SOSYAL MEDYA CİNAYETLERİ

Başkomiser Mustafa Kadıköy'de,  arkadaşıyla  buluşmuş,  sohbet  ediyordu. Uzun bir aradan sonra buna ihtiyaç  duymuştu.  Çok  yoğun çalışıyordu. Bir  cumartesi  akşamında  hava  almayı,  eğlenmeyi  hak etmişti. Her  konu  hakkında konuşmuşlardı. Sohbet bir  anda seri  katillere  kadar gelmişti.

"Seri  katiller yakalanmama konusunda  zeki mi oluyorlar Mustafa? diye sordu" Burak.  Burak,  bankacıydı. Başkomiser Mustafa'nın yıllardır  en  yakın  arkadaşlarındandı. Meraklıydı. Soru sormayı, araştırmayı severdi. Her  konuya  ilgisi  vardı.

"Hepsinin  çok  zeki  olduğuna inanırsan  yanılırsın dostum. Bazısı  öyledir. Bazılarıysa  aksine öyle hatalar yapıyorlar  ki,  insana bu  nasıl  olur  dedirtiyorlar."

"anladım  he türlüsü  var  desene" dedi Burak.

"aynen  öyle. Ayrıca  seri  katiller bazen ilgili bir  baba, sevgi  dolu  bir  eş, sevecen bir öğretmende olabiliyor. Bunun  örneklerine bazı  vakalarda çalıştığım  süre zarfında  rastladım".

"ilginç".

"Seri  katillerin  hepsi zeki  olmayan, akıl hastası, eğitimsiz, alkol ya da uyuşturucu bağımlısı ,iktidarsız, içine  kapanık, çocukken cinsel ya  da fiziksel istismara uğramış , tek başına yaşayanlar  değildir. Tamamının  yaşı 20 ile 40 yaş arası olduğu  da  sanılmamalıdır. Başkaları acı  çekerlerken onlar için üzülmezler sadece fiziksel olarak ağrı hissederler. Büyük  bölümü  psikopattırlar. Başkalarına acı  vermekten de zevk alırlar. Bazısında  cinsel sadizm  de  bulunmakta. Bunların hayran kitleleri  bile  var. Bunlara hayranlık besleyenler genelde ruh  sağlığı bozuk  olan insanlar topluluğu. Bazısında nekrofili de vardır. İğrenç  ama  gerçek. Ölülerle cinsel  ilişkiye  giriyorlar.  Önce öldürüyorlar  tabi.".

"korkunç.  Beni  aydınlatıyorsun dostum  bilgiler  için  sağol". 

"ne  demek  her  zaman. Sorun  olursa  her zaman bana sorabilirsin".

"soracağım". 

karşılıklı biralarını içmeyi  sürdürdüler. Kadıköy,  her  zamanki gibi cıvıl-  cıvıldı. 

"bunu para içinde  yapıyorlar öyle  değil  mi?".

"elbette sonuçta  seri  katiller bunun için tutuluyorlar. Onların  işi  bu. Ve iyi para  da  kazanıyorlar".

"bana bir keresinde. Bir  adamın,  karısını  öldürdüğünden bahsetmiştin. Cinsel hayatları bitmiş, kadın bir kavga  esnasında sinirlenmiş adama penisinin  çok  küçük olduğunu  ve , istikrarsızsın yapamıyorsun  işte olmuyor diye  bağırmış adamda  sinirlenerek onu öldürmüş."

"evet bu tarz vakalar çok  yaygın. Hatta bu ülkede  inan  bana  adamı haklı bulan bir  kitle  bile var. Neymiş  efendim bir erkeği o  yönden vurmak yapılacak  en  son davranışmış,  kadın öldürülmeyi hak etmişmiş".

"ah dostum kadınları  insan  olarak bile görmeyen o  zihniyet bu  beni çok  üzüyor".

"beni  de,ama, yapacak bir şey  yok. Bu tüm Ortadoğunun problemi maalesef".

"çok  üzücü".

"öyle".

"en son vakanda ülkede  adalet olmadığı  için öldüren bir adamdan bahsetmiştin".

