7. Bölüm

Evet gerçekten wattpadi çok boşladım. Ama okuyanlara teşekkürlerimi, kızanlara da özürlerimi iletiyorum.. 😓 Yani gerçekten yazmayı seviyorum ama kitabımın acemice olduğunun da farkındayım. İyi okumalar😊
Multide Masal var. Ben arada kahverengi arada sarı saçlı halini paylaşıyorum. Ama siz istediğiniz gibi hayal edin

-----------------------------

Bugün Kerem Rüya'ya ders çalıştırmaya gelecekti. Yaz tatilinin bitmesine birkaç hafta kalmıştı ve Rüya 10. sınıfın zor olacağının farkındaydı. Tatilde de sevgilisiyle vakit geçirdiğinden ders çalışmaya vakit bulamamıştı. Ben Kerem geleceği için tabiki de bi çaba içine girmemiştim. Ev topuzum ve mini şortlu pijama takımımla televizyonun karşısında elimde dondurmamla oturuyodum. Annem işi için şehir dışına çıkmıştı ve Kerem sık sık bizi yokluyordu böyle.

Kapı çaldığında dondurma kutusunu içindeki kaşıkla beraber sehpaya bırakarak kalkıp kapıyı açtım. Benim aksime hoş bir kapri üstüne Kerem'in bayıldığım mükemmel renkli tşörtlerinden giymişti. Gerçekten kardeşim olmasa üstüne atlayabileceğim bir yakışıklılıktaydı. Bana gülümseyerek içeri girdiğinde kendimi silkeledim. Saçmalamanın alemi yoktu.

"Rüya bak kim geldii." diye seslendiğimde Rüya üstündeki darpaça ve karnını açıkta bırakan tşörtle merdivenden indiğinde fazlasıyla şaşırmıştım. 5 dakika öncesine kadar pijamasıyla duruyodu. Ona bakmayı keserek salona geçtim. Kerem Rüyanın odasına geçeceğini seslenerek söylediğinde cevap vermemiştim.

Yaklaşık 1,5 saatten sonra aşağı inmişti. Kerem'i gördüğümde yine gülümsedim. "Rüya nasıl derste? Zorluyo mu çok?" diye sorduğumda yüzünde muzip bi ifade belirdi.
"Hazır Rüya yokken.." diye başladı cümlesine. "Açıkçası dersle alakası yok. Anlatmaya çalıştım ama bi değişiklik olacağını sanmıyorum." dediğinde düşüncelerimde yanılmadığımı anladım.

"Hadi sen de giyin dışarı bi şeyler yapmaya çıkalım. Tabi benim için sakıncası yok amaa.." çapkın bir ses tonuyla bu cümleleri kurduğunda şaşırarak ona baktım. Gerçekten bacaklarıma bakmış olabilir miydi? Yanaklarımın ısındığını hissettiğimde daha da utandım. Noluyordu ki şimdi? Yani kaç yıllık kardeşimden utanmamı sağlayan neydi? Kerem'in elini yüzümün önünde sallamasıyla kendime geldim.

"Ee hadi ama güzellik vakit geçiyor." dediğinde başımla onaylayarak üst kattaki odama geçtim. Mini yırtık kot şortumun üzerine askılı salaş beyaz bir bluz giydim. Aynaya baktığımda, güzel olmuştum ama tişört uzun olduğu için şortun görünmediğini farkettim. Şort o kadar kısaydı ki... Daha fazla bekletmemek için hızlıca rimelimi sürüp aşağı indim. Hayır ben çok makyaj yapmayı sevmezdim ama bu bahanenin altına sığınıp bakımsız gezen kızlar gibi olmamıştım hiç.

"Rüya!" Kerem'in kızgın sesiyle gözlerine baktım. "Artık şortsuz mu çıkmaya başladın? Bu ne hal?!" kızgın sesiyle bir adım geriledim. Saçlarına geçirmek için kaldırdığı eliylese bana hiç vurmadığı halde daha da korkmuştum. Ve lanet olsun ki korkunca ve sinirlenince gözleri dolan insanlardandım.
Kerem yüzümdeki ifadeyi ve dolan gözlerimi farkettiğinde hızlı bir şekilde yanıma geldi. "Rüya'm. Özür dilerim sesimi yükselttiğim için ama yoldaki iğrenç canlıların sana bakması canımı yakıyor." dediğinde yüzüne baktım. Çok pişman görünüyordu ve "Ee ama sen de erkeksin neden iğrenç diyorsun ki?" diye sorduğumda yüzüme bakarak gülümsedi.

"Ben her kısa veya açık giyinen, -ki onlar için giyim önemli değil her türlü bakıyorlar- kızlara veya kadınlara gözlerimle becerecek kadar bakmıyorum. Olabildiğince bakmamaya çalışıyorum aslında.." kurduğu cümleler karşısında yüzüne hayranca baktım.

Elimi tutup evden çıkardığında şok olmuş bir şekilde ellerimize baktım. Kerem yüzüme sevimli bir şekilde bakıyordu. Sahile doğru yürüdük ve bulduğumuz boş bir banka oturduk.

"Kerem?" diye sorar bir şekilde yüzüne baktığımda boğazını temizledi bir şey söyleyecekmiş gibi.

