın ta kendisiydi. Qarukkin'in hatırladığı halinden 40 yıl daha yaşlıydı sadece.
Ve Surazal Rimed öleli en azından 500 yıl olmuştu.
Yaşlı kadın tam gözlerini kapatıp hayallere dalacaktı ki kapısı çalındı usulca. İçeri giren doktor yüzünde ciddi bir ifade taşıyordu.
"Efendim..." dedi sakin bir sesle. "Tamamen sağlıklı. Kusursuz bir gelişim göstermiş. Bazı hasarlar var ama kullanmamız için engel değil. Hemen başlayabiliriz."
"Ah ne güzel!" dedi yaşlı kadın. "Siz onu hazırlayın ben hemen geliyorum."
***
Qarukkin'in uyuyan bedeni bir koltuğa oturtulmuştu özenle. Kafasında tıpkı o kilisedeki gibi metalik bir başlık takılıydı. Yaşlı kadın küçük adımlarla girdi içeriye. Uyayan kıza şefkat dolu gözlerle baktı.
"Nihayet" dedi çatallı sesiyle. "Uzun zamandır genç olmanın nasıl bir şey olduğunu unutmuştum."
"Her şey hazır efendim" dedi doktor saygı dolu bir sesle. "Lütfen buraya geçin. Bu beden için zamanınız doldu."
"Ahh..." dedi yaşlı kadın. "Geriye hiçbir şey kalmadığına emin olalım. O eski enstitüden gelen başka Qarukkin'ler de olabilir. Droneler her zaman tetikte olsun."
Bu sözlerden sonra onun için hazırlanmış koltuğa oturdu yaşlı kadın. Onun başına da aynı başlık geçirildi. Doktor eski bir polaroid kamera getirdi sonra ve yaşlı kadının yüzüne doğrulttu kamerayı. Kadın ister istemez gülümsedi. "Çekiyorum efendim" dedi doktor. "Hazır mısınız?"
"Hiç olmadığım kadar." dedi yaşlı kadın. Ve beyaz ışık tüm odayı doldurdu.
Makinenin flashı odayı aydınlatırken yaşlı kadın geçmiş anılarında daldı elinde olmadan.
600 sene öncesine.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top