❝ dört : yalan ❞

lie.

"Geri dönmelisin."

İçeri girdiğimi görür görmez, her zamanki gibi karanlık bir yer olduğunu ve kilometrelerce öteden gizemli havanın kokusunu alabileceğini söyledi. Konuşmak için doğru kelimeleri bulmaya çalışarak sözlerini hafifçe reddettim.

"İstemiyorum, eğer bana biraz daha zaman verirsen…"

Yalvarma girişimlerimi yüksek bir çığlıkla susturdu.

"İstemiyorum! Sana verdiğim onca fazla zamana yetti, belki on yıl uzun bir zaman değil miydi?"

Tekrar inkar et, asla yeterli olmaz, asla.

Yüksek sesle, "Hayır." diyerek iç çekti. Durduğu anda yüzünde bir gülümseme belirdi ve sonra bana baktı, gözleri parladı.

Bir şeyler yapabilirim ama bu senin hayatını riske atmak olur, yine de istiyor musun?

Suçlamadan başımı salladım, yapacağım son şey bu olsa bile yapardım.

Kapıyı çaldım, kilitle girdiğim herhangi bir ön kapıyı aldım, acele ettim. Kesinlikle piyasada bir şeyler satın almak zorunda kaldın. Benim ön cebimden anahtarları aldı ve acele etmeden kilidine koydu. Dikkatlice içeri girdim ve daha fazla cesaretlendirmeden kapıyı arkamdan kapattım. Yüksek sesli hıçkırıkların evin içinde yankılandı, beni endişelendirdi ve geldikleri yere koşmama neden oldu.

Odamdaydın, yatağımda oturuyordun ve o halde tanımadığım bir kağıda bakıyordun, çizik ve buruşukluk sadece normal bir kağıt yaprağı gibi görünmesini sağlıyordu, ama yaklaştığımda her şey anlam kazanmıştı.

Kollarıma sardım; uzaklaşmadan, tüm gücünle beni itmene rağmen. Saçlarını ve sırtını okşadım ve aynı sözleri tekrarladım. Sesim artık gitgide daha da çaresiz geliyordu; "Gitmeyeceğim, kalacağım."

Sen sadece çılgınca inkar ederdin, hiçbir sözüme inanmazdın, ama emindim.

Uzaklaşmazdım, hayır ve gitmezdim! Tek başıma ortadan kaybolacaktım.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top