<>
İşte ikinci defa okumadığım bir au daha
<><><><><><>|
Chuuya sigarasını yakarken başını kaldırıp önündeki adama baktı. "Buna değişmek mi diyorsun?"
Işığı seçen yanına darbe yemeyi hoş bulmayan Dazai hislerini belli etmeden kollarını bağladı. (bu karşısındaki kişinin onu tanıma seviyesine bakarsak imkansız)
"En azından bir santimetreden fazla uzadım."
Yönetici yanan sigaraya rağmen sargı israfına doğru tekmeyi savurdu "Bunun boyumla ne ilgisi var pislik!"
Saldırısı atlatılmış olsa da sinirle hırlıyor. Dazai elleri havada savunmasız numarası yapıyor. Parmağını suçlayıcılıkla ona uzattı. "Halen piçin tekisin ve herkesi bir piyon olarak görüyorsun!"
Eski mafya üyesinim gözlerinde o günlerini aratmayacak kadar ışıksız haleler oynuyor şimdi. Elleri cebine girdi ve çenesi küçümseyicilikle kalktı.
"Ah, kesinlikle yanlış." Chuuya bu anlamlı bakışın ardından anlamlı bir söz beklediği için şimdiden pişman. "Artık vezirler ve şah da dahil diğer taşlara da sahibim." Yeniden o ciddiyetsiz gülümseme parlıyor, gerçekten yumruk atmak istediği gülümseme...
Gözlerini devirip pes etti. Onunla dövüşerek enerji harcamak istemiyordu. Sigarasını dudaklarına götürüp toparlandı. "Beni bu tahta oyunundan uzak tutmanı öneriyorum."
Dazai birden önüne atlayıp sahte şaşkınlığıyla kollarını tuttu. Geri çekilmeye fırsatı olmamıştı. "Bu imkansız, şah olmadan oyun olmaz."
Kaşlarını çattı, ağzı öfkeyle açıldı, suratı saçlarıyla aynı renge ulaşana kadar seğiren göz kapağıyla boktan balığın suratına baktı. "NE DEMEK İSTİYORSUN LANET DAZAİ!"
Etraftaki cesetlerin üzerinden atlayarak önündekine doğru otuz tonluk bir tekme atmayı hayal etti ancak yeteneği buna izin vermeyecekti bu yüzden sadece bıçağını samimiyetle bandaj israfının kalbine doğru fırlatıp onu tutmasına tekrar sinir olmaya kalmadan tekme de attı.
Dazai sakince hamlelerden sıyrılıyor, mırıldanarak söylediği şarkıya ara vermeden dönüp duruyordu etrafta.
Oldukça değiştiğine emindi. Basit düşünelim, son yıllarda ölülere saygısı var ve şuan cesetlere basmadan Chuuya'nın tekmelerinden kaçıyor.
"Kızmanız anlamsız benim şahım değilsiniz sonuçta."
Chuuya duraksadığında ensesinden tutup karnına yumruk attı. Tepki gecikmedi, yine de Dazai çekilmek yerine boynuna dayanan silaha karşı gülümsedi. Kızılın mavi gözleri alev almıştı, duyduklarını anlamamaktan nefret ettiği meşhur ifadesi birebir yüzünde.
"Ne demek istiyorsun lanet olası mumya?"
Yere düşen sigaraya basarak silaha rağmen başını eğmeye çalıştı. Chuuya tetiği çekmeye hazır olarak gözlerini kıstı. "Beni bir hedef olarak gördüğünü söyle ve öl."
"Piyon olmayı sevmediğini söylüyorsun."
Etraf mafya ve ajansın barışı için yapılan ortaklık çalışmasının sonucu olarak ceset dolu, ölüm olmadan işi bitirebilirlerdi, bu son tamamen Dazai'nin suçuydu, yine de yolsuzluğa gerek kalmadan işleri bittiği için şanslılar.
