Bölüm 104
Hayatın içindeki tüm yokuşlara tüm kasislere ve tüm engebelere, dipsiz kuyulara derdini anlatmaya çalışan ve bundan umarsızca belki biraz da çaresizce medet uman ya da her şeye artık susmuş, tepkisini yitirmiş kayıp bir ruh misali sanrılarda bir yalnız olabilirdim. Fakat elinden tuttuysa hayat ve geçici değilse mutluluk mucizelerin var olduğuna inandım ben. Boşa değilmiş umut ve yok yere yaşanmamış tüm o beni bu ana getiren sıkıntılar, çekilen acılar. Bir nedeni varmış hepsinin. Bir anlamı varmış. Hiçbiri olmayabilirdi bu gün elimde. Hiçbiri yaşanmayabilirdi hayatımda. Ali Ömere hiç rastlamasaydım, Doğa hayatıma böyle mi girerdi yine? Ve ben aşkın aslında ne olduğunu gerçekten hiç bilmeden nasıl yaşardım?
"Aşkım, bu satte ne yapıyorsun pencerenin önünde? Neden uyumuyorsun? Bir sorun mu var?"
"O burda Ali Ömer. Burda. Evimizde. "
"Evet Seram burda ve o bu saatte uyuyor ama sen ayaktasın. "
"Çok.... tuhaf biliyor musun? Bir kardeşim var. Üstelik ikizim. Ve o bizim evimizde kalıyor."
"Seram farkındayım mutlusun. Çok mutlusun. Zaten bütün gece konuştunuz Doğayla. Ve evet alışmak zaman alacak ama saat ikiye geliyor artık uyumalısın."
"Deniz ne dedi biliyor musun? Anne sen niye iki tane oldun? Aynen böyle dedi. Ona bunu anlatmak kolaydı yani kardeşimin ikizim olduğunu. Toprak ve Çiçek gibi ikiz kardeşler olabileceğini anlattım ama ya neden şimdiye kadar yoktu diye sorarsa? Deniz büyüdüğünde sorabilir bunu. Ve ben ona ne anlatırım bilmiyorum. Kendim bile otuz üç yıl sonra kardeşimi bulmuşken ona nasıl cevap veririm? Ali Ömer ben ne anlatırım ona?"
"Seram sakin ol lütfen. Deniz de Güneş de Toprak ve Çiçek de hatta diğer çocuklarımızda büyüyüp anlayabilecekleri bir yaşa geldiklerinde onlara her şeyi anlatacağız. Hiçbir şey saklamadan. Gizlemeden. Onlarda bilecek tüm olanları tamam mı? Ama bunun olmasına daha çok uzun bir zaman var. Henüz sen Doğaya alışamadın ve evet ona güvenmediğini biliyorum, ona ben de güvenmiyorum tamam iyi davranıyor, pişman görünüyor ama yaptıklarını unutmadım. Kardeşin de olsa sana ya da çocuklarıma zarar vermeye kalkarsa onu mahvederim. Evimizde kalmasına izin verdim fakat gözüm üzerinde. Ve sen Sera Yüceler ne kadar duygusal ve yufka bir kalbin olduğunu biliyorum. Ne kadar affedici olduğunu da biliyorum. Ama ona bağlanma lütfen henüz bize gösterdikleri gerçek mi değil mi bilmiyoruz aşkım. "
"Onun oynadığını mı düşünüyorsun?"
"Evet. Yani hayır. Seram Bak bunu bilmiyorum ama öğrenmem yakın."
"Sen onu takip mi ettiriyorsun?"
"Seram bana kızma. Buna mecburum. Ailemin içine girdi. Ben sizleri tehlikeye atamam. Hem bir şey yoksa gerçekten pişman olup sana bir kardeş olarak geldiyse de ortaya çıkmış olur. İçimiz rahat eder. Bu arada yarın ev de yabancı yardımcılar göreceksin. Onlar ben yokken sana ve çocuklara göz kulak olacaklar. Doğaya belli etme. O evden ayrılana kadar sizi izleyecekler. Ve lütfen benden habersiz dışarı çıkma. Bir şey var demiyorum ama önlemimizi alalım."
