7. BÖLÜM
Keyifli okumalar.
Hızla hastaneye geldiğimde kimseye görünmeden Serkan'ın odasına çıktım. Odasından içeri girdiğimde uyuyordu. Yüzünün bir tarafından kocaman bir morluk vardı. Kaburgaları sarılmıştı. Uyanması için kolundan dürttüm. Yüzünü tuhaf bir şekle sokarak uyandı.
"Birinin yerini bulmanı istiyorum. Adı Reyhan Karaca. Sadece yeri değil hakkında ne bulabiliyorsan tamamını istiyorum." Arkamı döndüm ve odanın çıkışına doğru yürüdüm.
"Teşekkür ederim zahmet edip ziyaretime gelmişsin. Beni de serserinin biri hastanelik etti işte. Kendimi zorlamamam şartıyla yarın çıkabilirmişim." Yüzümü ona dönmeden tebessüm ettim ve odadan çıktım.
Geldiğim gibi kimseye görünmeden hastaneden çıktım. Motoruma atlayıp evime doğru sürmeye başladım. Güneş doğmak üzereydi.
Bir yerden kadın çığlığı geliyordu. Bomboş yolun ortasında motoru durdurup gözlerimi kapatarak sesi dinledim. İlerideki apartmanın arka tarafından geliyordu. Motoru tekrar çalıştırıp oraya doğru sürdüm. Yaklaştıkça sesler daha çok anlam kazanıyordu.
"Bırak yalvarırım bırak. Benim borcum değil o şerefsizin borcu. Çekti gitti zaten bırak beni." Birileri kadını kolundan zorla sürükleyerek arabaya götürmeye çalışıyordu.
"Patron seni istiyor zaten onun borcuna karşılık sen." Kadın çırpındıkça adam sinirleniyordu ve en son sonunda kadına tokat attı.
"Bırak lan kadını," diye bağırmam üzerine adam dikkatini bana verdi.
"Sen karışma git yoluna yoksa seni de alırım, güzelliğine yazık olur." Şeytanice gülümsedikten sonra "Gel ve al," dedim.
Arabanın kapısı açıldı ve "Sen onu arabaya bindir ben bu güzellikle ilgilenirim," diyerek ceketini çıkardı adam. Gel bakalım biraz eğlenelim. "Çok eğleneceğiz güzelim." Pis pis sırıtıyordu. Adam dibime kadar gelip parmağı ile yüzüme dokunmaya çalıştığı zaman parmağını tutup kırdım. Bağırarak "Ne yaptığını sanıyorsun sen?" dedi. Diğer elini bana tokat atmak için kaldırdığı zaman elini tutarak adama kafa attım. Bu onu sersemletmiş ve yere düşmesini sağlamıştı. Tekmeleyerek adamın yerde kalmasını sağladım tabi ölmesini de sağlamış olabilirim.
Diğer adam kadını arabaya sokmuş bana doğru geliyordu. Koşarak adama doğru yaklaştım ve iki bacağının arasına tekme attım. Adam acıyla dizlerinin üstüne çöktü saçlarından tutarak kafasını yukarı kaldırdım. "Yanında para var mı?" Olumlu anlamda kafasını salladı. "Nerede?" dediğimde kafası ile arabayı gösterdi. "Teşekkürler," dedikten sonra adamın belinden silahını aldım ve kafasına sıkıp silahı üstüne attım.
Arabanın kapısını açıp kadını dışarı çıkardım. "Araba kullanmayı biliyor musun?" Kadın korkuyla bana baktı. "Eee...evet," diye kekeledi. Kolundan tutup arabanın sürücü kısmına götürüp onu koltuğa oturttum. Diğer tarafa geçip torpidoyu açtım. Torpidonun içinde birkaç deste para vardı. Kadına döndüm ve "Bana bak buradaki para seni bir süre idare eder. Bu arabayı al ve git buradan. Sonra da arabadan kurtul yeni bir hayat kur kendine," dedikten sonra arabanın kapısını kapatıp ve motoruma doğru ilerledim. Kadın arabayı çalıştırmıştı. Ben motoruma binerken o hızla yanımdan geçti. Ben de hızlıca evime gittim.
Eve gelir gelmez hemen üstümü değiştirdim bir süre uyusam kimseye bir zararı olmazdı.
*
Uykumu bölen şey kapımın delice çalınmasaydı. Masamın üstünde duran silahımı elime alıp kapıyı açmaya gittim. Kim olduğuna bakmadan kapıyı açıp gelenin yüzüne silahımı doğrulttum. "Serkan?"
