Sert Kız ஐ

Selam ! Tanıtım azıcık, değişti. Özgür'ün görevi eklendi. Yan tarafta Özgür ve Alp var. Ayrıca Begüm'ün kombinini de görebilirsiniz. Karakterler hakkında yorumları alalım. Tahminler de ! Bölüm şarkısı ile iyi okumalar.

20 Haziran Cuma

 

Aradan tam 3 ay geçmişti. Bu 3 aylık zamanda, düzenimi kurmuştum. Bana uyan bir işim, iyi bir ev arkadaşım ve evim vardı. Yeni tanıştığım insanlar ve ortamların olması da, çok iyiydi. İzmir'e çabuk alışmıştım. Özgürlüğü keşfetmiştim. Sanki yeniden doğmuş gibiydim. Şu an tek korkum, annemin sessiz tepkisiydi. 1 ay içinde döneceğimi söyleyen kadının, şu an neden bir şey yapmadığını anlamıyordum. Bu sessizlik hayra alamet değildi. Ne kadar sessiz kalırsa, saldırısı o kadar sinsi oluyordu. Ben onun kızıydım. Onun sinsi saldırılarını durdurabilirdim. Ya da böyle düşünüp, kendimi kandırıyordum. Peki yaptığım iş neydi ? Barmendim ! Ceren'in arkadaşları sayesinde, işimi hemen bulmuştum. O kadar iyiydi ki ! Hem maaşı, hem de şartları. Akşam 7'de başlıyordum, gece yarısına kadardı. Gündüz ise, evde Ceren için yemekler hazırlamaya çalışıyordum.  Ceren ise, hemşireydi. Sabah 8, akşam 5 şeklinde çalışıyordu. Eve yorgun gelse de, birlikte zaman geçirebiliyorduk. Eğer keyfi yerinde ise, benimle beraber bara geliyordu. Bu gece de, keyfi yerindeydi ve benimle bara gelecekti. Odamdaki dolabımı açtım. İlk maaşı, dolabımdaki güzel kıyafetlere harcamıştım. İnsanın kendi parası gibi yoktu ! Baba parasından daha kıymetliydi. Hiç harcamak istememiştim. İlk aldığımdaki şokla beraber Ceren ile alışverişe çıkmıştık. Hemen külotlu çorabımı giydim. Ardından kısa kot şortumu giydim. Üstüme siyah, üzerinde ters beyaz üçgen baskılı t-shirtümü geçirdim. Üstüme de, yeşil spor ceketimi almıştım. Siyah çantamın içini gerekli eşyalarla doldurduktan sonra aynamın karşısına geçtim ve klasik makyajımı yaptım. Eyeliner, rimel ve ruj üçlüm. Saçlarımı taradım ve başıma Alp'in hediyesi olan çiçek tacımı taktım. Alp, ile aynı barda çalışıyorduk. Hoş birisiydi ama sadece arkadaşım olabilirdi. Alp, çalıştığımız barın sahibinin en yakın arkadaşıymış. Pardon, barın yeni sahibinin yakın arkadaşıymış. Barda çalışmasının sebebi, eğitimmiş. Babası istemiş. Böylece para kazanmanın ne demek olduğunu öğrenecekmiş. Bence gayet faydalı bir eğitimdi.

 Kapım açıldı ve içeri Ceren girdi. Saçları açıktı ve üstünde pembe elbise vardı. Çok güzel ve hoş görünüyordu. Elinde çanta pembe çantası vardı.

 Ceren " Hazır mısın ? "

 " Evet." dedim.

 " Emine Hanımı biliyorsun, değil mi ? Kiracısı olduğumuz kadın."

 " Ceren, sayende tüm İzmir'i tanıyorum. Ne olmuş ona ? "

 " Yeni bir kiracısı olduğunu söyledi. Bizim yaşlarımızda bir çocukmuş. Emine Hanım, çocuktan çok etkilenmiş olmalı. Çünkü çocuğun özelliklerini anlata anlata bitiremiyordu."

 " Bundan bize ne ? "

 " Çocuğa yardımcı olmamız gerektiğini söyledi. Karşı dairemize taşınmış."

 " İşim gücüm yok, yeni taşınan bir çocuğa yardım edeceğim."

 " Emine Hanım istedi."

 " Taşınmış mı ? "

 " Evet. Taşınmış." 

" Bakarız. Hadi, gidelim." dedim ve odamdan çıktık. 

Hızla ayakkabılarımızı giydik ve bizim şirin dairemizden ayrıldık. Asansöre bindik ve aşağı indik. Aslında işyerimin yakın olmasına rağmen Ceren'in arabasına bindik ve yola çıktık. İzmir'in muhteşem havası, insanları dışarıdaydılar. Eğleniyorlar ve gülüyorlardı. Bende bu insanların arasındaydım.

