Bölüm 82

       Bu nasıl gerçek olabilirdi? Beynim duyduklarını ve gördüklerini inatla reddediyordu. Gecenin karanlığının içinden bir hayalet gibi çıkıp gelen bu kadın inanılması imkansız bir şekilde karşımdaydı. Acı ve üzüntü ile geçmiş onca yıl boşa yaşanmış bir ikilemi andırırken, ne kadar buruk bir teselli içinde olursa olsun bunun bir yararı olmayacaktı. Ali Ömer öğrenince neler olacaktı? Şüphesiz saklayayamazdım. Bilmeliyfi. 

    Karşımda duran kadına bir kez daha baktım.  Orada olmamasını istercesine. Her şeyin bu gece yaşadığım aşırı mutluluk yüklemesinden kaynaklandığını ve aslında geçmişten gelen bir özlem olduğunu umarak baktım. Fakat oradaydı işte. Tam karşımda. Bir hayalet kadar sessiz. Solgun. Yalvarır gözlerle bana bakarken çaresizliğini hissettiğim kalbim gibi  sıcak ve küskün. Kendimi onun yerine koymayı denedim. En sevdiğimi bırakıp giden bir kadın olmayı. Hangi anne hangi haklı sebeplerle çocuğunu bırakıp giderdi ki? Bir an, kısacık bir an için utandım bu düşünceden, kendi annemin para için yaptıkları aklıma geldi. Yine de gitmek. Bu zalimceydi.  

     " Neler düşündüğünü biliyorum.  Beni suçluyorsun değil mi?  Gittiğim için oğlumu terk ettiğim için suçluyum doğru.  İnkar edecek değilim fakat daha fazla yapamadım. Yıllardır uzaktan izledim onu. Bu gün evlendi. Yine uzaktan izledim. Gidecektim de fakat biraz daha kalıp ne kadar mutlu olduğunu izlemek istedim. Sadece bu yemin ederim bu. "

     " Lütfen anlatmayın. Sizi yargılamak bana düşmez. Ama Ali Ömer'in bunu bilmeye hakkı var. Yaşadığınızı bilmeli. "

     " Hayır hayır lütfen sakın Sera. Bilmemeli.  Bunca yıl öldüğüne inandığı annesi şimdi karşısına çıkıp  hatıralarını kirletmemeli. Ali Ömer oğlum yaşadığımı bilmemeli. "

    " Bakın bence onunla konuşmalısınız. Nedenlerinizi bilmiyorum fakat Ali Ömer'in anlayacağına eminim. Belki mecbur olduğumuz için gittiniz ya da başka bir şey. Ali Ömer'in bilmeye hakkı var. "

    " Hayır kızım. Ali Ömer bilmemeli. Asla öğrenmemeli. Bu sondu zaten. Bir daha uzaktan bile olsa onu görmeyeceğim. Bir ay sonra gidiyorum. Fakat ondan önce sana vermem gereken bir şey var Sera. Ali Ömer' de olması gereken bir şey. Eski eşyaların arasında buldum felan dersin. "

    " Ben böyle bir şey yapamam. Ali Ömer' e yalan söyleyemem. "

    Elime tutuşturduğu kâğıt parçası  parmaklarını yakarken " Numaram burda yazıyor. Uygun olunca ara beni  " dedi. Yapamazdım. Saklayamazdım. Yaparsam Ali Ömer' e yalan söylemiş olurdum. Ve o farkına varırsa?  Hayır. Olmaz. Tam yapamayacağımı söylemek üzere dudaklarını aralanırken arkamdan adımın seslenildığini duydum. " Seram. Aşkım hâlâ burda mısın sen? "  Geçmişten gelen hayalet geldiği karanlığa tekrar dönerken " Sakın Sera "  dedi. " Oğlum asla yaşadığımı bilmemeli. Bazen sevdiklerimizin iyiliği için gerçekler saklanır. Ali Ömer'in iyiliği için lütfen. "  diye fısıldadı.  Ve kayboldu. Sanki hiç yokmuş gibi.  Hiç var olmamış gibi. Az önce yaşananlar hayalmiş gibi. Keşke öyle olsaydı. Ben ne yapacaktım?  Yavaşça dönüp en fazla yarım saat önce kocam olan adamın gözlerine baktım. Tekrar o ana dönebilme umuduyla tutuştum. İmkansız olduğunu bildiğim halde içimden defalarca bunun bir rüya olmasını diledim. Ama gerçekti. Bu gün evlenmiştim. Çok mutluydum. Sevdiğim adam artık kocamdı. Yapamazdım. Ona yalan söyleyemezdim. Fakat ne diyecektim? Özellikle şu an? Şimdi. Bu gece? Bu bizim en mutlu gecemiz olmalıydı. Yarın .  Evet yarın sabah soyleyecektim.

