ÖZEL BÖLÜM - 1
Bu bölüm bildirimler çok geldi, çok rahatsız oldunuz diye erken geldi. Yani bir özür gibi kabul edin. Neyse hadi okuyun da yorum yapın bakalım. Keyifli okumalar.
5 yıl sonra
Serkan'dan
Kollarımın arasında uyuyan güzelliğe baktım. Beş yıl içerisinde nelerin değiştiğini düşündüm. Rüzgar'ı çocuk yapmaya ikna etmek evlenmeye ikna etmekten daha zordu. Sonunda zoru başarıp onu ikna etmiştim ve şimdi iki aylık hamileydi. Karnı ise kocaman olmuştu.
Ben vampir, Rüzgar ise safkan insan olduğu için yakın zamanda doğum yapmasını bekliyorduk. Bu yüzden Rüzgar'ın her gün parçalamaya kalktığı cadı Rozetta bizimle kalıyordu.
"Serkan, dur gitme. Parçalayacağım o yılan karıyı." Rüzgar uykusunda sayıklamaya başlamıştı. "Rüzgar, hayatım aç gözlerini. Yanındayım ben. Parçalama bırak o yılan karıyı." Rüzgar'ı sakinleştirmek için saçlarını okşuyordum. Rüzgar bir anda gözlerini açtı ve sinirle bana baktı. Ardından "Rozetta," diye bağırmaya başladı. Kalkabildiği kadar hızlı bir şekilde yataktan kalktı.
Rozetta odaya gelmişti. "Ne oldu? Doğuruyor musun?" Rüzgar, sert adımlarla Rozetta'ya yaklaştığında ne olacağını anlayarak vampir hızımla Rüzgar'ın önüne geçtim. "Güzelliğim sakin ol." Rüzgar bakışlarını bana çevirdiğinde gözlerinin neredeyse tamamının siyah olduğunu gördüm. "Çekil Serkan," dedi sakin bir sesle. Çekilmediğimi görünce eliyle beni yere savurdu.
Rozetta'yı duvara yapıştırarak, boğazını sıkmaya başladı. "Senin benim kocamın yanında ne işin vardı?" Hamilelik insanları duygusal yapmaz mıydı? "Rüzgar, o benim yanıma hiç gelmedi."
"Cevap ver," diyerek Rozetta'nın kafasını duvara vurdu. Rozetta, Rüzgar'ın ellerini çekmeye çalışıyordu. Rüzgar'ın beni savurduğu yerden kalktım ve arkasına geçerek kollarımı karnına dolayıp, boynunu öpmeye başladım. Yavaş yavaş gevşediğini hissediyordum. Ellerimi Rüzgar'ın ellerinin üstüne koyarak cadının boynundan çektim. Rozetta yere düşüp öksürmeye başlamıştı.
Kesik kesik nefeslerinin arasında "Deli karı, rüyasına gerçek sanıp saldırıyor," diye söyleniyordu. Rüzgar'ın sırtını iyice kendime yaslayarak onu tamamen sardım. Rozetta ayağa kalktı. "Serkan, sana bu kadınla kolay gelsin. Olivya'dan manyak çıktı. Olivya'nın beni neden buraya gönderdiğini şimdi anladım."
Rüzgar, Rozetta'ya doğru atılacağı sırada onu daha sıkı tutarak "Güzelim, doğum için o bize lazım sonra ne istersen yaparsın," dedim.
Rozetta, şok olmuş gözlerle bana bakıyordu. "Sen de mi düşman oldun bana? Şu velet doğsun çekip gideceğim zaten." Rüzgar öne doğru atıldı. "Çocuğum hakkında düzgün konuş." Rüzgar'ı bedenime sokacak kadar kendime yapıştırdıktan sonra Rozetta'ya dönüp "Çık," dedim. Hızla odadan çıktı.
Rüzgar'ı kucağıma alıp yatağa geri götürdüm. Yanına yatarak onu kollarımın arasına aldım. "Rüzgar, hani bir daha o cadıya saldırmayacaktın? Hani rüyanda görüp onu öldürmeye çalışmayacaktın?" Rüzgar bana cevap vermeden gözlerini tavana dikti.
"Cevap vermeyecek misin?" Gözleri dolu dolu gözlerimin içine baktı. "Ben çok kilo aldım değil mi? Çokta çirkin oldum. Sen beni sevmiyorsun artık. Başka kadınlara gitmek istersen anlarım onları öldürürüm ama yine de anlarım."
