Bölüm 45

         "Veee işte beklenen kişi gelir. " dedi Angel, içmekte olduğu sigaranın izmaritini yere fırlatırcasına atarak.

       "Aslında sana iyilik yapıyorum biliyor musun? Sevgili abimle nereye kadar saklanarak yaşayacaktınız ki? Thomas zengin, akıllı, üstelik yakışıklı da. Eminim çooookkk mutlu olacaksınız."

     "Onunla hiç bir yere gitmeyeceğim. Asla."

    "Pardon ama buna kim engel olacak acaba? Ben çevrede kimseyi göremiyorum da" diye tısladı gözlerimin içine bakarak. Ardından gelen kahkahası ise soğuk, itici ve bir o kadar da gereksizdi.

     "Öldür beni. Hadi durma. Sen yapmazsan, fırsatını bulur bulmaz ben yapacağım. Thomas denilen adamla gitmektense ölürüm daha iyi."

   "Aslında sana ne olacağı umurumda bile değil biliyor musun? Benim tek ilgilendiğim sevgili ağbiciğimin  bana kalacak paraları ve malları."

       "Bak lütfen bırak beni. Ali Ömer'le konuşuruz. Hatta ben konuşurum. Söylemeyiz de olanları. İstediğin yerde yaşaman için ikna ederim onu. Para da verir istediğin kadar. "

     "Hahhhhhaaaahhhh. Sen beni aptal mı sandın güzelim? Ben dilenci değilim. Hepsini istiyorum. Anladın mı hepsini. Ve sana gelince aslında senden böyle kurtulmayı planlamamıştım ama sevgili kayın biraderim sana çok aşık olmuş. Birazcıkta hisselerine. Hahhhhhaahhh. Üzgünüm bebek benim için sana ne olduğunun hiç bir önemi yok. Her neyse, nerede kaldı bu? Arabanın sesini duymuştum. "

    "Bu yanına kalmayacak biliyorsun değil mi? Bana ve Ali Ömer'e yaptıklarının hesabını vereceksin."

    "Pardon ama kim diyor bunu? Az sonra kendisinden kurtulacağım kişi mi?"

   "Sen iğrenç birisin."

   "Aaaa evet evet biliyorum. İğrenç ama zengin ve güzel bir iğrenç. Ama kimse bilmiyorrrrrrr. Hahhaaahhhh. "

    "Sen...... sen delisin. Tedavi olman gerek."

    "Ay evettttt sen de akıllı olansın değil mi? Ama bak biraz sonra sen mahvolacaksın."

         Yolun sonuna gelmek böyle bir şeydi galiba. Yolun sonuna gelmek ve sevdiğinden ayrılmak. Para için tüm bunları yaşıyor olmak..... Ya Ali Ömer? İnanacak mıydı acaba onu terk ettiğime? Böyle birden bire. Apansızın. Ortada hiç sebep yokken. İnanmasa bile bulabilir miydi acaba beni? Thomas pisliği beni nereye götürecekti? Tüm bu olanlara kabus demek bile yetersiz kalırdı.

      "Bakalım sevgilin Thomas nerede kalmış?" dedi pencerenin önüne doğru bir iki adım atarak. Ona engel olabilmek için bir şey yapmam gerekiyordu. Thomas'ın buraya gelmesini ne kadar geciktirebilirsem o kadar iyiydi. Bunun bana ne faydası olacak ya da kaçınılmaz sonu değiştirecek miydi hiç bir fikrim yoktu . Şu an için belki de tek beklediğim bir mucizeydi. 

   "Nefes..... nefes alamıyorum. Lütfen....... yardım et."

   "Beni kandırabileceğini mi sanıyorsun küçük fare?" dedi yüzüme doğru eğilerek.

   "Bak.... ben gerçekten..... ger.... çekten nefes alamıyorum."

   "Ben şimdi sana nefes almayı hatırlatırım." diye yükselen sesini ve havaya kalkan kolunu görmemle başımı önüme eğip gözlerimi sımsıkı kapadım. Gözlerimden süzülen yaşlara engel olamıyordum. 

        "Bakalım yumruğumu yedikten ve o güzel yüzünde bir kaç morluk olduktan sonra da nefes alamayacak mısın?"

     Yüzüme inecek darbeyi beklerken zaman durmuştu. Tek düşünebildiğim Ali Ömer'in bir şekilde her şeyi fark edip gelmesiydi. Fakat imkansız diye bir şey varsa sanırım o şu an buydu.

    Odada oluşan sessizlik ve beklediğim acı bedenime uğramayınca çekinerek gözlerimi açıp başımı kaldırdım. Göz yaşlarım görüşümü bulandırsa da bir an gördüklerimin rüya ya da hayal olduğuna yemin edebilirdim. Angel'ın bana vurmak için havaya kalkan kolu arkaya doğru bükülmüş, şaşkınlıktan irileşmiş gözleri ve istediğini yapamamanın verdiği kızgınlığı taşıyan yüzü karşımdaydı. Tüm bunları yapan kişiyi gördüğümde ise az önce acı ve üzüntüden akan göz yaşlarım bu sefer mutluluktan akmaya başlamıştı.

    Ali Ömer'in adını hem söylemek istiyor hem de dudaklarımı kıpırdatamıyordum. Gözleri gözlerimle buluştuğu an Angel'ın tutmakta olduğu kolunu daha çok bastırarak "Sana" dedi. 

     "Sana bunları misliyle ödeteceğime emin olabilirsin küçük sürüngen."

     "Bırak beni. Sen ve fare sevgilin kurtulamayacaksınız. Hahahhaahhhh. "

    Angel'ın delirmiş ve kindar kahkahası odayı doldururken Ali Ömer'in yüzünde ve gözlerinde gördüğüm öfke sesine de yansıyınca "Rıfat" diye bağırdı. Bir an da ortaya çıkan Rıfat'a Angel'ı fırlatırcasına attıktan sonra yanıma gelip bağlı olduğum ipleri çözmeye başladı. İplerden kurtulur kurtulmaz ayağa kalkıp ona sarıldım. Rıfat'ın elinde kurtulmak için çırpınan Angel' a bakmamak için başımı Ali Ömer'in göğsüne gömdüm. Kulaklarımın duyduğu tek cümle saçlarımı okşayıp bana sımsıkı sarılırken söylediği "Bunu ödeyecekler" demesiydi.

************************************

Yeni bölüm geldi. 

Gerçi ben yazıyorum ama ne yorum ne oy ne okunma.

Bitsin, final mi olsun?

Anlamadım ki.

Ne diyeyim?

Sera kurtuldu mu sizce?

Ali Ömer geldi. Nasıl öğrendi?

Thomas' a  ne oldu?

Ne dersiniz?

Nasıl olsun dersiniz?

Görüşmek üzere. 🙌 🙇

***********************************

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top