5. Bölüm. Yol Arkadaşı


Afakan, iyileştikten sonra, ilk fırsatta
Esmira'ın odasının kapısında buldu kendini. Bir avucunun içinde , incitmekten korktuğu kuş oldugu halde diğer elini tık tık vurdu oda kapısına,

Esmira'ın odasının kapısı açıldığında, içeride, temizlik yapan Aliye teyze den başkası yoktu. Afakan Esmira'ın nerede olduğunu sorduğunda, müdürün odasına gittiğini öğrendi.

Haluk bey Esmira yı tam karşısına oturtmuş, yarı hesap sorar yarı nasihat edercesine:

" Bak kızım. Senin izin kağıdın elime geçeli bir hayli oldu. Ama takdir edersin ki, durumlar pek musait olmadı. Yani bilirsin. Seni göndermek istesem de, bazı kafama takılan sorular var. Bana kalsa hepsi asılsız ama, işin aslını birde senden duymak istedim.

"Anlamadım müdür bey... Ne gibi durumlar?

" Bilirsin. Okulda çıkan söylentiler. Arkadaşlarının senin hakkında bulunduğu iddialar.. Ve bu konuda açıklama bekleyen sadece onlar da değil .

" Ne demek istiyorsunuz?

" Burada olan bazı anormallikler  ile senin bir ilgin varmış. Öyle mi? Dahası doğa üstü bazı şeyler (!) yaşanmış. Ben itimat etmem ama bilirsin. Bu kurulum ve okulun itibarını korumak zorundayım.

" Ben bu duruma ters düşecek bi şey yapmadım. Kastettiğiniz buysa eğer?

" Biliyorum. Ama...

"Ama ne? Müdür bey..

" Ben senin baban yaşındayım kızım. Amcan sayılırım. Bilirsin. Seni severim. Ben bi yanlışını görmedim Allah için. Ama sende anla be kızım.
Çocuk milleti bu. Hepiniz çocuklarım gibisiniz. Ama bu son yaşananlar idarenin kulagına giderse ne olur! Mahkemeye kadar gideriz. Okulun kapanması da cabası.

" Ne demek istiyorsunuz?! Ben hâlâ bi şey anlamadım?

Haluk bey, ona sormak istediği şeyleri açık açık soramadı. Yaşının ve babacan tavrının müsaade etmediği konulardı bunlar. Düşündü taşındı. Esmira'ya uzun uzun baktı.

En küçük bir anormal durum, açık yakalarmıyım diye ama, baktıkça, karşısında şaşkın ve masum masum bakan, ailesini görmek için sabırsızlanan, yardım sever iyi kalpli bir kız dan başka bir şey görmüyordu.

Haluk bey, en sonunda derin bir nefes alıp verdikten sonra;

"Kızım, uzatmayacağım. Bu olanların birer hayal ürünü olduğunun kanatin deyim.  Ama sende biliyorsun ki; yaşa
dıkların normal şeyler değil.

" Hıımm..

"Sen buraya geldiğinde çok küçüktün. Aileni kaybettin. Özellikle annen ve kardeşlerinin yeri ayrı. Gerçi. Kim için ayrı degil ki. Ama benimde endişelerim var kızım.

" Ne gibi? Biraz açık konuşun lütfen?

"   Senin sağlık raporlarını okudum. Psikiyatri bölümüme ait olanlar dahil..
Hocaların ve doktorların ortak bi karara vardık. Senin bu yolculuğa yalnız çıkmaman gerektiğinde hemfikiriz.

" Hıımm..

" İzin verirsen, senin yanında, refekat edecek, hastalandığında derhal müdahele edecek bir hemşire tayin ettik. Saglıgını gözardı edemeyiz. Ancak bu şekilde izne çıkmana musade edebiliriz. Bu konuda bizi anlayışla karşılauacağına inanıyoruz..

" Ben iyiyim. Gerek yok kimseye müdür bey.  Ben gidip geleceğim.  Hepsi bu.

" Hep iyi ol kızım. Ama kararımız kesin.

"Ama müdür bey...

" Aması yok kızım. Seni yalnız başına
göndermem. Sen bunu yanına arkadaş alıyorsun gibi düşün. Hem gözüm arkada kalmamış olur. .

Esmira, başı ile onayladı çaresiz.

Haluk bey, kısa bir suskunluğun ardından:

"Tamam. Bu konuda anlaştıgımıza göre, çıkabilirsin. Hazırlan. Yarın sabah yola çıkarsınız.

" Hıımm..

" Hemşire kızımızda seni otobüse binmeden, karşılayacak. Yada beraber gidin terminal e. Böylesi daha iyi.

" Tamam.

Esmira müdürün yanından ayrılmak için, kapıya yönelmişti ki;

" Son bi şey daha! Ben bu söylentilere inanmam. Ama bi' konuda söz vermeni
istiyorum.

"Hıı?...

" Lütfen kendine dikkat et. Başına ne gelirse gelsin, ne ile karşılaşırsanız karşılaşın, kimseye zarar vermeyin.

