Bölüm 49
Merhabalar,
Yeni bölüm olarak şöyle tatlı, romantik ve ponçik bir bölüm yazdım. Okuyup satır arası eleştiri, beğeni ve yorum bırakırsanız sevinirim.
Oylarınızı da bekliyorum.
Buyrun o zaman.
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Adini koyamadiğin bir mutluluk varsa üzerinde, merak etme hüzün yakinlarda bir yerlerdedir demiş birileri. Muhtemel yaklaşan üzüntüyü görmezden gelmek ne kadar mümkünse yine de bir kenara koyup tüm o iç sesleri sevdiğim adamın yanımda olmasının ve yanında olmanın verdiği anlatilamaz ancak yaşanır mutluluk ile adımlarımi ucarcasina hizlandirip asansöre yöneldim. İş yerine geldiğimizden bu yana çalışanların meraklari tavan yapmış bakislarina aldırmamaya çalışıyordum. Ali Ömer arabadan iner ınmez elimi güven verici kocaman elinin arasına alıp parmaklaimizi sıkıca kenetlemişti. İçeri girdiğimizde çekmek istesemde izin vermemiş her zaman ki yolu uzatarak çalışanların arasından geçmişti. Utanmiş miydim? Evet. Mutlu muydun? Kesinlikle evet. Zaten kim böyle sahiplenilmekten ve sevilmekten mutlu olmazdı ki....
Yoklugumuzda Otel inşaatı epeyce ilerlemiş, neredeyse biter hale gelmişti. Bir kaç dosyayı burakmak için indigim arşivden yukarı çıkmak için asansörün önünde beklerken her şeye rağmen ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum. Tüm yasadiklarimiza inat Ali Ömer bana bir hediyeydi. Nefesimdi. Gerceklerim ve hayallerimdi.
Asansor kapısı açılıp içeri adımımi atarken bu şirkete geldiğim ilk zamanlar aklıma üşüştü. Bunları yaşayacağını hayal dahi edemezdim. Kendimi kaptırmış olduğum eskiler içimde hüzünlere neden olurken kapı kapanmadan arkamdan belimi saran kollar ile önce irkilsemde görmeden bile tanmama neden olan kokusu ile rahatlamistim. Bana sıkıca sarılıp kulağıma söylediği " Ben de güzel sevgilimi ariyordum. " fisıltisi beni eritmeye yetmisti. Yavaşça ona doğru dönerek kollarimi boynuna doladim. Ne kadar yakisikliydi. Ve benimdi. Bazen bunun gerçek olduğuna inanmak zor geliyordu. Sanki hepsi bir rüya ve ben bu ruyadan birden uyanip her şeyin hayal olduğunu farkedecekmisim gibi. Ali Ömer bana böyle aşkla, sevgiyle bakmıyor da birden odasindan çıkıp bağırarak işle ilgili bir şey soracak gibi.
Ali Ömer'in belimi saran kolları beni iyice kendine çekerek gözlerimin içine daha derin baktı.
" Benim güzel sevgilim nerelere daldı böyle? "
" Her şey gerçek değil mi? "
" Askim? ..... Sen iyi misin? "
" Ali Ömer. .....Mucizeler hep vardır derler. Doğru mu sence de? Var değil mi?"
