kız kıza gezelim bu gece

İşsizliğimin ilk gününü anneme kabullendirmek benim için son derece zor olmuştu. Kabullenmemek için çok büyük çaba harcamış, her şey idrak ettiğinde öfkesi içinden taşmıştı. Korkunçtu. Ondan kaçabilmek için bir şeyi bahane edip kendime minik bir çanta hazırlayarak Eliflere geçmiştim ama Elif de bu krizi fırsata çevirmek için "Madem bir yalan söyledin, onu gerçek yapalım," demiş ve kızları da çağırmıştı.

Akşam kızlar gelene kadar tatlı, meyve suyu yapmış; pizza malzemelerini ve hamurunu hazırlayıp kızlar gelince de pizzayı fırına vermiştik. Şen şakrak bir yemek eşliğinde pizzamızı yedikten sonra Elif'in odasına çekilmiştik ki aramızda en oynak kişi olan Melis hemen telefonundan hareketli bir müzik açıp yere  bağdaş kurdu. "Oturmazsam Macır damarım kabaracak, göbek atacağım."

"Şu Aziz'i dinlemekten nasıl hiç sıkılmıyorsunuz, benim bir süre sonra kafam kaldırmıyor." Melek elinde tabakla koltuğa otururken Melis kıkırdayarak omuzlarını oynatmaya, kollarını sallayıp kıvırarak tuhaf bir şekilde oryantel yapmaya başlamıştı bile. "Kızım, Macır olmayan anlayamaz. Boşuna kafa yormayın."

Gülerek tabağımı kucağıma koydum. "Delisiniz siz ya," dedim keyifli keyifli mırıldanıp. 

Elif ise içeri son giren kişi olmuştu. "Kızlar size bir şey diyeceğim," derken yüzüne yerleşen heyecan belli oluyordu. "Pusat bana çıkma teklif etti. Yani sevgililik değil de işte buluşmak istedi benimle."

Herkes heyecanlanırken Melek hepimizden daha da hevesle: "Sonunda sevgilisi olan tek kişi muamelesi görmeyeceğim," diye şakıdı. Bu halleri o kadar komikti ki kimse onlara gülmekten tatlısına dokunamamıştı. Tabii bu benimi için uzun sürmedi, kendimi toplayıp 'Begüm tatlı bu, ye şunu' diye kendime kızarak hemen tatlıma uzandım.

"Size bir haberim var," dedi Eslem a harfini uzatarak. "Birkaç kişi sahilde toplanıyormuş. Öyle ateş, şarkılar falan. 

Kararsızca onlara baktım. "Yani, pijama partisinin evde olması gerekmez mi," diye sordum ama kızlar beni mızmızlık yapma diye gaza getirmişti. Hemen herkes üstüne Elif'in dolabından ince bir hırka çekip Melis'in arabasına doluştuk. Sahile inerken hepimiz heyecanlıydık. Elif'in dediğine göre Pusat da oradaydı ve bu Elif'i daha da heyecanlandırıyordu. Hatta eli ayağına dolanacak kadar heyecanlanmıştı. 

Melis arabayı park ettikten sonra kapılarımızın da kilidini açtı, biraz kontrolcü biriydi açıkçası.  

Araçtan inip hep birlikte sahildeki kalabalığın arasına karıştık. Tam tahmin ettiğim gibi Elif'i gören Pusat yanımıza gelerek onun değimiyle Elif'i bizden bir süreliğine çalmıştı. Bir kişi eksik halde ateşin etrafına oturduk.

Bartu da buradaydı, Merve'yle birlikte.

Merve beni görünce epey bozulmuş, Bartu'nun koluna girmeye çalışmıştı. Bartu ise kolunu kendine çekip Merve'ye ters ters bakmıştı.

"Oo, kava etmiş bunlar." Eslem kulağıma doğru eğilip kıkırdadı. "Yakında ayrılırlar, müjdemi isterim."

"Melek'ten sonra sen mi cadılığa başladın," diye sordum ona gülerken. "Bak öyleyse artık vodoo işlerine başlayalım. Para kırarız hem."

Telefonum titredi Eslem cevap veremeden.

oylekolayasikolmam: hoş geldin

oylekolayasikolmam: aslında iyi ki geldin demeliyim sıkılmıştım

oylekolayasikolam: seni görmek bile keyfimi yerine getiriyor

hiitsmebeg: Keşke ben de seni görebilsem...

oylekolayasikolmam: iyi eğlenceler güzellik

Eslem ve Melek'ten aynı anda bir haykırış yükselince Melis kafasını uzatıp ekrana bakmıştı. "İyi eğlenceler GÜZELLİK!" Göz kırpıp sırıtıyor, komik bir espri yapılmış gibi gülüyordu. Allah'ım şu arkadaşlarıma azıcık ciddiyet verebilirsin ama eğlenmemizi engelleyecek kadar çok değil, azıcık.

Telefonu hemen cebime geri attığımda Kerem'i elindeki gitarla gülmüştüm. Parmaklarını teller üstünde dolaştırıp şarkısını söylemeye başladı:

"Bu işte bir iş var sen doğal değilsin
Biri girmiş aklına değişmişsin
Sanki biraz evvel ağlamış gibisin
Sen konuşmasan da

Ben anlarıım..."

Herkes ona eşlik ediyordu ama bir şekilde onun sesini kimse bastıramıyordu. Şarkı söylerken gözlerini kapamış, sadece içinde bulunduğu ana odaklanmış gibiydi. Etrafına ışık saçtığına yemin edebilirdim. Gün yanığı esmer teni resmen parlıyordu.

"Şimdi gözlerin kırmızı bir fonda
Kalbin uzak yerde elin telefonda
Yutkunuyorsun acın boğazında
Sen konuşmasan da

Ben anlarım..."

Göz göze geldik.

Gülümsedi.

Gülümsedim.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top