2. Bölüm. O Bir Cadı


**İyilik ve kötülük ikiz kardeş gibidir.
Hangisini daha fazla besler büyütürsen, onun esiri olursun. ***

Nihayet Esmira ile Aliye hanımın sessizliğini, kapı sesi bozdu.
Gelen,o günkü yemekhane görevlisi idi.
Çocuk sayılabilecek yaştaki genç kız Aliye hanıma seslendi;

" Aliye abla. Sadi bey, yemekhaneye inilsin dedi. Aşçı abla da sizi yardıma çağırıyor.

Aliye Hanım, Müdür yardımcısı Sadi bey, lafını duyunca ufaktan bir tedirginlik yaşasada, bu onu şaşırtmadı.

" Tabi. Bu gün müdür teftiş yapacaktı.
Bu hafta izin haftası ya. Sinirli olur şimdi. Ben gideyim kızım. Geç bile kaldım. Hadi sende in kahvaltıya.

Esmira yüzüne emaneten aldıgı bi gülümseme ile:

" Tamam. Geleceğim. Sen çık istersen.
Sonra devam etti;

" Yada dur. Beraber çıkalım yada. Gel birlikte inelim yemekhaneye.

Aliye Hanım bi anlam veremedi Esmira nın bu teklifine ve;

"Sağolasın kızım. Ama Sadi bey görür filan. Hemen müdüre rapor verir. O olmadıgı zamanda kendini müdür sanıyor zaten. Allah bunu eline düşürmesin bizi. Kendine müdür dedirtiyor birde.. Bi tatsızlık olmasın. Biliyorsun kuralları.

" Ne olacak ki? Beraber inelim işte koridora kadar.

Aliye Hanım Esmira' yı iyi niyetinden dolayı,, bir tebessüm ile ödüllendirdikten sonra, eline aldığı
temizlik bezi ile kovasını aldı ve acelece yemekhaneye yöneldi.

Ama Esmira'nın içini huzursuz eden bir şeyler vardı. Aliye Hanım hızla odadan çıkarken o da arkasından devam etti. Aliye Hanım koridordan hızlı adımlar ile alt kata inen geniş mermer merdivenlerin başında bi an duraksadı. Sanki düşmekten korkar casına bi an, tedirginlik yaşadı ve sanki gözleri kararmışcasına serdeledi kısa bi an. Ama Aliye Hanım bu durumu önemsemedi ve yine merdivenden inmeye çalıştıgı sırada, yorgun ve ileri yaşa baglı zayıf ve güçsüz elleri, merdiven korkuluklarına tutubamadı bi an. Aliye Hanımn merdivenlerden düşüp yaralanması içten bile değildi.
Aliye Hanım korkuyla serdelemişken
ne oldu, ne oluyor derken, bir kaç basamak kaymıştı bile. O korku ile son anda fark etti, Aliye Hanım kolundan kavrayıp onu ayakta tutan kişiyi.
Bu Esmira dan başkası değildi.

Aliye Hanım ne olduğunu anlamaya çalışırken, Esmira kendinden emin ve
şefkat dolu bi sesle:

"İyimisin abla? Bi şeyin yokta? Merak etme. Ben yanındayım.

" Hıı?

" Abla duyuyor musun beni? Abla..

Aliye Hanım son anda:

" İyiyim kızım. Ne oldu anlamadım?
Başım döndü herhalde, . Sen yanımda uydun? Allah korsun. Düşüyordum aşagı ya.

" Evet. Düşebilirdin. İyimisin şimdi.?

"Sağol kızım. Daha iyiyim.. Dedi ve bi an Aliye Hanım kolunu Esmiranın ellerinden almak istedi:

" Teşekkür ederim kızım. Artık iyiyim. Sadi bey kızacak şimdi. Ben gideyim.

Esmira kolunu bırakmadı ve;

" Ben yardım edeyim. Zaten geldik yemekhaneye..

" Aliye Hanım, bu durumdan hoşlanma sada, Esmira'dan çekindiği için daha fazla itiraz edemedi. Ve usul usul adımlar ile indiler merdivenlerin basamaklarını.

Aliye Hanım Esmira nın kolunda yavaş adımlar ile yemekhane kapısına gelince, onları izleyen küçük bi kalabalık vardı. Kalabalığın içinde gözü faltaşı gibi açılmış bir kişi vardı.
Bu orada kalan yetimlerden birisi, ve
Esmira'nın bi cadı olduğuna inanan, ve bunu kanıtlamaya ugraşan, vaktinin çogunda  fal, tılsım gibi konular  ile uğraşan Şeyda' dan başkası değildi. Gördüklerinden sonra, nutku tutulmuş gibi, yüzü bembeyaz olmuştu.

