Bölüm 77

       Gözlerim ağırlaşan göz kapaklarım altında açılmayı inatla inatla reddederken hissettiğim koku yanımda kimin olduğunu anlamama yetmişti. O, endişe içinde saçlarımı okşayıp ellerimi tutarken adımı seslenmesi kulaklarıma ulaşıyordu ama beynimin neler olduğunu hatırlatmasını bırak nerede olduğumdan bile emin değildim.

" Seram aşkım. Aç gözlerini hadi. "

" Bence bir doktor çağırsak iyi olacak. Baksana hâlâ kendine gelmedi. "

" Şirin ne oldu neden bayıldı Sera? "

" Gerçekten bilmiyorum Ali Ömer. Size kahve getiriyordu tek bildiğim bu. Ama bak dediğim gibi artık bir doktor çağırmamız gerek. "

" Seram. Sevgilim. Lütfen. Rıfat doktor çağır hemen. Köksal beye söyle hemen gelsin. "

" Abi biz hastaneye gitsek daha iyi olur sanki."

Kuruyan boğazım cevap vermeme engel olsa da çıkabildiği kadar sesimle konuşmaya çalıştım.

" Ali...... Ömer. ...."

" Seram aşkım. Kendine geliyor. "

" Su. ...su verir misin ? "

        Ali Ömer bardağa doldurduğu suyu başımı destekleyip beni yavaşça kaldırarak dudaklarıma uzattı. İlk aldığım yudum öksürmeme neden olurken başımı göğsüne yasladı. Tekrar içmeye başlayınca daha kolay gelmişti. Biraz kendime gelince yattığım yerde diklenerek oturdum. Neler olduğunu düşünüyordum . Olanlar aklıma yıldırım hızıyla akmaya başlayınca Ali Ömer'e dönüp baktım. Duyduğum aklına gelmemiş ya da bunu umuyor olacak ki " Seram bi şey mi oldu? " diye sordu.

Şirin ve Rıfatın burda olmasını zerre umursamıyordum..

" Ali Ömer. O......o kadın. ...... o ..... kar.....kardeşin ..... ne demek? "

        Yüzündeki tüm kan aniden çekilmişcesine rengi atan Ali Ömer elimi daha fazla sıkarak ne yapacağımı bilmez bir halde bana bakıyordu

" Ne kardeşi Seram? Ne demek istediğini anlamıyorum inan. "

       Anlaşılan reddedecekti. Ama ben de kabul etmeyecektim elbette. Diretmeye ve gerçekleri öğrenmeye kararlıydım.

" Sizi duydum Ali Ömer. Rıfatla konuşmanızı duydum."

" Yenge sen yanlış anladın. Yok öyle bir şey. "

" Rıfat sus  Ali Ömer seni dinliyorum. Anlatacak mısın? Yoksa kendim mi öğreneyim? Ama şunu bil eğer anlatmazsan ve kaçmayı seçersen beni kaybedersin. Kızımı da alıp giderim ve bir daha ikimizin de yüzünü göremezsin. "

" Seram bak gerçekten. ....... "

" Belki de biz diye bir şey yoktur aslında. Belki de gitmem işine gelir. "

" Seram sen ne dediğinin farkında misin? Sen ve kızımız benim yaşama nedenlerimsiniz. Bunu biliyorsun. "

" Biliyor muyum ? Ali Ömer bunu hep söylüyorsun ve çoğu zaman hissettiriyorsun-da. Ama şimdi bunu hissetmeye daha çok ihtiyacım var. Benden bir şeyler sakladıkça ben korkuyorum. Bir gün gelip her şeyin bir yalan olduğunu görmekten korkuyorum. "

" Seram inan bana ...... ben...... bunu nasıl anlatsam? "

" Sadece anlat lütfen. Hiç bir şey saklamadan. "

" Peki aşkım. Ama şunu bil. Saklamadım. Sadece anlatmadım. Seni..... üzmemek için. O .... yani diğer Sera ..... Aslında adı Yeşim. Daha doğrusu yetimhanede ona verilen isim bu. "

" Yetimhanede mi? Na...nasıl yani? Neden? "

" Sen doğduğunda yani siz doğduğunuzda annen ve babana bebeklerden birinin çok zayıf ve güçsüz olduğu ve her an kaybedebilecekleri söylenmiş. "

" Ama .... böyle bir şey nasil olur? Peki doğru muymuş bu? "

" Şüphe etmek de haklısın Şirin. Böyle bir şey yokmuş ama birinizi yine de kuvöze koymuşlar .ve yaklaşık iki gün sonra da kuvözdeki bebeğin öldüğünü soylemişler. Ortada hemşirelerin söyledikleri ve doktor olduğu için ailen de inanmış tabi. Seni alıp hastaneden ayrılmışlar. Ölen bebeklerini de aile mezarlığına defnetmişler. Ama tabi oraya gömülen gerçek kardeşin değilmiş. Yani Doğa. En azından ailenin ona verdiği isim buymuş. "

" Bu..... nasıl olabilir ? Kim neden böyle bir şey yapar ki ? "

        Şirin benim sormaya korktuğum soruyu sorarken Ali Ömer derin bir nefes alıp gözlerini benden kaçırdı.

