Bölüm 72
Gördüğüm sadece bir sanrı mıydı? Bir kabus? Öyle olmasını istedim. Umdum. Bekledim. Olmadı. Yanıldım. Yandım. Kaçıncı bu? Bu kaçıncı ayrılık, devasa bir boşlığa düşüren beni. Her seferinde canhıraş bir şekilde kaybolan umudum. Yenilgim.
Tam sekiz koca ay oldu. Ne bir haber geldi ne de başka bir iz. Yüzünü görmeden, sesini duymadan, kokunu alamadan geçen koskoca sekiz ay. Gelmeni beklediğim, sabahları zor ettiğim ve seni düşünmeden bir saniyemi bile geçirmediğim sekiz ay. Oysa gözlerini özledim ben. Saçlarını mesela. Gülüşünü. Yürüyüşünü. Bakışını. Ellerini. Bu seni kaçıncı kaybedişim. Hayat yeminli mi bizi ayırmaya, ayrı tutmaya? Sadece iyi olduğunu bilmeye ihtiyacım var. İyi olduğunu bilsem..... Yalan. Koca bir yalan. Yetmez bana. Yetemez. Benim sana ihtiyacım var. Çıkıp gelsen, şu kapıdan içeri girsen, hayat bayram olurdu bana. İşte o zaman yetinirdim bununla. Dönsen bana.
"Yenge."
"........."
"Yenge. İyi misin?"
"Rıfat, sen. Yoksa bir haber mi var?"
Ah benim hiç dinmeyen, dinmeyecek deli umudum. Değil sekiz ay, sekiz yıl, sekiz asır geçse bile beklemeye yemin ettim ben. Elimden geleni ardıma koymayarak yemin ettim. Seni bulmaya yemin ettim sevdiğim.
"Haber değil ama bir şey var yenge."
"Nedir? Ne oldu? Söyle hadi Rıfat."
"Eski eve gittiğimiz gün. Abim ilk ortadan kaybolduğunda. Hani sen orada demiştin gitmiştik ya......"
"Evet gittik ve hiçbir şey bulamadık."
"Aslında bir şey var. Biz orada o odada, o evde onu ararken oradaymış abim."
"Na.....nasıl yani? Rıfat anlatsana hadi. "
"Bugün bir iş ile ilgili çalışma odasına bakmak için eski eve gittim. Çıkmadan önce de senin dediğin odaya bir daha baktım. Ve bunu buldum."
"Ama bu...bu Ali Ömer'in bilekliği Rıfat. O bunu hiç çıkarmaz ki."
"Biliyorum yenge. Abim bunu çocukluktan beri takar. Ona ailesinden kalan, manevi değeri olan bir şey olduğunu söylemişti."
"Annesi almış. Ama Rıfat. Bu ne demek ? Yani Ali Ömer onu çıkardıysa. Ya da ya da......"
"Hayır hayır. Abim hala yaşıyor yenge. "
"Bundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"
"Çünkü onu gördüm."
"Ne ? Nerede? İyi mi? Neredeymiş? Rıfat beni onu götür yalvarırım. Yalvarırım sana."
"Yenge yenge sakin ol lütfen. Bu, bu öyle bir şey değil. "
"Nasıl yani? Nasıl öyle bir şey değil Rıfat? Gördüm dedin. "
"Gördüm evet ama yüz yüze değil. Kameralardan. "
"Kameralardan mı?"
"Evet. Belki bir ip ucu yakalarız diye kameralar kontrol ediliyordu. Ve bu sabah bunu bulmuşlar."
"Nedir o Rıfat? Hemen göster."
"Önce otur yenge. Lütfen."
"Rıfat oturmak felan istemiyorum ben. Bana elindekileri göster."
"Tamam ama sakin ol. Görüntüler oldukça belli. "
Elime aldığım resimlere bakıp bakmamak arasında gidip geldim. Kolay değildi. Sekiz ay geçmişti. Ve neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. İyi miydi? Nasıl görünüyordu? Sonunda cesaretimi toplayıp elimdekilere odaklandım. Oradaydı. Ali Ömer. Sevdiğim. Değişmiş miydi? Belki biraz zayıflamıştı. Ama oydu işte. Rıfata nerede olduğunu bilip bilmediğini soracakken gözlerim arabanın yanındaki kadına takıldı. Kelimeler boğazımda takılı kalmıştı. Nefes alamıyordum. Bu olamazdı. İmkansızdı. İmkansız. Başım dönmeye başladı. Hatta her şey dönmeye başladı. Nasıl olabilirdi?
"Rıfat?"
"Biliyorum yenge. Görünce ben de inanamadım. "
"Ama bu..... bu nasıl mümkün olabilir?"
