VII
Herkesin alfa bildiği Prens Harry, aslında bir omegaydı.
Bunu benden başka kimse bilmiyordu; bir de söylediğine göre diğer hizmetçileri dışında.
Harry beni odasından kovduktan sonra odama gelmiştim ve hala düşündüğüm tek şey, bu gerçeğin kimse tarafından öğrenilmemesi gerektiğiydi. Aksi takdirde, omega olan birine alfalık eğitimi veremezdim. Ben de böylece ya saraydan sürülürdüm ya da burada köleleşmeye devam ederdim.
Yani görevimi asla tamamlamamış olurdum, ailemin hayatı tehlikeye girerdi. Bunu istemiyordum.
Almanya'daki sarayda kalan yardımcım Hank'a mektup yollamalıydım. Bu olanlardan ona haber verip, ondan başka kimsenin öğrenmemesini isteyerek akıl danışmak belki de çok iyi olacaktı. Sadece İngiltere sarayında yakalanma tehlikesi gözümü korkutuyordu. Prens'in kendini odaya kapatmasının ardından neredeyse 2 hafta geçmişti. Kral'a onun rahatsızlandığını söylemiştim. Böylece kimse onu rahatsız etmiyordu.
Sonunda cesaretimi toplayıp temiz bir kağıdı önüme aldığımda, odamdaki masanın önünde soğuk terler döküyordum. Her şeyin bu kadar ters gitmesi şart mıydı? Onu öldürmeye çok ama çok yaklaşmıştım ve alfa, birden omega olduğunu öğrenmem yetmiyormuş gibi kollarımda kızgınlığa girivermişti. Benim için, dünyanın en zor dakikalarıydı belki de.
Sevgili dostum Hank
Buraya geleli neredeyse 3 ay olmak üzere... Her şey iyi gidiyordu ta ki...
Kapının birden açıldığını duymamla önümdeki kağıdı buruşturmam ve bir köşeye itiklemem bir olmuştu. Kapıya döndüğümdeyse, bu Prens Harry'di.
"Gecenin bu saatinde burada ne yapıyorsunuz?"
"Yarın derslere başlamak istediğimi söyleyecektim." Ayağa kalkıp ona ilerlediğimde, gözlerinin parladığı aşikardı. Diyeceklerimi başkasının duymaması için uzanıp kapıyı kapattım.
"Ne dersi, majesteleri? Siz omegasınız."
Sırıttı. "Ne yani babama her şeyi söyleyeyim ve seni tekrar at pisliği temizlikçisi mi yapsın?" Hiçbir şey söylemediğimde odaya ufak bir göz atıp yatağıma ilerledi ve üstüne nazikçe oturdu. "Seni o gün odamdan kovduğum için üzgünüm."
"Özür dilemenize gerek yok."
Uzun bir iç çekti. Öndeki saçları neredeyse gözlerine geliyordu. Son zamanlarda saçlarını hiç kestirmemişti ve kestirmek istiyor gibi gözükmüyordu. Gözünün önüne gelen saçını kulağının arkasına attı ve parmaklarıyla oynamaya başladı. "Çok soğuk birisin. Herkese karşı böyle misindir yoksa..?"
"Herkese karşı böyleyim." diye kısaca belirttim. "Üstünüze alınmanıza gerek yok."
Suratıma bakıp sahtece güldü. "Çok sağ ol. Artık daha iyi hissediyorum."
Ayağa kalktı ve ne yapmasını gerektiğini düşündü. Sonraysa kapıya ilerledi. Ağır tahta kapıyı açıp çıkmadan önce bana bakarak iyi geceler dilemeyi ihmal etmemişti.
~*~
"Bugün sırada avcılık dersi var."
Odasındaki pencereden dışarıyı seyrederken ayaklarını sallıyordu. "Başka bir seçeneğimiz yok mu? Hayatımın hiçbir zamanını hayvan öldürerek geçirmek istemeyeceğimden eminim."
"Benim en sevdiğim dersti." diye mırıldandığımda hala kitapta yazılanları okuyordum. Ne dediğimin farkında değildim bu yüzden Harry'nin dikkatini çekmiştim, ilk kez, o gün.
"Ne? Avcılık dersi mi aldın?"