"Evet, benim sakin ol." Ellerini teslim olur gibi kaldırmıştı. Silahımı indirdim. "Ne istiyorsun?" Kaşlarını çattı.
"Ne kadar kabasın ben hem senden dayak yiyeyim, hem istediğin bilgileri bulayım bir de senin yaptığına bak beni içeri davet etmeni geçtim, yüzüme silah doğrultuyorsun. Yüzüme yeteri kadar zarar verdiğin yetmedi mi? Senin yüzünden kimse benimle ilgilenmeyecek."
Anlamsızca yüzüne baktım. "Seni kim ne yapsın? Hadi geç içeri," diyerek kapıyı açtım. "Seni kim ne yapsınmış bulmuşlar benim gibi yakışıklı, zengini her şey yaparlar beni." Söylene söylene içeri geçti ve bende kapıyı kapattım.
Hemen koltuğa yayılmıştı. Önünden geçtim ve silahımı masanın üstüne bıraktıktan sonra karşısındaki koltuğa oturdum. "Şortun güzelmiş." Üstümde kısa kollu tişört ve kısa şort vardı. "Evet öyledir. Dosyayı alayım artık." Elimi uzattım.
"Nasıl bir ev sahibisin sen misafir gelmiş içecek bir şeyler ikram etmiyorsun." Sabrımı zorluyordu.
"Zehir var zıkkım var hangisini istersin?"
"Zehir öldürür, ben en iyisi zıkkım alayım." Silahım ile aramdaki mesafeye bakıp gözlerimi sandalyeye kaydırdım acaba onu sandalye ile öldürebilir miyim diye düşünüyordum. Bakışlarımdan ne düşündüğümü anlamış olacak ki "Ya da hiçbir şey içmemem daha iyisi," dedi.
Ayağa kalktı ve dosyayı bana uzattı. Aynı şekilde ben de ayağa kalktım ve dosyaya uzandım. Elinden çekmeye çalıştım. Dosyayı sımsıkı tutuyordu. Bakışlarımı bakışlarına sabitleyip, "Karşılığında bir şey istiyorsun nedir?" dedim.
Yutkundu ve "Hissetmeni istiyorum," dedi. Anlamayarak yüzüne baktım. "Sevgiyi hissetmeni ve denemeni istiyorum."
"Bunlar benim için imkansız şeyler." Dosyayı kendime doğru çektim bırakmadı. "Yapabilirsin, yapabileceğini biliyorum. Tıpkı bu dosyayı tek bir hamlede elimden alabileceğin ama almadığın gibi." Dosyanın tuttuğu kısmıyla beni kendine doğru çekti ve dosyayı bıraktı. Yüzlerimiz arasında neredeyse mesafe yoktu.
Gözleri dudaklarım ve gözlerim arasında giderken elini usulca belime yerleştirdi ve bana daha çok yaklaştı. Artık benimde bakışlarım onun dudaklarına kayıyordu. Yüzü yavaşça yüzüme yaklaştı ve gözleri kapanmaya başladı. Bir elimi onun omzuna koydum. Dudaklarını sakince dudaklarımla birleştirdi. O kadar nazik öpüyordu ki beni sanki kırılacak bir cam parçasıydım. Diğer elimi de onun saçlarına çıkartıp öpüşüne karşılık verdim. Elimdeki dosya artık yerdeydi.
Daha öncede birileriyle öpüşmüştüm. Belki bir şeyler hissederim diye ama hepsinin sonu aynıydı hissizlik. Tıpkı şimdi hiçbir şey hissetmediğim gibi.
Nefessiz kaldığımda geri çekildim ve ellerimi indirip ondan uzaklaştım. Yere düşmüş olan dosyayı aldım. "Rüzgar," kafamı kaldırıp Serkan'a baktım.
Konuşmasına fırsat vermedim. "Çocuk değiliz Serkan. Ne senin ilk öpüşmen ne de benim abartılacak bir şey yok. Dosya için sağol. Sana borçlandım."
"Hayır borçlanmadın. Sana kolay gelsin. Yardıma ihtiyacın olursa beni nerede bulacağını biliyorsun." Olumlu anlamda kafamı salladım. Serkan son kez bana baktı ve bir şey demeden kapıya doğru ilerleyerek evden çıktı.
Onun çıkmasıyla birlikte ben de dosyaya göz gezdirdim. Biraz daha uyuduktan sonra kadının bilinen son adresine gitmeye karar vermiştim. Dosyayı masamın üstüne bırakarak odama doğru ilerledim.
Yorumlarınızı bekliyorum.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top