2. Bölüm ● Korkuyor musun?●


İyi okumalar♥️

💦

Bu kesinlikle çok kötü bir fikirdi!

Şu an burada, bu adamın yanında olmam delilikti.

Nereye gittiğimizi bile bilmiyordum.

Kaskın kenarlarından çıkan saçlarım esen rüzgarla geriye doğru savrulurken nefesimi tutmuştum. Kafamı hafif sola doğru çevirip etrafıma bakmayı denedim. Deniz kenarına doğru uzanan ve boş sayılabilecek bir yoldaydık. Yol hızla akıp gidiyordu. Biraz fazla mı hızlıydık?

"Korkuyor musun?"

O kafasını bana doğru çevirip sesli bir şekilde konuştuğunda gözlerimi yoldan çektim.

"Hayır."

Sesimi duyurmak için biraz bağırmıştım. Sorduğu soruya hayır cevabını vermek belki de korkuyor olmam gerçeğini değiştirirdi. Fakat vücudum söylediğimin tam aksinde davranmıştı.

Motor biraz daha hız alırken otomatik olarak onun beline doladığım ellerimi biraz daha sıkmış ve daha çok sarılır pozisyona gelmiştim.

Kesinlikle korkuyordum.

Kafamı sırtına yaslayıp gözlerimi kapatmamak için kendimi zorluyordum.

Adam ona daha sıkı sarılmama tepki olarak hafiften arkasına dönüp bana doğru kısa bir bakış attı. Fakat bir şey söylemeden hızlı bir şekilde motoru sürmeye devam etti.

Nefesimi tekrar tuttum. Motorun sesi kulağımı doldururken parmaklarım belini bir tık daha sıkmıştı. Daha fazla dayanamayıp gözlerimi sıkıca kapattım. Bana uzun gelen birkaç dakika sonrasında motorun yavaşlaması ile gözlerimi tekrar açtım. Durmuştuk. Deniz kenarında bankların bulunduğu yeşil alandaydık.

Motordan inmek için hareketlendiğinde onu sıkıca saran kollarımı yavaşça gevşettim. Parmaklarım sıkmaktan dolayı uyuşmuş bir haldeydi. Motorun üzerinden kendimi indirirken dengemi sağlamam için kolumdan tutup inmeme yardım etti.

Kaskımı titrek ellerimle çözmeye çalışırken onun beni gözlemlediğini biliyordum. Benim aksime fazla rahat bir tavırdaydı. Kaskını çıkartıp bir eline almıştı. Yüzünün önüne düşen bir tutam saçını hızlıca arkaya atarken gözleri benim üzerimdeydi.

Kaskı çıkartıp bozulan saçlarımı gelişigüzel bir şekilde toparladım.

"İyi misin?"

Ses tonu sanki gülüyor gibi çıkmıştı. Ya da kafası güzel olduğu için hala gülüyordu.

"Evet." Dedim kaskımı onunki gibi elimin arasına alarak. Ardından gözlerimi ondan kaçırıp geldiğimiz yere çevirdim.

"Neredeyiz?"

"Geldiğimiz yerden çok uzakta değiliz."

Geldiğimiz yerin de tam olarak neresi olduğunu bilmediğim için bu tam bir cevap olmamıştı. Fakat bozuntuya vermeyerek önündeki deniz manzarasının tadını çıkartmayı denedim. Fazla sakindi. Gecenin bu saatinde herkes kendi yoluna çekilmiş olmalıydı. Saat faktörü aklıma geldiğinde hızlıca çantama elimi götürdüm. Telefonumu çıkartıp ekranı açtığımda gözlerim de kocaman açıldı. 02.14

"Sorun mu var?"

Yine aynı ses tonuyla konuşmuştu. Kaşlarımın altından ona doğru baktım. O an gözlerindeki ışıltı tekrar ürkmeme sebep olmuştu. Bir katilin bakışları gibi. Belki de öyleydi...

"Hayır. Sadece zaman biraz hızlı geçmiş..."

Toparlanıp tam olarak ne diyeceğimi bilemeyerek konuştum. Gözlerim tekrar telefona indiğinde babamdan gelen 15 cevapsız çağrı ile giderek daha çok telâşlanmaya başlamıştım. Bu gecenin sonu hiç iyi bitmeyecekti.

"Devam ediyor muyuz?"

Bana doğru bir adım attığında rüzgarın da etkisiyle kokusu tekrar burnuma ulaştı. Boyu benden uzun olduğu için kafamı hafiften havaya kaldırıp ona doğru baktım. Gözlerinin rengi daha da belirgin bir hal almıştı.

"Aslında..." duraksadım. Gerildiğini belli etmemek için gülümsemeyi deneyerek "artık eve dönmem gerekiyor." Dedim.

