Bölüm 73
Hayatta elde edebilecekleriniz vardır. Bir de elde kaçırdıklarınız. İşte tam da bu ikilemin ortasında aslında ne düşüneceğimi hiç bilmeden geçen aylar boyunca adına ne denildiğini bilmediğim bir kaosun ortasındayım. Bir çıkış yolu var elbette. Her şeyden vaz geçebilirim, fakat bu Ali Ömersiz bir hayat demek olur. Yine de bir mutlu bir acılar içindeki yaşantımda denge kurmak için sadece ben ve kızım İngiltereye geri dönebiliriz. Ya da burada kalır Ali Ömeri kurtarmak için savaşırım. Ve kurtarırım. Mutlu oluruz. Ta ki yeni bir engel yeni bir çelme bizi ayırana kadar. Bu da böyle devam eder gider. Doksan yaşımıza gelip adımızı hatırlayamadığımız ve daha nice şeyleri yapmaktan kendimizi alıkoyamadığımız zaman belki kavuşuruz. Belki o da. Bir umut işte.
Biliyorum hayat zor ve ben de kolay biri sayılmam ama tüm bunların neden bizim başımıza geldiği konusunda hiç bir fikrim yok. Birbirini seven ve tek istedikleri sessiz, sakin, huzurlu ve aşkla dolu bir yuva kurmak isteyen çiftler bunları yaşamıyor eminim. Vaz geçmeyi düşünmedim mi? Oldukça. Vaz geçecek miyim? Elbette hayır. Ben sevdiğimi, o düzenbaz yelloza bırakır mıyım hiç? Bir de utanmadan benim görünüşüme bürünmüş. Sen kimsin de bana benzemeye yeltenmişsin be? Ben senin o taklitçi saçlarını elime dolar, evirir çevirir, döne döne, dinlene dinlene döverim seni. Sen kimsin de benim sevdiğimi, beni seveni alacaksın elimden? Benim kızımın babasını hem de. Bak bak bak. Cesarete bak. Şu an senin o takma kirpiklerini tek tek tek tek yolmuyorsam, o çarpık bacaklarını kırmıyorsam Rıfat sayesinde. O yenge dur böyle olmaz demse ben sana neler yapardım da, ney-se.
"Sera bulduk."
İçine sürüklendiğim düşünceler girdabında kaybolmak üzereyken Şirinin sesiyle kendime geldim. Ali Ömer kaybolduktan sonra Şirin hep yanımda olmuş, desteğini esirgememişti. Eskisi gibi olmaya bir kaç adım kalmıştı da diyebiliriz elbette. Yine de hakkını vermeliydim. Bu işe de en çok Ali Ömerin sevineceğinden adım gibi emindim.
"O zaman hemen gidelim."
"Sen hiç bir yere gitmiyorsun yenge. İki tane Sera var. Ve bir tanesiyle bile uğraşmak zorken iki tanesi fazla gelir."
"İyi bir şey söylediğini var sayıyorum Rıfat fakat hiç bir şey beni Ali Ömerin yanında olmaktan alıkoyamaz."
"Şirin sen anlat canım. Ben artık bunların hayatından yoruldum. Bir laf dinleme de yok. Bir şey biliyoruz da gelme diyoruz herhalde. Yok illa kendi bildikleri. Al işte ne oldu hep kendi dedikleri sonuç fos."
"Aşkım tamam sakin ol. Bak şimdi Sera durum gerçekten ciddi. Ali Ömer karşısında iki Sera görse ne olur? Hiç düşündün mü? Ya da diyelim gördü ya sana inanmazsa? Ya sahte Sera daha kötü şeyler yaparsa? "
"Ali Ömer beni tanır Şirin. Hisseder o."
"Tabi tabi hisseder. Hisseder o yüzden üç buçuk aydır benzerinle yaşıyor. Hiç şüphelenmiyor."
"Ay Rıfat sen de . Yenge aşağı yenge yukarı diyorsun da istersen ben aradan çekileyim. Baksana Ali Ömer de rahat. Oh mis. Zaten ha ben ha o."
"O kadar da demedik yenge. Tamam dış görünüş aynı olabilir ama karakter farklıdır."
"Ha o da aynı olaydı tamam diyecektin. Çekil diyecektin aradan."
"Ooooofff şimdi ben ikinizi de bir güzel dayağa çekeyim olsun. Yeter be. Biz Ali Ömeri bulduk diyoruz ikiniz çekişmelerde. Ne bu ya. Bi susun motorunuz soğusun arkadaş. "
"O başlattı Şirin."
"Hiç de bile aşkım yengem kışkırttı."
"Bana bak Rıfat...."
"Sususunnnnnnnn."
Şirinin bağırması üzerine Rıfatla ikimiz biraz da korkarak sustuk. Şirinin hakkı vardı ama Rıfatta az değildi hani. Bunu sonraya bırakıp Şirini dinlemeye karar verdim. Galiba Rıfatta benimle aynı fikirde olacak ki sakin bir sesle Şirine döndü ve "Peki ne yapalım aşkım?" diye sordu.
"Önce bir susun. Atışmanın sırası değil. Üçümüz de gidiyoruz."
"Ama hayatım bunu konuştuk ya o kadın onları bulacağımızı tahmin etmiştir. Bir planı vardır."
"Sera haklı Rıfat ve biz bu riski almalıyız. "
"Birken iki oldunuz ama abim gelince nasılsa hakkınızdan gelir."
"O biraz zor canım benim. Bize karşı siz. Üstelik hala evlenmedik yani her an vaz geçebilirim istersen şansını fazla zorlama."