    " Ben şey. .. şey aşkım. İçeri gidiyordum. "

    " Ah benim güzel karım. Sen yine eskileri düşündün değil mi?  Ama bak artik evliyiz. Sonunda evlendik. Başardık aşkım. "

     " Başardık aşkım. Ali Ömer beni hiç bırakma olur mu? "

    " Seni neden bırakayım hayatım? Sana kavuşmak için bu kadar bekledim ben. Seni o kadar çok seviyorum ki. Sera sen iyi misin canim?  Bir şey mi oldu? "

    " Ha..hayır. Hayır. Ne olabilir ki ? Ben sadece sordum işte.  "

    " Deli kız . Seni benden kimse alamaz artık.  Biz bir aileyiz. Sen ben ve kızımız . Ama yakında daha büyük bir aile olacağız tabi ki.  "

    " Ali Ömerrrrrrr utandirmasana.  "

    " Utanman hoşuma gidiyorsa "

    " Yaaaa "

    " Tamam ama şimdilik.  Hadi bakalım şu ayakkabıları değiştir gel artık.  "

   Ayaklarım,  dudaklarım da  hissettiğim öpüşün etkisiyle  yerden havalanırken aklımı başımdan alan adam karşımda bana güzel güzel gülümsüyordu. Bir an icin her şeyi ve herkesi unutmuş bir şekilde yüzümde dünyanın en mutlu kadını olduğumu gösteren aptal bir gülümsemeyle eve doğru kanatlanarak yürüdüm. Ben Ali Ömer'in karısıydım. Sevdiğim ve sevenim olan adamın karısı. Çok mutluydum. En fazla ne olabilirdi ki ? Annesini ondan sakladığım  için bana kızardı. Hem de çok.  Ay boşanacak hali yoktu ya. Yapmazdı. O beni çok seviyordu. Bırakmazdı. Yani bırakmazdı değil mi?  Hem sabah soyleyecektim. Nasıl söyleyeceksem ? Kahvaltı da mı desem ? Yoksa uyanır uyanmaz mı ?  Ay uyanır  uyanmaz da olur mu öyle? 

     Kendi kendime söylenirken birden aklıma sabah Ali Ömer'le uyanacağım geldi. Dahası tüm geceyi de ..... Tamam artık kocam ama korkuyorum işte.  Utanıyorum da. Ne yapmalıyım ben ? Offff... Ceren. Tabi ya.  Cerenle konuşmalıyım. Hızlıca ayakkabılarını değiştirip aşağı indiğimde gözlerim Cereni aradı. Şu an çölde susuz kalmış biri gibiydim.  Ceren de su oluyordu.  Kendi benzetmeme gülerken arkamdan belime sarılan kollara kulağıma fısıldanan   " Ben de  hiç gelmeye niyetin yok sandım karıcım. Yanına geliyordum. "  sözleri eşlik etti.

    Bu adamı tutabilene aşk olsun. Ya bu Sera ne yapsın?  Ne yapsın ? Ceren. Hah. Cerenle konussun.  

     " Aşkım.  Ben şey yapsam . Cerenle ... konuşmam gerek. Olur mu?  Fazla sürmez söz. "

   " Çabuk gel. Özlerim ama. "

   " O..olur aşkım.  Cerennnnn . "

    Cereni elinden tutup çekiştire çekiştire ilerlerken Şirin de yanımıza geldi. Ceren hiç bir şey anlamadığı belli olan bir ifadeyle bana ve Şirine bakarken "Acil durum.  "  diye fısıldadim   Ceren yine anlamamış olacak ki Şirine baktı.

     " Ben hiçbir şey bilmiyorum kızlar. "

     " O ne demek? "

     " Ayyy Şirinnnn anla işte. "

      " Canın arkadaşım neyi anlayalım? Neyi bilmiyorsun?  "

      " Cerennnnn.  Of ya. Anla Işte.  Biz evlendik ya şimdi. "

      " Eeeee? "

      " Ay ben korkuyorum. Ben hiç bir şey bilmiyorum kızlar. Çok da utanıyorum.  Sen de gülüp durma Şirin hanım.  Sizi de görürüz evlenince."

