Özgür'ün Hatunu ஐ

Merhaba ! Hİkaye yarışmada ve okuyan herkesten oy istiyorum. Linkini yorumda bulabilirsiniz. Oy verirseninz sevinirim. :) Bölüm şarkısı ile iyi okumalar ! :)

Kahvaltımı etmiştim. Evi de temizledikten sonra dizüstü bilgisayarımla baş başaydım. İnternetten haberlere bakıyordum. İnternetteki hesaplarımı kapatmıştım. Kapatma sebebim, annemi engellemekti. Belki Özgür'ün vardı ve o fotoğrafı paylaşmış olabilirdi. Büyük ihtimal paylaşmıştı. Çünkü Özgür zaferini herkesle paylaşmayı seven birisiydi. O fotoğrafta zafer fotoğrafıydı. Telefonum yanımdaydı. Her an Özgür arayabilirdi. Ona ayak uydurmak zorundaydım.

Şu an en büyük korkum, Aras ile karşılaşmaktı. Nedense suçluluk duygusu vardı. Sanki Özgür ile beraber  olmak, kötü bir şeydi. Yaramazlıktı. Aslında, Özgür ile beraber olmak yaramazlıktı. Dışlanmış, serseri bir çocuk benim sevgilimdi. Acaba sevgili anneciğim ne derdi ? Eminim, beni Özgür'den uzak tutmaya çalışırdı ! Ama benim biricik patronum, engelleri aşardı. Aslında bir gün annem ile Özgür'ü tanıştırmalıydım. Ona, babam gibi bir adam bulmadığım için özür dilerdim. Kapı çaldı. Bende bilgisayarı kapattım ve koltuğun üstüne bıraktım. Kapıyı açtım ve karşımda Aras'ı gördüm. Gözlerinde bana olan sıcaklık yoktu. Onun yerine dondurucu bakışları vardı. Sanki suç işlemişim gibi bakıyordu. Büyük bir suç hem de. Bir an evvel idam edilmemi gerektirecek bir suç. Herhalde beni idam edecek olan, Aras'tı. Soğuk bir şekilde içeri girdi. Kapıyı kapattım. Beraber salona girdik. Bilgisayarı kaldırdım ve telefonu cebime soktum. Aras, koltuğa oturmuştu. Yanına oturdum. 

Aras " Dün, Özgür ile beraber bir yere mi gittin ? "

" Evet. Akşam yemeğine gittim." dedim.

" Arkadaşça mıydı yoksa daha derin, daha özel mi ? "

" Daha derin, daha özel. Uzatmaya gerek yok. Kısacası biz beraberiz. Artık ne deniliyorsa, oyuz."

" Sevgili, Begüm. Senin demeyi beceremeyeceğin şey, sevgili."

" Evet, sevgiliyiz. Ne oldu ? "

" Bu beni rahatsız ediyor. Benim yerime, Özgür'ü tercih etmen beni rahatsız ediyor. Normal de, kızlar beni seçerlerdi. Onu, itici ve uçkuruna düşkün bulurlardı. Ben buna güveniyordum."

" Anormal bir kızım. Bence sen kendine çok güveniyorsun."

" Öyle mi ? Evet, kendime çok güveniyorum. Çünkü ben herkesin göz bebeğim, tamam mı ? Her şey benim çevremde döner, Özgür'ün değil."

" Demek madalyonun öbür yüzü bu. Senin diğer tarafın bu. Sen gerçekte bencil, kendini beğenmişin tekisin."

" Bile bile kendini Özgür gibi bir serserinin kollarına atıyorsun. Sen kendini ne sanıyorsun ? Özgür'ü ehlileştirecek misin ? Yapamazsın.Önce seni becerecek ve sonra kenara atacak."

" Düzgün konuş ! Benim Özgür'ü ehlileştirme gibi bir iddiam yok. Beni becerecek ve kenara atacak öyle mi ? Yanılıyorsun. Beni, o kadar basit görme ! Özgür yada bir başkasının, bir anlık zevk mezesi olmayacağım."

" Basit bir görüş açın var. Normal olanları sevmen lazım. Anormalleri değil. "

" Öyle mi ? Özgür, toplumun dışlanmışı olabilir ama o da bir insan. Onunda bir kalbi var ve bir şekilde o kalbini benim elime verdi. Onun kim olduğu benim için önemli değil, ben onun kendisi ile ilgileniyorum."

