Telefon ஐ

Selam !  Bölüm şarkısıyla iyi okumalar ! :*

Gözlerimi açtım ve gerindim. Yatağımdaydım ve yalnızdım. Başım biraz ağrıyordu. Yataktan kalktım ve yerde tek tek özenle dizilmiş güller gördüm. Güllerin kimin eseri olduğunu biliyordum. Tek tek yerden gülleri almaya başladım. Salona kadar geldim ve sonunda koltukta bitmişti. Salonda kimse yoktu. Her taraf toplanmıştı. Koltuğun yanında bir not vardı. Kucağımdaki gülleri bıraktım ve notu açtım.

"Sabah gitmeden önce, sana son bir sürpriz yapmak istedim. Saçlarının kızıllığındaki gülleri beğendin mi ? Benim hoşuma gitti. Lütfen, onları bir an önce vazoya koy. Bugün seni aramayacağım. Hep ben seni arıyorum. Fazla naz aşık usandırır, değil mi ? Benimle birlikte zaman geçirmek istersen, ara beni. Galiba Kenan Doğulu'nun bir şarkısı bize uyuyor. O şarkının sözlerini yazayım ve veda notumu burada bitireyim. Kal gittiğin yerde mutlu ol.Yada gel kalbimde tahta sahip ol.. Senin gülen yüzüne kurban bu serseri kalbim ama karar ver tutamıyorum zamanı.. - Özgür.

Dudaklarımı ısırdım. Özgür'ün olmadığı bir gün öyle mi ? Şaka gibi geliyordu. Sanki beni kucağımdaki güllerle terk etmiş gibi hissediyordum. Derin bir nefes aldım ve gülleri odamdaki vazoya koydum. Notu da, güllerin bulunduğu vazoya yerleştirdim. Gerçekten harikalardı. Saate baktım. Saat dokuzdu. Birazdan Ceren gelebilirdi. Salondaki pencereyi açtım ve mutfağa geçtim. Çayı demledim ve kahvaltı masasını hazırladım. Daha sonra banyoya girip, duş aldım. Rahat ev kıyafetlerimi giydim ve saçlarımı kurutup, topladım. Salona geldiğimde, ev kıyafetleri ile oturmuş uykusuz bir Ceren vardı. Bana gülümsedi. Yanına gidip, koltuğa oturdum.

Ceren " Dün nasıl geçti bakalım ? "

" Önce sen anlat, benimkisini kahvaltıdan sonra anlatırım. " dedim.

" Yoğundu. Bütün gece uyumadım. Acildeki hastalar, huysuz bir çocuk ve doktorlar ! Hepsi beni yordu. Hadi, hazırladığın kahvaltıya geçelim." dedi ve mutfağa gittik.

Beraber güzelce kahvaltımızı ettik. Sonra mutfağı toparladım ve mutfağın balkonuna geçtik. Güzel manzaramız vardı.

Ceren " Anlat bakalım."

" Hangisinden başlamalıyım, bilemiyorum. Dün Aras, Özgür ile olan bütün sorununu anlattı. İkisi üveyde olsa, kardeşler. Babaları ortak, anneler farklı. Özgür, gayrı meşru olduğu için dışlanmış birisi, Aras ise gözde çocuk. Neyse, bunlar hiçbir şekilde birbirleri ile iyi geçinememişler. Sonra aynı kıza aşık olmuşlar ve aralarındaki kavga daha çok ateşlenmiş. Kız, Aras'ı seçmiş fakat yurtdışına giderek Aras'ı terk etmiş." dedim.

" Gerçekten mi ? İnanamıyorum. Birbirlerine benzemiyorlar ama ikisi de aynı kıza aşık oluyorlar."

" Yorumunu sonra yaparsın. Aras anlattıktan beraber sinemaya gidelim mi dedi ve kabul ettim. Sonra da Özgür ile karşılaştık. Takip ediyormuş. Üçümüz film izledik. Tabii, kavga etmemeleri için hep aralarındaydım. Sonra bil bakalım ne oldu ? "

" Ne oldu ? "

" Sana bahsettiğim bir kız vardı, hani. Aptal sosyete kızı dediğim. "

" Hatırlamadım."

" Bana iki çocuğu parmağında oynattığı anlattığı salak kız. Annemin sürekli ona benzememi söylediği ve benim dövmüş olduğum kız."