"evet öyleydi. O adamın amcasını yazdıkları yüzünden yıllarca hapse attırmışlar. Adam  amcam Masumdu.  demişti. Bunu yapanı buldum,  ve onu acımadan öldürdüm, ülkede  adalet  yok, diyerek  açıkça  itiraf  etti  adam".

"bir  kadının  da kendisine tecavüz  eden adamı bıçakladığını  söylemiştin".

" bunlar  dediğim  gibi çok yaygın  dostum. Yaşanıyor ve yaşanacak  da".

"beni  üzen,  hatta içimi  yaralayan şu çocuk  tacizcilerinin,  tecavüzcülerin hapse atılmaması,  ya  da  atılıp, hemen ardından salınıverilmeleri".

"maalesef  hukuk,  adalet  yok dostum".

"ya tecavüzcüleriyle evlendirilenler".

"peki  ya  çocuk  gelinler?".

"of  dostum  içim  sıkıldı haydi  içelim".

"şerefe"

"sana da dostum". Geceleri insanın dostuyla sohbet  etmesi de bir başka oluyordu. 

ertesi gün iş yerindeydi. İçeriye yardımcısı Orçun,  girdi. 

"bir cinayet amirim. Yer Beşiktaş. Kurban 18 yaşında genç bir kız. Ceset yol kenarında bulundu. Bıçaklanarak öldürülmüş".

"hemen maktülün yakınlarıyla temasa geçelim".

"peki amirim". İlk iletişime geçtikleri  kişi maktülün yakın arkadaşlarından Ebru, idi.

"sizce arkadaşınızı kim  öldürmüş  olabilir küçük  hanım?".

"inanın  ki  bilmiyorum. O çok  iyi  bir  kızdı". Kız şu anda karşılarında ağlıyordu. Zor konuşuyordu. Ona  gözyaşlarını kurulaması için mendil  verdik. Daha sonra  da sakinleşmesini bekledik.

"arasının  bozuk  olduğu  birileri  var  mıydı".

"bir  düşüneyim. Sertap denen kızdan hoşlanmazdı. Arada kavga  ederlerdi".

"neden kavga  ederlerdi".

"aynı  çocuğa ilgi duyuyorlardı. Çocuğun ismi Burak,  idi. Burak sonradan Zeynep'e,  ilgi duydu. Onunla çıktı. Sertap'da kıskandı. Sonra onunla  uğraşmaya  başladı işte."

"Sertap ve  Burak'a nasıl  ulaşabiliriz?".

"telefonlarını  verebilirim".

"bu çok  iyi  olur".

"umarım katil yakalanır".

"umarım". Oradan ayrıldılar.

şu anda sorguya çektikleri  kişi Burak idi.

"merhaba Zeynep'in,  sevgilisi olduğun  doğru  mu?".

"evet  doğru".

"bize biraz ondan bahset".

"o  çok zeki  bir kızdı. Derslerinin  hepsi  A  idi. Sakindi. En yakın arkadaşı Ebru idi. Ona yetiyordu. Diğer kızlar onunla pek arkadaşlık  etmezlerdi. Çünkü Sertap hep  ders  çalışırdı. Diğer kızların aklıysa hep bilirsiniz  işte flört  etmekti".

İlginç diye düşündü, Başkomiser Mustafa. Onun zamanında 18 yaşında bunlar konuşulmazdı. Flört  nedir bilmezlerdi.  Ona  göre reşit  bile  olunsa 18  yaş cinsellik  için erkendi. Devir ne kadar  da  değişti, dedi içinden.  Ya  da  onun  zamanı  tuhaftı. Kim  Bilir?

"diğer kızlarla  arasında  bir sorun  var  mıydı".

"Sertap dışında  yoktu. Diğer  kızların aklı hep  dışarlardaydı  bilirsiniz  işte çılgın  partiler,  gece  hayatı,  seks,  tembeldiler  ders  filan  umurlarında  bile  değildi onların".

"eklemek istediğin başka  herhangi  bir  şey  var  mı?".

"hayır  yok.  Kız  arkadaşımı  öldüren  o  pisliği  tutuklayın  lütfen. Hapislerde  çürüsün.Onu çok  severdim. Hayatımdan  bir  parça  gitti. Onunla  ileride  evlenecektik. O  benim sahip  olduğum en  güzel şeyi  yok  etti. Günlerdir  ağlıyorum.  Geceleri  uyuyamıyorum".

