duygusallığın tam sırası
Sabah uyandığımda güzel bir mesaj görmeyi beklemiyordum ama anonimden gelen mesaj güne gülümseyerek başlamama sebep olmuştu. Nil İpek'in Gömülür şarkısıyla güne başlamak kimin hoşuna gitmezdi ki? Şahsen benim gitmişti.
Ona cevap vermek üzereyken bana yeniden mesaj attı:
oylekolayasikolmam: akşama doğru yapılan partiye geleceksin dimi
oylekolayasikolmam: geleceksen mavi bir elbise giyer misin? sana mavinin çok yakışacağını düşünüyorum
oylekolayasikolmam: ve bir ara kapıya bakar mısın sana bir şey bıraktım
Cevap bile veremeden koştur koştur aşağı inmiş, kapıyı açar açmaz birilerini görebilme umuduyla etrafı kolaçan etmiştim. Posta kutumuzun kolu aşağı inikti ama kimsecikler yoktu. Yalın ayak olmayı umursamadan posta kutsunun yanına koştum. Kapağını açıp içine baktığımda orada minik bir kutuyu görmüştüm. Onları kaptığım gibi eve girip odama çıkmıştım telaşlı telaşlı.
"Evi kırdın evi!"
Annemin yine muazzam tepkileri peşimi bırakmıyordu.
Odama girdikten sonra yatağıma oturup hemen kutuyu açtım. Çok zarif, bebe mavisi bir iplikten el örmesi olduğu belli olan bir halhal vardı. Uçlarına beyaz renkli deniz kabukları işlenmişti. Kocaman bir gülümsemeyle onu ayak bileğime takıp bir not var mı diye bakındım yeniden ki bulmam da çok uzun sürmemişti.
"bunu bileğinde görürsem bu akşam seni dansa kaldıran ilk kişi ben olacağım
-öyle kolay aşık olmam"
"Ukala," diye iç geçirdim aptal aptal gülerken.
Mavi elbisemin eteklerini düzeltip derin bir nefes aldım gergince. Elbiseyle motor kullanmayı sevmiyordum, bu yüzden Melis'e haber vermiştim beni alması için. Hemen çantamı alıp aşağı inerek evdekilere çıktığımı haber vermiş, spor ayakkabılarımı giydiğim gibi evden çıkmıştım. Melis de zaten gelmiş kapıda bekliyordu. Ön koltuk dolu olduğu için hemen arka koltuğa yerleştim.
"Oo, yine tam takım buradayız bakıyorum," dedim kıkırdarken. Hemen bir öpüşüp sarılma faslı atlattık o sırada ve aslında bir kişi eksik olduğumuzu fark ettim. "Melek nerede yahu?"
"Arabası olan sevgilimiz olsa biz de burada olmazdık," dedi Eslem derin bir iç çekerek. "Gerçi Pusat'ın motoru var."
"Ama hâlâ sevgili değiliz," diye tamamladı Elif onu. "Ayrıca sevgili olsak da ben Begüm'ü aldatmam. Benim tek motor sürücüm Begüm."
Güle oynaya yine sahile inmiştik. Bu kez tuhaf bir şekilde gerçekten bir organizasyon yapılmıştı. Karşılayan birileri olmuştu bizi, hepimizin eline tuhaf ışıklı bir bardak tutuşturdu ve ilk içeceklerimizi almamız için bizi bir yere yönlendirdiler. Kızların bardağıma ne doldurduğuyla zerre ilgilenmiyordum, gözlerim etrafta potansiyel anonim adaylarını arıyordu.
"Bartu gelecek mi," diye sordu Eslem koluma girerken.
İrkilerek Eslem'e döndükten sonra kızlara bakındım. Elif Pusat'ın yanındaydı ve Melek'le Diyar biraz ileride dans ediyordu birbirlerine sarılarak. Dilara'yla Melis ise bir köşede alkol bakınıyorlardı. Başımı iki yana salladım Eslem'e cevap vermek için. "Ben partiden bahsettim ama duyduğunu söyledi gönülsüz bir şekilde. Gelir mi, bilmem."
