BÖLÜM 6

             Bazen bilmeceler çıkar karşına. Hayat tüm zortapozluguyla kahkahalar atarken bi yerlerde sen beklersin neyi niçin beklediğini bilmeden. Bir yağmur yagsa kokusunda dalgaların sesi ve Martıların kanat cirpislarini ozlerken  bir kez daha kırılır umutların. Ve kalbin o kırık umutların ardından bakakalir biçare.
      Hayatın benden yana olduğu yirmi dört senenin ardından geçen şu altı yılda tek başına kaldıktan sonra anlamistimki aslında yalnız olduğum zaman dilimi yirmi dört seneydi. Paranın merkezde olduğu arkadaşlıklar ve akrabalarim olmuştu hep. Ve ben bunu gerçek sanmıştım. Hayat bu sanmıştım. Sonraki altı yıl kendi başıma ayakta kalabilecegimi kendime kanitlamakla geçti.  İçimde Bir yerlerde bir gün beyaz atlı olmasa da beyaz corapsiz bir prens bekleyen bir prenses hep vardı. Otuzuma girdiğim gün  bu beklenti prens değil ama bir lord da olabilir kivamina kadar indiyse de en azından bir evlilik teklifi ve öncesinde bir ilişki uman zavallı kalbim duydukları karşısında sessiz kalmıştı."Müstakbel karim" mi demişti o ?
      Beynimde kalbime eşlik edip sessiz kalınca çarpık bacak devreye girdi.
      "Askoommm  sakanin sırası degolll bu ezikle mi evleneceksinnn. Hem de benim gibi bi taş dururkenn. "
      Ezik mi? Kim ezik ? Şimdi sana ezik kim gösteririm ben diyen iç sesime cak yapip kendini mikeimmelll sanan çiyan in üzerine atladım. Saçlarını elime dolayıp kafasını masaya defalarca vururken arkaya doğru buktugum kolunu kirmamak icin kendimi zor tutuyordum. Saçlarını yolmanin yetmeyecegini anladigimda   kaslarını da yolmayi düşündüm. Birden bir kahkaha sesi kulaklarımda yankilaninca bu dusuncemi erteleyip kimin guldugune baktım. Ama bakmakla görmek arasındaki o ince farkı anlamam bir kaç saniyemi aldı. Ne yani deminden beri ben bu carpigi dovmuyor muydum?  Hepsi hayal miydi? Üstüne bir de gulmus muydu o? Ama ben şimdi senin,
derken elimi tutup bana bakan bir çift yeşil zeytin gözle karşılaştım. O gözler bana yapma diyordu.
      "İster inan ister inanma. Gercekten umurumda değil. Ve sen de umurum da  değilsin. Şimdi o çarpık bacaklarini ve estetikli çirkin suratıni al ve defol buradan. Bir daha da ne benim ne de nisanlimin karşısına çıkma anladın mi beni?"
      "Bu yaptığına ve söylediklerine pişman olacaksın. Beni kovduğuna pişman olacaksın. "
       Bir kadın daha ne kadar gurursuz olabilirdi? Adam seni sevmiyor, istemiyor işte. Hala neyin inadı bu?
       Bozuk ürün tüm nefretini topladığı gözlerini ikimizin üzerinde bir süre tuttuk tan sonra  yüzüne hain bir gulus yerleştirdi.
       "Bu iş burada bitmedi Ali Ömer. Çok pişman olacaksın."
       "Hic sanmiyorum."
        En sonunda gittiğinde ikimizde sessiz kalmıştık. Bu olanlara bir anlam vermek, bir cevap aramak için düşünmek yersizdi. Ondan kurtulmak için benimle evleneceğini söylediğini biliyordum. Bunu anlamamak için ya çok saf ya da çok hayalperest olmanız gerekirdi.Ali Ömer bey beni odasına cagirdigindaysa  soyleyeceklrrinin bunlar olduğundan emindim.  Kapıyı çalıp gir komutunu duymamla içeri girdim. Gözlerimin içine bir şeyler arar gibi bakıyordu. Bu bir illkti. İlk kez hızlı ve sert bakışlar yerine sakin ve yumusakti. Gözlerimi ondan çekip bakışlarım yerdeki halinin motifleriyle oynamaya başladı.
      "Soylesene Sera. Bu hayatta yapmayı en çok istediğin şey nedir?" dedi.
       Sasirmistim. Böyle bir soruyu beklemeyi birak böyle sohbet edebileceğimizi bile dusunemezdim.
       " Hayattan bir şeyler beklemeyi bırakalı oldukça uzun zaman oldu efendim."
        " Bu kadar kötümser olmamalisin. Herkesin çok istediği bir şey ya da şeyler vardır. "
        " Benim yok. İnanın. "
        " Buna inanmıyorum Sera. Neyse nasılsa bunu öğrenmek için zamanımız olacak. Evlenince nerede oturalim?"
          "Efendim sizi anlıyorum o kadından kurtulmak için benimle evleceginizi söylediniz. Ben de ses çıkarmayarak oyununuza katıldım ama bence bu kadarı yeterli."
       " Ben yapmayacağım hiçbir şeyi yüksek sesle söylemem. "
       "Ama efendim. Biz birbirimizi tanımıyoruz bile. Hem isteyip istemediğimi bile sormuyorsunuz."
        " Bu teklifi yapabileceğim
 sürü kadın var etrafimda. Ve hepsi bir sozumle evet demeye hazır. Ama ben neden seni sectim biliyor musun? Cunkü guvenebilecegim biri olmalıydı. Hem işte hem de ev de beraber hareket edebilecegim biri."
     "Bu ne demek tam anlayamadım. "
     " Bak  Arzu tek başına değil. Yani arkasında bize  rakip olan bir sirket var ve bu şirketin yıllardır tek amacı bizi batirmak. Dedem yillarca onlarla mucadele etti. Şimdi sirketin başına ben gectigim için taktik degistirdiler. Arzu benimle evlenmeyi basarip sirketin işlerinden onları haberdar edecekti.  Saf ve temiz kız ayakları tutmayinca bu seferde çekici ve sosyetik güzeli oynamayı seçti. "
   "Peki siz bunları nasıl ogrendiniz efendim? Yani o kadının onlara çalıştığını?"
     "Aslında biraz şans diyebilirsin. Bir telefon konuşmasına şahit olunca ve biraz da irdeleyerek  herseyden  haberim oldu. Elbette o bunu bilmiyor. "
     "Anladım. "
      " Yani Sera bu elbette ki gerçek bir evlilik olmayacak. Sadece dışarıya karşı mutlu ve aşık bir çift gibi gozukecegiz.."
      "Ama ya size bu yuzden kizip kötü bir şeyler yapar ya da yaptırırsa? "
        "Kendin için mi benim için mi korkuyorsun?  "
       "Elbette sizin için."
       Gözleri bir süre yüzümde dolastiktan sonra gözlerime baktı. Sanki birsey söyleyip soylememek arasında kararsız kalmış gibiydi. Aklindaki her neyse soylemeyecegini biliyordum. Daha doğrusu hissediyordum.
      "Yeni başlayan Otel inşaatınında ekibindesin artık. Asistanligimla birlikte işin daha da yoğun olacak ama su an icin kimseye guvenemeyiz. "
dediğinde de aklindakinin bu olmadigindan yüzde yüz emindim.
    

********************************
Merhaba,

   Okuyan arkadaslara çok teşekkür ederim. Lütfen oy ve yorumlarınızı da esirgemeyin . Ben yazmak için emek veriyorum elestirin, begenin,  öneride bulunun. Ama lütfen yorum yapın.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top