"Haklısın. Ben bazen çok duygusal davranabiliyorum. Ya da saf olabiliyorum."
"Sen iyi bir insansın Seram kendini suçlama. Yerinde kim olsa senin gibi düşünürdü."
"Ali Ömer umarım sadece benim kardeşim olarak gelmiştir."
"Umarım Seram ama bir planı varsa da, kötülük için geldiyse de elimden çekeceği olur. Sen şimdi bunları düşünüp kendini üzme, bak saat kaç oldu. Hadi bakalım doğru yatağa."
"Ali Ömer....İyi ki varsın. Seni çok seviyorum."
"Gel buraya gel. Ya ben ya ben seni nasıl seviyorum."
Ali Ömer bana sımsıkı sarılmış bir haldeyken içimi kemiren acabalardan uzakta derin bir nefes aldım. Neyse ne. Yakında ortaya çıkardı. Ve Ali Ömer haklıydı, ona fazla bağlanmamalıydım. Şimdilik adı konulmamış olarak kalabilirdi. Henüz herhangi bir sıfatı hak etmiş değildi. Ali Ömer aniden beni kucağına alıp yatağa kadar götürdü. "Aşkım artık eskisi gibi zayıf değilim, çok ağırlaştım."
"Sen mi ağırlaştın? Toplasam üçünüz elli kilo gelmezsiniz. Ayrıca siz bana yük olmazsınız."
"Bu sözlerde biraz yağcılık sezdim sanki."
Ali Ömer üzerimi örtüp yanıma yattıktan sonra gece lambasının ışığını kapattı ve bana doğru dönüp "Sana neden yağ çekeyim ki?" dedi. Karanlıkta yüzünü göremesem bile ciddi olduğunu biliyordum. Beni seviyordu. Onu seviyordum. Birbirimize güvenimiz sonsuzdu. Ona sokularak gülümsedim. "Biliyorum. Sadece şişko olmadığımı duymak istedim." Saçlarımı okşayan eli aniden durdu. Boşta kalan eliyle yüzümü kaldırıp kendisine bakmamı sağladı. "Seram bu konuyu hallettiğimizi sanıyordum. Sen şişman değilsin sadece bebeklerimizi taşıyorsun. Ama şişmanlasan bile ben seni yine de çok severim biliyorsun."
"Biliyorum ama sana nazlanmak hoşuma gidiyor işte."
"Demek sevgili karım ilgi istiyor. "
"Hayır."
"Evet."
"Hayır."
"Evetttt."
"Ali Ömer yapma saat çok geç oldu."
"Neyi yapmayayım? "
"Gıdıklama. Sonra çok gülüyoruz herkes uyanır."
Gıdıklamayacaktım ki."
"Ya ne yapacaktın ?"
"Öpecektimmm."
"Numaracı."
"Kocaya numaracı denmez. Hele bana hiç denmez. Ben bir şeyi yapacağımı söylersem yaparım."
Öpüşüne karşılık verirken aklımdaki tüm sorular ve tüm korkular uçup gitmişti. Bu adam benim dünyamdı. Yanında kendimi huzurlu ve güvende hissettiğim evimdi. "Şimdi uyu bakalım küçük hamım. Saat üç oldu." Ona biraz daha sarılırken kokusunu derice içime çektim. "Biliyor musun Kaan gitmiş. İtalyaya. Oraya yerleşmiş."
"Duydum aşkım. Ama bebeklerimiz doğsun, istersen yanına gideriz."
"Gerçekten gider miyiz? Yani aslında bilemedim. Onunla bu konuları hiç konuşmadık ya."
"Sen uyumamak için bahane mi arıyorsun? Hadi bakalım kapat o güzel gözlerini."
"Tamam."
"Aferin sana. "
O gece Ali Ömerin kollarında yanımda olduğu her geceki gibi rahat ve güzel bir uyku uyudum. Sabah yavaşça alnıma kondurulan bir öpücükle gözlerimi aralamaya çalışırken Ali Ömer "Uyumaya devam et aşkım. " dedi. "Gece çok geç uyudun."
