Gay Perisi
Beynim çok garip çalışıyor bu tür hikayeler için üzgünüm-
Ama pişman değilim.
Üstelik 1k için bilgisayar çıkartıp kontrol etmek içimden gelmediğinden Türkçenin içinden geçmiş olabilirm
~
"El, ne işimiz var burada?"
Genç adam sıkıntıyla nefes verip sevgilisinin tuttuğu elini biraz daha sıktı.
"Dedim ya, kardeşim içeride ve sarhoş."
Işıltılı tabelanın sol alt köşesindeki "Gay bar" ayrıntısı Louis'nin tedirginlikle başını iki yana sallaması için yeterli bir sebepti. Ama yine de gelmişti çünkü bilirsiniz, kız arkadaşı bu bardan içeri girecekti ve orası kızlardan hoşlanan kızlarla doluydu. Herkesin herkese bir şekilde dokunduğu sahneler gözlerinin önünde belirince karnına ağrılar girmeye başlayan bir insan için çok ağır bir yüktü bu. Aşkı içindi ya fedakarlık! Ne için olacak!
Birbirine dokunan erke- pardon çok pardon, birbirine dokunan kızlar mı! Tanrı aşkına tüyleri diken diken olmuştu bile!
Heteroca gözlerini kırıştırıp iç çekti. "Tamam, sen burada bekle ben Tim'i alıp gelirim." Elini kızın göğsüne koyup onu geriye itip arkasına çekti.
"Louis! Seni oraya tek sokamam içerisi gay dolu!" ve kız da onu göğsünden itip önüne geçti.
Louis sevgilisini oraya sokmak istemiyor, sevgilisi de onu tek göndermek istemiyordu. Çok zor ve korkunç da olsa bir karar vermeleri gerekiyordu.
"Ne yapacağız?" dedi Louis çaresizce.
Kapının önünde, karanlık gecenin bir yarısında, boş sokakta öylece bekliyorlardı. Hiç umut yoktu ve zavallı Tim içeride mahsur kalmıştı.
#o sırada Tim
Sarışın çocuk esmer olanı tutup çekti. "Yalvarırım ağzına al!"
Umutları ve hayalleri de gece kadar kararmıştı genç çiftin. Tim kim bilir ne halde ablasını bekliyordu halen! Haykırdılar içten içe "Yok mu bir çare bu gayi kurtaracak!"
İşte tam o anda bir ışık! Gökte bir ışık belirdi!
Sarışın, pembe kanatlı bir çıtır ayak bastı yere, tam da bizim ikilinin önüne. Üzerinde simli golf kıyafetleri ve elinde parmak pembe bir asa vardı. Büyülendiler adeta, kız şaşkınlıkla söyledi "Demek o gerçekmiş-"
"Bir gaye yardım lazım olduğunu duydum!" Louis'e bakıyordu mavi gözleri.
"O Gay perisi!" El heyecanla sevgilisini dürttüğünde Louis korkup kızın arkasına saklandı. Çünkü o ne demekti amk!
"Korkma mavi boncuğum, yardım için geldim!" Gay Perisi, asasını salladı üç defa ve ikisine vurdu çıkan ışık.
"Bu her şeyi çözecektir, NEŞ eyle kalın." Pembe kanatlarını çırptı, gökyüzüne bir yıldız gibi kaydı ve yok oldu. Tekrar karanlıktaydı Louis ve El, yalnız şimdi ekstra olarak üzerlerinde bembeyaz tişörtler vardı.
"Hey sırtında NOT yazıyor kocaman!" Kız elini tişörtün arkasına götürüp başını çevirdi ve bakmaya çalıştı ama olmadı. Şaşkın şaşkın sevgilisine bakan Louis de irkilip arkasını döndü. "Bir şey yazıyor mu?"
"GAY yazıyor!"
"Ne!"
"Sanırım peri birlikte güvenle içeri girmemiz ve Tim'i almamız için bize bu tişörtleri verdi!"
"Saçmalık! O peri, daha iyi bir şey yapabilirdi." Çocuk söylendi ama yine de kız arkadaşının elini tuttuğu gibi mekana dalarken içi rahattı.
Üzerinde ekstra dar pantolon ve arkasında GAY yazan bir tişörtle böyle bir yere girmek canını ilk saniyede sıkana kadar-
Dışarısı ne kadar karanlıksa bu zıkkımın kökü mekan da o kadar ışıklıydı, bir süre gözlerini açamadılar. Ama sesler yüzünden Louis az kalsın kalp krizi geçiyordu. Neden herkes bağırıp çağırıyordu içeride kötü bir şey mi vardı? Oysa sesler-eğlenen insanlara aitti. Perçemini itip mavilerini kapatmayı kesti ve ortalığa bakındı. İnsanlar bir yere toplanmış tezahürat yapıyordu.
"Tim'i görebiliyor musun?" Louis ortalıkta Tim falan görmüyordu. Gözlerini yeni açan kızı barmenin yalnız olduğu bar masasına çekiştirerek yürürken karşısındaki adama dikkatle baktı. Kahpe çıkabilirdi çünkü-
Kimseye güven olmazdı burada.