Eslem'in kaşları çatılmış bir şeyler düşünüyordu. "Bu çocuğu gözüm hiç tutmuyor Beg," dedi iç çekerek. "Kızlarla da kritik yaptık. Biraz yüz vermesen başkasına uçup gidecek gibi. Hatta onu deneyebiliriz de."
"Bunu nasıl yapacağız?"
"Sen orasını bana bırak, halledeceğim."
Gazozumdan bir yudum içip başımı salladım onaylayarak. Şu an aşırı gergindim. Anonimle aynı yerdeydim, onun bana aldığı halhalı takıyordum ve beni görüp dansa kaldırması için bekliyordum.
Az sonra Pusat'tan ayrılan Elif hızlı adımlarla yanımıza gelmeye başladı, biraz telaşlı bir hali vardı. Bardağını arkamızdaki tezgâha bırakıp öne doğru eğildi. "Bartu ortalarda yok ama Kerem burada," dedi sır verir gibi fısıldayarak. "Kerem de listedekilerden."
Üçümüz de manidar bir şekilde birbirimize bakarken şarkılara kulak kesildim. Acaba dans şarkısı mı çalmıyordu?
"Ay başlayacağım böyle aşkın ıstırabına artık ya," diye söylenerek elimdeki bardağı bıraktım ve kızlardan biraz müsaade istedim sahil kenarında yürümek için. Emin olmamakla birlikte sinirlerimi başka türlü yatıştıramayacağımı da bildiklerinden beni bırakmak zorunda kalmışlardı.
Kalabalığı aşıp daha sakin bir yere ulaşınca rahat bir nefes alıp kollarımı birbirine sardım. Üşümüyordum ama genelde gergin olduğum zamanlarda kendime sarılmak istiyordum. Arkada çalmaya başlayan şarkı ise ağlama isteğimi körüklüyordu resmen. Hızla yanaklarımdan süzülen firari bir damlayı silip boğazımı temizledim. Buraya, bu noktaya nasıl gelmiştim ben? En son hoşlandığı çocuğun kendisinden asla haberi olmayan biriydim ve rahattım. Her şey nasıl böyle karmaşıklaşmıştı, bir türlü anlamıyordum. Bu karmaşıklık ise sinirimi en çok bozan şeydi.
Omzumda bir el hissettiğimde irkilerek arkamı döndüm. Bartu bir elini bana uzatmış, gülümseyerek yüzüme bakıyordu.
"Bu güzel şarkıda senden daha güzel kimseyle dans edemem," dedi dişlerini göstererek sırıtırken.
Dolu gözlerimi fark edince afallamış, hiçbir şey demeden kollarını belime sarmıştı. O an bunun gerçekten ihtiyacım olan tek şey olduğunu hissederek kollarına tutundum ona sarılmadan, başımı omzuna yaslayıp orada biraz ağladım, biraz dinlendim. O ise bana sarılmaya devam ederek yanağını başımın tepesine yaslamıştı. Şarkının ritminden mi yoksa o anki hislerimizden mi bilemiyorum, olduğumuz yerde hafif hafif sallanıyorduk. Dans eder gibi.
Kendimi daha iyi hissettiğim bir anda gözlerimi açıp görüş alanımın netleşmesi için bekledim bir süre.
Kerem'le göz göze geldik. Bir elinde telefonu, diğerinde içi dolu bardak vardı ve bizi izliyordu.
-
Beg'in anlatmaya üşendiğim elbisesi.
Oylar biraz düştü kuzular, bu durum beni üzer. Okurken oy vermeyi unutmayın, yorum pek yapmıyorsunuz zaten. Ama yorum da yapsanız fena olmaz.^^
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top