"başın  sağ  olsun". Oradan  da  uzaklaştılar.

"amirim pek  bir ipucu  elde  edemedik."

"malesef".

sırada  Sertap, vardı.

"Zeynep  ile  anlaşamıyormuşsunuz".

"  E ne  var  yani?  herkes  herkesle  anlaşmak  zorunda  değil  ki.Hayat  böyle".

"onunla  aranızdaki  sorun   neydi".

"bir  sorun yoktu".

Burak  ve Ebru öyle  demediler,   ama. Sen  Burak'a,  ilgi  duyuyormuşsun".

"bu  doğru. Fakat aylar  önceydi. O  zaman  Sertap ile  sevgili  değillerdi. Ne  yani siz hiç  gençken birinden uzaktan  hoşlanmadınız  mı? Burak, Sertap'ı  tercih  etti. Bende onu  unuttum. Yeni biriyle çıkıyorum. İsmi Ali. Ona  aşığım".

"sizce  onu  kim  öldürdü?"

"bilmiyorum,  ama , okuldan  biri  olmadığı  kesin.  Bu  arada  size  karşı dürüst  olacağım. Benim Sertap'dan  hoşlanmama  nedenim Burak  değildi. Bunu  kimse  bilmiyor. Biz  onunla sosyal medyadan  eskiden  takipleşiyorduk. Sonra  onu bazı  açık  siteleri  beğenirken  gördüm.  O  dışarıdan masum bir kız  gibi  dursa  da aslında öyle  bir  kız  değil. Muhtemelen Burak'ın bundan  haberi  yok. Nasıl bir  ilişkileri  varsa  artık  sosyal  medyadan  takipleşmiyorlar. Neyse bir  keresinde   de İnstagrama çırılçıplak  resmini  koydu. Bence  o Burak'ı  da  aldatmıştır.  Yani İnternete biriyle  sevgiliyken çırılçıplak  resim  koymak  da nedir? Sonradan  onu  sildi. Fakat  bana  yakalanmıştı. Şimdi  bana  söyler  misiniz  orospu  gibi  davranan  bir  kızı  ben  neden  seveyim,  ya  da  onunla  arkadaşlık  kurayım. İsterse dersleri yüz  olsun  ki  öyle. Okul birincisi. Beni  onunla  ilgili  tek  şaşırtan  kısım  bu".

"tamamen  çıplaktı  öyle  mi?".

"evet  öyle. Birde Johny  Sins'in,  sayfalarında  gezinip,  ekleyin  beni  diye  yorum  yapıyor".

"bize  yalan  söylemiyorsun  öyle  değil  mi  küçük  hanım"

"hayır".

Pardon  Johny  Sins kim?  diye  sordu  yardımcısı.

ünlü Porno  yıldızı  erkek.

peki diyerek oradan  uzaklaştık.

"ilginç  değil  mi  amirim"

" pek  de  değil.  Gençler  şimdi  internet  üzerinden  buluşup  kısa  süreli  sadece cinselliğe  dayalı ilişkiler  yaşayabiliyorlar.  Bunun önüne  geçemeyiz".

"haklısınız  amirim.  Fakat  bunlar  bana  ters".

Ertesi  gün bir  cinayet daha işlenildi.

Kurban 17  yaşında  genç  bir kız. İsmi Banu.

"başka?".

"Maktülün  annesi  Selma,  hanımın  adresine  ulaştık."

"o  halde  hemen  gidelim".

"baş  üstüne  amirim".

Cihangir'e,  vardılar.

kadın durmadan ağlıyordu. Perişan haldeydi.

"kızınızın arasının  bozuk  olduğu  birileri  var  mıydı".

"yoktu. O  kendi  halinde bir  kızdı. Popülerdi,  fakat  iyi arkadaşlar  edinmişti. Onlarla görüşmesinde bir sakınca görmüyordum.  Çünkü  hepsiyle  tanıştım. İyi  çocuklar".