"Selam!"
Kocaman yeşil gözlü oğlan selam verip (sadece Louis'e) elini yanağına yaslayarak masaya dayandığında El onun omzunun arkasından gözleriyle kardeşini arıyordu ve bu gereksiz neşeli tiple ilgilenme işi pek ilgisini çekmiyordu açıkçası.
"S-selam." Louis hayatı boyunca hiç bu kadar gergin hissetmemişti. Aralarında bir iki karış olan çocuğa gözlerini kaçırmadan sadece çok kısa bir süre bakabiliyordu.
"Ben Harry, ya sen?"
Neden böyle parlak parlak bakıyordu bu!!
"Louis."
"Ah Lou, istediğin bir içecek var mı?"
Lou da ne sik-
"Şey...bira." Bir şey içmeyi planlamıyordu lanet olsun!
Yeşil gözlü ense tıraşlı zarif herif arkasını döndüğünde derin bir nefes aldı. Elleri terlemişti ve başı dönüyordu bu kadar havasız bir ortamda insanlar nasıl eğleniyordu ki!
Şu kalabalık yığını büyük bir gürültü patlattığında yüzünü ekşitti. " Tim orada olabilir mi?"
Tim kim? Louis bu konuyu kapatmış gibi hissediyor, şu an tek mevzusu önüne inen bira ve yeşil gözlü çocuğun neden gülümsediği.
"Bilmiyorum El."
Kız başını yana çevirip erkek arkadaşına bakarken şaşkınlıkla gözlerini açtı. "Louis! Buraya içmeye gelmedik!"
"Canım bira istedi ama-"
"Hiç yardımcı olmuyorsun. Seni bunun için çağırmadım." Kız somurttu. Harry kıkır kıkır arkasına dönüp yeni gelen müşteriye içki hazırlamaya başladı.
"Beni çağırmadın ki ben kendim geldim."
"Yani gay barlar ilgini mi çekiyor?"
"Ne?" Louis dramatik bir şaşkınlık geçirirken önündeki bardakla oynuyordu.
"Bana yardım etmeyeceksen ve buraya kendin gelmek istediysen ilgileniyorsun demektir."
"Sana yardım etmeyeceğim demedim El, sadece canım bira istedi ne var bunda?"
"Gay barlar bu kadar hoşuna gidiyorsa takılmaya devam et!"
Kız saçlarını savurup kalabalığa dalarken Louis arkasını dönüp şaşkın şaşkın onu izledi. Ne demişti şimdi!?
Masaya tekrar döndüğünde kıvırcık çocuk yarım ağız gülüyordu. Kaşlarını çattı. Komik bir şey-
"Gay olduğunu ifade etmen için gay baskılı bir tişört giymene gerek yoktu Lou."
"Ne!!"
Arkasındaki yazıya bakmak için başını çevirse de kendisine bakan beş çift göz görmüştü sadece. "Hayır hayır! Bana yardım etmelisin bu tişörtten kurtulmalıyım!" Her yer sapık dolu kahretsin!
Harry elleriyle yüzünü örtüp kızarırken gülüyordu.
"Tabii, şu kapıdan -"
Mavi gözlü olan koşa koşa yandaki kapıyı açıp içeri girerken diğeri önlüğü çıkartıp saçlarını düzeltti.
"Ne aceleci çocuk ama!"
Çok ateşli! Diye düşünerek kendi tarafındaki kapıyı açtı. Karşısındaki ufak adam kendisine bön bön bakarken ona yaklaşıyor kendisi yaklaştıkça ufak adamın mavi gözleri kocaman oluyordu.
"Hey sen ne yapıyorsun!"
Elini kıvırcık çocuğun göğsüne yasladı. Fenalık gelmişti ayol.
"Seni o tişörtten kurtaracağım." Şu ses tonu ve bu bayık gözler de ne sik!
Üzerindeki tişört çıkana kadar onun ne demek istediğini anlamasına yardım edecek beyin hücreleri aktifleşememişti. Ama sonra, çılgına döndü!
"Ne! Demek istediğim bu değildi! Yaklaşmasana!" yüzüne eğilen yüzü itmeye çalışırken gerçekten çabalıyordu ama ehh sonucu biliyoruz işte canım.
Harry o gece emekli hetero Louis'e sahip oldu.
Sonra da namus davasından evlenmek zorunda kaldılar.
Ama Louis huysuzluk edip bunu belli etmese de birbirlerine aşık olmuşlardı bu yüzden mutlular.
Gay perisi elindeki büyük golf topu küreden onları izlerken gururluydu. Ve biz de öyle.
"Bir gay daha heteroculuk oynamaktan kurtarıldı!"
(Tim)
Etraftaki insanlara rağmen yanındaki çocuk cidden ağzına alınca ve o etraftaki insanlar da tezahürat yapınca kendinden geçip herkesin içinde oğlanı si- ecekken ablasına yakalandı.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top