Son Şiir
Baharın yeniden büyük bir neşeyle varoluşuna şahit olduğumuz Mart ayından hepinize merhaba!
Bu ay sizler için şairlerimizin sonsuzluğa ulaşmadan önce yazdıkları son şiiri derledik.
Özdemir Asaf son şiirini röntgen kağıdına yazdı.
Şairimizin, 'İSİMSİZ' son şiiri;
Hastanede
veya
hapishanede
hayatını yazma.
Sonunu bir merak eden çıkabilir.
Hastanede her gece insan
Birkaç yaşam yitirebilir
ya da yaşayabilir.
Hapishanede ise her sabah...
Nazım Hikmet'in son şiiri ise çok sevdiği eşi; Vera'ydı.
VERA'YA
Gelsene dedi bana
Kalsana dedi bana
Gülsene dedi bana
Ölsene dedi bana
Geldim
Kaldım
Güldüm
Öldüm
Orhan Veli'nin son şiiri: "Aşk Resmi Geçidi" isimli yarım kalmış bir şiirdir ve aşık olduğu tüm kadınlara yazmıştı.
Birincisi o incecik, o dal gibi kız.
Şimdi galiba bir tüccar karısı
Ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.
Ama yine de görmeyi çok isterim,
Kolay mı, ilk göz ağrısı...
Şiirin bir kısmı silinmiş ve okunamamaktaydı.
.....................................çıkar
........................dururduk mahallede
.....................................halde
....adlarımız yan yana yazılırdı duvarlara
.........................yangın yerlerinde...
Üçüncüsü Münevver Ablaydı, benden büyük
Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
Gülmekten katılırdı, okudukça.
Bense bugünmüş gibi utanırım
O mektupları hatırladıkça...
Dördüncüsü tutkulu bir kadın,
Açık saçık şeyler anlatırdı bana.
Bir gün de önümde soyunuverdi
Yıllar geçti aradan, unutamadım,
Kaç defa rüyama girdi.
Beşinciyi geçip altıncıya gelelim
Onun adı da Nurünnisa.
Ah güzelim
Ah esmerim
Ah!
Canımın içi Nurünnisa...
Yedincisi Aliye, kibar bir kadın
Ama ben pek varamadım tadına
Bütün kibar kadınlar gibi,
Küpe fiyatına, kürk fiyatına...
Sekizinci de o soydandı:
Sen elin karısında namus ara,
Kendinde arandı mı,
küplere bin.
Üstelik kendinde de
Yalanın düzenin bini bir para.
Ayten idi dokuzuncunun adı,
Barlarda göbek atar
İş başında şunun bunun esiri,
Ama bardan çıktı mı
Kiminle isterse onunla yatar.
Onuncusu akıllı çıktı
Bıraktı gitti beni.
Ama haksız da değildi hani,
Sevişmek zenginlerin harcıymış
İki gönül bir olunca
Samanlık seyranmış ama
İki çıplak da olsa olsa
Bir hamama yakışırmış...
İşine bağlı bir kadındı on birinci
Hoş, olmasın da ne yapsın?
Bir zalimin yanında gündelikçi;
Adı Luksandra.
Geceleri odama gelir
Sabahlara kadar kalır
Konyak içer, sarhoş olur
Sabahı da işbaşı yapardı şafakla...
Gelelim sonuncuya.
Ona bağlandığım kadar
Hiçbirine bağlanmadım.
Sade kadın değil, insan.
Ne kibarlık budalası,
Ne malda, mülkte gözü var.
Eşit olsak, der
Hür olsak, der
İnsanları sevmesini de bilir,
Yaşamayı sevdiği kadar...
Cemal Süreya'nın son şiiri
Ölüyorum Tanrım
Bu da oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum Tanrım.
Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir...
Üstü kalsın...
Ahmet Arif'in kendi el yazısı ile yazdığı son şiiri:
Açardın,
Yalnızlığımda
Mavi ve yeşil,
Açardın.
Tavşan kanı, kınalı - berrak.
Yenerdim acıları, kahpelikleri...
Gitmek,
Gözlerinde gitmek sürgüne.
Yatmak,
Gözlerinde yatmak zindanı
Gözlerin hani?
"To be or not to be" değil.
"Cogito ergo sum" hiç değil...
Asıl iş, anlamak kaçınılmazı,
Durdurulmaz çığı
Sonsuz akımı.
