(geçmişte ikinci gün)
"Dilan?"
Telefonu kulağımdan çekip arayan numaraya baktım. Onun numarasıydı, ezberlemiştim arayıp aramama konusunda kendimle savaşırken.
"Benim."
"Aramanı bekledim."
Cevap bekliyor gibiydi ama diyecek bir şey bulamadım. Telefonda kaç kere numarasını tuşlayıp aramadığımı hatırlamıyordum.
"Ben, ablama numaranı bulması için yalvardım."
"Neden ki?" dedim, sesim o kadar kırılgan çıkmıştı ki ben bile şaşırdım.
"Seni gördüğümde düşündüğüm tek şey tekrar karşılacağımızdı. Hayatta böyle anlar olur, geleceği bilemezsin ama hissedersin ya... Öyle bir şeydi işte." Söylediklerinden sonra kağıt hışırtıları geldi. "Pardon, bir saniye."
Derin bir nefes verdim. Söylediklerinin ağırlığını üzerimden atmaya çalıştım böylelikle, işe yaramadı.
"Özür dilerim, bir ton dosyayı devirdim. Uzaklaştım oradan, yoksa diğerlerini de devireceğim." Bir süre bekledi. "Boş konuşuyorum. Dilan ben... İsmini söylemeye alışamadım. Allah!"
"Ne oldu?"
"Kahveyi döktüm."
"Bir şey oldu mu?"
"Yok, iyiyim." dese de bir yandan da üfleme sesleri geliyordu. "Her şeyi mahvediyorum. Daha farklı hayal etmiştim."
Kalbim kemiklerimi tekmeleyerek yerinden çıkabileceğine inanıyor gibiydi. Elimi üzerine koydum. "Sorun değil." diyebildim titreyen sesimle.
"Seninle tekrar görüşebilir miyiz? Yani tanımak istiyorum seni. Senin de beni tanımanı. Tanışmak anlamında. Allah'ım iki kelimeyi bir araya getiremiyorum."
Oturduğum sandalyeden kalktım. Hızlı adımlarla pencerenin önüne geçtim. Gökyüzü yağmurdan önceki o müthiş rengine bürünmüştü.
"Cevap vermeyecek misin?"
"Hım?"
"Hemen söylemek zorunda değilsin, böyle de acele ettiriyormuş gibi oldum."
"Yok. Yok öyle olmadın. Yani öyle gelmedi. Olabilir. Tanıyabiliriz... tanışabiliriz diyecektim."
Birkaç saniye cevap vermedi. Telefonu tutan elim terden ıslanmıştı, kaymasın diye biraz daha sıktım avucumda. "Emir?" Benden değil de yanımdaki birinden çıkmıştı sanki adı.
"Okulun içindeki kafe olur mu? İstersen başka bir yer de olur, orası kalabalık diye dedim."
"Olur, orası iyi." dedim dudaklarımda koca bir sırıtışla. Bu halimi görmediğine şükrettim.
"Görüşürüz."
"Görüşürüz."
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top