" Hatırladım. Yoksa ? "

" Evet, o kız yani Hande, kardeşlerin ilk aşkıymış. Onunla karşılaştık."

" Tepkileri ne oldu ? "

" Özgür, umursamadı ve bana destek vereceğini söyledi. Aras Bey ise, bedeni yanımda iken ruhu hemen Hande'nin yanına geçti. Sonra kafeteryaya geçtik, yemek yedik. Bu Hande çaktırmadan Aras'ı istediğini belirten laflar söyledi.  Sonra beni kalitesiz bulduğunu söyleyen bir dizi laf söyledi. Bende dayanamadım, kafasından aşağı su döktüm. Özgür de, kola döktü. İkimiz de beraber oradan ayrıldık."

" Aras, bir şey yapmadı mı ? "

" Yapmadı ! "

" Korkakça davranmış.Sonra ne oldu ? "

" Deniz kenarına, Özgür ile beraber gittik. Yanımda sigara içti. Ardından zorla evime davet ettirdi."

" Özgür'ün sigara içmesini beklerim çünkü o tipte birisi. Evimize geldi, öyle mi ? "

" Evet, geldi. Baya bir malzeme getirdi. Aslında bir şey daha getirdi ama onu söylemeyeceğim. "

" Aslında tahmin edebiliyorum ! Aranız bir şey oldu mu ? O paketi kullandı mı ?"

" Ceren, dalga geçme ! Hayır, olmadı. En fazla boynumu öptü."

" Dudaklar yerine boyundan başlamak. İyiymiş. O an ne hissettin ? "

" Ne hissettiğimi söylerim. Anlatacaklarım bitmedi. Özgür, boynumu öperken belki de daha ileriye kayacakken, Aras geldi. Özgür'den kurtuldum ve Aras ile konuştum. Ona bir güzel fırça kaydım. Gözümden düştüğünü söyledim ve ondan hoşlandığımı ama çok kırıldığımı söyledim. Aras da, kendini savundu. Yok etki altında kalmış, yok en başından beri benden hoşlanıyormuş. "

" Aras, korkakça davranmış. Keşke sana hoşlandığını söyleseydi. Peki, sonra ne yaptınız Özgür ile ? "

" Yaramaz bir şey yapmadık. Bira içip, konuştuk. Sonra uyuyakaldım. Sabah uyandığımda salona güller dizilmişti. Gülleri topladım, sonra bir not buldum. Özgür, bugün beni aramayacağını, benim onu aramamı bekleyeceğini yazmış ve Kenan Doğulu'nun tutamıyorum zamanı şarkıyla veda etmiş. "

" Fazla naz aşık usandırır. Haklı, çocuk."

" Sen kimin tarafındasın ? "

" Özgür'ün tabi ki de ! "

" Satıcı ! "

" Alp için Özgür'ün tarafındayım, aynı zamanda senin onunla daha çok mutlu olacağını düşünüyorum. O, sana yakışan birisi. "

" Nasıl ? "

" Nasıl mı ? İkiniz bir arada iken, nasıl desem etraf yanıyor. Ateş ile barut gibisiniz. Yakışıyorsunuz, işte."

" Bilemiyorum."

" Begüm şimdi sana sorular soracağım. Dikkatli cevap ver. Özgür'ün yanında nasıl hissediyorsun ? Mesela o seni öptüğünde, nasıl hissettin ? "

" Bir yanım kendimi savunmak istedi ama  diğer yanım buna devam etmesini istedi hatta daha da ileri gidebileceğini düşündüm. Başka soru lütfen."

" Onun yanında nasıl hissediyorsun ? "

" Ne kadar ilk başlarda onun yanında huysuz olsam da, bir şekilde rahat oluyorum. Dün omzuna yaslandım ve orada doyasıya ağlayabileceğimi hissettim. "

" Ona olan duyguların tam olarak ne ? Son sorum bu."

" Karmaşık. Bir yanım onu eğlenceli ve çekici buluyor. Diğer yanım ise, onun bu arsız davranışlarından nefret ediyor. "

" Begüm, Özgür'ü seviyor ! "

" Sus ! Niye bağırıyorsun ? "

" Yanakların kızardı. Utandın, değil mi ? "

" Sus ! "

" Utandı ! Bence ara. Çünkü fazla naz aşık usandırır, güzelim. "

" Bilemiyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum. O notu gördüğüm an, kendimi terk edilmiş gibi hissettim."

