anonimi bulmak ya da bulduğunu sanmak

Anneme yeni bir işe başlayacağıma dair söz vermiştim. Bu sözü verirken aklımın nerede olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu ama söz ağızdan bir kere çıkardı. İşte her şey ama her şey yiğitliğime bok sürdürmüyor oluşumdan kaynaklanıyordu. Mesela sırf bu yüzden neredeyse tüm günü sahildeki kafelere form doldurarak geçirmiştim.

Artık hem sıcaktan hem de bıkkınlıktan patlarken kendimi kumlara atmış, ikindi güneşinin son vitaminlerini kucaklıyordum. Gözlerimi kapayıp denizin kokusunu soludum uzun uzun

"Meditasyon mu yapıyorsun?"

İrkilerek gözlerimi açtığımda tam karşında bana tuhaf tuhaf bakan Barış'ı gördüm. Barış eski flörtlerimden biriydi, sonu ikimiz için de üzücü bitmişti.

"Aa Barış," dedim şaşkın bir sesle ama bir yandan da kaçmak için mantıklı bir sebep arıyordum. "Sen de mi buradaydın? Ah ne tesadüf..."

"Evet, arkadaşlarla yüzmeye gelmiştik." Hemen karşıma bağdaş kurup oturdu ve çantasından bir gazoz çıkarıp bana uzattı. "Bunu yeni almıştım. İçmek ister misin?"

"Hazımsızlık sorunu yaşıyor gibi mi duruyorum," diye sordum ona salak gibi bakarak. Yine de gazoz sevdiğim için gazozu almış, kapağını açıp yudumlamaya başlamıştım. O sırada cebimdeki telefonum titreyince Barış'a ayıp olmasın de müsaade isteyerek telefona baktım, kızlardandı.

Esy: Listeyi daralttık

Melek: Ama kafam yandı sana yemin ediyorum

Dilara: Nasıl bir crush listen var kızım senin ya, toplasak Yalova'nın nüfusu falan çıkar.

Siz: Şş karıştırmayın şimdi oraları

Melis: Hadi yaa merak ettim ben de listeyi

Elif: Açıklıyorum... Barış, Tolga, Bartu, Kerem

Esy: Tolga'nın ne alaka olduğunu ben anlamadım ama Elif'in sezgilerine güveniyorum

Melek: Gerisini çözmek sana kaldı Beg

Siz: Bir şey diyeceğim... Şu an tam karşımda Barış var

Ve telefonu kapayıp cebime attım. Barış'a dönüp gülümserken Bartu'ya ait olduğunu bildiğim o sesi duydum: "Barış gelmiyor musun oğlum ya!" Tam yanımıza gelip bana dönmüş, kim olduğumu idrak edince gülerek kumlara bırakmıştı kendini. "Begüm burada deseydin ya daha önceden."

Gülerek Bartu'ya selam vermiştim. Bana az evvel atılan liste bile aklımdan uçup gitmişti hatta. Böylelikle Barış'ın çok dahil olmadığı bir sohbet başlattık. Mesela Bartu'nun eski yüzücü olduğuna dair, komik anılarının olduğu bir sohbet. Bir süre sonra bizden sıkılan Barış beş karış asık suratıyla yanımızdan kalkıp gitmişti.

Tatlı tatlı esen meltem saçlarımı okşayarak savuruyor ama bazen pislik yapıp onları yüzüme çarpıyordu. Saçlarımla boğuşurken Bartu uzanıp bana yardımcı olmak için yüzüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Nefesimi tutmuş ona bakıyordum. Göz gözeydik ve sanki kalbim o an erimişti, geri çekilecek gücü kendimde bulamadım. Ama o da çekilmiyordu. Sanki bu halimden keyif alır gibi beni izliyordu.

Bir boğaz temizleme sesi bizi kendime getirdi. Ben irkilerek geri çekilirken Kerem de Bartu'nun yanına oturmuştu. "Naber kızlar," dedi gevşek gevşek gülerek. Muhtemelen anı dağıtmak için yapmıştı.

"En son baktığımda hâlâ erkektim abicim."

Yüzüm gerildi, yüzüme Allah'ın sopası yemiş gibi oldum. Şaşkınca güldüm. Bartu, cidden bunu mu demişti? Doğru duyduğuma emin olmak için Kerem'e döndüğümde onun da benden farksız bir şekilde bana baktığını gördüm.

Anonimi bulmuştum.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top