"Saat kaç?"
"Sekize geliyor."
"O kadar oldu mu? Sen kalkıp giyinmişsin bile. Hemen kalkıyorum."
"Hayır kalkmıyorsun. Uyumaya devam et. Ben çıkıyorum zaten."
"Olmaz. Sana kahvaltı hazırlamam gerek. Aç gidemezsin."
"Seram bir şey olmaz. Uyu hadi."
"Uykum açıldı benim. Gün içinde uyurum ben söz. Sana kahvaltı hazırlayayım hemen. Hem Doğa da var. Annemlere de ayıp olur."
"Ne kadar inatçısın. Tamam ama kontrol edeceğim, kendini çok yormak yok tamam mı?"
"Tamam aşkım, sen merak etme."
"Söz konusu sen olunca merak etmemek elde değil."
"İyi bir şey söylediğini var sayıyorum hayatım."
"Tabi ki iyi bir şey söyledim. Kabul et fazla enerjiksin aşkım."
"İyi ama boş duramıyorum ki, ne yapayım? Şirkete de gelmeme izin vermiyorsun? Yeni Zenlandaya da dönmedik Oradaki şirkette buradan kolay idare edilmiyor. Sen bana hiç iş yaptırmıyorsun ki."
"Seram bizim şirketin işlerini halledeyim en kısa zamanda gideriz. Hem sen hamilesin. Hem de ikiz. "
"Ne olmuş yani? Güneşe hamileyken de çalışıyordum. Koskoca işin başındaydım. Üstelik son ana kadar da çalıştım."
"Biliyorum ama artık ben varım ve karımın yanındayım. Onun rahat ve güzel bir hamilelik geçirmesi için ne gerekiyorsa yaparım. "
"Aşkım çok sıkılıyorum ama."
"Peki tamam yarın beraber gideriz işe ama gözüm üzerinde olacak hep bilesin."
"Gerçekten mi? Söz veriyorum çok çalışmak yok."
"Sevgilim, aşkım, güzel karım. Bu dediğine sen inanıyor musun?"
"Ya tamam söz dedim ya."
"Sen var ya sennn.... "
"Ben de seni çok seviyorum aşkım."
"Ben seni daha çok seviyorum evimin kadını, çocuklarımın anası."
"Ayyy o ne öyle Ali Ömer kaba kaba."
"Sen bana evimin beyi diyorsun ama."
"Sen sadece evimin beyi değilsin ki, sen benim bütün dünyamsın."
"Ben seni var ya öperim."
"Sen de her fırsattan yararlan zaten."
"Öpmeyeyim mi?"
"Öyle mi dedim ben şimdi?"
"Demedin. Deme de zaten." deyip beni öptüğünde her seferinde olduğu gibi ayaklarım yerden kesilmişti. Ben bu adama çok aşıktım. Nefes alma nedenimdi. Birbirimizden ayrıldığımızda bana bakıp gülerek "Sen hala benden utanıyor musun? " dedi.
"Hayır canım. O da nereden çıktı?"
"Yanakların kırmızı kırmızı oldu yine."
Ellerimi yanaklarımı bastırıp kendimi yelpazelerken "Sen hep böyle sev beni Seram. " dedi. "Hep böyle çok sev. Hep böyle derin sev. Bu arada kahvaltıda tatlı bir şey koyma, tatlıyı önceden yedim bu sabah."
*******************
Merhaba,
Nasılsınız?
Yeni bir bölümle geldim.
Umarım ve dilerim beğenirsiniz.
Sizce Doğa pişman mı?
Yoksa yeni planlar peşinde mi?
Finale sadece bir kaç bölüm kaldı.
Neler olsun istersiniz?
Olaylar nasıl gelişsin?
Yorumlarınızı bekliyorum.
Düşünceleriniz benim için değerli.
Elbette oylarınızı da bekliyorum.
Görüşmek üzere.
Sevgiyle kalın.
*************************
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top