" Anlar lütfen. Kim Ali Ömer kim? "

" Annenin doktoru olan Selma . "

" Annemin doktoru mu?

" Evet aşkım. Annenin doktoru aslinda babanın eski bir arkadaşıymış. Annenle evlenmeden çok önce tanışmışlar. Bir nevi beraber büyümüşler yani. Selma babanı içten içe sevmiş hep. Bir gün evlenecekleri hayallerini kurmuş. Ama baban annenle tanışınca bu hayalleri suya düşmüş tabi. Babana anneni kötüleyip durmuş. Hatta bir kere oynadığı oyunlarla onları ayırmayı bile başarmış, fakat onlar tekrar bir araya gelmişler. Baban ve annen evlenince de intikam almak için yemin etmiş. Ve kardeşleri ayırıp birini öldü göstermiş. Onu yanında tutamayacağı için de adını değiştirip bir yetimhaneye vermiş Büyürken de aklını türlü yalanlarla doldurup, onu zehirlemiş. Amacı sana ve ailene karşı kullanmakmış. Ki bunu biraz olsun başardı da. "

       Ali Ömer burda susunca duyduklarım karşısında çıkmayan ya da çıkamayan sesime inat onun gözlerine baktım. Oysa ne dediğimi anlamış gibi sözlerine devam etti.

"Biliyorum Seram şu an oldukça şaşkın ve üzgünsün. Neden beni bu olaya karıştırdığını merak ediyorsun değil mi? Haklısın da. Amacı sana zarar vermekti yani bence. Bizi ayırıp senin mutsuz olmanı sağlamaktı istediği."

"Annem ya da babam bana bir kardeşim olduğundan hiç bahsetmediler. Neden ?"

"Muhtemelen seni üzmek istememişlerdir. Düşünsene ellerinde kalan sendin ve bence onlarda önlerine bakmayı seçti."

"Bu.....bu nasıl bir şey? Böyle bir şey nasıl mümkünn olabilir? Aklım almıyor."

"İnan bana ben de başta çok hayret ettim Şirin ama düşünüce her şey çok ince planlanmış bir oyunun parçaları gibi bir araya geliyor."

"Yenge sen iyi misin? Çok solgun görünüyorsun, doktoru çağıralım abi."

"Rıfat haklı Seram en azından doktor bir baksın."

"Doktor felan istemiyorum. O kadın nerede şimdi? "

"Hangi kadın?"

"Selma."

"Onu bilmesen daha iyi."

"Ali Ömer nerede o?"

"Aslında olması gereken yerde bir akıl hastanesinde. Ve kendini oranın baş hekimi sanıyor."

"Peki ya o? Ye...Yeşim? Do...Doğa?"

"O hastane de yatıyor Seram. Geçirdiği kazadan sonra komada. Yani ikisinin de yaptıkları yanlarına kalmadı."

"Onları görmek istiyorum."

"Seram bunu yapmanın ne kadar doğru ol......"

"Ali Ömer ikisini de görmek istiyorum. Üstelik daha bu konu kapanmadı biliyorsun. Daha bana onun ben olmadığımı bilmene rağmen neden yanında kalmaya devam ettiğini anlatacaksın."

Ali Ömer'in yüzü yeniden renk değiştirirken, Rıfatın yüzündeki hadi bakalım abi nasıl açıklayacaksın ifadesini,  Şirinin söyledikleri seslendirdi. "Aaaooooovvv."

****************************

Merhaba,

Biraz bir şeyler açıklığa kavuştu.

En azından Sera artık olanların büyük bir kısmını biliyor.

Şimdi ne olacak dersiniz?

Ali Ömer orada niye kalmıştı?

Sera,  Selmayı ve Yeşimi ya da Doğayı görünce ne yapacak?

Bundan sonra neler olur dersiniz?

Veya neler olsun istersiniz?

Yoruma yazın.

Oylarınızı da bekliyor olacağım.

Ama okuyorsanız iki cümle yorum da yazın lütfen.

En azından benim de bu günlerde biraz kafam dağılsın

Görüşmek üzere.

*****************************

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top