bana yalan söylediler
Telefon yüzüme kapandığında gergin bir nefesle etrafıma bakınmaya devam ettim. Hem meraklanmış hem de gerilmiştim. Gerçi tam bir yıkık olduğum için umutlanmadığımı söylemem de abes kaçardı. Saçlarımı karıştırıp derin bir nefes alarak fakülte binasına doğru ilerlemeye devam ettim. Ancak bu kez de alt sınıflardan çocuğun biri kıvırcık saçlarını hoplata hoplata bana doğru koşmaya başlamıştı. Gözlerim korkuyla açılırken bir iki adım geri çekilmiştim.
"Begüm sensin, değil mi?"
Nefes nefese kalmış, hatta önümde neredeyse zor durmuştu. Pantolonunun arka cebinden çıkardığı notu bana doğru uzattığında kaşlarım bu kez çatılmıştı. "Bu ne," diye sordum şüpheyle ona bakarak.
"Bilmiyorum. Elden ele dolaşmış, sana vermemi istediler."
Dudaklarımı gergince ıslatıp kağıdı elime aldım ve çocuk aynı zamanda geldiği yere doğru koşmaya başladı. Kağıdı açıp dikkatle okudum: "Koridorda bekle, sana başka not verecek bir kız olacak." Memnuniyetsizce yerimde kıpırdanıp kağıdı çantama attım. Bu oyunlara ayıracak vaktim cidden var mıydı? Yoktu ama merak ediyordum ve merak dünyadaki en tehlikeli duygulardan biriydi.
Hızlı adımlarla koridora ilerlerken sanki yer, ayaklarımın altından öylece kayıyor gibiydi. Heyecanımın dışarıdan görüldüğüne emindim çünkü etrafımdaki insanlar şaşkın gözlerle beni inceliyordu. Onları yeniden görmezden gelmeyi başarıp merdivenleri olanca hızımla çıkarak kapıdan içeri girdim. Kağıtta hangi koridor olduğu yazılmamıştı ama bunun giriş kattaki olduğunu tahmin etmek de zor değildi. Girişe yakın bir yerde durup nefesimi resmen tutarak beklemeye başladım. Kapı defalarca kez açıldı, içeriye birileri girdi, içeriden birileri çıktı... Bu döngü bir kız bana doğru ilerlemeye başlayana kadar devam etti. Benden biraz daha kısa boyluca olan kız bana tıpkı az önceki çocuk gibi kağıt uzatınca onu da aldım ve o da hiçbir şey söylemeden gitti.
Gergin bir nefesle ciğerlerimi doldurdum, kağıdı açtım.
"Sanat Kafenin arkasındaki bahçeye git."
Kağıdı avuçlarımın arasında sinirle buruşturdum. Bu, gerçekten sinir bozucuydu ve her an her şeyi siktir edip sınıfa gidebilecek kapasitedeydim ama aptal aşık yanım bunların altından Kerem'in çıkmasını dilediği için bir kez daha sonuna gitme kararı aldım. Sanat Kafe'ye doğru yürümeye başladım, binadan nasıl çıktığımı bile anımsamıyordum. Adımlarım koşar gibi hızlıydı. Yanından geçerken çarptığım insanlara dönüp özür dilemek için bile durmadım. Yeşillik alana vardığımda merakla etrafa bakındım ama tanıdığım kimse yoktu.
Sandalyelerinde oturanlar yerlerinden kalkıp bana doğru ilerledi. Tam önümde, etrafımı halka şeklinde çevreleyen insanların yüzünde tuhaf bir ifade vardı ancak bunun hiçbir şekilde empatiyle yakından alakası yoktu. Güçlükle yutkunup etrafımda tam tur döndüm. İçimi tuhaf bir korku sardı. İçlerinden biri öne çıkıp bana eğlenerek gülmeye başladığında başımdan aşağı kaynar sular döküldüğünü hissettim.
"Cidden hâlâ Kerem'i mi bekliyorsun?"
Güçlükle yutkundum.
"Ne kadar komik, acınası!"