Bir an için kaşları çatıldı. Ardından dudağının kenarı keyifle kıvrıldı ve bana doğru bir adım daha attı. Kendimi geri çekip çekmemek arasında kalırken o bir adım daha atarak aramızdaki mesafeyi en aza indirgedi. Gözlerini gözlerimden ayırmadan bir eliyle uzanıp sağ koluma yavaşça dokundu. Parmaklarının teması ile irkildim. Yavaş bir hareketle elini aşağıya doğru indirip elimin üzerine doğru kaydırdı. Bir tepki vermem gerekiyordu fakat olduğum yere çivilenmiş gibi hissediyordum.

"O zaman..." diyerek konuşmaya başladığında bu defa sesinde eğlenir gibi bir hava yoktu. Parmakları tenimi es geçip tuttuğum kaska doğru ilerledi ve onu elimden aldı. Kaskı kafama yerleştirmek için havaya kaldırırken boştaki eli ile yüzüme düşen saçları düzeltti. Bense bir put gibi dikilmek dışında bir şey yapamaz hale gelmiştim.

"Evine gidelim." Dedi tok bir sesle. Kaskımı takıp benden uzaklaşırken tekrar motoruna bindi. Vücudum hareket etmeyi başardığında toparlanıp büyük motora ondan destek alarak bindim. Ellerim refleks olarak tekrar onun beline dolandı. Motor sesli bir şekilde hareketlendi.

Bu gece olup biten her şey kafamın içinde dönmeye başladı. Birkaç saat öncesine kadar birisi çıkıp bana tanımadığım birinin motoruna bineceğimi, üstelik evime kadar birlikte döneceğimizi söylese asla ihtimal bile vermezdim. Şimdi ise yaşanan durum çok farklıydı. Tamamen anlık bir gaflet ve Kerem'in üzerimde yarattığı üzgünlük hissiyle verdiğim aptal bir karardı.

Motor biraz daha hızlandı. Ona daha sıkı sarılmamak için kendimi zorlarken bu defa gözlerimi sıkıca kapattım. Ve eve vardığımda aileme ne söylemem gerektiğini düşünmeye başladım.

****

"Burada durabiliriz."

Motor tamamen yavaşladığı anda kollarını onun belinden çözerek aşağıya indim. Kafamdaki kaskı hızlıca çıkarıp ona verecekken o da motordan inmişti.

"Evin burası mı?"

Yorgun bir sesle konuşup önünde durduğumuz eve doğru bir bakış attı.

"Hayır."

Kaskı acelece ona doğru uzattım. Gözlerini evden çekip uzattığım kaska doğru çevirdi. Kendi kaskını da çıkarıp ikisini de motora koydu.

"Ben..."

Vücudunu bana çevirdiği an tekrar göz göze geldik. Artık gözlerinin mavi olduğundan emindim. Farklı bir ışıltıya sahip mavi gözler.

"Sen?"

Yüzünde tekrar imalı bir ifade baş gösterdi. Bu gece ikinci kez bana doğru yaklaşırken konuşmaya devam etmeye çalıştım.

"Ben her şey için teşekkür ederim. Bir an sizi orada eğlenirken gördüğümde ben de sadece motora binmeyi denemek istedim."

Yüzünde anlık bir sırıtma oluşsa da dudaklarını hızlıca birbirine bastırarak onu geçiştirdi. Gereğinden fazla açıklayıcı konuştuğumu hissettim. O ise hiçbir şey söylemeden yüzüme bakmaya devam etti. Bir süre daha öylece durduktan sonra artık gitmek için yavaşça arkamı döndüm.

"Önemli değil. Ne zaman eğlenmek istersen..."

Alaycı çıkan sesi ile duraksayıp tekrar beni inceledi. Dalga geçtiği belliydi ve buna şaşırmamam da gerekirdi. Başka bir şey söylemeden arkama döndüm. Ağır adımlarla eve doğru ilerlerken kendime engel olamayarak arkamı dönüp onun hala orada olup olmadığına baktım. Hala oradaydı.

Hızla arkamı dönüp eve doğru ilerlemeye devam ettim. Bu gece beklentimin üstünde fazlasıyla garip bir geceydi.

Kerem'in beni aniden terk etmesi yaşıtım olan hemen hemen her kızda bırakacağı tarzda bir etki yaratmıştı. Öyle ki tanımadığım biri ile birlikte bu saate kadar tek başıma dolaşmıştım. Grubun geri kalanı ile olan konuşmalar ise tamamen fiyasko oluşumu yüzüme vuruyordu. Ah, hepsi saçmalık...

Terk edilmiştim.

Saçma bir fikir ile hiç düşünmeden, bunu planlamadan o an hareket etmiştim.

Ve henüz evde beni bekleyen ailemin sorgusuna çekilmemiştim.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top