    " Ay tamam gülmedim.  "

    " Cerennnnn.  Ne yapayım ben? "

    " Sen rahat ol ve kendini bırak. Gerisi geliyor bir şekilde.  Korkacak bir şey yok emin ol. "

    " Kendini rahat bırak. Rahat bırak. Bırak. Ayyyy tamam nasıl olacaksa artık.  Rahatla Sera. Offff . "

    " Aşkımmm.  Artık karımı geri alabilir miyim?  Sen hâlâ yemek yemedin küçük hanım. "

    " Yemek mi? Tabi tabi bizde kızlarla onu diyorduk hayatım. Yemek değil mi kızlar?;Az derdim var bu yemek diyor. Daha annesi var. Offf   "

    " Seram iyi misin?  Hiç bir şey anlamadım dediklerinden. "

   " Haaaa Anlamadın.  Şeyse .. .çok acıktıysam demek. Hadi yemek yiyelim. Yiyeyim. Ben yani. Hani açım ya  "

     Ali Ömer'in tabağıma doldurduklarını ne olduğuna bile bakmadan ağzıma tıkıştırırken düğünümün hayal ettiğinden ne kadar farklı olduğunu düşünüyordum.  Bu gece benim en mutlu gecem olmalıydı. Aslında ilginç olan öyleydi de fakat evlebdiğim gün ölmüş kayınvalidemin ortaya çıkması ayrı bir ironiydi. Neden her şey beni buluyor ki? Niye benim karşıma çıkmak zorundaydi?  Yani teknik olarak ben onu fark ettim ama olsun. Şirin de görebilirfi. Üstelik o daha yakın ve eski akraba. Ay ne diyorum ben ya,  Şimdi desem? Al İşte o kadar şeyi aş  evlen düğün gecen mahvolsun. Ben bunu bu adama yapamam. Şu gözlerdeki mutluluğa bak. Sabah evet en iyisi sabah. Sanki sabah mahvolmayacak. Ama en azından bu günümüz olur. Evet evet sabah söylerim.   
      
    " Seram. Sevgilim dans edelim mi ? "

    " Olur kocacım. "

     Bu gece daha fazla geçmişten gelen hayaleti düşünüp düğünümü zehir etmeyecejtim kendime. O bekliyebilirdi. Anı yaşayacaktım. Ali Ömer'in kollarında başım göğsüne yaslı sarmış dolaş dans ederken aklımdan geçen tek düşünce onu ne kadar çok sevdiğimdi. Ara sıra verdiği öpücükler eşliğinde kendimi ne ara evimizde  bulduğumu anlamamıştım. Ali Ömer bir kapının önünde durup beni kucağına aldığında artık ikimizin odası olan kendi odasına geldiğimizi anladım.  Kulaklarıma dolan sesiyle titrememe neden olmuştu.                "  Bu ev her zaman seninle güzel Seram.ama artık sadece bir ev değil yuva oldu. "

    Iceri girdiğimizde ve ayaklarım yere bastığınıda Ali Ömer'in öpücüğü her zaman ki gibi aklımı başımdan almıştı. Bu hep böyle olacaktı sanırım. Beni her öptüğünde aynı şeyi hissedecektim. 

    " Seram. Karım. Bak eğer hazır değilim dersen beklerim ben. Ben...... "

   Beni düşünmen çok hoşuma gidiyor sevgilim. Ama sen zaten bunu biliyorsun değil mi?  Peki az önce ki korkan Sera nerde? Burada. Yine korkuyor. Utanıyor. Ama Cerenin dediğini yaptım. Kendimi rahat bıraktım. Ali Ömer'i bu kez ben öperken aklımın kalan yanları - ki çok fazla olmadığı kesindi - Cerene selam söylüyordu.

***************************
Merhaba,

Nasılsıniz ?

Bölümü nasıl buldunuz?

Acaba Ali Ömer'in annesi ne saklıyor?

Sera nasıl söyleyecek?

Doğa ve Kaan vardı daha.

Bir de üvey anne.

Hem de en delisinden.

Sizce neler olur?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Görüşmek üzere. 🙌 🙇

******************************

    

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top