Söz ஐ
Merhaba ! İşte y.b. ! Yan tarafta Begüm ve Özgür'ün kombini var. Bölüm şarkısıyla iyi okumlar !
Müstakbel kayınbabanızın karşısında nasıl giyinirdiniz üzerine soru sorsam, fena olmazdı. Çünkü şu an kararsızdım. Dağınık dolabım ile ben karşılık bakışıyorduk. Bir ara dolabımı ciddi olarak düzenlemeliydim. Dolabımı karıştırdım. Şort giyersem, belki hoş görünmezdim. Ciddi olmayabilirdim. Siyah korsemi giydim. Uzun ve yırtmaçlı bir etekti. Bel kısmı mavi sonra beyaz ve son kısmına doğru lacivertti. Tuvalet masama oturdum. Siyah zincir kolyemi taktım ve yüzüklerimi parmaklarıma geçirdim. Saçlarımı taradım ve aynada kendime baktım. Güzel gözüküyordum. İstediğim görüntüye ulaşmış gibiydim. Siyah el çantamı aldım ve içine gerekli eşyalarımı koydum. Aslında siyah ojelerimi değiştirse miydim ? Kapım açıldı ve kollarını birleştirmiş Özgür'ü gördüm.
Özgür " Siz kadınları anlamak çok zor. Alt tarafı yemek yiyeceğiz ama 1 saattir odadan çıkmıyorsun."
" Çünkü biz kadınlar, siz erkekler gibi basit düşünmüyoruz. Detaylıyız. Şimdi nasıl görünüyorum ? " dedim ve ayağa kalktım.
Özgür bana ıslık çaldı ve gülümsedim.
" İşte hepsi bu kadar güzel görünmek içindi. Hadi, şimdi evden çıkalım." dedim ve odadan çıktık.
Özgür'ün ıslak kıyafetleri burada kalacaktı. Telefonu ve arabasının anahtarı cebindeydi. Dış kapının anahtarı, dışarıdaydı. Onları almadan önce, topuklu ayakkabılarımı giydim. Özgür'de kendi ayakkabılarını giydi. Beraber asansöre bindik ve aşağı indik. Acelece bir şekilde park edilmiş arabasına bindik. Arabasını çalıştırdı ve yola çıktık.
" Arabanı çok kötü bir şekilde park etmişsin." dedim.
Özgür " Neden acaba ? "
" Bana yetişmek için. Bir daha yapma, ev sahibinden azar işitmek istemiyorum."
" O zaman sende bir daha arabayı terk etme."
" Emriniz olur, Beyefendi."
" Emrederim tabi ki ! Sen benimsin. Sadece benim."
" Bunu tanıştığımızdan beri başıma kakıyorsun zaten."
" Bir şeyi kırk defa dersen, olurmuş. Bende kırk defa diyorum ki, gerçekleşsin."
" Ah, delisin ! " dedim ve araba durdu.
Özgür " Ben hemen geliyorum. Sen bekle." dedi ve arabadan indi.
Telefonumu aldım ve Ceren'e mesaj attım. Ona Özgür ile beraber yemek yiyeceğimizi yazdım. Daha sonra telefonumu çantama koydum. Acaba babası ne konuşabilirdi ki ? En büyük tahminim ailemdi. Büyük ihtimal beni İstanbul'a götürecekti. Bunun üzerine konuşacaktı. Ya da Aras, babasını doldurmuş olabilirdi. Karmaşıktı. Kesinlikle karmaşık işlerdi. Şu an hiç İstanbul'a gitmek istemiyordum. Çünkü hayatımda ilk defa aşk nedir, onu keşfediyordum. Bu bence çılgınlıktı ama hayatımın en tatlı, en zevk aldığım çılgınlıktı. Aşık olmak, insan hayatının tatması gereken yasak meyvelerden biriydi. Galiba ben kendi meyvemi Özgür'de bulmuştum. Dövmeli ve değişik bir meyveydi. İlk ısırık acı gelebilirdi. Sonuçta ilk tanışmamızda kavga etmiştik. Fakat sonradan bir şekilde kendine bağlıyordu. Duygularımı her zaman tam olarak belli edemeyen bir kızdım. Fakat Özgür öyle değildi. Her zaman duygularını belli ediyordu ama bir şekilde bana onunda kendi içinde saklamış olduğu duyguları varmış gibime geliyordu. Öyle olsa da, onun duygularını yansıtmanı seviyordum. Ona bakınca, kendi içimdekiler salıveriliyordu. Onunla her türlü duyguyu yaşamağı seviyordum.