Silahı adamın boynuna bastırırken yüzlerini parmaklarını kaldırmadan ne kadar olursa o kadar yaklaştırdı. Belindeki elleri görmezden geliyor.
"Oyuncak ya da hedef değilim pislik."
Esmer somurttu. "Sıkıcı mısın?"
Kan kokusu mide bulandırıcı olsa da alışıklardı. "İnsan olmaya çalışıyorum." dedi.
"İçinde Yıkım Tanrısı varken mi?" Alay etti.
Kısa olan hızla geri çekilip silahını yerine koyduktan sonra arkasına döndü. "Hah-" umursamaz olmaya çalışıyordu oysa açıkça halen sinirliydi. Hafifleşerek hızlı adımlar attı, kriz geçirip ona Yıkım Tanrısı'nı yedirmemek ve barışı bozmamak için uzaklaşması lazımdı.
Herkesin yaptığı gibi, Dazai de Chuuya'nın kullanışlı bir silah olduğunu düşünüyor. Bunu herkes düşünüyor evet, sadece Dazai kadar canını sıkanı yok. İkisinin de insan hissetmek istediğini biliyor, birbirlerine bu şekilde bakabileceklerini sanmıştı. Elbette yanılmıştı, inanırken samimi dahi değildi, Dazai onu sadece kullanıyor. Şimdi de hedef yaptıysa umursamayacak.
Liman Mafyası'na ait olduğundan kaybetmesi imkansız, O pislik zeki olabilir ama mafyaya, Mori' ye karşı tek başına şansı yok.
"Mafya yok olacak şapka askısı, yeni yılı göremeyeceğine yemin ederim."
Ellerini cebine atıp gıcırdayan dişlerle söylenenleri duyamazdan gelerek yoluna devam etti.
İçten içe biliyordu. Dazai istediyse, ne istediğinin önemi yoktur, o şeyi muhakkak yapacak.
<><><><><><><><¦
Dostoyevski'nin açtığı savaşla ajans yok olmanın eşiğine geldiğinde yalnızca mafya onları korumuştu ama sonuçta yıkılan da Liman Mafyasından başkası değil. Üstelik barış bozulmadan, ajans düşman kazanmadan, suç Dostoyevski ve adamlarının üstünde kaldı.
Chuuya sinirle odasında dönüp duruyor, her şey yok olurken yapabileceği bir şey yok, sorumlunun dolaylı yoldan Dazai olduğunu biliyor ama ona da saldıramaz. Adam şeytanın kendisi olduğunu tekrar kanıtladı.
En iyi seçenek toparlanana kadar yeraltına çekilmek.
"Sana demiştim."
Arkasına bakmak istemiyor. Uzun ceketin hışırtısını duyabiliyor. Dişlerini sıktı, önündeki masada duran dolu bardağı kafasına dikti.
"Ne işin var burada?"
Cevap beklemeden önüne döndüğünde gözleri şaşkınlıkla açıldı. Kendisine doğrultulan silaha bakıyordu. Dazai arkasında ışıklar içindeki Yokohama manzarasıyla gülümsüyor.
"Şah gittiğinde oyun biter."
Bardağı bıraktı. Her zaman olduğu gibi saldırı pozisyonunda değildi. Kavga etmeyeceği düşen omuzlarından belli oluyordu. Silaha doğru yürüdü.
Gölgelerin arkasındaki gülümsemeye yaklaştıkça tablo netleşti, loş ışıkta parlayan kahve gözler sabitti. Islak yanaklar korkutucu manzarayı komikleştiriyor. Her zaman Dazai'nin nasıl ağladığını merak etmişti, bu kadar komik olacağını tahmin etmiyordu.
"Sana hedef olmak istemiyorum dedim."
Silahı geçip kollarını uzun olanın omzuna atıp onu kendisine çekti. Solan gülümsemeyi takip ederek sırıttı. "Piyon olamayacak kadar değerliydin." Maviler parladı, yüzünü hareket eden dudaklara yaklaştırdı.
