kısmetsiz yazı 2
Puslu maviliklerin altında gebe giderken yeşilliklere,
En hakiki yalnızlığın elinde son kozuyum.
Meşru bilinenlerin duvar arkasında yıkılmış utançlarında,
Bir yağmur duası kadar masumum.
Geceye yelkenlerken taşmışlıkları,
Bir köşede yakalanma eşiğindeyim.
Suçuma eşdeğer bir ceza arayışındayken ben,
Işığı görenler,
yaklaştıkça oluşturdukları saydamlıkları doldururlar.
Gururum;
duvara tırmanan çocukluğuma bir anne olma çabasıyken,
Tüm çabalar,
Arta kalmış bir akıntının son aşındırdıklarını toplarlar.
Bırakılmış son sigarayken sözler,
Atılmış tüm izmaritlerdi yalanlar.
Kırılgan bir umudun
parçalanacak her bir karesiyken anılar,
Salgılanmış bir hormonun
ezikliğini taşır yalanlar.
Kimseler görmesin diyerek bir bir yaşanırken gerçekler,
Hayaller;
Görülen gözlerde
Umut olarak barınırlar.
Sustuğum bir gece,
Yakalanma eşiğindeyken her köşem,
Dağılmış bir virüsün
Son panzehirini taşımakta bu beden.
Bir ceset edasıyla savaşırken ben,
Umudum; yaşamak!
Amacım; yaşatmak!
Sonum(uz); ölüm!
Kimseler görmesin diyerek atılırken eskiler,
Ve unuturken herkes herkesi,
Çocukluğumda patlattığım sakızlarla yapışır en derin yamalar.
Er ya da geç,
Öyle ya da böyle
anılar geçmişini hatırlar.
Kafesinden kaçarken yaşam
Ve tutarken nefesini ölmek pahasına,
Bugüne kadar duyduğum tüm saygılar;
Bir cenaze namazı sırasında öpülen ellere inat,
alnımda birer çocuk gibi kalırlar...
Artıa
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top