Esmira kalabalığa, "ne oluyoruz, hayır mı" diye bakarken, Şeyda haykırır casına;

" Gördünüz mü? Gördünüz mü Esmira ne yaptı!?

Kalabalık mütemadiyen ona baktı.

" Yaa, görmediniz mi? Bunu görmemiş olamazsınız.!

Şeyma'nın yatakhane arkadaşlarından Müge, devam etti. Aynı ses tonuyla alaycı biraz;

" Gördük gördük. Görmez olurmuyız.
Ne var bunda?

Şeyda yine:

" Nasıl ne var kızım yaa. Bu normal mi? Yani kadın onca merdivenden nasıl indi?. Düşmüştü. Ölebilir di.

Müge'nin pekte anlaşamadığı ve Şeyda'nın arkadaşı Helin devam etti.

" Abartma kankito.
Kadın düşüp ölüyordu ve iyiki şans eseri Esmira kardeşimiz( !) her zamanki gibi oradaydı (ne tesadüfdür ki her zaman her yerde oluyor) dercesine imada bulunup, Aliye Hanım ı kurtardı. İyi yaptı. Yoksa bize kim soguk çay, yagsız yumurta ve bayat ekmek dağıtacaktı.

Kalabalık içinden bi ses;

-Aaa.. Yapma kadına bee. Zaten yaşı ileri..

Helin devam etti;

"Konumuz Aliye teyzenin yüz yaşına gelmesi ve mezarında ziyaretçi beklemesi gerekirken burada yemek saati beklemesi, yada haftadan haftaya pişen yemekler de degil, zaten.. Demek istediğim,...

Aliye Hanım içerledi;

" Yaa. Öyle mi küçük hanım. Madem ben öyle yapıyorum, müdür beye söyleriz, artık sen yaparsın servisi.

" Ben onu mu dedim!?

Şeyda devam etti;

"Yaa. Kızlar. Görmemiş olamazsınız. Kadını resmen..

Kelimenin devamını getirmeden Şeyda'nın boğazın bi gıcık tutar gibi oldu. Ama daha çok görünmeyen bi el sıkıyordu bogazını. Sanki nefes borusuna bir şey kaçmışsasına öksürme ye başladı buğulurcasına. Neredeyse nefessiz kalacaktı. Neyseki arkadaşları canhıraş şekilde yardım etmeye çalışıyordu. Bir kişi sırtına vuruyor  Diger ise bir yudum su  içirmeye çalışıyordu. . Şeyda ne olduğunu anlamadan yüzü kıpkırmızı olmuş ve nefes almak için çırpınıyordu.. Zar zor nefes almaya başladıgın da yemekhanede bir sandalyeye oturtturulmudu ve neredeyse ecel terleri döküyordu.

Arkadaşları sordu endişe ile;

" İyimisin Şeyda? Nefes al. Havaya bak. Başını dik tut. Şimdi nasılsın?

-Biraz daha iyimisin Şeydacığım?  Daha iyisin sanki?  Şeyda biraz daha iyimisin?

Zar zor başımı salladı Şeyda,

" İyiyim" dercesine..

" Ne oldu kızım öyle birden bire?
Tükürük mü kaçtı bozana? Ölüyordun şuracıkta durduk yere...

Digeri ekledi;

" Sus kız. Ağzını hayra aç.

Çok geçmeden müdür yardımcısı Sadi bey gözüktü kapıda.

" Ne oluyor burada? Ne bu kalabalık?
Niye yerinizde degilsiniz siz? Çabuk herkes yerine? Ahıra çevirdiniz burasını.

Helin kem küm ederek devam etti;

" Bi arkadaşımız ölüyordu da. O nu şey ettik.

Sadi beyin kızgın bakışları genç kızın üstünde toplandı bu kez;

" Ney ettiniz küçük hanım? ! Ben bura da ölüyor olan kimseyi görmüyorum?

Kalabalıktan bi ses;

" Baksaydın görürdün! İlla ölmesi mi gerekirdi. Zaten hiçte umurunuzda olmazdı. Anca...

Bu defa daha da öfkelendi Sadi bey. Ve gürledi;

" Ben bu okulun müdürüyüm, dedikten sonra ekledi. Siz kimsiniz bana ahkam kesiyorsuzuz.. Başı baş bu sandınız burasını? Ben bostan korkuluğu muyum başınızda.. Müdürüm müdür.. 
Herkes haddini bilecek. O kadar!

