IV

Beyaz ve gri. Altın kaplamalar. Beyaz tüller. Beyaz şamdanlar. Pırıltılı avizeler. Büyük tablolar. Altın varaklı yatak başlığı.

Kral odaya geldiğinde, prens hala aldığı ağrı kesicilerin etkisinden dolayı uyumayı sürdürüyordu. Baş ucunda birkaç hizmetçisi dışında, yaşlı Alfa hocası ve ben vardım. Bir de sonradan eklenen aptal Edward.

"Bundan hanginiz sorumluysa çabuk söylesin!"

Hizmetçiler hızla odadan kaçarcasına çıktığında, Edward öfkeyle ikimize bakıyordu. Yaşlı adamın beni suçlu göstereceğini biliyordum.

Edward birden boğazımı kavradı ve ayaklarımı yerden kesecekmişcesine yukarı kaldırmaya başladı. O an biraz nefes almakta zorlanmıştım ve içimdeki büyük kin, gittikçe çirkinleşiyordu.

"Senin sorumsuzluğun bu. Neden benden izinsiz 13 yaşındaki birinin at sürmesine izin verdin?!"

"O değil baba."  Harry'nin sesiyle birden boğazımı bıraktığında, geriye yalpalamıştım. Edward biricik oğlunun uyandığını görür görmez, başına gitmişti. "Sadece seninle konuşmak istiyorum."

Harry'e baktığımda, yüzünde anlamlandıramadığım ufak bir gülümseme vardı bana karşı. Sorgulamadan odadan çıktım. Yaşlı alfa da öyle.

Odada ne konuştuklarını bilmiyordum. Ama Edward odadan çıktığında, benim ve en önemlisi ailemin sonunun gelmiş olması ihtimali beni çok korkutuyordu.

Kapının yakınlarında dikilirken, kral odadan çıkmıştı nihayet. Seri adımlarla yanımdan rüzgar gibi geçip gitmişti. Bense sadece bakmaya devam ettim. Ardından bağırmasını duydum.

"Willy! Odama gel! Konuşmamız gerek."

Bu çok korkunçtu.

Korkuyor olmam berbattı.

Sadece ailem için buradaydım oysa ki.

Ne kadar normaldi? Bir sürü can için, hiçbir şeyden haberi olmayan bir çocuğu öldürmek.

Ama bunu sorgulamak benim haddime değildi.

Odasına girdiğimde kapılar hemen arkamdan kapanmıştı. Kralın odasına ilk kez girmiştim. Daha doğrusu sarayın içinde ilk kez bu kadar çok bulunmuştum diyebilirdim.

Görevim daha yeni başlıyordu. Sonuçta ona ne kadar yakın olursam onu daha kolay öldürme şansım vardı. Şüphe çekmeden.

"Seni gırtlakladığım için alınma. Harry benim tek varlığım." O an acısı geçmek üzere olan boynumu ovarken hafifçe yutkundum ve başımı eğdim. Hala sinirliydim elbette. "Artık sen Harry'nin alfalık öğretmenisin . Artık sarayda bir odan olacak. Yani hemen üstünü başını değiştir. Çıkabilirsin."

Odadan çıkmıştım ancak, fonksiyonlarım kendi kendine çalışıyor gibiydi. Bu inanılmazdı. Bir anda ona en yakın kişi haline gelmiştim.

Çok iyi.

Çok çok iyi.

Aileme, hatta krallığıma bu güzel haberi vermek çok isterdim. Ama böyle bir tehlikeye girmek fazlasıyla aptallık olacaktı.

Aynı akşam, yemek saatinden sonra Harry'nin yanına uğramıştım. Odaya girdiğimde, hizmetçileri yemek yemesinde yardım ediyordu. Yatak ucundaki tahtada bulunan altın oymalarda parmaklarımı gezdirdim.

"Artık öğretmenim sensin." dedi sırıtarak. "Ve beni ziyarete geldin."

"Ayağın nasıl?"

Örtünün altından oynatmaya çalıştığını gördüm. Acıyla inlerken bile hala gülüyordu. "Sanırım hala aynı."

Hizmetçiler odadan çıktığında kollarımı birleştirdim. "Sorguladığımdan veya şikayetçi olduğumdan değil. Bu nasıl oldu?"

"Eski yaşlı bunağa attım suçu. Daha dün ne yediğini
hatırlamıyor." Gülümsedi. "Babama dedim ki, daha genç bir alfa bulmuşken neden yaşlısına devam ediyoruz? Üstelik hayatımı kurtarmışken."

Kaşlarım çatıldı.

Edward da alfa olduğumu biliyordu ve sorgulamamıştı.

Bu çok garipti.

"Nereden biliyorsun alfa olduğumu?" diye sordum.

"Bilmem. Sen anlamıyor musun?" Sorarken birden ciddileşmişti suratı.

"Hayır. Öyle bir yeteneğim yok."

Omuz silkti. "Boş versene. Artık bunak bir öğretmenim yok."

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top