"Yenge inan bana hiç bir şey anlamadım ben. Yani sen burdasın ve o.....o...."
"Rıfat... bu benim. Bu kadın benim. Bu.... nasıl bir kabus bu?"
"Yenge sakin ol lütfen. En azından abimin yaşadığını biliyoruz."
"Evet ama o kadın tıpkı ben Rıfat."
"Hiç ikizin ya da sana ikizin kadar benzeyen bir akraban var mıydı?"
"Ha...hayır."
"Bu kadın ameliyatla sana benzeyen biri de olabilir. Merak etme arabanın plakası da elimizde bulmamıza çok az kaldı."
"Ben....ben anlamıyorum Rıfat."
"İnan ben de anlamadım yenge ama artık elimizde bir ip ucu var."
"İyi ama nasıl bu kadar rahat dolaşıyorlar? "
"Bence abim hiçbir şey bilmiyor."
"Nasıl yani?"
"Şu bileklik. Abim taş çatlasa onu çıkarmaz yenge. Onu çıkararak bize bir mesaj vermek istedi. Yani kendi isteği ile gitmediğini."
"İyi ama ya o kadın?"
"İşte abim o kadını sen sanıyor."
"Ben mi sanıyor? "
"Evet kadın sana tıpa tıp benziyor. Abim de sen yanında olduğun için rahat olabilir."
"Ama ya sen? Ya Dennis? Şirin? Şirket? Hiç mi aklına gelmez? "
"Eminim o kadın bir şeyler uydurmuştur yenge."
"Bul onları Rıfat. Lütfen bul. "
"Az kaldı. Çok az."
-------------------/---------------------
Burada tuhaf olan bir şeyle var. Hem de fazlasıyla. Sera da sanki eski Sera değil. Neden düğün günü olanları hatırlayamıyorum bir türlü? Sanki her şey koca bir kara delikte girdap olmuş dönüyor gibi. Bu çok garip. Dennise de ortalarda yok. Kızım neden hala dönmedi. Sera biraz baş başa kalabilmemiz için onu Cerenin yanına bıraktığını söyledi, ama aylar geçti. Benim tanıdığım Sera kızından bir dakika bile ayrı kalmaya dayanamazdı. Üstelik Rıfatta ortalarda yok. Şirkete gitmeme de karşı. Neredeyse yalnız başıma kapı dışına bile çıkamıyorum. Bir şeyler dönüyor ama ne?
"Aşkımmm. Burada tek başına ne yapıyorsun?"
"Sera kızımız eve ne zaman dönecek?"
"Sen onu mu özledin? O sümüklüyü unutmayacağını tahmin etmeliydim."
"Ne dedin anlamadım?"
"Bir şey demedim canım. Döner yakında. Hem böyle daha iyi değil mi? Sadece sen ve ben."
"Sera sen böyle değildin. Ondan ayrı kalamazdın. Hem ben kızımı özledim. Rıfat nerede üstelik?"
"Rıfat Şirinle İtalyaya gitti ya aşkım."
"Kaç ay geçti niye hiç gelmediler?"
"Ay aşkım sen de benden başka herkesi düşün. Biraz da benimle ilgilensene sen."
"Tamam ben Cereni arayacağım. "
"Sen arama şimdi ben ararım."
Kesinlikle ortada bir şeyler dönüyor. Sera bile değişik. Oturuşu,kalkışı, yürümesi, gülümsemesi, hatta bana bakışları. Evlenmeden önce gözlerimin içine titreyerek bakan Seram değil sanki. Elini tuttuğumda neden o sıcaklığı hissedemiyorum? Bir şeyler değişik. Bir şeyler eksik.
"Tufan. Gel buraya."
"Buyurun efendim."
"Ali Ömer umutur sandım ama olmadı. Gidip o sümüklü yumurcağı buraya getirin hemen. Ve Tufan."
"Efendim?"
"Dikkat edin Ali Ömer bir şeyden şüphelenmesin.Bu günlerde çok soru soruyor. "
Kapının arkasından yavaşça geri çekilirken kafamın içinde aynı cümleler dolanıyordu. Sera? Sümüklü yumurcak mı? Ali Ömer bir şeyden şüphelenmesin mi? Neler oluyor burada?
*************************************
Merhaba,
Ben geldimmm.
Nasıl buldunuz yeni bölümü?
Kim ki acaba Seranın yerine geçen bu kadın?
Rıfatın bulmasına az kaldı.
Ali Ömer de bir şeylerden şüphelenmeye başladı.
Ama ne?
Ne dersiniz?
Ne çıkacak bunun altından?
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Görüşmek üzere. 🙌 🙇 ♡ 😊
**************************************
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top