" Özgür, piçin teki. Defolu bir mal tamam mı ? Senin gibi güzel bedenlerin üzerinde hiç defolu bir mal gördün mü ? Hayır. Şimdi, Özgür'den vazgeç."

" Seni yanlış tanımışım. Gerçekten sen yalancısın. Normalde senin nazik, cana yakın düşünürdüm ama sen zorbanın tekisin. Kendini beğenmişin tekisin ! Ayrıca korkağında tekisin. Aslında bana tanıdık geldin. Sen babam gibi birisin."

" Öyle mi ? Zorba mıyım ? Gör bakalım, Özgür ile beraber nasıl mutlu olacaksınız ? İnan bana, şu an telefon edip, anneme Özgür'ün sevgilisi var desem hayatın zehir olur. "

" Hiç umurumda değil ! İstediğini çağır. Sizin gibi zorbalarla çok savaştım. Ben senin gördüğünden daha fazlayım ! Tüm bunlar sırf, seninle birlikte olmadığım için değil mi ? Seni seçseydim, bunlar olmayacaktı. Üzgünüm, Aras Bey. Siz şansınızı o Hande'nin yanında olarak kaybettiniz."

" Öyle mi ? Aslında en başından  belliydi. Özgür ile beraber olacağın en başından belliydi. O havuzdaki fotoğrafınız bunun çoktan olmuş olduğunu söylüyordu."

" İyi ki, o fotoğrafı sana göndermiş. İyi ki, bunu yapmış aşkım. Ah, şu an burada olsa da onu öpsem ! " dedim ve kapı çaldı.

Öfkeyle kapıya gittim. Kapıyı açtım ve karşımda Özgür'ü buldum. İyi insan lafının üstüne gelirdi. Sarıldım. İlk başta ne olduğunu anlamadı fakat sonradan o da bana sarıldı. Sarılmayı kesmiştik.

Özgür " Böyle karşılanacağımı bilseydim, erken gelirdim."

" Şu an sinirlerim çok bozuk. İçeride abin Aras var. Saçma sapan laflar söylüyor." dedim.

" O zaman, abiciğime ağzının payını verelim. Kızılımı benim haricimde kimse üzemez." dedi ve içeri girdi.

Salona girerken, Özgür elini belime atmıştı ve kendine çekmişti. Aras, alaycı bir şekilde dudaklarını kıvırdı. Özgür ile yan yana oturduk.

Aras " İti an, çomağı hazırla demişler."

Özgür " Buradaki itin, ben olduğum için çok memnunum. Şimdi, ne hakla Begüm'ümü üzersin ? Sadece onu ben üzebilirim."

" Bu hakkı görüyorsun demek ki."

" Evet, şimdi bana verilen hakla siktir git ! Begüm'ü bir daha üzme ! Sakın ona benden uzak durmasını söyleme ! Bırak, ne hali varsa benimle görsün."

" İyi o zaman. Begüm, seni pişman edeceğim. Bunu yapacağım ve bana geleceksin." dedi ve öfkeli adımlarla çıkıp, gitti.

Kapıyı sertçe kapattıktan sonra göz yaşlarım akmaya başladı. Sinirimden ağlıyordum.

Özgür " Hey, bebek ! Neden ağlıyorsun ? Bak kurtarıcın geldi, ona güzelce küfredip kovdu. Ağlama, hadi sarıl bana ve Aras'ın kinini nasıl kustuğunu anlat." dedi ve ona sarıldım.

Başımı omzuna koydum. Benim olan bir omuz.

" Neler saymadı ki ? Onun gerçek yüzünü gördüm. İlk başta onu seçmediğim için rahatsız olduğunu sonradan senin beni becerdikten sonra atacağını söyledi. En sonunda kinini kustu. Zorbanın teki. Bir dolu tehdit etti. Bizi rahat bırakmayacağını falan söyledi. Özgür, sinirlerim çok bozuk. Bir an karşımda annemi gördüğümü sandım. O da, böyle tercihlerimi kabul etmezdi."