" Elbette sevgilim. Eğer mucizeler olmasaydı sen şu anda burda benim kollarimin arasında olmazdin. Senin beni sevmen benim için bir mucize mesela. "
" Ben senin için bu kadar değerli miyim yani ? "
" Sen benim her şeyimsin Sera. Yaşama nedenimsin. Sen olmazsan ben de olmam. Her ne kadar sana istediğin hayatı veremiyor olsam da inan bana bunun için ugrasiyorum. Sana cektirdiklerim, yaşamak zorunda kaldığım şeyler. ... Seram ben ..... Bak ben..... "
" Sen ne dediginin farkında misin ? Değil bu yasadiklarim hicbirseye senin bir Seram deyişni değişmem ben. Bir tek o kaza hariç tabi. Senin olmendense beni sevmemeni tercih ederim. "
" Ben seni ilk gördüğüm andan beri sevdim Seram. Sadece bunu anlamam biraz zaman aldı. "
" Ne kadar? "
" Ne ne kadar? "
" Yani beni sevdiğini ilk ne zaman anladın? "
" İmmmmm. Bir düşüneyim. Hani sen bana gelip hesap sormuştun ya. Şirini sevgilim sanmıştın. O kadar tatliydin ki orda sana sarılıp öpmenek için kendimi zor tuttum. "
" Hesap sormadım bir kere. Sadece sevdiğin sandim. Ve galiba kıskandım. Ona öyle bir sarılıp bakıyordum ki. O günü ve geceyi nasıl geçirdiğimi ben bilirim. "
" Yooo ben de bilirim. Tüm gece kendine ve bana sövüp ağlamiştın. "
" Hiç de bile. Direk yatıp uyudum........ Ceren anlattı değil mi? "
" Hayır Ceren anlatmadi. Gözlerin senin söylemediğin ve soyleyemedıgin ğer şeyi söylüyordu. Ve kizarmistilar. Ama Şirin bana kuzen dediğinde yüzün çok sevimlitdi. Seni o an bagrima basmak istedim. Ve seni sevdiğimi söylemek. "
" Sen bana sormayacak misin peki ? "
" Neyi sevgilim? "
" Seni sevdiğimi ilk ne zaman anladığımı? "
" Hayır. Gerek yok. Çünkü biliyorum. "
" Biliyormusun? Ana nasıl? "
" Gözlerin aşkım. Onlar bana her şeyi söylüyor. Hem ayrıca...... "
" Ayrıca? "
" Sen de beni ilk kez Sirinle görünce sevdiğini anladın. Bunu biliyorum. "
" Bak sennnn. Ama sen çok tatlisin. "
" Demek çok tatliyim. Ama sen daha tatlisin onu ne yapalım? "
" Ali Ömer ben seni çok ama çok çok seviyorum. "
Kolları aramızda boşluk kalmayacak şekilde beni sarıp sarmalamis bir adet Ali Ömer dünyanın en güzel seyiydi. Onun kollarının arası sevgiydi. Umuttu. Askti. Güvendi. Ve her şeydi. Ben bu adamın her seyine asiktim. Dudakları beni önce yavasça operken bir süre sonra daha bir istekle öpmeye başlamıştı. Alinlarimizi bir birine yaslayip parmağı dudaklatimda gezinirken " Şu saçma sapan iş bittikten ve sen karim olduktan sonra " dedi. " Benden hiç bir şekilde kurtuluşun yok küçük hanim. "
Yüzüme yerleşen gulumseneye engel olamazken kalbim sanki milyonlarca hayır milyarlarca kuşun kanat cirpisiyla atarken ona iyice sokuldum ve " Kurtulmak isteyen kimmiş " dedim. Gözlerinde ne olduğunu tam anlayamadigim duygu ile bana bakıp
bir süre beni izledikten sonra başını beni öpmek için tekrar eğdi. Ama tam bu sırada asansör kapısı bilindik sesiyle açılınca ikimizde dönüp ne olduğuna baktık. Mimarlardan Akın bey bize bakıp " Asansör boş sanıyordum . " deyince kuzaran yüzümü Ali Ömer'in göğsüne saklayip sessizce durdum. Ali Ömer' se hiç bozuntuya vermeden beni kolunun altına alıp " Biz de şimdi gelmistik zaten. " dedi. Yukarı çıkmak için tuşa basmayi nedense unuttuğumuz asansorde üćümuz varken Ali Ömer bana bakıp utandigimi anlayınca daha sıkı sarıldı. Asansörden inip onun odasına doğru el ele ilerlerken karşımıza. çıkan kişi ise bugünün piyangosuydu.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top