" Ara ! Ciddiyim. Özgür'e haberinde olmadan aşık olmuşsun bence."

" Aşık olmadım, belki hoşlanıyorum."

" Bence aşıksın. Aşk bence, onun yanında ağlamak, mutlu olmak, sinirlenmek kısacası her türlü duyguyu hissetmektir. Sende bu özelliklere uyuyorsun."

" Of ! Ben ne yapacağım ? " dedim ve kapı çaldı.

İkimizde balkondan çıktık ve kapıya geldik. Ceren kapıyı açtı ve Aras kaşımızdaydı. Bir an Özgür'ün gelmiş olabilmesini istedim. Ama yoktu. Derin bir nefes aldım ve annemin soğuk bakışlarını taklit ederek Aras'a baktım.

Aras " Selam, kızlar. Elimde Marvel film serisi var ve üçümüz izleriz. Begüm'ün bana vermiş olduğu söz gerçekleşmiş, olur."

Ceren " Açıkçası Begüm'ün şu an kafası farklı yerlerde."

" Sıkıntı değil. İzleyebiliriz." dedim.

" Bence telefonunu da yanına al."

" Ceren ! "

Aras " Kızlar, o zaman evime gelin. Ortam hazır ve istediğiniz filme başlayabiliriz."

Ceren " Biz telefonlarımızı alalım, geliyoruz."

" Bekliyorum." dedi ve kapıyı kapattık.

Odama gittim ve kendime aynada baktım. Yanaklarım kızarmıştı. Ah, Ceren ! Neden böyle konuşmuştun ki ? Saçma sapan konuşmuştu. Telefonumu cebime soktum ve odamdan çıktım. Ceren ile beraber karşı komşumuzun kapısını çaldık. Aras sevecen bir tavırla açtı. Sanki dünü unutmuş gibiydi. Fakat ben unutmamıştım.

Salona geçtik ve koltuklara oturduk. Ardından Aras Dvd oynatıcısına Demir Adam'ın ilk filmini koydu. Patlamış mısırlarla izlemeye başladık. Onlar izlemeye başladı, ben değil. Çünkü aklım sürekli Özgür'deydi. Telefonumu elimden ayıramıyordum. Mesaj bölümüne girip, çıkıyordum. Dikkatimi filme verdiğim an, gözümün önüne o not geliyordu. Zaman geçmek bilmiyor gibiydi. Aynı zamanda sıkıcıydı. Evet, Marvel filmlerine bayılırdım ama şu an aklım başka yerdeydi. Aklım Özgür'deydi. Gerçekten Özgür'e aşık mı olmuştum yada ondan cidden hoşlanıyor muydum ? Kendisi de böyle iddia etmişti. Ona aşık olduğumu söylemişti. Çok zor bir durumdu. Gerçekten zordu. Ne yapacaktım ? Acaba şimdi arasam, nasıl görünürdüm ? Lanet olası gururum aramamam üzerinde diretiyordu. Kalbim ise, ona bir şans vermemi söylüyordu. Sanki onunla mutlu olabileceğimi belirtiyordu. Daha yeni yeni tanıdığım birisi beni nasıl bu kadar çabuk etkilemişti ? Aras'ın davranışları etkilemişti ama Özgür'ün kendisi beni ona bağlamıştı.

Zaman geçmişti. Akşamüstü dörttü. Filmleri izlemiştik. Ya da izlemişlerdi. Ben ise elim telefonda, karmaşık düşünceler içindeydim.

Aras " Begüm, galiba bugün bedenin burada ruhun başka yerdeydi."

" Sanırsam, öyleydi." dedim.

" Ruhun neredeydi ? "

Ceren " Bizim bile tahmin edemediğimiz diyarlarda dolaşıyor."

Aras " Yoksa Özgür ile kavga mı ettin ? "

" İçten içe belki bunu umuyor olabilirsin, ama hayır. Ceren, eve gidelim mi ? " dedim.

Ceren " Peki. Sonra görüşürüz, Aras ! "

Aras " Sonra görüşürüz, kızlar. Umarım bir dahaki görüşmemizde Begüm de aramızda olur."