"Güzelim önce o sahte gözyaşlarını geri gönder. Çok kilo almadın. Hiçte çirkin değilsin ve ben seni sevmiyorum, sana aşığım." Rüzgar tamamen gevşemiş bir halde bana baktı. "Sen nasıl sevimlisin öyle ısırırım seni." Rüzgar'ın içindeki küçük canavar onun bastırılmış olan vampir tarafını ortaya çıkarıyordu. Doğumdan sonra o tarafı tamamen ortaya çıkabilirdi ya da tekrar normale dönebilirdi. Rozetta ilk defa böyle bir şey gördüğü için ne olacağını bilmiyordu.
"Isırsana," dediğimde gözleri parladı. Yanağıma yaklaştığı sırada karnını tutarak güçlü bir çığlık attı. "Serkan, bu çıkmaya çalışıyor." Şok içinde ne yapacağımı şaşırmış haldeyken Rozetta içeri daldı. Hemen üstündeki pikeyi çekerek yatağa baktı. "Suyu gelmiş. Hemen bana havlu ve sıcak su getir." Rüzgar çığlık atıyor, Rozetta bir şeyler söylüyordu ama hiçbirini anlayamıyordum.
Rüzgar'ın attığı son çığlıkla kendime geldim. Evin camları sallanmıştı. Hemen yataktan çıkarak vampir hızımla Rozetta'nın istediklerini getirdim. "Serkan, karının yanına geç ve elini tut." Rozetta'nın dediğini yaptım.
Rüzgar'ın geceliğini sıyırarak bacaklarının arasına baktı. "Başı gözüküyor. Ikın Rüzgar." Rüzgar tüm gücüyle ıkınırken küfür etmeyi de bırakmıyordu. "Serkan, bu çocuğu içime sen soktun, sen çıkar. Ahh!" Bir elimle saçlarını geriye doğru attım. "Dayan bebeğim, az kaldı."
"Dayan diyor ya kolaysa gel sen doğur. Niye senden çıkmıyor bu çocuk?"
"Hadi Rüzgar, ıkın."
"Ben ne yapıyorum acaba Rozetta hanım," diye bağırdı. Rüzgar'ın elini daha sıkı tuttum ve kulağına eğilerek "Sana aşığım, seni çok seviyorum," diye tekrar etmeye başladı. Rüzgar'ın çığlıkları kesildi ve ince bir ağlama sesi odaya doldu. Rozetta, bebeği havluya sarıp Rüzgar'a uzattı. Rüzgar titrek elleri ile miniği kucağına aldı kafasını kaldırıp bana baktı.
"Çok güzel bir kız," dedi Rozetta.
Rüzgar elini yanağıma uzatıp gözyaşımı sildi. O silene kadar ağladığımı fark etmemiştim. "Sen ve kızımız o kadar güzelsiniz ki," diyerek saçlarını öptüm. "Serkan, seni seviyorum." Şokla ağzım açıldı. Rüzgar az önce bana ilk defa seni seviyorum demişti. Onu alnından öperek "Sana aşığım," dedim.
Odanın kapısı açıldı ve Rozetta elinde kan dolu büyük bir bardakla içeri girdi. Odadan ne zaman çıkmıştı ki bu? "Aşk yaşamanız bittiyse, bunu iç gücünü toplamana ve içindeki kana susamış tarafına yardımcı olur."
"Nasıl yani?"Rüzgar'ın sorusu üzerine Rozetta "Bu insan kanını içince safkan bir vampir olacaksın. İçinde bastırılmış olan vampir tarafın küçük vampircik tarafından ortaya çıkarıldı. Sadece şuan çok yorgun olduğun için hissetmiyorsun. Onun bir an da kendini göstermesindense sen bunu içerek onu kontrol altına al."
Rüzgar bardaktaki kanı soluk almadan içti. "Minik vampir uyandığında onu emzirmeyi unutma, şimdi izniniz olursa uyumak ve sabah buradan defolup gitmek istiyorum." Rüzgar elindeki bardağı Rozetta'ya fırlattı ve onun kafasına denk gelen bardak kırıldı. Rozetta bıkkınlıkla Rüzgar'a baktı. "Bu neydi şimdi?"
Rüzgar sinsice gülümsedi ve "Giderken bardağı al diyecektim." Rozetta sinirle odadan çıktı. Sonunda üçümüz baş başa kalmıştık. "Siz uyuyun," diyerek yataktan çıkmaya çalıştığımda Rüzgar beni kolumdan tutarak durdurdu. "Onu tutar mısın? Duş almak istiyorum," dedi.