"Hayatımda duyduğum en boktan iltifat şekli." Birbirlerinin nefeslerini hissediyorlardı. Chuuya, Dazai'nin ıslak yanaklarıyla alay ederek gözlerini oraya sabitlemişti. "Sadece insan olmak istemiştim bandaj beyinli." Hüzünlü bakıyordu mavileri. Eski yönetici bu manzara karşısında uzun süre yutkunamadığında diğerinin belini tutan tek eline inat diğer eli silahı Chuuya'nın karnına dayamıştı.
"Odasaku'ya insanları kurtaracağım dedim, yıllarca mafyayı yok etmeme sebebim insanları öldürmemekti-"
"Neden bunları bana anlatıyorsun?" Silahtan korkmadığı belliydi. Chuuya dövüşmeye değmeyecek kavgalara girmezdi. Gözleri kısıktı. Dudakları, diğerinin dudaklarına temas ederken temasın da Dazai için etkisiz olduğunu biliyordu. Amacı onu vazgeçirmek değil, sadece pislik çok çekici.
"Sen zaten insansın Chuuya." Duymayı beklemediği cümlelerle adamın yüzüne ciddiyetle bakmaya başladı. Yıkım Tanrısı'na ne oldu, demek istedi. Yalan aradı ama Dazai öne eğilmiş hiç şaka yapmayarak ve silahını kıpırdatmayarak dikiliyordu. Diğerinin kendisini kullanışlı bir alet yerine koymadığı gerçekse yılları palavraya döner. Umurunda mı? Chuuya uyuştuğunu hissediyor.
"Ama insanları kurtarmak için mafyayı yok etmek zorundaydım ve sen de buradasın bu yüzden ölmek zorundasın."
Yönetici alnını diğerinin alınana yaslayıp tamam, dediğinde ölmeyi bekliyordu. İnsan olarak. Ölmek istediğinden değil, adamın ışık için savaşmasına özlem duyuyor. Kendisi ihanet edemeyecek kadar sadık olduğu için mafyayı terk edemedi ama hiçbir zaman yaptığı işi de sevmedi. İçindeki yıkımı taşımaktan sıkıldı, onu öldürecek kişi de ölümüne güvendiği kişiyse-
Chuuya yere düşen kurşunları duyduğunda tekrar şaşırdı ama yine de metalin zemine çarpışını dinlerken geriye itilen bedeniyle adım atmaya başladı.
"Hey-" İkili koltuğa düştüğünde dudakları birleşti. Üzerindeki bedenin ağırlığı altında kalmakla sorunu yok, bandajlarla sarılı adamın sertçe dilini sarmasıyla sorunu yok. Karışık saçları okşadı.
Ölmediği sürece geride kalanlarla olacak ve mafyayı eski haline getirmek için çalışacaktı ikisi de biliyordu. Chuuya tanıdığı en tehlikeli ve güçlü kişi sayılırdı, tek bakışıyla binlerce insan ölebilirdi ama Dazai onu öldüremezdi.
Nefes almak isteyerek ayrıldılar. Yöneticinin yüzü saçları gibi kıpkırmızı şimdi. Gülümsemesi büyüyor, siyah eldivenlerin ardındaki parmaklar diğerinin nemli yanaklarında geziyor. "Bunu beklemiyordum." dediğinde dedektif cevap veremeyecek kadar donuk, tepkisiz kalamayacak kadar telaşlı görünüyor. Bu hali oldukça sıra dışıydı. Tıpkı- "Gerçekten bazen senin de insan olduğunu unutuyorum değil mi?"
Dazai onu öldüremezdi. Kim kendisini insan olarak gören tek kişiyi yok etmek ister ki?
<><><><><><><><|
Sıradaki au büyük ihtimalle bu fanartla alakalı olacak çünkü üfüfüf takipte kalın bye
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top