Yutkundum. Başımı kitaptan kaldırdığım ilk anda onunla göz göze geldim. "Yani bu kitapta yazılanlar arasında en sevdiğim olurmuş gibi gözüküyordu. Avcılığı sevmiyorsanız dövüş var."
Gözlerini devirdi. "Hayır. Dil öğrenmek istiyorum. Politik açıdan işe yarar."
Almanca ve birkaç slav dili bildiğimi söylersem daha da şüphelenecekti. "Onda size nasıl yardımcı olacağım?"
"Sanırım kendim halledebilirim." Pencere pervazından inip kitaplarının olduğu raflara gitti ve kitapları incelemeye koyuldu. Bir yandan eline aldığı kitaplara bakarken bir yandan konuşmayı sürdürdü. "Artık elbise giymek istiyorum. Omegalar ülke yönetemez mi?"
"Hiç görülmedi. Ama mecbur kalınırsa... Neden olmasın?"
Cevabımla kendi kendine gülümsemişti. "Harika. tek çocuk olmam ilk kez iyi hissettirdi."
"Ama alfalar elbise giymez. Eğer yalanınızı sürdürmek istiyorsanız diye söylüyorum."
Önündeki kitabı kapatıp bana döndü aniden. "William. 16 yaşıma kadar bu yalanı sürdürebilirim. Ama 16 yaşımda tören resmi olarak yapılmak zorunda."
O zamana kadar seni öldürmenin yolunu bulmak zorundaydım.
~*~
Mektubu gizlice yollayabilmiştim, ama hala cevap gelmemişti. Sürem doluyordu yavaş yavaş.
O gün Harry'le dersimiz yoktu, ama yine de tüm gün onu hiçbir yerde görememiştim. Hizmetçilerine sorduğumda en son ailesiyle yemek yediğini sonraysa odasına gittiğini söylemişlerdi. Ben de nasıl olduğunu sormak için kapısına gittim. Birkaç kez vurmama rağmen içeriden ses gelmiyordu.
Sessizce ağır kapıyı araladım. Soluk renklerle döşenmiş odada kimse yoktu. Birkaç kez ismini seslendim, ses odadaki banyosundan geldi. Yavaş adımlarımı oraya yönelttim.
Muslukları altından olan içi su dolu beyaz küvetin içine çıplak oturmuş, bacaklarını karnına çekmiş üzgünce duruyordu. Çenesi, bacaklarını sardığı kolları üzerinde duruyordu. Küvetin sınırlarına oturduğumda, kızarmış yeşil gözlerini bana çevirmişti. Bu, içimi cızlatmıştı sanırım.
"Neyin var?"
"Sence alfa olmadığımı ömür boyu saklayabilir miyim?"
Yutkundum. "Bilmiyorum."
"Bugün annemin hamile olduğunu öğrendim. Babamın ne kadar mutlu olduğunu görmeliydin. Sanki... Sanki beni hemen arka plana atmış gibiydi." Fısıldayarak konuşması beni tahmin ettiğimden daha çok üzmüştü.
"Harry... Ben..." mırıldandım. Ne diyebilirdim ki? Benden hala umut verici cümleler dile getirmemi istiyordu, gözlerinden bunu anlayabiliyordum. "Annenin alfa doğuracağı ne malum?"
"Ailemin utanç kaynağıyım." Gözlerini tekrar küvetteki suya çevirdiğinde, elimi ıslak saçlarına götürdüm, hafifçe okşadığımda gözleri yorgunca kapandı. O an gözünden düşen bir yaş, küvetteki sisli suya karışmıştı.
"Hadi Harry. Buna üzülme şimdiden. Hayatın neler getireceği hiç belli olmaz."
Mesela kardeşinin doğumunu görmeden öleceksin-
Hayır, hayır. Bunları söyleyen ben olamam. Aptal iç sesim, sesini kesmesi gerek. En azından şimdilik.
Ayağa kalktım ve ona temiz havlularından birini bırakıp odadan çıktım. Daha neredeyse on saniye olmuştu ki, arkamda sıcaklığını hissettim. Bana sarılmıştı. Onu tutup yavaşça kendime çevirdim ve gülümsemeye çalıştım. Ben gülümsediğimde o da gülümsemişti.
"Teşekkürler, William."
Ve tekrar sarılmıştı.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top