Arabanın kapısı açıldı ve Özgür bindi. Bana gülümsedi ve arabayı çalıştırdı. Şık bir t-shirt ve beyaz pantolon giymişti. Her zamanki parfümünü sıkmıştı. Hafif ama hoş olan parfümü. Normalde erkek parfümleri hoşuma gitmezdi ama Özgür'ün parfümü gerçekten güzeldi.
Özgür " Ne oldu ? Dalmış gibiydin."
" Düşünüyordum. " dedim.
" Onun bende farkındayım. Ne düşünüyordun ? "
" Boş ver. Gereksiz, saçma sapan şeyler işte."
" Eğer gereksiz ise, orada bende vardım."
" Özgür ! Babanla akşam yemeğine gidiyoruz ama sen çok rahatsın."
" Her zamanki halim bebeğim. Rahat ve havalı olmak, Özgür Aydıner'in genetiğinde var."
" İyi ki genetiğinde. Bulaşıcı bir şey değil."
" Aslında beraber çocuklarımız olursa, çocuklarımızda da benim genetiğim geçer. Onlarda benim gibi olur."
" Rahat ve dengesiz ! "
" Rahat ve havalı olacak. Lütfen, doğruları söyle. Çarpıtma."
" Çocuklarını düşünemiyorum."
" Çocuklarımızı düşüneceksin zaten. İkimizin özel karışımlarını düşüneceksin."
" Özgür, hemen çocuk derdine düşme ! "
" İşte geldik." dedi ve arabayı park etti.
Beraber dışarı çıktık. Özgür'ün koluna girdim. Burası şık bir yerdi. İçeri girdik ve Özgür'ün babasını gördük. Bize gülümsedi ve onun masasına yürüdük. Karşılıklı oturduk. Babası bize gülümsüyordu. Garson gelip, menüleri verdi. Tavuk şnitzel ve soğuk kola istedim. Özgür tavuk sote ve benim gibi kola içmişti. Anlaşılan bira almayarak babasına uslu gözükmek istiyordu. Babası levrek ve güzel bir şampanya istemişti. Garson menüleri ve siparişleri aldı ve gitti.
Hakan Bey " Hoş geldiniz."
Özgür " Hoş bulduk, babacığım."
" Kahvaltıdan erken ayrıldınız. Ne yaptınız ? "
" Film izledik." dedim.
Kavga ettiğimizi söyleyemezdim. Bu bizim özelimizdi. Özgür bana bakıp, gülümsedi.
Özgür " 2 tane film izledik. İkisi de güzeldi ama ben en çok ilk filmi beğendim. Ateşli aşıkları konu alan bir film. İkincisi de, neydi şu adamın adı ? Hatırladım. Johnny Depp'in Maskeli Süvari filmiydi."
Hakan Bey " İyi vakit geçirmişsiniz o zaman. Ben aramasaydım, yine film izlerdiniz herhalde."
" Yemek yapmak için, mutfağa geçerdim. Özgür'de peşimden gelir ve beni rahatsız ederdi." dedim.
" Her zaman yaptığı bir şeymiş gibi söylüyorsun. "
" Evet, beni rahatsız etmeye bayılıyor."
Özgür " Şimdi beni babama mı şikayet ediyorsun ? Bak, daha beraber eve gideceğiz. Eve gittiğimizde sana ceza veririm. En son yaptığımı unuttun mu ? Baba, boş ver bu kızın dediklerini. Yaramaz bir çocuk değilim, gayet uslu davranıyorum. Biliyorsun, daha yaramaz hallerim var." dedi ve yaramaz bir çocuk gibi gülümsedi.
Hakan Bey " Oğlum senin ne zaman uslu durulduğun görülmüş ki ? Sen doğduğun andan beri yaramaz bir çocuktun."
" Sağ ol baba. Begüm'ün önünde rezil et."
" Özgür, ben senin her halini bilirim. Fakat en belirgin yanın yaramaz olman." dedim.
Özgür " Kızıl hatun, bak. Gıdıklarım seni."
Hakan Bey " Susturma kızı. " dedi ve güldü.
" Aslına bakarsınız, Özgür'ün yaramazlığı beni eğlendiriyor. Her zaman yaramaz olabilir." dedim.
Özgür " Elbette memnun olacaksın. Ben senin hayatına renk kattım. "
Hakan Bey " Aras'ın anlattığına göre birbirinizle geçinemeyen bir çiftmişsiniz. Fakat bunun yalan olduğunu görüyorum. Siz, gayet iyi anlaşan egzotik bir çiftsiniz."