"Ihmm.. Şey.. Aslında Masal.. Bak biz 16 yıldır tanıyoruz birbirimizi.." Merakla ne diyeceğini bekliyordum. "Ihmm ve yani.. Bak ben aslında.. Seni tanıdığımdan beri kardeşim olarak görüyordum. Ama şu son 2 3 yıldır sana karşı daha farklı duygular beslemeye başladım. Gerçekten bundan sonra benden soğumanı istemiyorum. Ve istersen arkadaş olarak devam edebiliriz ama ben seni gerçekten hep severim." dediğinde şok olmuş bir şekilde yüzüne bakıp kaldım. Hızlıca oturduğumuz banktan kalkıp hızlıca koşarak uzaklaştım. Kerem'in beni rahat bırakmak için peşimden gelmediğine emindim. Irmağı aramaya karar verdim. Bu olanları birine anlatmazsam rahat edemeyeceğim kesindi. Telefonumu cebimden çıkarıp Irmağı aradım.

"Alo" Irmak'ın sesini duyduğumda onu ne diyerek çağıracağımı düşündüm. Şimdi renk vermemek en iyisiydi sanırım. Yüzyüze anlatırdım her şeyi.

"Alo Irmak." sesimin neşeli bir şekilde çıkmasına özen göstermiştim. Öyle de olduğunu düşünüyordum çünkü Irmak şüphelenmemişti.

"Nasılsın Masal?" diye sorduğunda iyi olduğumu söyleyerek onu sahile çağırdım. Hemen geleceğini söyleyerek telefonu kapattım. Telefonda bir şey söylemediğim için şuan meraktan kudurduğuna emindim.  Açıkçası Irmak'ın nasıl bir tepki vereceğini çok merak ediyordum. Sonuçta o da bizim arkadaşımızdı. 'Arkadaş'.. Şuan Keremin benimle ilgili  olan düşüncelerinin bu yönde olmadığı kesindi. 

Arkamdan birinin dürtmesiyle irkilerek çığlık attım. Irmak yüzüme gülerek bakıyordu.

"Sen böyle hemen korkmazdın. Dalmışsın da.. Aşık mısın kızım?" diye sorduğunda aklıma Keremin gelmesiyle utandım. Büyük ihtimalle kızarmış olan yüzüme bakan Irmak bir şeyler olduğunu tahmin etmiş olmalıydı.

Yanıma oturarak "Sende bir şeyler varr." diye heyecanlı bir şekilde konuştuğunda konuya nasıl gireceğimi bilemedim.

"Hmm Irmak.. Sana bazı şeyleri anlatmam lazım ama sakin olacaksın ve lafımı bölmeden dinleyeceksin tamam mı?" dediğimde heyecanla başını salladı. Bunu onaylasa da sakin kalabileceğini sanmıyordum.

"Eee.. Aslında Irmak. Biz Kerem'le geldik sahile.." diye başlayan cümlem Irmak'ın "Aaa Kerem de mi buradaa? Nerede göremedim onu." diye bağırmasıyla yarım kaldı. Bıkkınca yüzüne baktığımda hatasını anlamış olacak ki masumca gülümseyip dudaklarına fermuar çekermiş gibi yaptı. Bu hareketine gülümseyip devam ettim.

"Biz Kerem ile bazı şeyler konuştuk. Yani buna şaşıracağını biliyorum ama.." ve tabi ki cümlem yarın kaldı. "Aa ne konuştunuz ki Kerem ile.. Yoksa Berk'e mi kızmış ki? Yani bana biraz soğuk davranıyo ama.." Irmak'a dik dik baktığımda suamayı akıl edebildi. Özür diledi ve devam etmemi istedi. Yaşadıklarımı içimde tutamayacağım için devam ettim.

"Yani Kerem bana şey dedi.. Ee. Bana dediğine göre yani. Ee Kerem benden hoşlanıyormuş." son cümlemi hızlıca bitirerek Irmak'ın yüzüne baktım. Boş boş bakıyordu. Hazmedememiş olmalıydı. Bir anda "Neeeeee?!" diye çığlık attığında olduğum yerde sıçradım. "Şimdi ben hem görümce, hem de baldız mı oluyorumm!" diye neşeli bir şekilde bağırdığında şaşkınca ona baktım.

"Allah'ımm!" diye bağırarak sarıldı bana. Onun bu neşeli hali, bu durumun kötü olmadığını anlatmıştı bana. Sahiden ben neden üzülmüştüm ki. Eskiden olan sevgilerim yüzünden üzüldüğümde,Kereme sarılarak ağlamıştım ben. Belki de hep aradığım huzur Keremdeydi..

"Eee sen ne dedin?" diyen Irmak'a şaşkınca baktım. Hiçbir şey anlamında omuzlarımı silkerek ellerimi iki yana açtığımda kızgınca yüzüme baktı. "Ne yaptın sen!" diye bağırdığında bugünlük şaşkınlık sınırımı zorladığımı farkettim.

"Kerem çok üzülmüştür. Ona karşı bir şey hissetmediğini sanmıştır.."  sona doğru kısılan sesiyle umutlu bir şekilde yüzüme baktı. "Hissediyorsun değil mi?" dediğinde bilmediğimi belli eder bir şekilde dudaklarımı büzdüm. Bilmiyorum dercesine ellerimi kaldırdığımda yüzüme öylece baktı. İleriden bize doğru yürüyen Kerem'i gördüğümde donup kalmıştım.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top