Aliye Hanım bu kez;

" Kızmayın onlara. Onlar bi şey yapmadı. Kızın bogazına bi şey oldu. Nefes alamadı. Ölüyordu az daha. Sağ olsun, kızlar da olmasa..

Sadi bey haddini iyice aştı bu defa;

" Sana söz hakkı vermeden  konuşamazsın Aliye Hanım! Sen işine bak! Gerisine karışma! Bu çocukları zaten sen şımarttın iyice. Bunun cezasını çekeceksiniz hepiniz.

Kalabalık içinden bir ses daha yükseldi. Bu Şinasi idi. Şinasi de burada kalan ve okuluna buradan devam eden yetimlerden biri idi. Yapılan haksızlıga dayanamadı ve;

" İsterseniz ben anlatayım müdür bey..
Aliye abla merdivenlerden düşüyordu.
Esmira abla ona yardım etti.

Şeyda atıldı cılız bi fısıltı ile;

" Onu kurtardı lafta. Ama nasıl, ne  yaptığını görmediniz. Hep söyledim ben ama, işte.  O normal degil.. Normal bir insan değil. O bi büyücü.. Onun içine şeytan kaçmış.
Onu havada yakaladı ve ayakları..

" Ne?..

"Ya fark etmediniz mi? Düşünsenize.. Esmira orada yoktu. . Ne koridorda, ne merdiven başında,  Ne olduysa bi anda oldu. Bi anda Aliye ablanın kolunda belirdi. Öncesi yada sonrası yok.  Şak diye.. Anlıyor musunuz.?

" Şak diye mi?

Bu defa da Müge girdi devreye;

" Abartılacak bir şey yok müdür bey.
Aliye abla iyi. Merdivenden düşmedi. Düşseydi büyük felaket olurdu. Okulumuz için, özellikle. Anlatabildim mi? Neyseki bi kardeşimiz yetişti imdadına.
Şeyda kardeşimiz de, genzine bir şey kaçtı. O da ölümden döndü. Yani sayılır.

Dedi ve Şeyda 'ya bir kızgın bakış attı Müge." Sussana kızım. Yine voltaj odasına mı yollanmak istiyorsun sen. Canına mı susadın. Başımıza dertmi açmak istiyorsun şimdi" dercesine.

Şeyda mecbur susmakla yetindi.

Ertesi sabah ilk iş olarak Sadi bey, Haluk beyin yanında aldı soluğu..

" Dün neler oldu Ah bi bilseniz Haluk bey...

" Önce bi' selam ver SadiNe bu telaşın?

"Ama Haluk bey. Dün çok şey oldu.

" Ne oldu? Seni böyle heyecanlandıra cak ne olmuş olabilir. Allah bilir ya, gece gözüne uyku da girmemiştir senin.?

"Nereden bildiniz efendim?

" Ben bilmezmiyim malımı..

"Ne dediniz efendim?

"Bi şey demedim. Siz devam edin. Nedir bu telaşın?

" Ben yine kahvaltı denetimindeydim
Her zamanki gibi. Görevimin başındaydım. Her zaman ki gibi verdiğiniz her görevi çok ciddiye alıyorum. Dedi ve devam etti;

"Yemekhane de büyük olay çıkmış. Yani çıktı. Kızın birinin bogazına bir şey kaçmış.

" Yaa. Ne var bunda.? Herkesin başına grlebir bu. Her zaman olabilir. Olmasını istemeyiz tabi.. Abartılacak bi şey yok!

" Ama Haluk bey. Mesele bu değil.
Bunun öncesinde Aliye Hanım merdivenlerden düşmüş.

" Ne diyorsun Sadi. Aliye hanım iyi mi? Şimdi nasıl durumu ?

" Telaş etmeyim müdürüm. O iyi.. Ama..

"Aması ne Sadi. Doğru dürüst anlatsan mı?

" Olayın bizzat şahidi olan kız anlattı.
Dediğine göre Aliye Hanım merdivenlerin başında imiş.

" Hıı?

" Sonra yanında kimse yokmuş.

" Olması mı lazım .

Sadi bey olayın ciddiyetini anlatmak ve olaya esrarengiz bi hava katmak istercesine, müdür beye biraz daha yaklaştı. Sanki çok gizli bir şey açıklar gibi;

" Ama işin enteresan yani Haluk bey,
Aliye Hanımım yanında kimse yokmuş.
Ama aniden Aliye Hanım düşünce,

" Ne?

