10 ADIMDA AŞK

"Bir erkeği kendinize nasıl aşık edersiniz" Genç kadın siyasi gazetelerin yanında duran magazinin başlığını okuyordu. Kısık bir sesle "saçmalık o işler bu kadar kolay olsaydı ohoo" diye geçirdi.

Kalbinde hissettiği yalnızlık onu aşka olan inancından iyice uzaklaştırmıştı. Yüzüne her vuran rüzgar koyu kahve saçlarını savuruyordu.

Sanki rüzgar o an bilerek esiyordu. Yalnızlığını yüzüne vurmak için. Umutsuzluğundan dergiyi eline alıp , omzuna astığı çantadan cüzdanını çıkardı. Magazin dergisinin üzerinde yazan 2.60 dolar yazısına karşılık üç dolar çıkardı. Büfenin oraya gidip parasını verdi sırf meraktan aldığı derginin. Belki de sadece merak değildi içinde azıcık da olsa umut vardı. Adam iyi günler dileyip para üstünü verdi. Para üstünü alırken biraz utanmıştı. Aldığı derginin başlığı çok dikkat çekiciydi. Model olarak kullandıkları adamın verdiği poz da playgirl dergisinden çıkma gibiydi.

Kendisi de magazin dergisinde çalışıyordu hayali her zaman daha büyük şeylerdi fakat hayat onu bu yoldan gitmesini söylemişti Loreen de bu yolu kabullenmişti. En çok satılan üçüncü dergi olan PLATONIQUE'de röportaj yazıyordu. Yaptığı işi severek yapmıyordu ama hırsla yapıyordu. Hırsı o kadar fazlaydı ki akşam mesai bitmesine rağmen sekize kadar en az çalışıyordu. Bu kadar hırsa sosyal hayatı olmaz birinin gibi gelebilirdi çoğu kişiye. Fakat Loreen için durum farklıydı röportajları bitince eve gidip üzerine şık bir şeyler giyip barlarda sürtüyordu dergideki arkadaşlarıyla.

Bu kadar çalışmasına rağmen iki yıldır zam alamamıştı. Bunu konuşmak için doğru zamanı bekleme bahanesi ile geciktiriyordu.

Asla cesareti olmuyordu patrona söylemeye. Ve biraz daha oyalanırsa geciktiği için azar işitecekti. Zam isteme fırsatı uzun bir süre daha hiç olmayacaktı.

Hızlı adımlarla dergi binasına doğru gidiyordu. Her adımında zihninin içinde başı boş dolanan düşünceler azalıyordu . Tek odaklandığı şey yoldu. Yanından geçenlere bakmadan koşuşturuyordu.

Binaya vardığında nefes nefeseydi. Asansörün gelmesini beklemeye karar verdi. Bu halde merdivenlerden çıkmak kan kaybından ölmek olan bir hastayı daha çok bıçaklamak gibiydi ve ölmeyi hiç ama hiç istemiyordu daha hayran olduğu adamla bile tanışamamıştı. Asansörün kapısı açılır açılmaz içeriye binip dördüncü kata bastı.

Asansör yukarı çıkarken soluklanıyordu bir yandan da aynada saçını düzeltiyordu. Kısa saçları rüzgardan dağılmıştı. Güzel göründüğünden emin olunca aynaya arkasını dönüp kapının açılmasını yeşil gözlerini kapının açılma anını seyredebilmeleri için asansörün sıkıcı gri kapısına dikti.

Kapının açılmasıyla kata giriş yapmış bulunuyordu.Yeşil gözleri küçülmüş etraftaki her şeyi görmeye odaklanmıştı. Gözlerindeki odak gibi topukluyla koşmaktan yorlulan ayakları hızlı hızlı adım atmaya odaklıydı. Masasına geçmeden derginin sahibine yakalanırsa geç kaldığı anlaşılırdı.

Masasına varmadan CEO'sunun kulağa çok hoş gelen günaydın tatlım kelimelerinş işitti. "Bu kadar flörtez ve hoş konuşursan senden hoşlanmaya başlayıcam. Binlerce sevgilin olmasına şaşırmıyorum" cümlenin sonuna tatlı bir kahkaha eklemişti.

Elleri bilgisiyarı açmaya koyulmuşken gözleri karşısındaki mini etek giymiş üzerine dekolte bluz giyen kadındaydı. Dimitrina'nın sesi kulaklarına dolmuştu. "Abartma daha bin olamamışımdır birkaç kişi daha vardır illa ki." Bu cümlenin sonunda ikisi de küçük bir kahkaha attı.

Ve beklenen an gerçekleşip patron odaya girmişti. Standart her sabah duydukları cümle olan "çalışın çalışın" deyip odadan ayrılmıştı. Genel müdüre doğru dönüp "diğerleri nerede Miti?" Diye sordu. Katta beş kişilerdi fakat şu an sadece iki kişi oturuyorlardı ve garip gelmişti.

"Moda editörü ve fotoğrafçı çekimdeler. Alicia zaten patronun kızı o geceden kalmadır bir yerlerde. İdari müdür ise izinli ev arıyormuş. Şimdi sen onu bırak da ne zaman zam isteyeceksin patrondan?" 40 yaşında olmasına rağmen 20'nin sonlarında gösteren GENÇ müdür yerinden kalkıp karşısındaki kadının masasına doğru ilerlemeye başladı.