 Ceren arabayı park etti ve benim biricik sevdiğim barıma geldik. İçeri girdik. İçerisi yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Benim mekanımda ise, Alp vardı. İçkileri hazırlıyor, kızlarla çapkınca konuşuyordu. Yerime geçtim. Ceketimi bana özel olan dolabın içine koydum. Çantamı da oraya yerleştirdim. Alp'in yanına geldim. Alp beni görünce, gülümsedi.

 Alp " Kızlar, ne yazık ki sohbetimiz burada bitiyor. Siz eğlenceye, bende sizin gibi melekler için içecek servisi yapmaya." dedi ve kızlar dağıldı.

 " Lütfen, bir daha benim yerimde kızlarla oynaşma." dedim.

 " Kızma, bebek ! Sadece müşterilerle iyi vakit geçiriyordum. Onlarla iyi vakit geçirmem demek, onların sürekli buraya gelmesi demek. "

 " O zaman oynaşmayı başka bir yerde, gerçekleştir." 

 " Tamam, istediğin gibi olsun. Bu arada, barımızın yeni sahibi bu gece burada olacak. Denetleyecekmiş. "

 " Kimliğini gizleyecek yani. "

 " Evet, benim dışımda kimse bilmiyor. Bu yüzden, bugün cici bir kız ol. "

 " Söylediğin için teşekkür ederim. Hadi, sen servise başla." dedim ve mesaim başladı.

 Eğlenen insanlar, güzel şarkılar eşliğinde dans ediyorlardı. Ya da gülüşüyorlardı. Ceren bile kendisine birisini bulmuş gibiydi. Eğleniyordu ve etrafa gülücükler saçıyordu. Konuştuğu kişi, daha çok ilgimi çekmişti. Beyaz spor atleti, yırtık kot pantolonuyla havalıydı. Dövmeleri de, çok hoştu. Saçları, isyankarca duruyorlardı. Ceren bana el salladı ve çocuk benim olduğum tarafa baktı. Ceren'e bir şeyler söyledi ve çocuk Dj kabinine gitti.  'Rihanna - What's My Name ? ' açtı. Ardından bana geldi. Tabureye oturdu ve yüzünde yılışık bir gülümseme vardı.  Ona menülerden birini verdim. Listeyi inceledikten sonra bana baktı.

 Yabancı " Efes Dark Brown alabilir miyim ? Şişede olsun, lütfen." dedi ve parayı uzattı.

 " Peki. " dedim ve parayı aldım.

 İstediği gibi, şişeyi ona uzattım. Herkes eğlenceydi. İçkileri bitmediğine göre, onları izleyebilirdim. Şarkının ritmine uyabilirdim. Kendime bir bardak buzlu kola koydum. İş yerinde alkol almak, bana göre değildi. Karşımdaki ise, benim her hareketimi izliyor gibiydi. Bir yandan içkisini yudumluyor, diğer yandan beni izliyordu. Şarkı bitmişti. Bu sefer Little Mix - Salute çalmaya başladı.  

 " Selam ! " dedi ve ona baktım.

 " Selam ! " dedim sertçe.

 Burada iken, asılan çok oluyordu. Karşıma içkilerini alıp, geçiyorlardı. Sonra ise asılıyorlardı. Eğer alkollün dozu yükselmişse, laflı taciz başlıyordu. Durum o hale geldi ise, Alp onların işlerine bakıyordu. Eğer bu da onlardan biriyse, Alp'ten ve benden nasibini alacaktı.

 " Sert kızı oynamana gerek yok. Ben temizim." dedi ve içkisini yudumladı.

 " Sert kızı oynamama gerek yok mu ? " dedim.

 " Evet, gerek yok. Düşman değilim. Üzerimde silah taşımıyorum. Sadece burada masum bir şekilde, içkimi içiyorum."

 " İyi o zaman."

 " Ben Özgür. Senin adın, Begüm değil mi ? Buradakiler öyle demişti."

 " Milletin ağzı fazla açılmış. Evet, doğru. Adım Begüm." 

" Bileğinin üst tarafında gül dövmesi çok hoş. Güzel bir şekilde, güller sarmış."

 " Anneme kızdığım bir zamanda yaptırdım. Senin dövmelerinde çok hoş. "

 " Pahalı oldu ama güzel oldu. Zaten benim için paranın bir önemi yok."

 " Baba parası mı yiyorsun ? "

 " Evet. Hadi, şimdi benimle dans et."

 " Üzgünüm, bayım ama sizinle dans etmeyeceğim. Ben burada barmenim ve benim alanım burayla sınırlı. Müşterilerle dans etmiyorum."

 " Hadi, ama bebeğim. Benimle dans etmelisin. Etmezsen,  ilerde pişman olabilirsin."

 " İlerde pişman olmamak için,  seninle dans etmiyorum. Beni anladın mı ? "

 " Sana hadi, evimde sevişelim demiyorum ki. Sadece dans edelim diyorum."

