hometown smile - bahjat [son.]
Ertesi sabah yorgun gözlerle uyandığımda, yine uyanmak istememiştim. Ama artık mutsuz sayılmazdım. Dün gece annemle konuşmak iyi gelmişti. Bir karar almıştık ve onu uygulayacaktım. İşe yararsa artık canım acımayacaktı.
Yavaş adımlarla yerimden doğrulduğumda, derin bir esneme tuttu beni. Yatağıma üzgün, dramatik bakışlar atarak odamdan çıkıp banyoya girdim.
Kahvaltı için mutfağa gittiğimde cebimdeki telefon kapıdan girmemle eş zamanlı olarak titremişti. Kimin aradığına bakıp bana bakan anneme göz kırptım, cevapla tuşuna basıp duyacaklarıma ve söyleyeceklerime hazırlandım.
"Neredesin Apple? Çekim başlayacak ama ortalarda yoksun!"
"Ah Griand Griand.." deyip gülümsedim. "Sana söylemedim mi? Ben istifa ettim."
Bunu söyler söylemez kulaklarımı bağırtısı doldurmuştu. "Derhal buraya geliyorsun Apple!" Anneme bakıp gülümsedim. "Ben ayrıldım projenizden, kendine senin pis oyunlarını çekecek başka bir oyuncu bulman gerekecek."
"Peki ya tazminat?" diye sordu. Bağırdım.
"Ödeyeceğim, Griand. Senin gibi ne istediğini bilmediği için kalbimi ve sevgimi oyuncağa çeviren biriyle çalışmaktan iyidir!"
Söylediğim şey büyük ses getirmiş olmalı ki bir süre sustu. "Senden başkasını oynatmayacağım, sen de buraya geleceksin." dedi.
"Yanındaki paralı adamlarından biriymişim gibi davranma bana Griand."
"Apple, lütfen." sesi yalvarır gibi çıkmıştı. "Hayır" dedim kesin bir sesle.
"Lütfen.."
"Pekala, ama şartlarım olacak." dedim.
"Ne şartı?" umut dolu sesini hayalkırıklığına uğratmaktan büyük bir zevk alacaktım.
"Evimden alınıp evime bırakılacağım, özel bir asistanım olacak, istemediğim zaman çalışmama hakkına sahip olabileceğim ve en fazla ücreti de ben alacağım."
"Sen Apple değilsin, bana Apple'ı verir misin?"
"Ben Apple, asıl sen Griand değilsin!"
"Apple!" diye bağırdı. "Amacımın sadece seni görmek olduğunun farkında değil misin? Amacımın senin adına kararlar vermek olmadığını, sadece seni yanımda tutmak olduğunu ne zaman göreceksin? Amacımın farklı kadınları üzüp bırakmak olmadığını, onların da bu olanları ünleri için kullandıklarını ne zaman anlayacaksın? Neden sadece ben suçluymuşum gibi davranıyorsun? Bu aptal şov dünyasındaki en masum şey sendin ve seni kendimle kirletmek istemedim. Ama hep yanımda ol istedim Apple... Canının yandığını gördüğümde canım yanmadı mı sanıyorsun?"
"Griand.." dedim, kalbim hızla atıyordu. "Peki ya sen normal davranmadığının farkında mısın? İlişkilerinin kamera önünde yaşanan dramalar olduğunun ben de farkındayım. Ama bir düşün... Seven insan senin gibi yapar mı? Ne yapmaya çalıştığını kendin bile bilmiyorsun, hem sevgini bağıra bağıra haykırıyorsun hem de bir kelime edip benimle bir başlangıç yapamayacak kadar ödleksin. Filmin de bir bahane olduğunu biliyorum, ama eğer beni gerçekten seviyorsan, lütfen normal bir aşık gibi çık karşıma." deyip telefonu kapattım.
On dakika sonra kapım çalınmıştı.
"Ben.." dedi Griand kapıyı açar açmaz. Elindeki kutuyu bana uzatmıştı, içinde parlak bir yüzük vardı. Taşının ya da fiyatının bir öneminin olmadığı, varlığının kocaman bir anlam barındırdığı parlak bir yüzük.
"Bak senin için roller seçmemin asıl nedeni seninle olmak istememdi. Senin ne kadar anlayışlı, sade, iyi ve güzel bir kadın olduğunu sana hiç söylemedim. Biliyorum söylemem gerekti. Biliyorum, cesaretimi toplayıp hislerimin ardında durmalıydım ama çok korktum. Seni kaybetmekten çok korktum Apple." Dizlerinin üstüne çöktü. "Fiona, Margaret, Victoria... Onlarla evlenmeyeceğimi adın gibi biliyordun, onlar da biliyorlardı. Menajerim istiyor diye onlarla evlenmeyeceğimi onlar da biliyorlardı. Rol yapmak bizim işimiz olabilir. Ama ben şimdi rol yapmıyorum Apple. Seni severken hiç rol yapmadım. Kendim oldum, biliyorum çok dengesiz davrandım ama bunu düzelteceğim. Apple, seni deli gibi seviyorum ve seninle görüşmek için bahaneler aramaktan, seni sevmiyormuş gibi rol yapmaktan bıktım. Artık her gözümü açtığımda yalnız seni görmek istiyorum. Evlen benimle." dedi,
Kendimden geçmiştim, ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Ellerimi ağzıma kapatıp ufak bir sevinç çığlığı attım. Bir süre sessiz kalıp yerimde zıplamamı izledi.
Kendime geldiğimde ona baktım, onu ayağa kaldırdım. Elindeki yüzüğe bakıp "Griand..." diyebildim. Kelimeler boğazımda takılı kalmıştı. Uzanıp yanağıma küçük bir öpücük kondurdu, "Seni seviyorum App.." dedi. Sol elime uzanıp yüzüğü parmağıma taktı ve sonra kutuyu bir kenara koydu.
Bana dönüp gülümsedi, hala bir şey söyleyemiyor olmam hoşuna gitmişti, gülüşü genişledi. Daha fazla dayanamayıp ona sarıldım. Gözyaşlarım gözlerimden boşanmıştı. Onun da kollarını bana sardığını hissettim. "Seni seviyorum." diye fısıldadım, kollarını gövdeme iyice sardı.
Mutluluğun sevgine karşılık almak olduğuna karar verdim, hala ağlamayı sürdürüyordum. Elimde değildi.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top