"bundan  ne  kadar  eminsiniz?. Şimdiki  bazı  gençler  oldukları  gibi  davranmayabiliyorlar. Onun kalabalık çevresinden birisi kötülüğünü  istemiş olabilir".

"yo  bu  olamaz".

"bu bir  cinayet  şakası  yok  hanımefendi. İnanın  her  gün  nelerle karşılaşıyoruz. İyi  düşünün  lütfen. Bu  yaşlar çok tehlikeli. Onları yeterince koruyamıyoruz. Koruduğumuzu  sanıyoruz  o  kadar".Geçen  aynı  tarzda  bir  cinayet daha  işlendi. Maktülün bilgileri  elimizde  bakın".

"inanamıyorum".

"ne  oldu?".

"Bu  kız ,kızımın okuldan  arkadaşıydı".

"bundan  emin  misiniz?".

"gayet  eminim.  Hatta  elimde  resimleri  var  bakın".

işte  bu  ilginçti.

"kızınızın  sosyal  medya  hesaplarına  bakabilir  miyiz?".

"elbette".

Başkomiser Mustafa, kızın sosyal  medya  hesaplarına  göz  attı. Fotoğraflar  hiç  de  hoş  değildi. Çok tahrik  ediciydi. Yazık diye  düşündü. O  yaşlardaki  kızların böyle davranmaları onu üzmüştü. Bu  interneti iyi  kullanan olduğu  kadar kötü amaçlarla kullananlarda bir  hayli fazlaydı.

"amirim  sizle  bir  görüşümü  paylaşmak  istiyorum".

"söyle  Orçun".

"bu  kızı  da gördük. Sizce katil sosyal medyada  bedenini  bu şekilde  gösteren  kızları  mı hedef seçti?".

"olabilir  iki  kızda okuldan arkadaşlarmış. İki  kızda o  şekilde  internete açık  resimlerini paylaşmışlar. Katil belki de bu kızların okulundan  biri. O  okula  gitmek  zorundayız".

"bir  üçüncü cinayet işlenilmeden  önce  amirim".

"evet bir masum  can daha gitmeden  önce  onu  bir  an  önce durdurmak  zorundayız". Tamam  kızlar  belki  hoş  davranmıyorlar,  internete  çıplak  resimlerini  koyarak,  erkeklerle buluşup,  cinsel kaçamaklarda  bulunuyorlardı. Fakat bu öldürülmeleri gerektiği  anlamına  gelmiyordu. Özel  hayatları  böyleyse hangi hakla delinin  teki  çıkıp  onları  acımasızca  temizliyordu? katilin amacı  neydi? eğer tahmin  ettikleri  gibiyse  bu  tarz  kızlarla  derdi  neydi?  ve niçin  öldürüyordu?".

Başkomiser Mustafa, katili  nasıl  yakayabileceklerine  dair düşünüyordu  ki, içeriye  yardımcısı  girdi.

üçüncü  cinayet  amirim. Kadın. İsmi Cansu. Yaşı yine 18.

maktülün teyzesi ile  görüşmek  üzere Gaziosmanpaşa'ya  gelmiştik.

Bu kadında tıpkı diğerleri gibi  durmadan ağlıyordu.

"sizce  Cansu'yu  kim  öldürdü?"

"bilmiyorum. Fakat onu  uyarmıştım. Onu  internetten başkalarıyla  yazışmama  konusunda  uyarmıştım. Onu  sosyal  medyada dekolteli  resim  koymaması  içinde  uyarmıştım. Yaşı  böyle  şeyler  için  henüz  çok  ufaktı. Beni  dinlemedi.  katil  kim?  bilmiyorum.  Tahminim  internetten  tanımadığı  biriyle  buluştu,  ve  o her  kimse  onu öldürdü. Çok  kötüyüm"  diyerek  cümlesini  tamamladı,  kadın. Sonrada ağlamaya devam  etti.  Gözyaşları yanaklarından  aşağıya doğru akmaya  başlamıştı.

"kızınız  şu  isimleri  tanıyor  mu?  aynı  okuldan  olabilirler  de".

" evet onun  arkadaşlarıydı".

" şüphelendiğiniz  biri  var  mı?".