"Ne.?

" Yani. Dikkat edin. Orada ne ile karşı laşacağınız belli olmaz. Kendinize mu kayyet olun. Başınızı belaya sokmayın. Rica ediyorum.

Haluk bey, Esmira'ın neler yapabileceği hakkında ufak tefek tahminleri vardı.
Ne zaman nerede bir vukuat olsa, Esmira'ın bir şekilde olayla ilgisi çıkıyordu.

Haluk bey, pek konduramasa da Esmira, ailesi nin başına gelenleri ögrendiğinde-, ki illa bi gün öğrenecek ti- neler yapabileceği hakkında bi' fikri yoktu.

Ama Haluk beyi endişelendiren asıl mesele, Esmira'ın değil, kendisine tüm bunları yaşatanların güvenliği idi. Haluk bey, Esmira'ın köyüne dönmeyi ne kadar çok istediğini biliyordu. Ve bu isteğinin sadece özlem gidermek ve ailesinden kalanlara kavuşmaktan fazlası olduğunun farkındaydı.

Esmira, , özellikle babası Uygur Karacabey'in talimatı üzerine yetimhanede kaldığunu bilmiyordu. Üstelik  tadavi edilmesi ve  hayatına sağlıklı ve güvenli bir şekilde devam edebilmesi için özellikle talimat vermişti babası. Geçmişininden korumak için burada tutulduğunu, bilmemesi gerekiyordu Esmira'nın.

Uygur Karacabey, Esmira'yı hem amcasından, hem Karacabey konagını Esmira' dan korumak için uğraşmıştı .. Abisin ve annesinin iftira ve tuzaklarıyla hapse girince, eski tanıdıklarından yetimhane müdürü Haluk beye, emanet edebilmişti kızını, hapishanede cinayete kurban gitmeden kısa bi süre önce. .

Bu yüzden  Haluk bey, bu konuları daha iyi bilen Emniyet müdürlüğünde yıllarını geçirmiş komiser arkadaşı Alparslan bey ile konuşmak istedi. .

Alparslan bey, konuyu bizzat takip edecegini ve bu iş için bir memur görevlendireceğini belirtti.

Bu görev için yine, aynı şubede görev yapan Serdar beyin oğlunu Arda Yavuzhan'ı tayin etti.

Ama bundan henüz Esmira'ın haberi yoktu. Esmira'ya  yolculuğu boyunca eşlik edecek, onu digerlerinden ve diğerlerini ondan, koruyacaktı.

Hemde yıllardan beri bir türlü çözülemeyen  büyük bi sır perdesini aralamak için  fırsat olmuştu Arda komiser için

Esmira için büyük gün gelip çatmış,
En sonunda, yıllardır beklediği an gelmiş ti. Sonunda köyüne gidebilecek ve bu sayede aklındaki sorulara bir cevap bulabilecekti.

Ama önce, annesinin kabrini ziyaret edecekti. Ona verdiği verdiği ahd-i yerine yetirebilmek için izin isteyecekti bu kez.

"Anne ben geldim, kızın geldi "deyip hıçkıra hıçkıra ağlamak  istiyordu birazda, yetim öksüz kalmış küçük bir kız çocugu gibi. .

Anneler ne kadar bu alemi terk etmiş olsalar bile, bâki alemde ruhları, geride kalan yavrularını duyardı, duyabilirdi nede olsa..


Ertesi gün olduğunda Esmira, çoktan valizini hazırlamış,   kendisine eşlik edececek hemşireyi bekliyordu.

Esmira, nihayet yıllardır beklediği yolculuğa çıkmak için hazırdı. Bi kaç arkadaşı ile görüştükten sonra nemli gözleri yıllardır yuvası olarak bildiği yetimhaneye şöyle bi baktı. Muhtemelen bu gidişin dönüşü olmayacağının farkındaydı. 

Çok geçmeden pencereden kendini izleyen Afakan a ilişti gözleri..

Afakan öylece ona bakıyordu Omzuna kondurdugu minik kuş ile. . Esmira bu içli ve sessiz bakışın," bi teşekkür"
oldugunu biliyordu.

Kısa süre sonra bahçe kapısından görüldü genç hemşire. Esmira' ya selam verdi önce, takır tukur valizini bozuk kaldırımdan kâh itekleyerek, kâh çekiştirerek gelmeye çalışırken:

" Selaaamm..

Esmira inanamadı bu gördüklerine. Hiç böyle birini beklemiyordu. Genç hemşireyi baştan aşagı bi süzdükten sonra;

" Ve aleykümselam.

Efsun hemşire Esmira'nın beklediğimin aksine oldukça genç, deneyimsiz görünüyordu. Bi hemşireden ziyade ülkeye turist olarak gelmiş ve kaybolmuş" bi yabancı kızcagız" izlenimi veriyordu.

Efsun hemşire son  bi hamle ile valizini yere düzgün ve dik koymayı başardı. Bir eliyle valizini düşmesini engellemeye ugraşırken, bir eliyle de sarı kabarık ve rüzgarda saga sola savrulan saçlarını yüzünden temizlemeye çalıştı.

