4 bölüm
İki hafta sonra..
İki haftadır burda spor salonuna kaydoldum. Eğitimen olarak zaten bildiğim ve sevdiğim bir meslek. Kendimi çok yalnız hissediyorum bazen o zamanda Ezra beni çalıştırıp kendime güvenimi tazeliyor. Bazen diyorum o olmasa ben ne yapardım. O benim bu hayattaki tek ailem diyebilirim. O da beni hiç olmayan küçük kız kardeşi olarak görür. Sadece onunla sabah ve akşam günlük ne yapacağımızı sorup bilgilendiririz birbirimizi sonra kapatırız. Bugün geliyor o yüzden biraz mutlu ve huzurluyum. Çünkü abim burda yanımda yani benim için iki hafta sonra buraya ve kendisi doğrucu davut bir kişilikte dürüstlük abidesi insan öldürsen ağzından laf alamaz yalan söylettiremezsiniz. Benim için teyzem öldü acilen Kore'ye gitmem lazım cenaze işlemleri taziye durumu felan diyerekten ve orda sevilen ve saygı duyulan bir insan olduğu için 3 haftalık izin aldı ve yanıma geliyor. Burdan değerini bil göndermesi ile kimseye yapmam bücür diyerekten önemsendiğimi hissettirdi.. Oda benim gibi otobüs yolculuğunu sevdiği için o da ulaşımını otobüsten yana kullandı ve şimdi iniyor. Karşılamaya gelmememi söylememişti ama ben yine onu dinlemeyerek geldim. Evet işte iniyor. Sırtında bir sırt çantası elinde bir orta boy el çantası vardı. Kendince ona lazım olanları getirmişti. O da beni gördü bana doğru buruk bir tebessümle karışık çatık kaşlarıyla ilerliyordu. O nasıl bir surat ifadesi derseniz doğrusu bende bilmiyorum ama bu adamda tatlı durduğu kesin neyse... Hemen sarıldık 5 dk felan ayakta hal hatır soruldu ve ezra yine geldiğime pişman edecek belli bana dönüp konuşmaya başladı
-Kız bücür ben sana gelme demedim mi? Ben gelirim merak etme kaybolmam en fazla taksiye biner kaldığın adrese gelirdim yani. Yemezler beni burda diye?
-Hııı sen onu arkandaki bir ordu kız birliğine sor dedim?
Farkında değil yada umursamıyor ezra. Arkasındaki dedikoducu kız topluluğu hayranlıkla karışık ve dolayısıyla yanındaki kişiyi yani beni kıskançlıkla dizi izler gibi izliyorlar. Bir ellerinde çerezleri eksik gibi bende onları onaylamaz bakışlarla Ezra'ya döndüm. Hafif bir sinirle ve ben sinirlenince ağzıma direk argo küfürlü laflar gelir ve konuşurum.
-'Bana bak lan? Ordaki çeyrek kız nüfusundan herhangi biriyle konuşup adını ve telefonunu yanlışlıkla unuttun mu bir an??' dedim.
Ben size demiştim ve genelde başımıza öyle şeyler gelir. Bu ezra abimin bir keresinde sinema salonunda telefonunu unutmuştu yada öyle sanılmıştı. Yanında ki kız durmadan bana itici bakarken filme tam anlamıyla odaklanamıyordum. Ezra filmin yarısında reklam girince içecek almaya gitti bende lavaboya gittim. Geldiğimde kız yoktu ama oturduğu koltukta yarım akıllı kızın yerinde bir adet ezra'nın telefonu ve bıraktığı notu vardı. Notta yazılanlar sinirle beni güldürdü yüzsüzlüğüyle yok artık dedirtti bana."Tel. numaram 05... Bu numaradan yanındaki sevgili adayından kurtulur kurtulmaz beni ara. Bekliyorum. Haa bu arada telefonu biraz kurcalamış olabilirim. Galerine birkaç foto eklemiş ve kendi numaramda dahil..". Tabi birkaç gün geçti ve bu mall geldi spor salonuna beni görünce bir başladı ezra'ya yavşayıp iltifatlara bana hakaretlere sabırda bir yere kadar bende en son daldım kıza kafa göz kana kan dişe diş hesabı giriştim. Vallahi rahatladım sinirimi boşalttım. Kızı artık ne kadar dövdüysem elimden zor aldılar. Hastaneye yattı ve hala komada mübarek ailesi ile karakolluk olup emniyet müdürüyle akraba çıkmamız bu gidişle ihtimaller arasındaydı. Ehh böyle maceraları yaşattı bu dengesiz yarım akıllı abi kılıklı tip ezra bey..
Evde oturmak istemediğim için dışarıdan birkaç tane film ve marketten birkaç hazır yiyicek ve içecekler abur cubur alıp ve ezra da birkaç alkol aldı bize eve geldik. Ezra'ya odasını gösterip biletini ayırıp yerleştirmesine yardım ettim. Çok özlemiştim. Onun yanında hayata dönüyorum. Şebek hareketleriyle gülüyorum. Ve yanımda olduğu için huzurluyum. Ve ona içten içe kendimden fazla güveniyorum. Birkaç film açıp birlikte izledik. İlki komediydi Yok Artık filmini izlerken gülmekten yerlerdeydim ve artı üstüne şebek ezra olunca artık gülmekten bayılıcaktım hani. İşte ezra'nın büyüsü bu olsa gerek onun yanında kendi yıkımımı unutuyorum şu anda olduğu gibi delicesine kahkahalarla gülebiliyorum. İkincisi korkuydu. Bezm-i Ezel sağolsun vücudum ezra'nın koluyla ve arada gövdesiyle akraba oldu. Arada bakıp izliyordum. Baktım film sahnesi gerilim heyecan gizemli birden basınca korku kısmında ezra abime sarılıyordum. Kafam kulaklarım gövdesine saklı duruyordum. Bu akşam beni uyku gram tutmaz; paranoyak olmama ramak kaldı. Ezra'dan rica ettim onunla uyumak için. O da beni anladı ama yine dalga geçmeden geri durmadı. Onay verdi gittim yanına sarılarak uyumaya çalıştım olmadı. Ezra bunu fark etti bana;
-'Alyaduâ uyumakta zorlanıyorsan bu bet sesimle bir Karadeniz türküsü söyliyeyim mi sana? 'dedi gülerek. Bende onun bet sesim dediği yere güldüm bu imasına çünkü ezra'nın sesi çok iyiydi ve benimkisi idare ederdi doğrusu. Bende onun muzip oyununa devam ettim.
-'Ehh ne yapalım denize düşen yılana sarılırmış. Bu günlük idare edicez artık.' dedim. Uyu uyu uyan yarim'i söyledi. Bende uykuma devam ettim. Zaten gözlerim o iyi sesinden sonra usul usul kapanmaya başladı. Kalbim hem abim gibi gördüğüm insan yanında olduğu için mutlu hemde o korku filminin sahne kareleri ve replikleri sağolsun huzursuzdum; o yüzden bu iyi geldi rahatladım müzik sesiyle. Ve huzurla uyudum...
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top