İçmek,
Gözlerinde içmek ay ışığını.
Varmak,
Gözlerinde varmak can tılsımına.
Gözlerin hani?
Canımın gizlisinde bir can idin ki
Kan değil sevdamız akardı geceye,
Sıktıkça cellat,
Kemendi...
Duymak,
Gözlerinde duymak üç - ağaçları
Susmak,
Gözlerinde susmak,
Ustura gibi...
Gözlerin hani?
Necip Fazıl Kısakürek'in ölmeden haftalarca önce yazdığı son şiiri:
Çocukken haftalar bana asırdı;
Derken saat oldu, derken saniye...
İlk düşünce, beni yokluk ısırdı:
Sonum yokluk olsa bu varlık niye?
Yokluk, sen de yoksun, bir var bir yoksun!
İnsanoğlu kendi varından yoksun...
Gelsin beni yokluk akrebi soksun!
Bir zehir ki, hayat özü faniye...
Sabahattin Ali
Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli yazarlardan Sabahattin Ali'yi çoğumuz; İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna, Kuyucaklı Yusuf, Değirmen gibi romanlarıyla ve öyküleriyle tanıyoruz. Türk edebiyatına kattığı muhteşem eseri yanı sıra zçoğumuz Sabahattin Ali'nin aynı zamanda çok bilinen şiirleri olduğunu ve şair kimliğini pekte bilmiyoruz. Aşağıya Sabahattin Ali'nin herkes tarafından bilinen bir şiirini bırakıyoruz. Keyifli okumalar dileriz.
Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma
Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma
Görmesen bile denizi
Yukarıya çevir gözü
Deniz dibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma
Dertlerin kalkınca şaha
Bir sitem yolla Allah'a
Görecek günler var daha
Aldırma gönül, aldırma
Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Ceza yata yata biter
Aldırma gönül, aldırma
Bu ay sizler için Sabahattin Ali'nin hayatını derledik.
Sabahattin Ali 25 Şubat 1907'de Eğridere'de doğdu. 2 Nisan 1948, Kırklareli'de vefat etti. Türk yazar ve şairdir. Edebi kişiliğini toplumcu gerçekçi bir düzleme oturtarak yaşamındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıttı ve kendisinden sonraki cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını etkileyen bir figür hâline geldi. Daha çok öykü türünde eserler verse de romanlarıyla ön plana çıktı; romanlarında uzun tasvirlerle ele aldığı sevgi ve aşk temasını, zaman zaman siyasi tartışmalarına gönderme yapan anlatılarla zaman zaman da toplumsal aksaklıklara yönelttiği eleştirilerle destekledi.
Eğridere'de doğan Sabahattin Ali, ilk hikâye ve şiir denemelerine Balıkesir'de başladıktan sonra İstanbul'daki edebiyat öğretmeni Ali Canip Yöntem'in desteğiyle ilk kez Akbaba ve Çağlayan dergilerinde şiirlerini yayımlattı.
Sabahattin Ali'nin toplamda yetmişten fazla şiiri bulunur. Bu şiirlerinden 28 tanesini Dağlar ve Rüzgar adlı kitabında yayımladı. Bu kitap yazarın 1931-1934 yılları arasında yazdığı şiirlerden oluşmaktadır. Ayrıca kitabın ön sözü de ona aittir. Kitapta bulunan beş şiir daha önceden dergilerde yayımlanmış olan şiirleridir. Diğer şiirler ise ilk kez bu kitapta yayınlandı. 1926-1928 yılları arasında yazdığı şiirlerden 21 tanesini ise Kurbağanın Serenadı adlı defterde topladı. Almanya'da eski harflerle yazılan bu defter, zamanla el değiştirmiş olup son olarak da Asım Bezirci tarafından muhafaza edildi. Bu defterdeki sekiz şiir daha önceden yayınlanmamış olan şiirleridir.
Şiirlerindeki temalar ise tıpkı romanlarında olduğu gibi sevgi ve aşk kavramlarıdır. Hapishaneleri konu edinen şiirlerinde, hapishane yaşamının zorluğu üzerinde dururken aşk temasına ise tekrar değinir. Karamsarlık, bireysel yalnızlık, bunalma ve kaçış gibi konular da şiirlerinin diğer temalarıdır.
Bir sonraki ay görüşmek dileğiyle!
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top