Ortamdaki sessizlik karşısında. "Artık biraz cesaretini topla Loreen. Sizden daha ucuza çalışan eleman bulamaz zaten bu yüzden işten çıkarmaz paşa paşa zamını yapmak zorunda." Genç kadın "biliyorum" diye söylendi.

"Ben senin gibi olamam biliyorsun ne senin gibi kendime güvenim tam ne de kendimi vazgeçilmez hissediyorum..." Miti'nin gözü başka bir şeye kaymıştı "senin hoşlandığın biri mi var?" Kendini gömmeye devam eden genç kız konunun dağılmasıyla hemen inkar etmeye başladı.

Miti'nin kıkırdamasıyla inandıramadığını anlamıştı. "Hatırlat bir ara sana kendi hikayemi anlatayım. Ama muhasebeye inmem lazım acil." Loreen hiçbir şey diyemeden Miti gitmişti bile.

Ortamın boş olmasını kullanarak dergiye göz atmaya başladı. "Bunlar çok spesifik şeyler" diye iç geçirdi.

Adımları içinden saymaya başladı genç kız.
1- vazgeçilmez olduğunuzu hissedin ve bunu hissettirin.
2- onunla vakit geçirmek için zaman ayarlayın.
3- özgün olun . Herkes gibi olursanız dikkat çekmezsiniz.
4- kendi öncelikleriniz olsun. Hayatı onun için yaşamadığınız bilsin.
5- ulaşılabilir olmayın. O her istediğinde buluşmayı kabul etmeyin.
6- sizi merak etmesini sağlayın. Kendiniz hakkında her şeyi söylemeyin. Yapacağınız planlar gizli kalsın.
7- kıskanmasını sağlayın. Ama bunu yaparken de aldatmayın. Ona size olan talebin çok olduğunu ama sizin onu seçtiğinizi hissettirin.
8- kendisini özel hissettirin. Onun hakkında hiçbir şeyi unutmadığınızı hissetsin.
9- bildiğiniz bir şey bile olsa ona sorun. Yardım etmesine olanak sağlayın.
10- eğer çapkın biriyse çapkınlıklarını gördüğünüzde soğuk davranın ve siz de benzer tepki verin. Sizin onun cebinde olan kolay bir lokma olduğunu düşünmesine izin vermeyin.

Aaa tabii koskoca TONY STARK'ı ayartmak bu kadar kolay olur benim gibi biri için.

"Ben geldimmm" Miti'nin sesiyle hemen dergiyi kapattı genç kadın.

"Utanma tatlım bak sana sürprizim var." Genç kadın nedenini soramadan Miti masasına bırakmıştı bile sürprizi.

"Playboy stark'ın fotoğraflarıyla dolu 100 sayfalık bir dergi. Kapağını da sana özel kendim tasarladım aşağıda. Değerimi bil." Miti'nin gülümsemesine karşılık genç kadın da sırıttı.

"Ona aşık olduğumu nasıl bildin?" Dedi genç kadın dergiyi incelerken.

"Arkadaşımı da o kadar tanıyım yani." Miti Loreen'in masasına oturmuş kıza bakıyordu. İmalı bir şekilde "Miti" dedi genç kadın. "Ayy tamam sarhoşken çok gevezesin oldu mu? Hem sen onu bırak da beğendin mi tasarımımı? Hep bizdem mi tasarım çalacaklar biraz da ben çalayım dedim" ikisi de kıkırdıyordu.

Loreen derginin kapağına bakıyordu.

Sesli bir şekilde "keşke denemeye fırsatım olsa" dedi.

"Kıymetimi bil haftaya playboy'ların üstadıyla röportajın var" loreen duyduğu leye inanamıyordu.

"Miti sen ciddi misin?" Heyecandan ayağa kalkmıştı genç kadın. Miti başını sallamıştı olumlu anlamında.

"Sen hem en iyi dost hem de en iyi genel müdürsün." Loreen'in gözünden yaş geliyordu mutluluktan. Miti sadece " Biliyorum tatlım bir numarayım." Demekle yetindi.

Bu kızın da kıymetini bilin. Son zamanlarda nedensizce bin kelime bölüm yazmaya başladım.

Kendimi tanıyamıyorum disjdşsjdşsjs

Her neyse birkaç hafta şu dergi kapağına uğraştm. Arka kapak rengi seçmek niye bu kadar zormuş.
Vakit bulamadığım için biraz da bu kadar uzun sürdü.

Beni tanımayan olacağını sanmıyorum . Tanımayanlar da tanısın aşk olsun o kadar boşuna mı 20'den fazla kitap yazdım. Zaten okuyucularım pek değişmiyor. Aynı kitle o yüzden kendimi tanıtma ihtiyacı hissetmiyorum. Yeni biri varsa söylesin ama onunla tanışmak isterim.

Sınavdayken bölüm yazıyorum çok şükür ki süre sınırı yok.

Nasılsınız? Her şey yolunda mı?

İlk bölüm hakkında düşüncelerinizi alayım...?

Sizi çok seviyorum beni azıcık bölüm yazmaya zorlayın özlemişim.

Öpüldünüz <3

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top