'🕊 | Geleceğin psikoloğu

-Baçka Düzlükleri, Sibirya-

"Bunlar Latince ya da İngilizce değil ki okuyabileyim!"

"Ah, Anuşka! Rusya toprakları içinde yaşıyorsun ama Rusça bilmiyorsun... Ironik."

BİLGİLENDİRME
Sandra'nın aslında iki ismi var: Anna Sandra. Sibirya (Kırlık Rusya da diyorlar) her ne kadar kendini Rus olarak kabul etmeyen ve I. Petro zamanından beri Rus halkına nefret kusan köylü kesimden oluşsa da, onlar Rusya topraklarında yaşadıkları için isim sistemleri aynı. İsim sistemi dediğim şey şu; Asıl isim, Latince yazılışı, Sadece yakınların hitap edebileceği ikinci türü ve Resmi ortamda hitap edilecek üçüncü türü. Bu isim sistemi sanırım yalnızca Rusya'da var ama tam emin değilim. Anna ismi için isim sistemi şu; Анна, Anna, Anuşka, Annatio. Bu tabloya bakarak yakınların hitap edeceği ikinci tür Anuşka oluyor. Biliyorum bayağı (şuraya bir milyon tane bayağı yazabilirim) garip ve gereksiz bir sistem ama elimizden bir şey gelmiyor.

I. Dünya Savaşı'nda olduğu gibi Ruslar hâlâ garip, hiç değişmediler-
Tamam, tamam! Siyaset yapmayacağım kitaba dönüyorum.

Bu, her zaman işi şakaya vuran Erison'un sesi değildi. Bu ses, Juinne'nin, diğerlerinin söyleyişiyle Juin'indi.

"Juin Ağabey!"

Erison hızla ayağa kalkıp karşılarında dikilen uzun boylu esmer, kara saçlı Juinne'ye doğru koştu.

"Ama Juin Ağabey çok zor bir dil yahu! Bir yazılışına bakıyorum, burada H var, okuyorum N. Yani H diye yazılan bir şeyi neden N diye okuyorum? Çok saçma! İngilizceyi buna yeğelerim."

"Bunu sana açıklamaya kalksam yıllarımı alır Sandra, gerçi anlatsam da bildiğini okuyacaksın... ver bakalım okuyayım şunu."

Sandra elindeki kağıdı Juinne'ye uzattı ve meraklı gözlerle okumasını bekledi.

Juinne, birkaç dakika sonra kağıda küçülmüş göz bebekleri ve çatılmış bir kaşla baktı.

"Это... Убийство!"
(Bu... Cinayet!)

Sandra hâlâ anlamamıştı, sadece ilk kelimeyi anlamıştı ama devamı gelmiyordu. Merakla Erison'a baktı, o ise bir iki dakika sonra anlamış ve Juinne ile aynı tepkiyi vermişti.

Sandra öfkelenmişti çünkü bu ikisinin bir işler çevirdiğini anlıyordu. Ne dediklerini bir anlayabilse...

"Слушай, мальчик, ты не скажешь этого Анне, или я тебя трахну!"
(Dinle oğlan, bunu Anna'ya söylemeyeceksin yoksa seni mahvederim!"

Erison kısılmış gözleriyle ağlamaklı ağlamaklı bakıp Juinne ile Sandra'ya bakıp duruyordu.

" Ты меня понимаешь?"
(Beni anlıyor musun?)

"...да"
(Evet.)

"Ne konuşuyorsunuz siz? Ayrıca kalabalık ortamda başkalarının anlayamayacağı biçimde konuşmak ayıptır, bunu bilmiyor musunuz?"

Sandra'nın öfkeli bağırışlarını Juinne'nin kesin sesi böldü.

"Haydi çocuklar, eve gidiyoruz."

"Ama mektup-"

"Bu mektuplar bir hiç! Vaktinizi bunlarla harcamayın, ayrıca... büyük ihtimal bunların hepsi birer eşek şakası."

"Ama-"

"Sandra, yürü."

Sandra, öfkesini yutup onlarla yürümeye başladı çünkü bu karanlıkta durmaya yüreği yetmeyecekti. Ama o mektupları çok merak ediyordu... Lanet olasıca diye düşündü, ne vardı ona Rusça öğretselerdi? Neymiş efendim, Latince sana yeter eğer doğuştan Rusça öğrenemiyorsan ilerideki eğitimler işine yaramazmış, hah! Onlar çok biliyor sanki, diye iç geçirdi. Yol boyunca tek kelime konuşulmadı ama Sandra içten içe kırgındı. Sadece söyleyemiyordu, büyük ihtimal o mektuplar bir daha hiç bulunamayacaktı ve Sandra o güzel aşk mektuplarını hiç okuyamayacaktı.

Ama bir saniye...

Erison'un elinde tuttuğu küçük sepetin içinden siyah ipekten bir kumaş mı görünüyordu yoksa Sandra'nın gözleri mi bozulmuştu?

Yok, yok, Sandra'nın gözleri bozulmamıştı.

O siyah ipekten kumaş, sepetin dışına sarkıyordu.

Kelime sayısı: 488

Yazar notu: Rusça metinleri yazmamda ve Sibirya hakkında bilgilendirme yapmamda yardımcı olan Ley'e çok teşekkürlerimi sunuyorum :*

Bu bölüm kısa sürdü ama heyecanlı yerlerde kesmeyi çok sevdiğim için erken bitirdim- ehe

Ayrıca her ne kadar siyaset yapmayacağımdan bahsetsem de bu konu hakkında dallı budaklı bir araştırma yapmış bulunmaktayım ve size bu konuyu derince anlatmayı çok isterdim.. lâkin maalesef dostlar, Pinterest'te tertemiz bir mahalle linci yediğim için bundan sonra birilerine siyaset ya da tarih hakkında bildiklerimi anlatmaya ya da soru sorup tartışmaya çalışmaya niyetim yok. Çünkü biliyorsunuz, değerli kitaplar değer görmezken ilgi çekip bilgilendirmek isteyen diğer değerli kitaplar linç yiyor. Eh, ne yapalım?

Bu bölümü çok sevdim çünkü heyecanlıydı.. ACTION!

Umarım sevmişsinizdir siz de bu bölümü- Iyi geceler~ Yeni bölüm en geç saat on birde gelir. Yani, Wattpad sorun çıkarmazsa...

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top