Gözlerime yaşlar birikti. Gözyaşlarının daha önce bu kadar acımasız ve can yakıcı olduğunu keşfetmemiştim. Bir adım geri çekilmek için adımlarım hareketlendi. Sırtım bir başka bedene çarpıp durunca gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldım, beni engelleyen kişiyle kavga etmeyi göze alarak kendimi hazırladım. Arkamı hızla döndüğümde karşımda gördüğüm kişi, karşımda görmeyi beklediğim kişiler listesinde bile değildi. Kerem çenesini dikleştirmiş bir şekilde benimle dalga geçmek için toplanan insanlara meydan okurca bakıyordu. Bir elini uzatıp hiçbir şey demeden elim sıkıca tuttu, parmaklarımızı kenetledi.
"Başka işiniz yok mu sizin," diye sordu kaşlarından birini kaldırmışken. "Çocuk musunuz?"
Öne çıkanlardan biri açıklamak için bir adım daha bize yaklaştığında bile sadece Kerem'i izliyordum. Onu aylardır görmemiştim. Yüzünde hiçbir değişiklik yoktu, saçları biraz daha uzamıştı. Kirli sakalı hâlâ çenesini çevrelerken gözlerinin altındaki huzursuz halkalar uykusuzluğun simgesi gibiydi. Beni düşünmüş müydü hiç?
"Söyleyeceklerin ilgimi çekmiyor Berke. Merve'ye onu daha önce uyardığımı söyle, hareketlerine dikkat etsin."
Sessizce yutkunup bakışlarımı kaçırdım, başımı hafifçe öne eğdim. Etraftaki kalabalık yavaş yavaş dağıldıktan sonra Kerem de elimi bırakmıştı. Sanki o an kış soğuğunda kalmış gibi üşümüştüm. Derin bir nefes alıp yeniden bakışlarımı ona kaldırdım, bunu istemsizce yapmıştım. Gözlerinde gördüğüm soğukluk içimin bile üşümesine sebep oldu. Sessizce bir teşekkür mırıldanıp aramıza biraz mesafe koymak için geri çekildiğimde bu kez eli koluma sarılmıştı.
"İnsanların seninle alay etmesine neden izin veriyorsun," derken hafifçe bana doğru eğilmişti. "Bir de karşılarında ağlayacak mıydın yani?"
Boğazımı temizleyip kolumu kendime doğru çektim ve "Peki senin burada işin ne," diye sordum ona diklenerek. "Umursamaman falan gerekmiyor mu?"
Kerem başını iki yana salladı, yeniden derin bir nefes aldı. Sabrı tükeniyor gibiydi ve onu tanıdığımda bu kadar sabırsız olmadığının da farkındaydım. Artık bana katlanamadığını, tahammül edemediğini düşündüm ve bu daha çok canımın yanmasına sebep oldu. Ağlama isteğimi bastırmak için dudağımı iç tarafından ısırdım.
"Neden buradasın, kim haber verdi?"
Gözlerini devirip ellerini ceplerine soktu. "Seni buraya yürürken görünce bir şeylerin ters gittiğini düşündüm ve iyi ki de gelmişim, kendini rezil edecektin."
Kaşlarım çatıldı. Ona karşı hissettiğim özlem yerini derin bir öfkeye bıraktı. Kendime engel olamadan onu omuzlarından itip aramızdaki mesafeyi yeniden kapadım. "En son gördüğümde seni ilgilendirmiyordu, yine ilgilendirmesin!"
"İlgilendirmiyor."
Bu tek kelimelik cevap içimde bir şeyleri soğuttu, kendimi daha fazla aptal gibi hissedemezdim. Öfkeden yanan yanaklarım, işler çığırından çıkmadan buradan gitmem gerektiğini söylüyordu bana. Kendimi dinledim ve çocukça bir hareket yapıp omzuna hafifçe çarparak yanından uzaklaştım. Okul falan yalan olmuştu, yapmak istediğim tek şey motora atlayıp buradan def olmaktı. Motoru park ettiğim yere gelince beni uzaktan izleyen Dilara'yı görmemle öfkem daha perçinlendi.
Gerçekten, hiçbir şey yolunda gitmeyecek miydi yahu?
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top