Yazılış ve söylenişleri aynı, anlamları farklı olan sözcüklerin veya sözcük gruplarının dize sonlarında kullanılmasıyla oluşan kafiye türüne cinaslı kafiye (uyak) denir.

Örnek:

"Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç."

Yahya Kemal Beyatlı

(İlk dizedeki 'geç' kelimesi zaman anlamında, erken kavramının karşıtı olarak kullanılmıştır. İkinci dizede ise aynı kelime 'geçmek' fiilinin emir kipiyle kullanılmış halidir.)

Örnek:

"Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat..."

Necip Fazıl Kısakürek

(İlk dizede 'kır at' söz öbeği ile özel bir hayvan betimlenirken ikinci dizede sesler birleştirilerek oluşturulan 'kırat' kelimesi bir değer birimi anlamında kullanılmıştır.)

Örnek:

"Her nefeste işledim ben bir günâh
Bir günâh için demedim bir gün âh"

Süleyman Çelebi