Abartılı makyajından kaynaklı bir birine yapışan takma kirpiklerini, bir kaç tutam boyalı saç telinden aralamak istercesine saçlarını arkaya topladı. Üstün körü kısa etegini ve zar zor giyilmiş gibi duran gömleğini  düzelti.. Topuklu ayakkabıları ayrı bir mesele idi nereden baksan.

Bir kaç dakika genç hemşire, üstü başı ve saçları ile cebelleştikten sonra, kolundaki  küçük çantadan, minik bi ayna çıkardı. Esmira'ın şaşkın bakışları arasında, aynada makyajını kontrol etti. Fazlası ile boyanmış kırmızı dudaklarını, bir kaç kez yaladıktan sonra, mütamadiyyen Esmira ile göz göze geldi tekrar.

Esmira'ın ciddi duruşu, asaleti, şaşkın ve kızmaya yakın bakışlarını üstünde hissettiğinde, genç hemşire sanki duvara toslamış gibi durdu.  Elindeki ayna da, ağzında ki sakız da, düştü yere. İstemsizce üstünü bi daha düzelti. Gömlegini açık düğmelerini ilikledi. Etegini bir karış daha uzatmak için, neler vermezdi o an. Ama nafile.

Esmira, gülümsedi, " sakin ol" dercesine;

" Beni Haluk bey gönderdi.. Size eşlik etmek...

"Hadi gel.. Otobüse geç kalacağız.
Efsun hemşire. Yolumuz uzun.

" Tamam efendim.

"Tamam, efendim mi?!

" Be.. Ben. Şey.. Afedersiniz...

Esmira, muhtemelen görevinde yeni olan hemşireyi, göz ucuyla düzdü. Karşısında eli ağagına dolanan zavallı kızı, rahatlatmak ve daha fazla rezil olmasını önlemek için, sevecen ve güven veren bir tavırla:

" Rahat ol. Biz bizeyiz Efsun hemşire.

Genç hemşire Esmira'ın yüzündeki bir parça tebessümü görünce rahatladı derin bir ohh, çektikten sonra. Devam etti;

" Ben size eşlik etmek için buradayım.

" Tamam hemşire.  Biliyorum. Hadi gidelim. Geç kalıyoruz.

Esmira ile Efsun nihayet otobüse valizlerini yerleştirip, oturacakları yere ilerlediler. Esmira ile Efsun otobüsün orta taraflarında bi yere oturdular. Esmira, önce cam kenarına Efsun'u oturttu .Kendi de yanına oturdu.

Tam otobüs kalkacağı sırada, son anda yeni bir yolcu bindi otobüse. Bu komser Arda Yavuzhan dan başkası değildi.

Arda yeni görevine başlamıştı bile. Genç polis, sivil giyinmişti. Esmira'ın
yakınlarında bir yer bulmaya çalıştı  ama kimse yer vermek istemedi. Uzun bi süre gözleriyle oturacak yer arayan, genç yolcu ayakta kalınca, muavin seslendi;

" Bir arkadaş ayakta kaldı. Kalmasın. Bi zahmet yer verelim kardeşimize,..

Ama kimse oralı olmadı. Kimi genç kız oldugu için, yanında istemedi, kimi yaşlıyım, kalkamam dercesine, kimi benim çocugu var orada der gibi, kimi ben burayı zor buldum hiçte kalkamam vallaha, diye tavır koyar gibi, tık çıkmıyordu kimseden.

Sonunda bir ses;

" En arkada bir yer var. Şu 90 lık delikanlı, az bi kenara kaysa, bi yer açılır. Sende oraya sıkışıver bi zahmet.

Arda hiç hoşnut olmasa da, mecburen en arkaya geçiyor du, ki.
Esmira in arka koltuğunda oturan çocuk, birden;

" Annee.. Anne beni kucakla..

" Ne diyorsun oğlum ?

" Anne ben kucağına gelmek istiyorum" dedi ve annesinin kucağına oturdu.

Annesi şaşkın:

" Ne oldu çocuğum? . Sen hiç kucağıma gelmezdin!.. .

" Başka bi yolcu:

" Ne var annesi? . Kucaklayıver çocugunu.. Anasının kucağına gelmek istemiş işte...

" Yani.. Ne bileyim. Kucağıma gelmesin demedim de,ilk defa oluyor bu. Hayret bi durum! Benim oğlum, kucakta uyuyacak.. Görülmemiş bi şey bu. Şaşırdım.

Muavin seslendi;

" Ne güzel işte. Nihayet boş yerimiz de olduğuna göre, ayakta yolcumuz kalmasın.

Arda, zar zor buldugu yere bir hamlede oturdu. Esmira'ın ardındaki boş yere.

Esmira hiç oralı olmadı. Ama yüzünde bir tebessüm;

" Gel bakalım komiser! . Demek sen de bana bekçilik edeceksin öyle mi?! . Hadi öyle olsun bakalım..

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top