Rüzgar korktuğumu anlamış olacak ki "Korkma, ona zarar vermezsin," dedi. Miniği kucağıma bırakıp odadaki banyoya gitti.
"Yalnız kaldık ufaklık. Biliyor musun ben senin babanım."
Gözlerim yatağa kaydığında çarşafı değiştirmem gerektiğini fark ettim. Miniği koltuğa bırakıp çarşaf aramaya başladım. Vampir hızımla hemen çarşafı değiştirdim. Tekrar miniğimi kucağıma aldım ve bu sefer yatağa yatırdım. "Odan hazır güzellik, cadı annen cinsiyetini öğrenmek istemediği için odanın duvarları rengarenk, bir tarafı pembe, bir tarafı beyaz biliyor musun tavanın masmavi, tıpkı gökyüzü gibi. Tıpkı senin gibi küçük bulutcuklar da var."
O minikti ki dokunmaya kıyamıyordum. "Sen bir büyü, sana annenin ilgisini çekmek için ondan dayak yediğimi ve yalandan hastanede yattığımı anlatacağım." O günü anımsayınca gülümsedim. Rüzgar'ı görmeyi çok istiyordum ve ben de kafese gitmiştim. Tabi benimle görüşmeyi kabul etmeyeceği için karşısına çıkıp dayak yemek istemiştim.
"Annen, o gün beni dövme fırsatını kaçırmadı ufaklık. Gerçekten de kaburgalarımı kırmıştı. Vampir olduğum için hemen iyileşmişti tabi. O maçtan sonra anneni takip etmiştim evine kadar, evini böyle öğrendim. Bana bak cimcime bunlar aramızda anneye söylemek yok." Miniğimin dünyadan haberi yoktu ben kendi kendime konuşuyordum.
"Güveniyorum sana. Sonrasında annen kafesteki adamlardan birini arayınca adam da benim adamımı arayıp hastane sormuştu. Tabi bu senin zeki baban hemen hastaneye gidip kendini sargıya aldırdı. Yüzümü de makyajla yapmıştım. Annenin makyaj hakkında bilgisi olmadığı için anlamadı tabi." Duraksayıp güzel kızıma baktım. Aslında buruşuk bir şeydi ama benim kızım annesi gibi güzel olacaktı.
"Senin bu deli anan, o halimle benden bi kadını bulmamı istemişti birde ama iyi ki istemiş yoksa şimdi sen orada uyurken ben böyle deli gibi kendi kendime konuşmazdım."
"Kendi kendine konuştuğunu kim söyledi." Rüzgar üstünü giyinmiş, elindeki havlu ile saçlarını kurularken bana bakıyordu. "Demek daha yeni doğmuş kızınla beni çekiştiriyordun?"
"Belki biraz." Acaba ne kadarını duymuştu. Minik ağlamaya başladığında hızla yanına gelip kucağına aldı. "Annem, sen acıktın mı?" İşaret parmağını miniğe uzattığında eliyle hemen kapmıştı. "Çok mu güçlüymüş benim kızım," diyen Rüzgar'ı hayranlıkla izliyordum.
"Serkan çocuğu tutsana," dedi ve çocuğu bana uzattı. Yatağa oturdu, sırtını başlığa yaslayıp göğsünü açtı. Çocuğu ona uzattım ve emzirmesini izledim. "Bana yok mu?" diye sırıtarak sorduğumda "Sapıklaşma," dedi. Dudaklarımı, öne uzatarak ona baktım. "Çocuk musun sen dudak büzmeler falan," diyip göz kırptı ve elini enseme atarak beni kendine çekip dudaklarıma öpücük kondurdu.
"Serkan, adı ne olacak?"
"Minik olsun ne dersin?"
"Saçmalama hep bu boyutlarda kalmayacak."
"Mine olsun o zaman."
"Olsun bakalım."
Rüzgar'ı tekrar kollarımın arasına alarak başımı saçlarına gömdüm, kokusunu içime çektim. "Bittiyse uyu hadi yorgunsun," dedim. "Beşiği bu odaya getirsene," dediğinde vampir hızımla beşiği odaya getirip Mine'yi Rüzgar'dan aldım ve beşiğine yatırdım. Tekrar Rüzgar'ın yanına yattığımda başını göğsüme koydu ve gözlerini kapattı. Ben de yüzümü saçlarına gizleyerek gözlerimi kapattım.
Ve evet. İlk özel bölümümüzün sonuna geldik. Yapımda emeği geçen Rüzgar, Serkan ve Mine'ye teşekkürler. Okuyan sizlere de sonsuz teşekkürler. Seviliyorsunuz.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top