#25
青い鳥
mavi kuş
❦
Dudaklarımdan yavaşça ayrıldığında bedenimdeki bütün çaresizliğin suya düştüğünü fark ettim. Ben düzelebilirdim. İyileşmeyi herşeyden çok istiyordum çünkü. Jimin dikkatle yüzümü taradıktan sonra ciddi sesiyle fısıldadı. "Kazağı çıkartayım mı artık? Seni yıkamam gerek melek."
Midemde çarpışan duygularım belirsizliği ev bellediğinde sadece ona bakmakla yetindim. Bir melek tarafından yıkanıyordum. Acaba kirlettiğim su onun saflığını mahveder miydi?
Jimin kafasını yanına çevirerek küvetin yanında duran şampuanı almak için uzandı. Ama bilin bakalım ne oldu? Yapamadı. Küçük parmakları en büyük engeliydi. Hafifçe güldüğümde aniden sinirli şekilde bana baktı.
"Kaşınıyorsun," diyerek tekrardan şampuana uzandı. Yine yapamayınca zihnime hücum etmiş görüntüyle kahkaha attım. Jimin hızla bana dönerek söylenmeye başladı. "Yah! Kazak yüzünden, yetişmeme engel oluyor. Gülme." dediğinde kafasını sinirle iki yana salladı ve kazağı sıyırarak çıkardı üzerimizden.
Kollarımı hemen göğüsümde siper ettim bakışlarımı ondan kaçırarak. Bana bakmadan arkasına uzanarak şampuanı almıştı. Gözlerim çıplak vücuduna kaydığında yanaklarımın sıcaklığı kendini hatırlatmaya koyulmuştu çoktan. Jimin bana döndüğünde kısa süre çıplak tenimde bakışlarını bilinçsizce gezindirdi. Utandığımı fark ettiğindeyse hemen gözlerini üzerimden çekerek konuştu.
"İstersen arkanı dönebilirsin."
Kafamla onu onaylayarak arkamı döndüm ve sırtımı ona yasladım. Jimin'in kesik kesik aldığı nefesleri kulağıma değiyor orayı kendi heyecanını gömüyordu. Sırtımı onun çıplak vücuduna dayadığımda konuştum. "Jimin?"
"Hı?" diye mırıldandı. Şampuanla saçlarımı yıkamaya başladığında.
"Neden kendin gibi masum bir kıza aşık değilsin?"
"Ben zaten öyle bir kıza aşığım. Sadece onun diğerleri gibi kanatları yok. Ama bu beni mutlu ediyor, çünkü kanatları olmadığı için asla benden uçarak gitmeyecek." dedi sakince konuşarak.
"Ama yürüyerek ya da koşarak gidecek." dedim. Jimin saçlarımın şampuanını suyla akıttığında derin nefes alarak güldü.
"Gitmeyecek." dedi düz sesiyle. Kendinden çok emindi.
"Nereden biliyorsun?" diyerek onu yokladım. Kollarıyla sıkıca bana sarılarak yüzünü enseme gömdü. Yaşadığım heyecan saç diplerime kadar usul usul yok ediyordu beni.
"Çünkü eğer gitmeye çalışırsa, onu böyle sıkıca saracağım ve buna izin vermeyeceğim. O benim meleğim!" diyerek daha sıkı sarıldı bana.
Elindeki havluyla saçlarımı kurularken ıslak pembe saçlarına kaydı gözlerim. Üzerimde onun pembe kazağı vardı. Yumuşacık kazağı diz kapaklarımın üzerine denk geliyordu, bu yüzden eşofman giymeye ihtiyaç duymamıştım. Jimin'in bileğinden hafifçe tutarak bana bakmasının sağladım. Bakışlarını saçlarımdan çekerek gözlerime dikti.
"Bende yapabilir miyim?" diyerek sordum odasındaki halıda ona doğru dizlerimin üzerinde doğrularak. Yüzlerimiz aynı hizaya geldiğinde elindeki havluyu bana verdi ve yerde oturdu.
Gülümseyerek havluyu avuçlarım arasında sıkıca tutarak Jimin'in saçını kurulamaya başladım. Saçlarının yaydığı şampuan kokusu ele geçirmişti burnumu. Ciğerlerime derin nefes çekerek usulca kuruladım pembe saçlarını. "Jimin," diyerek konuştum.
Mayışmış bir şekilde mırıldandı "Hı?"
"Saçların çok güzel kokuyor."
"Acaba yeni yıkandıkları için olabilir mi?" dedi alay ederek.
"Olabilir."
Jimin aniden oturduğu yerden doğrularak saçlarını kurulayan bileklerimden yapıştı ve beni yere yatırarak üzerime çıktı. Ani gelen şaşkınlık göz çukurlarıma çöreklendiğinde kekeleyen sesimle sordum ona. "Ne yapıyorsun Jimin?"
Bir nefes ötemde olan Jimin gülümseyerek konuştu. "Hesap soruyorum." Jimin'in üzerimdeki pembe tüylü kazağına bakışlarımı dikerek sordum. "Neyin hesabını?"
"Bana bakarak konuş Turuncu." dedi sert sesiyle. Bakışlarımı ona çevirdim. Neden böyle yapıyordu? Neden tam dibime girip utanmama sebeb oluyordu?
"Taehyung'la neden yattın? Sana kimseyle yatma demedim mi ben?!" diyerek bağırdı aniden. Taehyung'la neden yatmıştım?
Güzel soru.
"Ben bilemiyorum. Karanlıktı, korkuyordum, yalnızdım. Yanımda kalması için ona ihtiyacım vardı ama olaylar öyle geliştiki." diyerek bakışlarımı onun sinirli gözlerinden indirdim.
"O piçi öldüreceğim." diyerek üzerimden kalktı öfkeyle.
"Beni sana o gönderdi. Yapma."
"Nasıl yani?"
"Eğer adi herifin teki olsaydı onun yanında kalmam için bana vicdan yaptırır ya da tehdit ederdi. Ama yapmadı. Sevdiği kadını kendi elleriyle sana gönderdi. Çünkü avuçlarıma bıraktığının mutluluktan daha fazlası olduğunu ilk o fark etmişti." diyerek yerden kalktım ve Jimin'e baktım.
"Bu hikayedeki kötü adam ben miyim?" diye sordu ciddiyetle. Kafamı gülerek iki yana salladım. "Bu hikayedeki en renkli karakter sensin." dedim. Gülümseyerek beni tekrar yere yatırdı ve üzerime çıktı. Melek madalyonlu kolyesi kendi boynundan uzanarak benim boynuma dokunmuştu.
"Bu hikayedeki en seksi adam olmak istiyorum" diyerek sırıttı.
"Y"
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top