" Yani bir kaç basamak inince, Esmira aniden yetişmiş ve Aliye Hanımı yakalamış.

Haluk bey dayanamadı ve;

"Ne var bunda.?

"Anlatılana göre saniyeler içinde kadını havada yakalamış. Ve onu düşmekten kurtarmış.

" Bu mu? Kız çevik davranmış. Dikkatli davranmış. Ve bir yaşlı kadının hayatını kurtarmış.

" Bununla da sınırlı degil.

" Kadın yere basmamış hiç. Merdivenden inerken.

" Ayagını burkmuş olduğundan olabilir mi acaba?

" Dahası var. Aliye Hanım hiç basmamış yere. Hiç. İki ayagı da havada, yani yere basmıyor iken, hiç basmıyorken, inmiş onca merdiveni.

" Yaa. Sadi bey. Bende dinliyorum.
Allah aşkına.

" Ama Haluk bey. Sizce de garip deği mi? Düşünsenize. Bir genç Hatta çocuk denilebilecek yaşta bi genç kız. Otuz beş, kırk kilo var, ya yoktur. Kocaman yüz, yüzbeş kiloluk yaşlı kadını nasıl taşısın! . Nasıl havada uçursun..

Haluk bey baktı kolacak gibi değil, kendini gülmekten alamadı;

" Yapmayın Sadi bey. Kucağına almıştır kadını. Esmira da Allah için güçlü kız.
Dedi, alaylı gülmesiyle..

Sadi bey vaz geçmedi;

" Evet. Çok güçlü. Koca kadını tek kolu ile kavrayıp taşıyacak kadar hemde.
Yapmayın Haluk bey. Normal mi bu!
Bu kız normal degil.

" Evet. Normal degil Ve itiraf edeyim tek normal olmayan da o değil . Görünen o ki o bir halterci(!) .  Yada bir kahraman mı demeliyim. 

" Ne?..

"Yapmayın Sadi bey.  Bu hafta izin haftası. Ne dersiniz. Size izin veriyorum. Çocukları da al söyle sahil kaçamagı yapın. Bi dinlenin.  Sinirleriniz iyice bozuldu.

" Ben hiç öyle kahraman filan oldugunu düşünmüyorum Haluk bey. Bana kalırsa o kız bi cadı.

Önce şaşırdı Haluk bey, sonra bi  kahkaha dır koyverdi şaşkınlık arasında;

" Cadı mı? O da nedir, siz fazla film izliyorsunuz herhalde.. Yapmayın rica edecegim. Kos koca insanlarız. Bi duyan olsa,... Çocuklar duymasın bari. Biz bunadık mı canım. Kendinize gelin.  Ergen kızlar gibi, cadı filan. Öyle şeylere inanacak  kadar..

Haluk bey devam etti;

" Yapmayın Sadi bey. Tamamen müba lâ şeyler bunlar. Bu çocuklar tam gelişim çağında. Böyle şeyler yapmaları,  tamamen ilgi çekmeye gönelik hayal ürünü şeyler.  Ben şahsen öyle düşünüyorum. Yani. Bilirsiniz. Bizde genç olduk. Böyle şeyleri büyütmeye gelmez. Biraz mantıklı olun. Mümkün mü hiç böyle bir şey.? Hangi devirde yaşıyoruz Allah aşkına. Bari siz yapmayın.

Sadi bey, tedirdinlikle ikna etmeye çalışıyordu;

" Ama müdür bey. Size de  mantıksız  gelmiyor mu?  Allah aşkına. Bu nor mal degil. Kim bilir daha neler yapı. Yani yapabilir. Bu tehlikeli değil mi? .Neyle karşı karşı oldugumuz bilmiyoruz. Bence bi araştıralım.

" Yetimhane de yaşayan, okuluna gidip gelen, arada bi arkadaşlarını kurtaran bir kızın nesini araştıracağız Allah için.?

" Ben yine de..

Haluk bey çaresiz;

" Tamam Sadi bey. Tamam. . Anlaşılan siz rahat edemeyeceksiniz. İlk fırsatta  odama çağırayım. Bir de ben  konuşayım şu konunun muhataplaları ile. Olmaz mı?

"Çok iyi olur müdür bey. Zaten sizde fark edeceksin normsl olmadıgını.
Her işin altından bu kız çıkıyor.

" Tamam Sadi bey. Ben musait olunca Esmira ile görüşeceğim. Seni bilgilen diririm. Çıkarken kapıyı da kapatırsın.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top