"Aman hemen bir tehdit hemen bir şantaj. İyi tamam. Bir şey demedik."
"Deme zaten aşkım. Sen sadece tamam de. Ben ne dersem tamam de oldu mu?"
"Oldu güzelim oldu."
"Heyyyy. Çok tatlısınız ama artık gidebilir miyiz? Ali Ömeri alıp gelelim ay pardon ben o sahte benim saçını başını yolduktan sonra Ali Ömeri alıp gelelim sonra birbirinize cilve naz yaparsınız."
"Sanki kendi abime yapmayacak."
"Yapmam tabi. Niye yapayım?"
"Kara vicdanlı yenge sen abimi hiç mi özlemedin?"
"Özledim canım çok özledim ama o önce beni nasıl ayırt edemedi onun hesabını verecek."
"Şirinim aşkım düşündüm de abim olduğu yerde kalsa daha iyi olacak sanki. Kurtarsak bir türlü kurtarmasak bir türlü arkadaş. Sevgili şiddetine maruz kalıyoruz."
"Rıfatttttttt."
"Şirinimmmmm. "
"Ayyyy yürüyün hadi gidelim."
"Dur dur Dennise nerde?"
"Ceren de."
"Tamam o zaman hadi gidelim."
Evden çıkıp arabaya bindiğimiz de aslında hala elle tutulur bir planımız yoktu. Ya da ben yok sanıyordum. Şirine sormak üzereyken o anlatmaya başladı.
"Şimdi oraya biz daha önce Rıfatla gittik. Üç katlı bir ev. Kapıda iki kişi duruyor. Ben onları oyalarken Rıfat arka bahçe tarafına geçecek. Eğer ortam uygunsa sen de onunla birlikte gizlice evden içeri gireceksin."
"Arka tarafta kimse yok mu?"
"Aslında iki kişi de arka tarafta var ama işe bak ki ben biraz gürültü çıkarıp ortalığı karıştıracağım. Siz de o arada içeri girersiniz."
"Rıfat bakıyorum da hiç itiraz etmiyorsun bu plana."
"Ne diyeyim yenge? Ne desem suç olacak. "
"Dikkatli ol Şirin. Bu adamlar tehlikeli."
"Siz beni merak etmeyin. Ali Ömerin kuzeniyim. Bana zarar veremezler."
"İşte geldik. Sera, Rıfat siz de dikkatli olun tamam mı?"
Arabadan inince önümüzde uzanan ıssız yola baktım. Ali Ömeri bizden hepi topu yarım saat uzakta saklamışlardı ve onu bulamamıza sebep de bu ıssızlıktı. Bunca zamna bu kadar yakınımdaydı ve ben farkında değildim.
"Evet hadi bakalım başlıyoruz. Herkese bol şans.."
"Şirin dikkatli ol tamam mı? Seni bekleyen biri olduğunu unutma sakın."
"Sen de öyle Rıfat ve Sera sen de kendine dikkat et olur mu?"
"Sen bizi merak etme Şirin işin tehlikeli kısmı sen de."
"Sonu güzel bitecek ben inanıyorum. Hadi bakalım."
Şirin Rıfata sarılıp ardından yürümeye başladı. Bir yandan da "Ali Ömerrrrr" diye bağırıyordu. "Nerede benim kuzenim? Ali Ömerrrr ben geldim. Hadi ama Seraaaa. "
Şirinin planı etkili olmuştu. Ön kapıda duran iki adam Şirine doğru yürümeye başlayınca Şirin adımlarını arka tarafa doğru yönlendirdi. Hem yürüyor hem de bağırıyordu. "Ali Ömerrrrrr. Seraaaaa."
Arka taraftaki iki adam da diğerlerinin yanına ilerleyince Rıfat fısıltıyla "Hadi yenge tam sırası." diyerek beni eve doğru yönlendirdi. Doğrusu bu kadar kolay olacağını tahmin etmemiştim. Ve eve girip Ali Ömeri bulduktan sonra ne yapacağımızı da konuşmamıştık fakat ondan sonrasını Ali Ömer hallederdi. En azından öyle umuyordum.
İçeri girince ilk fark ettiğim şey evin sessizliği oldu. Bir an aklıma belki de Ali Ömer ve sahte Seranın evde olmayabileceği geldi. O zaman bütün bunların bir anlamı olmayacaktı. Önde Rıfat arkada ben sessizce merdivenleri çıkarken aklımdaki her şey silinip gitmiş gibi hissediyordum. Sadece korkuyordum. Bir daha Ali Ömeri görememek, ona sarılamamak düşüncesi yeterince acı vericiydi.
Merdivenlerin sonunda kapıları kapalı dört oda vardı. Ali Ömer bu odalardan herhangi birinde olabilirdi. Daha da kötüsü sahte ben ile olabilirdi. Tüm bunlara hazır değildim ama buradaydım işte. Rıfatı kolundan çekiştirip ne yapacağımızı soracağım sırada en sondaki kapı açıldı. Elinde telefon, gözleri yaşlı bir Ali Ömer aniden karşılaşmayı umduğum son şeydi. Önce beni fark etmedi. Sonra başını kaldırıp bana baktı. Elindeki telefon elinden kayıp tahta zeminin üzerine yuvarlandı. Sonrasındaysa duyduğum cümle ile olduğum yerde kalakaldım.
"Seram iyisin. Burdasın. Az önce arayan kişi arabanın kaza yaptığını ve durumunun ağır olduğunu söyledi."
*****************************
Merhaba,
Yeni bölüm geldi.
Umarım beğenirsiniz.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Görüşmek üzere. 🙌 🙇 ♡ 😊
*****************************
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top