 "  Onu de bakalım, sana ne yapıyorum ! "

 " Çok merak ettim. Ne yapacaksın ? Elinden bana karşı ne gelebilir ki ?  "

 " Söyle ve gör."

 " Peki. Hadi, bebeğim ilk önce benimle dans et sonra gel, evimde sevişelim." dedi ve alaycı bir şekilde güldü.

 Sinirlenmiştim. Bu çocuk kendisini ne sanıyordu ? Yüzündeki alaycı gülümsemeyi silmek istiyordum. Elimdeki kola bardağını yüzüne döktüm. Sinirimi alamadım ve elindeki birayı da kafasından aşağı boşalttım. Şarkı durmuştu. Herkesin bakışı bizim üzerimizdeydi. Gülümseme sırası bendeydi. Gülümsedim.

 " Aldığın cevaptan memnun olmuşsundur, umarım ! " dedim ve yanımıza Alp ile Ceren geldi.

 Alp " Herkes eğlenmesine baksın. Bir olay yok ! " dedi ve herkes kaldığı yerden devam.

 Dördümüz, barın bizim için ayrılan odaya gittik. Burası çalışanlar için ayrılan bir odaydı. Kırmızı koltuğa oturdum. Ceren de yanıma geldi. Alp ve sırılsıklam olan Özgür bize bakıyordu.

 Ceren " Ne oldu ? "

 " Karşımdaki beyefendi, bana bir soru sordu. Şimdi ise, cevabını aldı. Alp, kapı dışarı edebilirsin." dedim.

 Alp " Ne yazık ki, bunu yapamam. "

 " Neden ? Yoksa bu adamı mı savunacaksın ? "

 " Karşındaki adam, barımızın yeni sahibi Özgür Aydıner. " dedi ve Özgür bana gülümseyerek bakıyordu.

 Ceren " Opps ! Begüm, duvara tosladın."

 Özgür " Sana pişman olacaksın, demiştim. Beni dinlemedin küçük hanım."

 " Senden özür dilememi bekliyorsan, yanılıyorsun ! Senden hayatta özür dilemeyeceğim. "

 " Ah, kızım. Çok eğlencelisin. Şu an seni kovabilirim. Bunu biliyorsun, değil mi ? Sadece dans teklifimi kabul edecektin. Sevişmeye gelince, ona daha vaktimiz var."

 " Seni var ya ! " dedim ve ayağa kalktım.

 Özgür'ün önüne dikildim. Kavga için, cinsiyet ayrımı yapmıyordum. Babam sağ olsun, dövüş kurslarına katılmamı sağlamıştı. Hangi ortamda, kendimi nasıl savunacağımı biliyordum. Ceren, beni çekti.

 Ceren " Bence, bu gecelik Begüm'ün mesaisi bitsin. "

 Özgür " Haklısın, Hemşire. Begüm'ün bugünlük mesaisi bitsin. Yarın kovulup, kovulmayacağını öğrenir."

 " Peki, patronum. Umarım kovarsınız ! " dedim ve Ceren ile beraber odadan çıktık.

 Ceketim ve çantamı aldım. İkimiz bardan dışarı çıktık ve Ceren'in arabasına bindik. İkimizde bir şey konuşmuyorduk. Eğer konuşsaydık, birbirimizi üzebilirdik. Sinirimi Ceren'den çıkarmak istemiyordum. Sinirimi, o Özgür'den çıkarmak istiyordum. Onun o alaycı suratını paramparça etmek istiyordum. Yumruklamak ve tekmelemek istiyordum.  Sonunda eve gelmiştik. Apartmana girdik. Asansörü  bindik ve katımıza geldik. Karşı dairemizin önü, kolilerle dolmuştu.

 Ceren " Kapısını çalalım mı ? "

 " Yarın sabah bakarız. Şu an tek derdim, uyumak. Bu gece benim için fazla gergindi." dedim ve Ceren kapıyı açtı.

 Ayakkabılarımızı çıkarıp, içeri girdik. Yatak odama girdim ve kapıyı kapattım. Pijamalarımı giydim ve makyajımı sildim. Yatağıma girdim ve uykuya daldım. Uykumda Özgür'ün yüzünü paramparça ediyordum.

 ஐஐ

 Kapının çalmasıyla uyandım. Saat dokuzdu. Hangi akıllı, bu saatte kapımızı çalardı. Üşengeçlikle yataktan çıktım. Odamdan yavaş adımlarla ayrıldım. Ceren'i de odasının kapısının önündeydi.

 " Ben bakarım." dedim ve kapının önüne geldi.

 Kilidi açtıktan sonra karşımda O'nu gördüm. Yüzündeki masum gülümseme ile bana bakıyordu.

 " Ben yeni komşunuzum. Kahvaltı için gelmiştim. Evimde yiyecek bir şey yok. Gelebilir miyim ? " dedi ve gülümsedi.

 Yüzüne kapıyı kapattım. Sırtıma kapıya yasladım ve yere oturdum. Bendeki şans kimse de yoktu.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top