" Aslında Aras bir bakıma doğru söyledi. İlk başlarda hiç iyi anlaşamıyorduk." dedim.
Özgür " Aras abartıyor, baba. Beni biliyorsun. Ben herkesle iyi anlaşırım."
" Ya, o yüzden ilk gün kavga ettik."
" Büyük aşklar, nefretle başlar."
Hakan Bey " Begüm, ilk Aras ile tanışmışsın."
" Evet, İstanbul'dan ayrılırken ikimizde aynı otobüsteydik. Bana cana yakın davrandı." dedim.
" Özgür ile, onun yeni almış olduğu barda değil mi ? "
" Evet. "
Özgür " Baba, tüm hikayeyi bir daha bizden dinleme bence. Hikayeyi özetlersem, Aras ve ben Begüm'ü istedik ve Begüm en doğru seçim olarak beni seçti. Aras buna kızdı ve şimdi saçma sapan bir şekilde bizi ayırmak istiyor. İşte bu. " dedi ve garson siparişlerimizi getirdi.
Herkes gülümseyerek ilk lokmalarını aldı. Lezzetli !
Özgür " Baba, şimdi bizi neden çağırdın ? Ses tonundan anladığım o önemli konu nedir ? "
Hakan Bey " Özgür, seni her gördüğümde kendimi görüyorum. Kimi davranışların bana benziyor. Tabii, ben senin kadar yaramaz değilim. "
" Biliyorum. Ben senin oğlunum."
" Begüm'ün gerçekte kim olduğunu biliyorum."
" Korktuğum başıma geldi." dedim.
Hakan Bey " Korkman gereken bir şey yok, Begüm. Senin yerini söylemeyeceğim. Gerekirse, seni koruyacağım."
" Eşiniz, annemi tanıyor."
" Onu da durdurmaya çalışacağım. "
" Bunu neden yapıyorsunuz ki ? "
" Oğlumu mutlu ettiğin için, olabilir mi ? "
Özgür " Baba ! "
Hakan Bey " Sizde buna göre planlarınızı yapın. Begüm, baban İzmir'e gelmek istiyor fakat ben oyalıyorum."
" Çok teşekkür ederim. " dedim.
Özgür " Begüm için rahat mı ? "
" Annem gelebilir."
Hakan Bey " Sıkıntı etmeyin. Evet, başka konular hakkında konuşalım mı ? " dedi ve sohbetimiz değişti.
ஐஐ
Deniz kordonundaydık. Banka oturmuştuk. Özgür'ün kolu ile bana sarılmıştı. Bende kafamı, omzuna yerleştirmiştim. Akşam yemeği keyifli geçmişti. Sonra oradan ayrılmıştık ve bara gidip, eğlenmiştik. Şimdi deniz kenarındaydık.
Özgür " Bugün fazlasıyla yorucu ve gereksiz bir gündü."
" Bence de." dedim.
" Yine de mutlu sonla biten bir gündü, değil mi ? "
" Evet."
" İşte babamla tanıştın. Sence nasıl biri ? "
" Sevecen bir baba. Seni çok seviyor."
" Aras'ın annesi peki ? "
" Bana sevecen yaklaştı ama sana cadıca davrandı. Bu yüzden cadının teki diyebilirim. Aras'ı, o şımartmış."
" Hande'de Aras'ı şımarttı."
" Seni ise, hep ezdiler."
" Ben hiçbir zaman ezilmem, Begüm. Beni hiçbir kuvvet susturamaz, hiçbir güç sesimi kısamaz. Ben özgür bir kuşum ve istediğim yere uçup, istediğim şeyi yapabilirim."
" Senin en çok bu özgür ruhunu seviyorum, sanırsam."
" Sen benim her şeyimi sevmek zorundasın. Çünkü ben seni çok seviyorum."
" Bende seni seviyorum."
" Benimle olacağına söz ver."
" Söz veriyorum. Seninle olacağıma söz seviyorum."
" Bende söz veriyorum." dedi ve dudaklarımız buluştu.
Özgür, benim aşk öğretmenimdi ve bende onun öğrencisiydim. Onunla mutlu olacaktım. Bunu biliyordum. Belki de, hayatımın en mantıklı sözünü vermiştim. Onunla beraber olacaktım. Sözümü tutacaktım. Her şeye rağmen sözümü tutacaktım.
---
İşte bölüm sonu sorusu : Sizce gelecek bölümlerde ne olur ? Özgür'ün babası doğru mu davrandı ? Ve Begüm ve Özgür'ün çocukları nasıl olur ? :) :)
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top