" Ağlama, geçti. Bir keresinde, sen benim geçici bir zevkim değilsin. Sen beni kendine bağladın. Kızıl saçların, beni sana bağladı. Bu yüzden, ilerde bir gün sevişirsek seni bir kenara atacağımı düşünme. Tehditleri, ciddi sorunlar olabilir ama biz birbirimize sahibiz. Korkmana gerek yok. Alt tarafı, ayıplanıp görmezden geliniriz. "

" Hiçbir şey umurumda değil. Keşke ilk gün tanıdığım gibi kalsaydı. Böyle zorbalaşmasaydı. İstanbul'a dönersem, yanıma alacaklarımın başındasın."

" Korkma." dedi ve saçlarımı öptü.

Sarılmayı bıraktım ve gözyaşlarımı sildim. Gülümsüyordu. Yüzünde tuhaf ama derin bir şefkat ifadesi vardı.

" Neden geldin ? " dedim.

Özgür " Gezeceğiz, bebek. Azıcık alışveriş yaparsın."

" Aslında öğleden sonra yemek yapmam lazım."

" Ceren bugün Alp ile birlikte olacak."

" Bunu dememişti."

" Benden duymanı istedi, kızıl. Hadi, hazırlan bakalım."

" Sakın, alışverişte ne alacağıma karışma. Şu sana yakış deme. Ben sorarsam, cevapla."

" Öyle yapacağımı kim dedi ? Sana tapıyor gibi mi gözüküyorum ? Affedersin, Begüm ama sen Afrodit değilsin."

" Pislik Özgür ! "

" Yanlış, piç Özgür." dedi ve kahkaha attı.

" Ben odama gidip, hazırlanıyorum. Sen burada kal."

" Sakın kısa şortlarından giyme ! Bacaklarını kırarım."

" Peki, sevgilim." dedim ve salondan koşarak çıktım.

Dolabımı açtım. Siyah straplezimi giydim. Üstüme kot gömleğimi alacaktım. Dolabımdan severek almış olduğum toz pembe uzun eteğimi giydim. Kot gömleğimi de giydim. Belime kemerime giydim. Tuvalet masamın karşısına geçtim. Göz makyajımı yaptım. Dudağıma koyu kırmızı rujumu sürdüm. Dünkü rujum değildi. Eğer o olsaydı, Özgür dudaklarımdan ayrılmazdı. Saçlarımı at kuyruğu yaptım. Uzun kolyemi taktım. Minik küpemi taktım ve bilekliğimi de taktım. Son olarak parmaklarıma yüzüklerimi geçirdim. Siyah sırt çantamı aldım. İçine telefonumu, evin anahtarını ve cüzdanımı koydum. Kapım açıldı ve içeri Özgür girdi.

Özgür " Alt tarafı dışarı çıkacağız, Kraliçe ziyaretine gitmiyoruz. Bu kadar uzun süre hazırlanma."

" Üzgünüm. Bana şort giyme dedin ve ne giyeceğimi bilemedim." dedim.

" Hoş görünüyorsun. Giyinmesini bilen kadınları severim."

" Teşekkür ederim. Hadi, çıkalım."

" Peki." dedi ve odadan çıktık.

Ayakkabılarımızı giydik. İkimizde uyumlu görünüyorduk. Asansöre binip, zemin kata indik. Dışarı çıktık. Yukarı baktım ve Aras balkonda değildi. Derin bir nefes aldım ve arabanın içine bindim. Özgür, arabasına bindi ve çalıştırdı.

" Bugün sadece gezecek miyiz  ? " dedim.

Özgür " Barış bir yerde buluşalım dedi. Bu yeni çiftti tebrik etmek istermiş."

" Didem'de olacak mı ? "

" Barış'ın sevgilisi o. Elbette gelecek."

" Ben de senin sevgilin olduğum için orada bulunacağım. Didem ile aynı ortamda bulunursam, Hande'ye yetiştirecekmiş gibi geliyor."

" Sen benim sevgilim olarak bulunmayacaksın."

" Öyle mi ? Neyin olarak bulunacağım ? Kölen mi ? "

" Hatunumsun."

" Hatun mu ? "

" Sevgili çok yapmacık geliyor ama hatun daha samimi. Özgür'ün kızıl hatunu. Kulağa hoş gelmiyor mu ? "

" Delisin."

