Bölüm 20
Muhabir polis arabasında olay yerine gidiyordu. Bir yandan da genel merkezden gelen bilgileri okuyordu. Özel bir laboratuvarda bir kaza olmuştu. Biri, bir şekilde olayı haber vermişti. Bunun üzerine muhabir hızla çalıştığı yerden çıkmış ve olay yerini incelemeye giden polis ekibine katılmıştı. Ormanın içerisinde bulunan bir laboratuvara gidiyorlardı.
Muhabir arkada oturan kameraman arkadaşına yaklaşıp sessizce, "Sence bizi yaklaştırırlar mı?" diye sordu.
Arabayı kullanan polis cevap verdi, "Maalesef hanımefendi." Sonra arka koltukta duran gaz maskeleri gösterdi. "Bu arada, bu maskeleri takmanız gerekiyor."
Kendi güvenliklerini de düşünmeliydiler. Ek olarak, söylenenin yapmak belki olay yerinde daha yakından çekim yapmalarına izin verebilirdi. Bu nedenle ikisi de maskeleri taktılar. Arabayı kullanan polis de maskesini takmak için arabayı kenara çekti. Sonra arabayı olay yerine sürmeye devam etti.
Muhabir ve kameraman araçtan indiler. Binanın giriş kapısında durmuşlardı. Etraflarında birçok polis dolanıyordu. Yanlarında ise beyaz önlük giyen adamlar vardı. Hepsi onlar gibi siyah gaz maskelerinden giymişlerdi. Polislerden biri onların yanına gelip kapıdan uzak durmasını istedi. Muhabir çevreye bakmaya devam ediyordu. Binanın sağ tarafından alevlerin yükseldiğini gördü. Orada bir yangın vardı. Muhabir arkadaşına kamerayı açmasını söyledi. Sonra elindeki mikrofonu polise uzattı.
"Olaylar hakkında bize bilgi verebilir misiniz?" diye sordu muhabir polise.
"Esrar üretilen laboratuvarda yangın olmuş. Herkes etkilenmiş. Bazı insanlarda birbirlerine saldırmaya başlamış. Biz güvenliği sağlayacağız kalanını da doktorlar halledecek."
"Bu yanan..."
"İlaç deposu. Herkes yüksek dozda esrara maruz kalmış. O yüzden kesinlikle maskeleri çıkarmıyoruz."
"Peki," dedi muhabir ve beklemeye başladı. O sırada kameraman binada bazı hareketlenmeler olduğunu fark etti. Ana binanın yanında duran kulede polisler bir adama yaklaşıyordu. Ancak adam onlarla gelmek istemiyordu. Kameraman o bölgeye doğru yakınlaştı. Adamla polisler bir müddet tartıştı. Sonra adam kuleden aşağı atladı. İkisi de gördükleri karşısında şaşkına dönmüştü. Yakından çekmek istiyorlardı ancak polisler onlara izin vermedi.
...
Merak edenler için: O gece üç kişi can verdi. Ancak ben, Doktor Ahmet, o ölenlerin arasında değilim. Sadece sağ kolumu ve bacağımı kırarak kurtuldum. Sentetik kanabinoidler ile çalışıyorduk. İlaç deposunda yangın çıkınca herkes etkilendi. Ve binadaki herkes akut psikotik bozukluk geçirdi. Etkisi geçtikçe olayları anladım. O gece ben kendi dünyamı oluşturmuştum. Diğerlerine ne olduğu kim bilir? Ancak bu gecenin aynı zamanda bir empati gecesi olduğunu anladım. Sizi öldürmeyen şey güçlendirir.
İnsanlar neden kurgu hikayeler üretir? Neden efsaneler, uydurma hikayeler anlatır? Bazıları eğlenmek için diyebilir ama bence değil. Bir gerçeğin altını çizmek için kullanılır kurgu. Var olanı mikroskobun küçük bir hücreyi büyütmesi gibi büyütür. Böylece o gerçeği incelemek, yorumlamak veya gerçek hakkında çıkarım yapmak kolaylaşır. Bir yandan da o gerçeği daha kolay hatırlamamızı sağlar. Siz de taktir edersiniz ki dün ne yediğini unutan insanoğlu, çocukluğunda ona anlatılan hikayeleri unutmaz. Demek ki kurgu, kurgu olmayanı güçlendirmek için kullanılır. En azından kullanılırdı; görüyorum ki bu günlerde gerçek olmayanı anlatmak için de kullanılıyor. Ben de bir miktar kurgu kullandım. Ama gerçekleri vurgulamak için. O gece olaylar biraz daha farklı gerçekleşmiş olabilir ancak gerçeğe yeterince yakın.
Dr. Ahmet Kahraman
SON
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top