"yok.  Fakat Burak  biraz tuhaf  bir  çocuktu.  Cansu  bana Sertap ile  yakışmadıklarını  söylerdi. Birde Burak'ın  ailesi  oldukça dindarmış. Oysa  Sertap dindar  değildi. Nasıl  sevgili  oldular bilmiyorum".

"ne  gibi  tuhaf  peki?".

"şiddet yanlısıymış.Okulda bir  kaç  kezde  kavgaya  bulaşmış,  üç  öğrencinin  burnunu  kırmış".

"öyle bir çocuğa  benzemiyordu".  dedi  Başkomiser Mustafa'nın  yardımcısı Orçun.

"  insanlar  göründükleri  gibi  değiller demek  ki ".

"haklısınız".

"katil Burak  olabilir  mi  sizce  amirim?".

"  böyle  bir  ihtimal  var , ama, bize  onu  suçlu  gösterecek  daha  çok ipucu  gerekiyor tabi  eğer  katil  gerçektende  oysa".

"bakalım  ne  olacak?".

"göreceğiz".

"amirim maktülün üzerindeki izler Burak'a  ait."

"bundan  emin  misin  peki?".

"evet  ortaya  çıktı".

soluğu Burak'ın  evinde  aldık.

"evet  Burak  seni  dinliyoruz".

"neyi  açıklayayım  ki?. Sertap  beni  aldatıyormuş.  Başka  erkeklerle internette sohbet  ediyor,  benleyken , onlarla da yatıyormuş. Onu  seviyordum. Bunu  öğrenince  ona  olan sevgim bir  anda  öfkeye dönüştü. Ve  onu  öldürdüm. İnternete  çıplak  resimler  koyan,  porno  sitelerde  gezinen  kızdan  hayır gelmez. Sonra onun arkadaşlarının  da  aynı bok olduğunu gördüm.  Ve yeryüzünden bütün  kaşarlar,  orospular  temizlenmeliler  diye  düşündüm.  Pişman  değilim. Eğer  yakalanmasaydım,  gene öldürürdüm.  Bunu  yine  yapardım".

onu  hapishaneye götürmek üzere kelepçeledik.

katilin annesi  ise  bu  esnada  arkasından  durmadan  ağlıyor,  "ah  benim  güzel  oğlum sana  bulaşma o  kaşar  kıza  demiştim. Bak  olan  sana  oldu. O  tutuklanmamalı. Orospuları öldürdü. Onun  suçu  yok. Bütün  orospular öldürülmeyi  hak  ediyorlar.  Bu  dünyaya  ne  faydaları  var  o  sürtüklerin? benim  oğlum iyi  biri,  o  doğru olanı   yaptı". 

bu  çocuğun  psikolojisi  bozuktu,  hasta  manyağın tekiydi. 

peki  ya onu  yetiştirenler? onu  bu  hale  getirenler?  ailesi  de  en  az  onun kadar  suçluydular.

bir  cinayet daha  böylece  aydınlığa  ulaştı.

bu  vaka  da  haberlere,  tarihe sosyal  medya  cinayetleri olarak  geçmişti. Çünkü  katil  hedef  olarak  sosyal medyada  çıplak  resimlerini  paylaşan,  chat  yapan kızları  seçmişti. Ve burada söz  konusu  olan aldatılan,  psikolojisi  bozulmuş, hasta  ruhlu, cinsel  yönden  de  yetersiz  bir katildi.

cinsel  problemleri  olan,  cinsellik  yaşamak  isteyip  de  yaşayamayan bir  katil  daha vardı,  bu  Başkomiser Mustafa'ya  birdenbire onu hatırlatmıştı.  Bir  anda bir  sene önceye kadar gitmişti.

bakalım  daha  neler göreceklerdi?

kimler kimleri  öldürecekti?

ve dünyadaki  bu  kötülük,  sapıklık  nereye kadar  gidecekti?

ne  kadar  daha  sürecekti  bu?

Başkomiser Mustafa,  içinden dünyanın  sonu  gelene  kadar  dedi.

hayvanlar,  bitkiler,  hatta  ve  hatta  varlığını dahi   bilmediğimiz  uzaylılar  bile  eğer  varsalar bu  denli insanoğlu  kadar  kötülük yapmıyorlardı.

















Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top