" Telefon rehberime bile 'Hatunum'  diye kaydettim. Ciddiyim görmüyor musun ? "

" Hatunum, öyle mi ? Bende sadece Özgür diye kayıtlısın."

" O zaman telefonunu alıp, kendi ismimi düzeltmeliyim."

" Nasıl kaydedeceksin ? "

" O zaman görürsün. Hadi bakalım. Azıcık İzmir turu yapalım." dedi ve arabasını park etti.

Kol kola mağazaları gezmeye başladık. O kadar güzeldi ki ! Birkaç şey beğenmiştim fakat ne yapsaydım da, Özgür alacağıma karıştı. Bir de karışmam diyordu. Fakat çok güzel ve pahalı şeyler beğenmişti. Kabul etmem dedikçe, alıyordu. Mecburen dediğini yapıyordum. Elimizdeki paketleri arabanın bagajına bıraktık. Arabaya bindik ve başka bir yere park ettik. Ardından sevimli bir kafeye geldik. Bize el sallayan Barış'ı gördük. Onların masasına geldik ve oturduk. Barış, sevecen bir şekilde gülümsüyordu. Didem ise, sıcak bir şekilde görünmeye çalışıyordu.

Barış " Yakışıyorsunuz."

Özgür " Tabiki de yakışacağız. Hatunumla alışveriş yaptık ve şimdi sizinle buluştuk."

Didem " Hatun mu ? Özgür, çok çocuksusun.Barış'a hayatta öyle dedirtmem."

" Beni dinlemiyor. Adı gibi özgür ruhlu birisi. Beni kolumdan tutuyor ve peşinden sürüklüyor." dedim.

Barış " Begüm, o öpücükler neydi ? "

" Ne öpücüğü ? Yoksa fotoğrafı Twitter yada Facebook hesabına mı koydun, Özgür ? "

Özgür " O hesaplarıma bir süredir bakmıyorum. Sadece telefondan gösterdim. Telaş yapmana gerek yok."

Barış " Özgür'ün yüzünde dövme gibi kalmış. "

Didem " Kırmızı ruj dövmesi ! Ne hoş bir dövme ama."

Özgür " Ben yaptırmaya razıyım." dedi ve yanağımı öptü.

" Gördüğünüz gibi, ben tamamen Özgür'ün oldum. Kendimi bu şekilde, hayal etmezdim." dedim.

Barış " Sanki yıllarca berabermiş gibisiniz. "

Didem " Doğal bir uyum var aranızda. Özgür'ün sevgilisi olacağı hiç aklıma gelmemişti."

" Benim de aklıma hiç Özgür'ün sevgilisi olacağım gelmemişti." dedim.

Özgür " İlk tanışmamıştı kavga etmiştik. Bu yüzden böyle düşünmemiş olabilirsin. Fakat ben biliyordum."

Didem " Bakın kimler geliyor. Galiba, bu sıralar havada aşk kokusu var." dedi ve masamıza Hande ile Aras geldi.

İkisi de mükemmelliğin tanımı gibi duruyorlardı. Hande'nin yüzünde zarif bir gülümseme, Aras'ın bana olan çarpıcı gülümsemesi ile mükemmel çifti oynuyorlardı.

Özgür " Geleceklerini söylememiştiniz."

Didem " Sürpriz yapmak istedim ! Çok yakışıyorlar değil mi ? Belki de, onlarda artık beraber olur." dedi ve gülümsedi.

Gülümsedim ve Özgür'ün elini tuttum. Beraber olursak, savaşırdık. Birbirimizden başka, neyimiz vardı ki ? Eğer ben Özgür'ün Begüm'ü isem, o da benim Özgür'ümdü. Kimse karşımızda duramazdı. Hem de hiç kimse.

-----

~Şimdi sizce neler olur ? Aras ne yapabilir ? Hadi, bunu yazın. Bakalım neler yazacaksınız.

~Aynı zamanda sizce aşağıdaki şarkılardan hangisi Özgür-Begüm çiftine uyuyor ? Şarkılardan birisi multimedyada.

*Teoman - Uçurtmalar

*Kenan Doğulu - Şeytan Tüyü

~bu çiftin kısaltması ne olmalı ?

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top