" Bilemiyorum." dedim ve ayağa kalkıp, dış kapıya yürüdüm.

Hemen evimize gelmiştik. Kendimi salondaki koltuklara attım. Yanıma da Ceren oturdu.

" Ceren, ben ne yapacağım ? Bugün öyle sıkıcı geçti ki, öyle berbat geçti ki ! Özgür olmadan bir gün geçirdim. Çok saçma ! " dedim.

Ceren " Özgür'ü aramalısın, tatlım. Hala geç değil."

" Öyle mi ? "

" Ara bence. Bak, bugünün ne kadar sıkıcı olduğunu gördün. Aramazsan bundan sonraki günlerde sıkıcı geçecek."

" Ne diyebilirim ki ? "

" Ara ve onunla bir akşam yemeği istediğini söyle. "

" Aramalıyım, değil mi ? "

" Ara."

" Peki, odamda arıyorum. " dedim ve koşarak odama geldim.

Kapımı kapattım. Biliyorum, Ceren dinleyecekti ama yüzünü görmek istemiyordum. Elime vazodaki güllerden birisini aldım. Sonra Özgür'ü aradım.Hemen açtı.

" Özgür, bu akşam beraber yemek yiyelim mi ? Mekanı sen ayarla. Akşam yedi de, gel beni al. " dedim.

Özgür " Hızlı bir giriş yapmadın mı ? İlk önce günümün nasıl geçtiğini sor. "

" Benimkisi çok sıkıcı geçti. Bu sıkıcılık beni öldürüyordu. "

" Benimkisi de çok sıkıcı geçti. Seninle uğraşmak, hayatımın amacı olmuş durumda. Sen olmadan, lanet bir gün olur. En sonunda ben arayacaktım."

" İnan bana, tüm gün telefonum elimdeydi ama cesaret edemedim. Şimdi aradım ve söyledim. O kadar rahatladım ki ! "

" Yani bana bir şans veriyorsun."

" Evet, sana bir şans vermeliyim. "

" Bu şansı kazanmak için çok uğraşmadım. "

" Özgür ! "

" Tamam, tamam. Akşam yedi de hazır ol. Seni evinden alacağım. "

" Gel ve beni evimden al. "

" Seni seviyorum, Begüm. Seninle birlikte olmayı seviyorum. Sonunda itiraf ettin ! Bensiz yapacağını itiraf ettin ! "

" Şımarma. "

" Peki, tamam. Sevgilim olduğunu kabul ettiğine göre derin bir nefes almalıyım."

" İstediğin kadar nefes alabilirsin. Galiba, evet. Biz sevgiliyiz. Hem de farkında olmadan sevgili olduk gibi."

" Sen farkında değildin, güzelim. Ben her zaman farkındaydım."

" İyi, o zaman."

" Görüşürüz. Şimdi baya hazırlık yapacağım. Akşam yediye kadar hazır ol ve lütfen çok güzel ol. Seni her zamanki halinin biraz daha üstünde görmek istiyorum."

" Tamam."

" Öptüm, sevgilim. Dudaklarından ! "

" Görüşürüz." dedim ve telefonu kapattım.

Kapı açıldı ve Ceren karşımda sırıtıyordu.

Ceren " Aras ve Özgür'ün bu savaşında, Özgür'ün kazanacağını biliyordum."

" Bakalım. Henüz bir galip yok." dedim.

" Hadi, seni akşam randevun için hazırlayalım."

" Peki." dedim ve hazırlanmaya başladım.

Bu gece çok güzel olacaktım. Bundan emindim. Özgür'ü istiyor muydum ? Galiba, evet. Evet, onu istiyordum. Onsuz günüm sıkıcı geçiyordu. Onsuz mutlu olamıyordum. Kendimi eksik hissediyordum. O, beni mutlu ediyordu. Hayatıma renk katıyordu. Galiba, ona farkında olmadan aşık olmuştum. Aşkın ne olduğunu tam çözemeden, Özgür'e aşık olmuştum. Bakalım daha başıma neler gelecekti ? Tek düşündüğüm, Özgür ile nasıl mutlu olabileceğimdi.

-----------

Size bir soru ! Sizce Özgür ve Begüm'ü en iyi şarkı ne ? Söyleyin bakalım ! :*

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top