7
jeongguk: çiçekler hakkında ne düşünüyorsun?
roseanne: Bir gün solacaklarını
jeongguk: tamam, peki gökyüzü hakkında?
roseanne: Birkaç saat sonra karalacağını
jeongguk: peki okyanus?
roseanne: Binlerce insanı boğduğunu
jeongguk: bence düşünmeyi bırakmalısın.
roseanne: Düşünmüyorum zaten, aklıma ilk gelenleri söylüyorum
jeongguk: son bir şey daha, sorabilir miyim?
roseanne: Hayır
jeongguk: peki insanlar hakkında ne düşünüyorsun?
roseanne: Bir gün hepsinin öleceğini
jeongguk: her şey hakkında bu kadar kötü düşünüyorsan nasıl yaşıyorsun?
roseanne: Gerçekten bunun cevabını bilmek istiyor musun?
jeongguk: merak ediyorum.
roseanne: Yaşıyorum çünkü ölemiyorum
jeongguk: bence felsefe yapıyorsun
jeongguk: istediğin zaman eline mutfak bıçağını alıp kendini deşebilirsin, ya da küvetin içinde kendini boğabilirsin, otuz katlı gökdelenin tepesinden kendini atarsan hayatta kalma şansın neredeyse yok.
roseanne: Verdiğin tüyolar çok hoş ama kalsın
roseanne: Ölümümün o kadar sıradan olmasını istemiyorum
roseanne: Zaten yeterince sakin, sıradan hayatım var ve ölümümün sıradan olmasına katlanamam
jeongguk: seni öldürmesi için seri katil kiralayabilirsin.
jeongguk: al sana sıradan olmayan bir ölüm şekli. aksiyon, gerilim, korku, heyecan, endişe hepsinden var.
roseanne: Neden beni öldürmeye bu kadar meraklısın?
roseanne: Daha gencim ve henüz ölmek istemiyorum
jeongguk: sadece merak işte.
roseanne: Merak ettiğin şey ne?
jeongguk: eğer olur da ölürsen, Busan'ın en kalabalık caddesinin bir köşesinden hep beyaz giyen, gitarıyla hüzünlü şarkılar söyleyen, hayranı olduğum kızın yerini kim dolduracak? yeri dolacak mı diye.
roseanne: Efsanevi şekilde araba kazası geçirmezsem ve ejderhaların saldırısına uğramazsam henüz ölmek gibi bir niyetim yok
jeongguk: neden?
roseanne: Ne neden?
jeongguk: yani sokakta yürürken beş kişiyi çevirip ölüp ölmemek istediğini sorarsan üçü istediğini söyleyecekken, sen neden yaşamak istiyorsun?
roseanne: Ben bilmiyorum
jeongguk: düşündüğüm kadar hüzünlü olmamalısın herhalde.
roseanne: Bunun hüzünle bir alakası yok
roseanne: Bazen insanlar mutsuz olur ama ağlamazlar, bu onların mutsuz olmadığını göstermez sadece hüzünleri gözyaşlarının ulaşamayacağı kadar derindedir.
jeongguk: Ama bu içlerinden ağlamadıkları anlamına da gelmez.
roseanne: Benim hiç kimsem yok, ailem, arkadaşlarım, sevdiklerim, evim, doğru dürüst işim ve mezun olduğum bir okul bile yok.
roseanne: Nerede yaşadığımı, yarın ne yiyeceğimi ve geceni nerede geçireceğimi bile bilmiyorum
roseanne: Bu durumdaki birisinin bedeni çoktan çöplüğün bir köşesinde çürümeye bırakılırdı, biliyorum
roseanne: Ama içinde olduğum durum önemli değil, ya da ne kadar acı çektiğim
roseanne: Bütün bu kötülüklere rağmen yaşamak istiyorum
roseanne: İçinde kötülükler var diye bütün iyilikleri söküp atamayız değil mi?
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top